İran Türkiye'nin Kürt Sorununu Çözmesini Neden İstemez?
'İran belki Türkiye'nin Kürt meselesini çözmesinden rahatsız olmayacaktır ama Türkiye'nin bu meseleyi çözme yöntemi İran makamlarında muhakkak rahatsızlık uyandırmaktadır.'
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-16 01:12:34
Türkiye bir süredir "çözüm süreci" adı altında Kürt meselesine çözüm yolları arıyor. Gerçi AK Parti'nin 2005 yılında aynı meseleye matuf olarak başlattığı "demokratik açılım" süreci çerçevesinde birçok iniş çıkış yaşandı. Milletvekilleri Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata'nın İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşmesiyle yeniden ivme kazanan sürece bu defa "çözüm süreci" adı verildi. Adının çağrıştırdığı iyimserliğe karşın hem hükümet kanadından hem de BDP/Kürt kanadından ihtiyatlı olunmasına dair uyarılar gelmektedir. Bu "ihtiyatlı iyimserliğin" altında yatan sebeplerden birisi Türkiye'nin bu sorunu çözmesini istemediği düşünülen mihrakların çeşitli faaliyetlerle süreci sabote edebileceği endişesidir. Realist bir perspektifle meseleye bakan birçok çevre "Kürt sorunu çözülürse adeta "uçacak" bir Türkiye'yi bölgede ve dünyada hiç bir devletin" istemeyeceğini ileri sürmektedir. Bu hususta ismi sıkça öne çıkarılan devletlerden birisi İran'dır.
Bir süredir İran'ın PKK, en azından PKK içinde Cemil Bayık gibi İran'a yakın olduğu iddia edilen liderler ile Türkiye'ye karşı ittifak içinde olduğu iddia edilmektedir. Diğer taraftan Türk ve Ata'nın İmralı ziyaretlerinden kısa bir süre sonra Paris'te işlenen PKK'lı cinayetlerinden sonra Türk'ün de aralarında bulunduğu bazı kişiler muhtemel şüpheliler arasında İran'ı da saydılar. Acaba İran gerçekten Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesini istemiyor mu?
Yukarıda da işaret edildiği üzere akla gelen ilk açıklama klasik bir yaklaşıma dayanmaktadır. Buna göre Kürt sorunun çözülmesi Türkiye'nin gücünü artırması beklenmektedir. O halde bölgede Türkiye'yi kendisine rakip olarak gören İran, Türkiye'nin güçlenmesini istemeyeceği için Kürt sorununu çözmesini de istemez. Oysa bu sorunu çözen, güçlü ve müreffeh bir komşunun pekâlâ İran'a da olumlu katkısı olacaktır. Nitekim bu bakış açısıyla İran hem Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine, hem de demokratik açılım sürecine destek vermişti. Zira Türkiye'nin doğusunda sağlanacak istikrar, asayiş ve ekonomik gelişme, yıllardır sınırın ötesinde benzer sorunları yaşayan İran'ın kuzeybatı kesiminde olumlu bir şekilde hissedilecektir.
Bu hususta dile getirilen diğer bir iddiaya göre Türkiye'nin demokratik yollarla bu sorunun çözümünde mesafe alması, yoğun ve kompakt bir Kürt nüfusa sahip "otoriter" İran yönetimini zor durumda bırakacaktır. Yani Türkiye'deki soydaşlarının "kazanımlarını" gören İran Kürtleri de kendi yönetimleri üzerinde benzer haklara kavuşmak için baskı yapacaktır. Bu nedenle İran Türkiye'nin Kürt sorununu demokratik yolardan çözmesini istemeyecektir. Bu iddiada haklılık payı olmakla birlikte İran'ın Kürt meselesinin mahiyetinin ve geldiği aşamanın Türkiye'deki meseleden biraz daha farklı olduğunu ifade etmek gerekir. Nitekim, Kuzey Irak'ta Kürtlerin federasyon taleplerini destekleyen İran hiçbir kompleks duymadan Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni hemen tanımış ve ilişkilerini geliştirmiştir.
Dolayısıyla, İran belki Türkiye'nin Kürt meselesini çözmesinden rahatsız olmayacaktır ama Türkiye'nin bu meseleyi çözme yöntemi İran makamlarında muhakkak rahatsızlık uyandırmaktadır. Zira "çözüm süreci" adeta sayıları 4000'i bulduğu ifade edilen PKK militanlarının sınırdışına çekilmesine endekslenmiş vaziyettedir. Sınırdışına çekilen bu militanlar silahlarıyla birlikte acaba nereye gidecektir? Kuzey Irak, İran, Suriye gidebilecekleri yerler arasında sayılmaktadır. Ne tuhaftır ki yıllardır komşularını PKK teröristlerini barındırmakla itham eden Türkiye, şimdi komşularıyla işbirliği yapmadan, danışmadan PKK'ya nereye isterse gidebileceğini söylemektedir. Bu hususta işaret edilmesi gereken ikinci husus, Türkiye sınırlarının dışına çıkan silahlı PKK militanlarının ne yapacağı ile ilgilidir. Acaba bu militanlar dağbaşında oturup sürecin tamamlanmasını mı bekleyecektir? Hayır. Türkiye'deki faaliyetlerini askıya alan PKK, büyük bir ihtimalle ya İranlı Kürtlerin silahlı mücadelesine destek verecek ve İran'a karşı savaşacaktır ya da Suriye'ye giderek oradaki Kürt halkının "kazanımlarını" artırmaya ve korumaya çalışacaktır.
PKK'lıların silahlarıyla birlikte Türkiye sınırlarının dışına çekilmesi, çözüm sürecinde Türkiye'ye zaman kazandıracaktır. Fakat sınır dışına çekilen PKK'lıların PJAK ile birleşerek İran'a karşı mücadeleye yoğunlaşması İran makamlarını kaygılandırmaktadır. Nitekim geçen hafta içerisinde İranlı Kürt siyasilere karşı bir tutuklama dalgası başlamıştır. Bu dalganın Kürtlere karşı 2008 yılından beri yapılan en kapsamlı operasyon olduğu söylenmektedir. Bu operasyonun Türkiye'deki çözüm sürecine denk gelmesi bir tesadüf değildir. Evet, bu şartlar altında ve PKK'nın sınır dışına çekilmesine endekslenen çözüm süreci İran'ı rahatsız etmektedir. Bunun nedeni İran'ın Türkiye'nin demokratikleşmesinden ve güçlenmesinden endişe duyması değil, PKK "ateşinin" kendi ülkesi sınırlarına girmesinden korkmasıdır.(Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya ORSAM Danışmanı Yıldırım Beyazıt Üni. Uluslararası İliş. Bl.)
SON VİDEO HABER
Haber Ara