Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşen ''Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı''nın açılışında konuşan Erdoğan, akil insanlara "Sizler 76 milyonunun özetidir" dedi.
Yaklaşık 40 dakika süren konuşmasında Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin ise "Zaman şimdi hesaplaşma değil, helalleşme vaktidir" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Çözüm sürecinin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Çağrımıza yanıt verdiğiniz için her birinize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
2009'dan itibaren başlattığımız süreçte, bu salonda çok değerli dostlarımızı ağırladık. Şu anda burada bulunan doslarımızdan bazıları da o toplantılara da katıldılar. Bugün geldiğimiz noktada bir kaç hususun altını çizmek istiyorum.
Salonda bulunmamak sürecin dışında olmak anlamında değil. Bu heyet Türkiye'nin tüm akil insanlarından oluşan bir heyet değil. Bu heyeti temsili bir yapı olarak görmek daha doğru olacaktır. Burada heyetin isminden ziyade, üstlenmekte olduğumuz misyonun daha önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
MEDYAYA ÇAĞRI
Başbakan Erdoğan, kamuoyuna özellikle de medya, yazarlar ve yorumculara çağrı yapmak istediğini belirterek, şöyle konuştu:
''Hayırlı bir iş için bir araya geldik. Hayırlı niyetler için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna, isim boyutuna kim vardı, kim yoktu boyutuna takılıp hedefin ve niyetin arka plana itilmesine, sulandırılmasına lütfen müsaade etmeyelim, zira geçmişte bunu çok yaşadık. Çok can alıcı çok acil bir meseleyi çözmek için istişare toplantıları yaparken niyet unutuldu, hedef unutuldu, yapılanlar, konuşulanlar ne yazık ki magazin, sulandırma hep ön plana çıktı. Hem buradaki heyetin hem de dışarıdaki dost ve kardeşlerimizin zarfla, çerçeveyle ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp mazrufla, özle ilgilenmelerini sürecin önemi ve hassasiyeti açısından çok hayati bulduğumu özellikle ifade etmek istiyorum.''
HAYIRLI BİR İŞ İÇİN BİRARAYA GELDİ
Hayırlı bir iş için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna 'kim vardı, kim yoktu' boyutuna takılıp hedefin arka plana itilmesine izin vermeyelim. Geçmişte bu acıyı çok yaşadık.
Heyeti oluştururken zorlu bir seçme süreci yaşadık. Geniş bir havuz oluşturduk. Kanaat önderliği yapabilecek bir çok isim belirledik. Çok hasas bir tercih sürecinin ardından farklı kesimleri temsil etmek amacıyla bu listeyi oluşturduk. 76 milyonun özeti sayılabilecek bir listeyi oluşturmaya gayret ettik.
Burada olan insanların ortak noktası bu kangren olmuş konuyu halletmek istemeleridir. Eleştirisi olan önerisi olan varsa dikkatle dinleyeceğiz.
Türkiye'nin can alıcı meselesinde sorunun uzağında kalmak için hiçbir geçerli olamaz. Çözümün değil sorunun parçası olanların eleştirileri kararlarımızı zayıflatmaz. Türkiye'yi birinci sınıf bir demokrasi ülkesi yapmak için çabalarımızı sürdüreceğiz.
40 BİN KİŞİYİ TOPRAĞA VERDİK
Türkiye terör nedeniyle 40 bine yakın insanını toprağa verdi. Bu sorun bugün barışımızı ve bölgesel etkinliğimizi, güven ve istikrarımızı tehlikeye atmaktadır.
Çözüme karşı olanların önerisi açıkça ölümlerin devam etmesidir, Türkiye'nin kan kaybının devam etmesini istemektir. Bu anlayış ne insanidir ne vicdanidir.
Bu süreçte her zaman yalnız bırakıldık. Bizi destekleyen milyonları kastetmiyorum ancak gücü olduğu halde, imkanı olduğu halde, bu can alıcı meselede inisiyatif almayanları mazur görmemiz mümkün değildir.
Bu ülkede teröre 'oy' endişesiyle bakanlar oldu, hala da var. Bu sürece kasasına giren paralara göre bakanlar da oldu.
