BDP'den Akil Adamlar Komisyonu için çerçeve
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Akil Adamla Komisyonu ile ilgili, "30 yıllık çatışmalı süreç içerisinde bugüne kadar duruşu belli olan, tavrı tutumu, hümanist yaklaşımı belli olan kişiler, şahsiyetler, çevreler, toplumsal kesimler bu komisyonda
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-25 14:19:42
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baluken, 2013 Nevruz'unun verdiği barış, özgürlük, kardeşlik ve ortak gelecek mesajı ile tarihi bir Nevruz olduğunu belirterek, "Ülke geleceği bakımından bir milat olmuştur. Önümüzdeki yıllarda tarih kitaplarına 2013 Nevruz'u ortak bir geleceğin miladı olarak geçecektir." dedi.
'Küçük bir ırkçı azınlık' dışında toplumun tamamının anaların gözyaşı ve tek bir gencin kanının akmaması ile ilgili büyük bir hassasiyet içinde siyaset kurumuna görevler tanımladığını kaydederek, "Bu görevlerin gereğini yerine getirmek hepimizin, siyaset kurumu içerisinde yer alan tüm siyasi partilerin bütün siyasilerin görevi olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bu sürecin şekillenmesi için hem hükümete hem Meclis'e önemli görevler düştüğünü düşünüyoruz." diye konuştu.
Bu süreçte Meclis'in inisiyatif kullanması ve ana aktörü olması gerektiğini kaydeden Baluken, "Hem hükümetin hem Meclis'in bu süreci tamamen bir isyanın sonu şeklinde neticeye ulaştırabileceğini düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
Meclis'te barış ile ilgili süreci yönetecek bir komisyonun oluşmasının önemli olduğunu dile getiren Baluken, şöyle devam etti: "Bu konuda daha önce vermiş olduğumuz teklifler var. Şu anda üzerinde çalıştığımız bazı çalışmalar var. CHP'nin daha önce önerdiği bazı mekanizmalar var... Hem AK Parti tarafından hem CHP tarafından sivil toplum ayağını örmek üzere önerilmiş Akil Adamlar Komisyonu deniyor ama biz onu Akil İnsanlar Komisyonu olarak isimlendirmek istiyoruz, Akil İnsanlar Komisyonu ile ilgili öneriler var. CHP'den de gelen bizim Meclis grubunun önerdiği tarihi yüzleşme ve hakikatleri araştırma komisyonu kurulması ile ilgili çalışmalar var. Bütün bu çalışmaları bu süreç içerisinde ortaklaştırabiliriz, diye düşünüyoruz. Her 3 siyasi partinin bu konuda daha önce Meclis'te çalışma yapmış olmaları, önümüzdeki süreç açısından önemli bir avantajdır. Bizler önümüzdeki birkaç haftalık süreç içerisinde hem hükümet ile hem de siyasi partiler ile bu yönlü bazı görüşmeler yapacağız. Bu çalışmaları nasıl ortaklaştırabiliriz, bu çalışmaları nasıl Meclis'in inisiyatif alabileceği bir şekle dönüştürebiliriz diye yoğun bir çaba ve gayret içinde olacağız."
"MİLLİYETÇİ KESİMLERDE DE ÇÖZÜM SÜRECİNE İLİŞKİN CİDDİ BİR BEKLENTİ VAR"
Baluken açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP'den de randevu talep edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine Baluken, "Bugün Grup yönetimi toplantımız var. Daha çok burada somutlaştıracağız. Asıl karar merci, partimizin organlarıdır. Merkez Yürütme Kurulu, Parti Meclisi ve Parlamento Grubumuzdur... Somut planlama doğrultusunda tüm siyasi partilerle çalışmayı, görüşmeyi önemsiyoruz. Ancak MHP'nin bugüne kadar ki yaklaşımları, süreçle ilgili değerlendirmeleri maalesef çözümden çok çözümsüzlüğe katkı sağlayacak bir şekilde ilerliyor. MHP sorunun çözümü ile ilgili alternatif bir proje, farklı bir yol –yöntem ortaya koymuyor. Sadece mevcut çözümsüzlüğün derinleşmesini istiyor. Yaklaşım bu olursa tabi ki MHP ile ilgili olan tutumumuzu gözden geçiririz. Neticede biz çözüme katkı sağlamak amacıyla bu görüşmeleri yaparız. Çözümsüzlükte bir ısrar var ise, çözüme karşı hala ülkeyi tekrar sıkıntılı sürece götürecek öneriler varsa, biz de kendi kararlarımızı gözden geçiririz. Ama tüm siyasi partilerin katkı vermesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Genel olarak baktığımız zaman toplumda da milliyetçi hassasiyetlere sahip toplumsal kesimlerde de çözüm sürecine dair ciddi bir heyecanın olduğunu gözlemliyoruz." diye konuştu.
"AKİL ADAMLAR KOMİSYONU İLE İLGİLİ GENEL ÇERÇEVE BELİRLEYEBİLİRİZ"
Akil Adamlar Komisyonu'na ilişkin hükümetten gelen isim talebi olup olmadığı konusunda Baluken, "İsim konusunda yaptığımız bir görüşme yok. Kendi parti organlarımızda da isimler düzeyinde yaptığımız bir tartışma yok." ifadesini kullandı.
