Adanın eşsiz koleksiyonuna rağbet yok (Özel)
Dört mevsimin yaşandığı Türkiye, aynı zamanda bitki çeşitliliği açısından da açık hava müzesini andırıyor. Özellikle yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken bu zenginlik, özellikleri itibariyle dünyada bir eşi daha olmayan Herbarium'a da (kurutulmuş
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-18 08:40:19
İstanbul'da Adalar Orman İşletme Şefi olarak bölgeye atanan Mühendis Yüksel Özcan'ın çok farklı bir zevki vardı. Kişisel merakını gittiği yere de götüren Özcan, yangın, ağaçlandırma gibi işler için çıktığı sahada bitki örnekleri toplamayı seviyordu. Bu merakı İstanbul'da bulunduğu sırada o kadar ileri gitti ki birlikte çalıştığı işçileri ve memurlarını da işin içine katarak her ağaçtan, bitkiden birer yaprak toplamaya başladı. Gün geldi, toplanan örnekler çekmecelere, gazete kâğıtları arasına sığmaz oldu. İşte Türkiye'nin ziyarete açık ve teşhir ürünlerinin yer aldığı ilk Herbarium'u böyle kuruldu. Adaya özgü olanlardan olmayanlara kadar tam 450 çeşit bitki, meyve ve kozalak türü müzeye girdi.
2006 yılından itibaren başlayan bu toplama işlemi, Özcan'dan sonra göreve gelen Adalar Orman İşletme Şefi Seval Aktaş döneminde de devam etti. Gözü gibi baktıkları örnekleri, bilimsel açıklamalarını da ekleyerek cam bölmelerde korudular. Kimi zaman sokaktan geçenlerin "Herbarium da neymiş" şeklindeki meraklarını gideriyorlar, kimi zaman da bozulan örnekleri yenilemeye çalışıyorlar.
Aktaş, Büyükada'daki bu merkezin bir örneğinin daha olmadığını söylüyor. Bitki örneklerinin açık olarak teşhir edildiği başka bir yer olmadığını belirten Aktaş, "Kurutulmuş yaprak örnekleri, kozalak ve meyve türleri var. Dünyanın hiç bir yerinde herbarium halkın ziyaretine açık değildir ve açık olanlarda da teşhir edilmemiştir." diyor.
Türlerin genel olarak kapalı dolaplarda, ya da insanların kişisel merakları ile çekmecelerinde saklandığını ifade eden Aktaş, "Burası aynı zamanda eğitim amaçlı kullanılıyor. Yabancı turistler dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey görmediklerini belirtiyorlar. Her yıl izci öğretmenleri, yavru kurtlar geliyorlar burada bitki türlerini, meyveleri tanıyorlar. Peyzaj mimarlığı bölümü öğrencileri de meraklılarından biri." diyerek Herbarium'un müdavimlerini anlatıyor.
'NİYE TANITMIYORSUNUZ DİYE TEPKİ GÖSTERİYORLAR'
Büyükada'daki merkezi tesadüfen görüp gezenlerin bile hayran kaldığını anlatan Aktaş, hayati bir eksikliğin altını çiziyor. Eşsiz bir özelliği barındıran merkezin buna karşın çok rağbet görmediğini söyleyen Aktaş, " Herbarium yazısını görüp içeriye gelenler oluyor. Burada 450 çeşit bitki çeşidi var. Bunlardan 200 tanesi sadece adaya özgü (endemik). Diğer 250 çeşit de dışarıdan dikme yoluyla getirilen türlerden oluşuyor. Kendi adını taşıyan internet sitesi de bulunuyor ama çok fazla tanınmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ziyaretçi tepkilerinin genellikle olumlu olduğunu ifade eden Aktaş, 'neden tanıtılmıyor' şeklinde eleştiriler aldıklarını ve koleksiyonun hayranlıkla izlendiğini aktarıyor. Merak edilen konulardan biri de koleksiyonun genişletilmesi yönünde bir girişim olup olmadığıydı. Aktaş, bu soruya şöyle cevap veriyor: "Şu anda yerimiz kısıtlı. Mümkün olan bütün türleri bir araya getirdik. Ancak bozuldukları zaman değiştirme şeklinde devam ettirmeyi düşünüyoruz ama ileride tabi ki İstanbul'daki diğer türlerin de sergilendiği bir Herbarium haline getirilebilir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara