Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mısır'ın sosyal yapısı ve yöntemin istikrar arayışı

Harran Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cevher ŞULUL: Bugün Tahrir meydanında yaşananlar gerçek anlamda bir halk hareketi olmaktan ziyade devrimi şu veya bu nedenle sabote etmeye çalışanların, İslamcıları iktidarda görmek istemeyen ideolojik grupların, ekonomik imtiyazlarını kaybeden devletçi sınıfın hareketidir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-26 13:55:21

Mısır'ın sosyal yapısı ve yöntemin istikrar arayışı
TIMETURK / Haber Merkezi

Yirminci yüzyıl, İslam dünyasının kayıp yüzyılıdır. Batılı güçler İslam dünyasını asrın ilk yarısında fiilen işgal edip sömürdüler, ikinci yarısında ise örtülü bir işgal ve sömürü düzenini devam ettirdiler. İslam dünyasının -özellikle de Orta Doğu'daki ülkelerin- refah düzeyine, ekonomilerine ve kentlerine baktığımız zaman bu gerçeği daha iyi idrak ediyoruz.

2011 de başlayan Arap baharı ile birlikte halklar fiili olarak yüzyıldır devam eden bu yapıyı değiştirmek için sokaklara döküldü ve bir ölçüde de bu yapının sembol isimlerini göndermeyi başardı. Hüsnü Mübarek'in görevden ayrıldığı gün Mısır'ın muhtelif kentlerinde ideolojileri, eğitim ve gelir düzeyleri farklı 15 milyon insan yürümüştür. Kalabalıkların ne denli büyük olduğunu izah edebilmek için "o gün Mısır'da ayakları olan herkes yürüdü" denmektedir. Özellikle 18 gün devam eden gösterilerde başı çeken gençler, sosyal medya vasıtasıyla hem isyan hareketinin sürekliliğini ve dinamizmini korudular hem de Arap coğrafyasında halkların devrim yapamayacağı önyargısını yıktılar.

Devrimden sonra Mısır'da demokratik seçimler yapıldı ve yeni yönetim iktidara geldi. Fakat gerek yeni yönetim gerekse halk büyük bir felaketi miras aldığını fark etti. Devrim ile birlikte bütün beklentilerin kısa vadede karşılanamayacağı, sorunların çözülemeyeceği anlaşıldı.

Bu durumu fark eden bazı çevreler gençlerin geleceğe dair yüksek beklentilerini, halkın içerisinde bulunduğu olumsuz şartları istismar ederek insanları provake etmeye başladılar. Basın yayın organlarını da arkalarına alıp bir ölçüde bunu başardılar. Öyle ki başkanlık sarayı çevresinde yapılan gösterilerde sarayın bahçesine molotof kokteyl atan göstericiler bununla da yetinmeyerek getirdikleri iş makineleriyle sarayın bahçe kapısını sökmek istemişlerdir. Muhafızların devreye girmesi ile göstericiler dağıtılmış ve iş makinelerine el konulmuştur.

Muhammed Mursi, asayişi sağlamak için bir takım güvenlik tedbirlerine başvurunca muhalefet ve muhalefetin safında yer alan basın yayın organları Başkan'ı ülkeyi tek başına yönetmek isteyen bir diktatöre benzetmişlerdir. Buna karşın halk, kamu düzenini bozan göstericilere karşı alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu ve bu meselede hükümetin acziyet içerisinde olduğunu düşünmektedir.

Bugün Tahrir meydanında yaşananlar gerçek anlamda bir halk hareketi olmaktan ziyade devrimi şu veya bu nedenle sabote etmeye çalışanların, İslamcıları iktidarda görmek istemeyen ideolojik grupların, ekonomik imtiyazlarını kaybeden devletçi sınıfın hareketidir. Bu gruplar halka ve sandığa güvenmemektedirler. Bu nedenle de yapılacak olan parlamento seçimlerini boykot edeceklerini söylediler. Anayasa mahkemesi parlamento seçimlerini iptal edince orduyu darbe yapmaya yönetime el koymaya çağırdılar. Mısır'da özgür seçimler yapıldığı sürece bu gurupların iktidara gelmeleri söz konusu değildir. Kendileri de bunu gayet iyi bilmektedir. Zira Mısır halkı geleneklerine bağlı olup dini duyguları son derece güçlüdür. Halk, her türlü dayatmalara işgale, sömürüye rağmen Batılı değerlere ve yaşam tarzına karşı pasif ama güçlü bir direnç göstermiştir.

Aslında Muhammed Mursi'yi eleştirenler bile yaptıkları eleştirinin rasyonel temellere dayanmadığını biliyorlar. Han Halil çarşısında hediyelik eşya satan bir esnafla sohbet ederken bana ekonominin iyiye gitmediğini fiyatların sürekli arttığını ve bu olup bitenlerin sebebinin Muhammed Mursi olduğunu söyledi. İlaveten Hüsnü Mübarek döneminde ekonominin daha iyi durumda olduğunu, Batılıların Mübarek'e parasal destekte bulunduklarını söyleyince ona; peki bu parasal destek karşılığında siz onlara ne verdiniz deyince, sesini çıkarmadı.

Halkın büyük çoğunluğu Muhammed Mursi'ye bir fırsat verilmesi gerektiği inancındadır. Zira yakın bir tarihte demokratik bir seçim yapılmış ve seçimler sonucunda başkan seçilmişti. Ancak basın yayın organları, bir takım azınlık gurupları, hala iktidarda olan askeri ve sivil bürokratlar halkın bu temayülünü dikkate alma yerine Mısır'da bir kaos ortamı oluşturma yönünde çaba harcamaktadırlar.

Ancak yeni yönetim mevcut ülke şartlarını doğru okuyup kısa sürede nisbi bir iyileşme sağlayamazsa halk iktidarı sorgulamaya başlayacaktır. Halkın temel ihtiyaçlarını elde etme konusunda çok ciddi sıkıntıları vardır.

Muhammed Mursi, başkanlık seçimlerinde halka yüz günde üç temel problemi çözeceği sözünü vermişti. Bunlar ekmek, mazot ve Kahire'nin trafiği meselesiydi. Fakat geçen zamana rağmen bu problemler çözülemedi. Çözülemeyişinin en önemli nedenlerinden birisi bürokrasideki rüşvet ve yolsuzluğun hala devam ediyor olmasıdır. Örneğin Mısır hükümeti, halkın ekmek ve mazot ihtiyacının karşılanması için bu iki ürünü sübvanse etmektedir. Fakat bu iki ürün halka ulaşma yerine karaborsada satılmaktadır. Muhammed Mursi'nin seçimlerde halka söz verip yapamadığı şeylerden birisi de ücretler arasındaki dengesizliktir. Zira yargıçlar ile güvenlik bürokrasisine ödenen maaşlar ile diğer kesimin aldığı ücretler arasında büyük bir dengesizlik söz konusudur. Sistem içerisinde halk, küçük bir azınlığın çıkar ve refahına entegre olmuştur.

Aslında diktatörlükle yönetilen bütün Arap ülkelerinde olduğu gibi Mısır'ın iki yüzü vardır. Birincisi sefalet içinde yaşayan ekmek alabilmek için kuyrukta saatlerce bekleyen ve çoğunluğu oluşturan fakir kitlelerdir. İkincisi ise lüks villalarda yaşayan her türlü imkâna sahip, çocuklarını Avrupa'da veya özel üniversitelerde okutanlardır. Bu küçük azınlık büyük ölçüde asker, polis, yargıçlar ile dönemin muhaberatından oluşmaktadır.

(Doç. Dr. Cevher ŞULUL / Harran Üniversitesi öğretim üyesi)


Haber Ara