BİR AVUÇ GÖNÜLLÜ DESTEK VERDİ
Bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir Başbakan olarak ben sadece engelleri kaldırsaydım, açtığımız yoldan bilim insaları ilerleseydi. Ne yazık ki biz yolu açtık ama sadece milletimiz ve bir avuç gönül insanı destek verdi.
Niceleri o yola tuzaklar döşedi. Saldırılara, provokasyona uğradık ama hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık, vazgeçmedik. Bir ülkede demokrasi açığı varsa bütün sorunlar birbirini besler. Tek tipçi ve inkarcı bir devlet anlayışı varsa orada karmaşa, çatışma huzursuzluk eksik olmuyor.
Silaha teröre bölücü anlayışa sarılanlar ne kadar suçluysa, insanlık dışı muamelede bulunanlar da o kadar suçludur. Faşizim, terör örgütünün yaptığı tahribattan daha fazlasını yapmıştır. Sosyal dokuyu terörden ayırmak için herkes sorumluluk üstlenmeli.
Saldırılara inat işe yaramaz diyenlere inat doğuya hizmetler götürdük. İstanbul'da ne varsa, Diyarbakır'da da o olacak. 10 yıl önce Hakkari ve Iğdır'a havalimanı yapılacak desek inanır mıydınız?
İNKAR POLİTİKALARINA SON VERDİK
Son 10 yılda bölgeye yapılan yatırımların miktarı 40 milyar dolara yaklaştı. İktidara geldiğimiz ay OHAL'i kaldırdık. DGM'leri kaldırdık, maddi-manevi yaraları sarmanın mücadelesini verdik. Farklı lehçelerde yayınların önünü açtık. En önemlisi inkar, ret ve asimilasyon politikalarına son verdik.
Ötekileştiren anlayış bizimle birlikte yok oldu. Ama sadece hükümetin adım atması devletin kucaklaması yetmiyor. Şimdi kucaklaşmanın zamanı. Ayrılıkları değil, ortak çıkarları zaferleri öne çıkarmanın zamanı.
CUMHURİYETTEKİ ÖRNEK BİZE YETER
Şunu herkes bilmelidir ki son 29 yıla bakarak Türk-Kürt kardeşliği üzerinden yorum yapmak yanlıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki birlik örneği bize yeter.
Cumhuriyet kurulurken, birlik beraberlik ruhu üzerine inşa ediliyor. Ancak daha sonradan bu yapıyı bozmak istediler. Her türlü farklılığı inkar ettiler.
Bu ülkede hepimiz aynı zalim zihniyet tarafından aynı zulümlere uğradık. Kitaplar yasaklandı, inançlar, değerler asimilasyona tabi tutuldu. Biz 10 yıldır bu örselenmiş duyguları tamir etmenin mücadelesindeyiz.
Eksiklerimiz hatalarımız olabilir. Herkesin bir olduğu bir Türkiye inşa etme gayreti içerisindeyiz. Yasaklar kısıtlamalar olmasın. Bundan kimse tedirgin olmasın, bu birliğin ve beraberliğin pekişmesidir.
Türkiye son 10 yılda ileri demokrasiye ulaşmak için hayati adımlar attı. Bazı kesimler bu adımlara karşı çıktılar. Bunun daha fazlasını terör meselesini ülke gündeminden çıkararak yapabiliriz. Böyle bir Türkiye'de millet kazanır.
ENGEL TERÖRDÜR
Acılardan ders çıkarmalıyız. Geleceği karşılıklı güven üzerine inşa edeceğiz. Büyük Türkiye'nin, kalkınmış Türkiye'nin önündeki son engel terördür. Terörü sonlandırmak dışında başka bir gayretimiz yoktur.
Bu heyet birbirinden değerli insanlardan oluşuyor. Sizlerin seyircileriniz olarak, hayranlarınız okurlarınız olarak, eserlerinizi sizden daha iyi biliyoruz. Şiirlerinizde, yazılarınızda, filmlerinizde bizi oynadınız yazdınız. Bugüne kadar Türkiye'yi anlattınız, Türkiye'nin sorunlarına dikkat çektiniz. Şimdi sayfalarınıza taşıdığınız bu sorunlar için sizden destek bekliyoruz.
Bugüne kadar yaptıklarınız ve bundan sonra yapacaklarınız için size teşekkür ediyorum. İyi niyetle çıktığımız bu yolda yolumuz açık olsun."