Savcı Pekgüzel: Küçük ve Tekin örgüt yöneticisi ama inkar yolunu seçmiştir
Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında verilen esas hakkındaki mütalaada, Veli Küçük ile Muzaffer Tekin'in, örgütün yöneticilerinden oldukları ancak inkar yolunu seçtikleri tespitlerine yer verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gör
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-18 23:13:36
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında verilen 2 bin 271 sayfalık mütalaada, Ergenekon terör örgütünün varlığı, tutuklu sanıklar Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Alparslan Arslan üzerinden anlatıldı.
Mütalaada Cumhuriyet gazetesine ve özellikle de Danıştay'a yapılan türban örtüsüyle alakalı saldırıların, toplumda infial uyandırdığı, halk üzerinde büyük bir korku ve paniğe yol açtığı belirtildi. Danıştay saldırısının, mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı ve Türkiye Cumhuriyeti anayasasında yazılı ve bu anayasanın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanarak kaldırmaya ve bu düzenin yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek şeklinde olduğu değerlendirmesine yer verildi.
Sanık Alparslan Arslan'ın Danıştay Saldırısı öncesinde ve sırasında Ergenekon Terör Örgütü ve mensupları ile ilgili olarak iz bırakma ihtimaline binaen, OYAK Güvenlik şirketi tarafından Danıştay'daki güvenlik kameraları olay günü öncesi söküldüğü tespitine yer verilen mütalaada, "Saldırı gerçekleştirildikten sonra yerine takılmış ve bu arada mevcut önemli tüm kayıtlar silinmiş. Danıştay binası ile ilgili bir kısım diğer kayıtların ise tarihi ve yer ismi değiştirilmiştir. Bu çalışma bile tek başına eylemin ne kadar planlı ve organizeli olarak gerçekleştirildiğini göstermektedir." denildi.
Ümraniye'de 12 Haziran 2007 tarihinde bulunan 27 el bombası ile 26 Haziran 2007 tarihinde Fikret Emek'in annesinin evinde de 12 adet el bombası bulunduğu belirtilen mütalaada "Benzer/aynı kafile numarasını taşıdığı tespit edilen Cumhuriyet gazetesine atılan el bombasının Oktay Yıldırım ve Fikret Emek ile bağlantısının bulunduğu somut deliller ile sabittir." tespitinde bulunuldu.
Alparslan Arslan'ın, 3. el bombasını atarken eylemin deşifresini önlemek amacıyla tekbir getirdiği belirtilen mütalaada, bomba atma eylemlerinden önce barda toplantı yaptıkları, sanıkların başörtüsü, dini değer veya sembollerle herhangi bir işlerinin olmadığının anlaşıldığı ifadesine yer verildi.
Alparslan Arslan'ın eylemden sonraki tavır ve davranışlarına dikkat çekilen mütalaada Arslan'ın ketum ve kendisine tam güvenilen bir Ergenekon Terör örgütü mensubu olduğu belirtildi.
Ayrıca sanıklarndan Veli Küçük ile Muzaffer Tekin'in, Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olduğu, ancak aralarındaki örgütsel ilişkiyi inkar etme yolunu seçtikleri belirtildi.
Mütalaada, Alparslan Arslan Danıştay saldırısından hemen sonra yakalanması ve soruşturma makamlarının etkin çalışmalarıyla Arslan'ın irtibatlarını hızla ortaya çıkarılmasından dolayı bu eylem kendisinden beklenen, ülkede askeri darbe yapılması sonucunu doğuramadığı anlatıldı.
Danıştay saldırısının, örgütsel nitelikli eylemlerden olduğu belirtilen mütalaada, "Bu eylemler Ergenekon Terör Örgütü tarafından amaç suçlara ulaşmak üzere gerçekleştirilen ve çeşitli suçlar içerisinde yer alan eylemlerdir." denildi.
Eylemler öncesi ve işlenmesi sırasında yapılan hazırlıklar, organizasyon ve sonrasında meydana gelen olaylar, dezenformasyon faaliyetleri, iddianamelerde sanıklara isnat edilen suçlar, her iki eylem arasındaki ilişki, işlenen suçların sonuç ve etkileri dikkate alındığında "Eylemlerin Ergenekon Terör Örgütü tarafında gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı..." ifadesine yer verildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara