Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bakan Çelik: Şam'da ki tüm acılar İstanbul'da hissediliyor

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Şam'da ve Halep'te yaşanan acıların Türkiye'de aynı şekilde hissedildiğini söyledi. Çelik, "Biz şuna inanıyoruz. Eğer Şam'da Halep'te acı varsa İstanbul'da ve Ankara'da da acı vardır. Biz aynı havzanın çocuklarıyız

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-25 21:05:42

Bakan Çelik: Şam'da ki tüm acılar İstanbul'da hissediliyor
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Şam'da ve Halep'te yaşanan acıların Türkiye'de aynı şekilde hissedildiğini söyledi. Çelik, "Biz şuna inanıyoruz. Eğer Şam'da Halep'te acı varsa İstanbul'da ve Ankara'da da acı vardır. Biz aynı havzanın çocuklarıyız."dedi.

Bosna'da yaşanan dehşeti dünya kamuoyuna duyuran Saraybosnalı müzisyenler bu kez Suriye halkı için konser verdi. İstanbul Senfoni Orkestrası ve Suriyeli müzisyenlerin ortaklaşa gerçekleştirdiği müzik ziyafeti akşam saat 20:00'da Cemal Reşit Rey Konser salonunda gerçekleştirildi. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in katılımlarıyla gerçekleşen konsere İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve çok sayıda Türk, Boşnak, Sırp vatandaş katıldı.

"SANATIN TANIMININ YAPILDIĞI BİR GECE OLACAK"

Bakan Çelik, sanatın tanımının yapıldığı bir konser olduğunu belirtip, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün sanat nedir sorusuna en anlamlı cevap vereceğimiz bir gece yaşayacağız. 1990'lı yıllar sonra dünyada çok iyimser bir hava vardı. O iyimser havadan nasibini almayan Saraybosna oldu. Ben o zamanlar öğrenciydim. Öğrenciler olarak örgütlenmiştik. Saraybosna'ya ne yapabiliriz diye. Türkiye bütün imkanlarını seferber etmesine rağmen bugünkü imkanlara sahip olmadığımız için o günlerde içimizde Saraybosna'ya el uzatamamanın kaygısıyla yaşadık. İşte tam o noktada herkesin sağır kesildiği o noktada araya Aliya İzzetbegoviç geldi. Bu rahmetli büyük lider İzzetbegovic büyük şef olan Emir Nuhanoviç 'sesimizi duyur' dedi. Savaşın ortasında Bosna Filarmoni Orkestrası sesini duyurdu. Sağır kalanlar duydular. Dilsiz olanlar dile geldiler. Şimdi bugün uluslar arası toplumun gözünün önünde Suriye dramı 3. yılına girdi. 15 Mart 2011 Pazar günü başlayan olaylar bunca zamandır bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor."

Bakan Çelik, asıl sorunun Suriye'de yaşananlara sessiz kalanların nasıl bu denli sessiz kalabildikleri sorusu olduğunu söyledi. Bakan Çelik, "70 bin şehit ve 250 bin kayıp var. Suriye içinde yerinden edilmiş milyonlarca insan var. Şimdi yine bütün bir insanlığa çağrı yapmak üzere büyük şefim öncülüğünde sanat sesini bu sefer Suriye için duyuracak. Suriye'de yaşananlardan ziyade konuşulması gereken şey Suriye'de olanlara sessiz kalanların bunu nasıl başardığıdır. Nasıl oluyor da bunu başarabiliyorlar. Bugün sessiz kalanlara en anlamlı cevabı bu mekanın altında vereceğiz. Sanat nedir sorusu dünya tarihinin önemli bir anına denk düşecek. Sanat nedir sorusu saf ve katıksız bir şekilde vicdan olarak bu sahneden bütün dünyaya yayılacak. 1990'lı yıllarda tüm insanlarıyla Bosna'da ki insanlık dramını izlemek yerine Türkiye elinden geleni yapmıştır. Bugün Suriye'de aynısını yapmaya çalışıyoruz. Tek bir çizgiden bakıyoruz. Halepçe'ye nasıl baktıysak Hocalı'ya nasıl baktıysak Avrupa'daki, Afrika'da ki soykırımlara nasıl baktıysak bugün de aynı şekilde bakıyoruz. Bugün bir farklılık var. Bugün sadece halkımızla değil. Devletin tüm organlarıyla dünyanın dört bir yanındayız. Afrika'dan Avrupa'ya, Balkanlardan Ota Doğu'ya, dünyanın her yerindeyiz. İnsanlık hafızasının yeninden yazıldığı bu süreçte vicdana çağıranların başında geliyoruz. Zulmedenlerin safında değiliz. Vicdandan yoksul olanların siyaseti peşinde değiliz." ifadelerini kullandı.

"EĞER ŞAM'DA ACI VARSA İSTANBUL'DA DA AYNI ACI VARDIR"

Şam'da ve Halep'te yaşanan bir acının İstanbul ve Ankara'da aynı şekilde hissedildiğini söyleyen Bakan Çelik, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Bahsettiğim şey Bosnalı çocuklarla buluşan Hamalı çocukların gözlerinde ki umuttur. Bosnalı kadınlarla buluşan Halepli bir kadının bakışında ki öfkedir. Şamlı bir babanın ellerinde ki çaresizliktir. Bu gece sıradan bir gece değildir. Bu gece 70 bin şehit bizimle beraber. Milyonlarca insanın dili olacağız. Sadece yaşananlara şahitlik etmek için buradayız. Kuşkusuz Suriyeli şehitler Bosnalı şehitlerle buluşacak. İstanbul her zaman olduğu gibi Halep'e ve Şam'a kardeşliğini bir kez daha gösterecek. Biz şuna inanıyoruz. Eğer Şam'da Halep'te acı varsa İstanbul'da ve Ankara'da da acı vardır. Biz aynı havzanın çocuklarıyız."

Müzik şöleninin mimarı büyük şef Emir Nuhanoviç ise konuşmasında Suriye'de 2 yıldır süren savaşı sessiz kalanlara duyurmak için çaba sarf edeceklerini söyledi. Nuhanoviç, "Bu gece olacak olan konser daha önce 1994 yılında Saraybosna'da dünya kamuoyunun ilgisini çekmek için yapılmış bir konserdi. Şimdi de aynı konseri Suriye'de 2 yıldır süren savaş için gerçekleştireceğiz. Suriye'de yaşananları dünya medyasına duyurmak için çaba sarf edeceğiz" dedi.

Suriye'de yaşanan savaştan gelen Ali Moraly da yaşadıklarını şöyle anlattı: "İnsanlık trajedisinin, acının milliyeti olmaz. Herkesi ilgilendiren, dünya üzerindeki her insana dokunan bir gerçektir. Bu benim için çok büyük bir anlam taşıyor. Müziği Bosna'dan müzisyenlerle paylaşmak ki onlar 1994'te büyük acılar çekti. Modern dünyada yaşadılar bu gerçeği. Bu bana bugün Suriye'de yaşananları hatırlatıyor. Suriyelilerin Bosnalıların yaşadığı acıları yaşamasını istemiyorum. Bu konserle uluslar arası topluma bir mesaj vermek istiyoruz.'

Öte yandan konseri izlemeye gelen Türk sanat severlerden Melike Gökmen, Saraybosna halkının sanata yatkınlığı en yüksek halk olduğunu söyledi. Gökmen, "Saraybosna halkı sanata en yatkın halktır. Saraybosna halkının başına gelen maalesef şuanda Suriye halkının başına geliyor. Bu konuda çok yüksek bir duyarlılıkları var. Bugün Suriye'de ki insan Türkiye'de ki insan herkes aynı. Bütün sınırların ortadan kalktığı dönemler yaşıyoruz. Kimse artık zihinlerimize yapay sınırlar çizemez. Bu konserde aslında bunun bir göstergesidir. Bugün böyle bir konserin yapılıyor olması çok sevindirici." dedi.

Haber Ara