Komisyonda kadın temsilinin de son derece önemli olduğunun altını çizen Baluken, "BDP olarak bu komisyonun genel olarak kimlerden oluşması gerektiği ile ilgili çerçeve belirtebiliriz... 30 yıllık çatışmalı süreç içerisinde bugüne kadar duruşu belli olan, tavrı tutumu, hümanist yaklaşımı belli olan kişiler, şahsiyetler, çevreler, toplumsal kesimler bu komisyonda yer almalıdır. 30 yıllık bu çatışmalı süreçte bedel pahasına olsa bile kendi doğru duruşunu ortaya koymaktan çekinmeyen sivil toplum örgütlerinin, insan hakları örgütlerinin mutlaka devrede olması gerektiğini düşünüyoruz. Birkaç isim vermek gerekirse İnsan Hakları Derneği, Mazlumder, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, bu konuda savaşın acısını çekmiş olan Barış Anaları, sendikalar, emek örgütleri, bu ağır toplumsal tahribatların yaşandığı süreçte de hümanist bir pencereden, evrensel kriterlere dayanarak çok güçlü bir duruş sergilediler. Bu süreçte onların katkılarının olacağını düşünüyoruz. Bunlar toplumsal saygınlığı olan şahsiyetlerle, akademisyenlerle, gazeteci-yazarlarla birlikte bir çalışma ortaya koymalıdır. Tek tek isim düzeyinde şu anda görüş belirtmemiz doğru olmaz ama genel çerçeve olarak yaklaşımımız bu şekilde." dedi.
İSRAİL'DEN GELEN ÖZÜR
Bir gazetecinin, "İsrail'den gelen özür konusunda zamanlamaya dikkat çeken yorumlar var?" şeklindeki sözleri üzerine Baluken, "Süreç ile zamanlama açısından örtüşmesi ile ilgili bir yorum yapmak sağlıklı olmayabilir. Ancak şöylesi bir durum var tabi: kendi içerisinde Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye bölgede güçlü bir aktör olacak. Tabi ki diğer ülkelerin Türkiye ile olan ilişkileri de bu bölgesel güç ekseninde yeniden şekillenecek. İsrail'in özrünün hemen sonrasında gelmesini çok fazla kastedilen çevrelerin yorumu ile değerlendirmiyoruz." diye konuştu.
İmralı'ya 4. Heyet ile ilgili kendilerine ulaştırılan yeni bir bilgi olmadığını kaydeden Baluken, "Biz bu süreçte İmralı'daki yolun sürekli açık olmasını savunuyoruz." ifadesini kullandı. Akil İnsanlar Komisyonu'nda yer alacak çevrelerin de İmralı ile görüşmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
"ÇEKİLME İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME HERKESİ RAHATLATIR"
Çekilme ile ilgili yapılacak yasal düzenlemenin herkesi rahatlatacağını söyleyen Baluken, "Bir kere geri çekilecek olan silahlı güçlerin yaşam hakkı ile ilgili bir rahatlama getireceği için sürecin kendisini rahatlatır. Aynı zaman bu sürece güç vermeye çalışan tüm kesimlerin elini güçlendirecek bu konudaki mevcut yasaların ortaya koyabileceği sıkıntıları giderebilecek bir rahatlama getirebileceği inancındayız." dedi.
"Nasıl bir yasal düzenleme olmalı?" sorusu üzerine Baluken, "Bizim zihnimizde somut bazı şeyler var ama bu yönlü bir yasal düzenleme yapılacaksa tüm siyasal partilerle ortaklaşmayı esas almak önemlidir. Eğer 30 yıldır devam eden bir isyanın sürdürücüsü olan silahlı güçler can güvenliğimiz sağlandığı takdirde biz sınır ötesine çekileceğiz beyanında bulunuyorlarsa bunun kendisi zaten son derece önemli. Buna karşı çıkmak demek, siz sınır ötesine çekilmeyin burada silahlarınızla birlikte bulunmaya devam edin, demektir. Bunu savunmanın da hiçbir karşılığı yoktur. Silahlı güçlerin çekilmesi ile beraber doğacak olan boşluğa farklı bir takım unsurların yerleşmesi ile ilgili riskler her zaman var. Yapılacak bir yasal düzenleme böylesi yeni bazı tehlikelerin devreye girmesi ile ilgili kayıpları da gidecek şekilde olmalıdır. Özellikle bahsettiğiniz alanlardaki yerleşim yerlerinin çoğu şu anda boşalmış durumda. Yani o bölgedeki köylerin tamamı boşaltılmış durumda. Oradaki insanlar kendi doğdukları coğrafyadan çok uzakta, kendi hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Yapılacak bir yasal düzenleme aynı zamanda bu insanların kendi köylerine, doğdukları topraklara geri dönmesi ile ilgili de bazı düzenlemelerin olması gerektiği kanaatindeyiz." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara