Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, tartışmalı nükleer programı nedeniyle uygulanan Batılı yaptırımlara rağmen İranlı liderlerle yakın ilişkiler geliştirdi.
Chavez ve İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat karşılıklı ziyaretlerde bulundu ve kendilerini müttefik, dost hatta kardeş ilan etti. Bu dostluk bir çok ülkede ve özellikle de Amerika’da yakından izlendi.
İran ile Venezuela arasındaki ilişki 1960’ların başında Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC’in ilk günlerinde başladı.Ancak güçlü ilişkiler kurulması Hugo Chavez’in cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşti.
İran’ın nükleer programı bu ilişkinin kurulmasında önemli rol oynadı. İran nükleer hedeflerinin barışcı olduğunu savunurken Batı nükleer silah geliştirmesinden kaygı duyuyor.
İran uluslararası yaptırımlara hedef olması üzerine diplomatik tecridi kırmak, yeni stratejik kaynaklar bulmak ve Amerika’nın nüfuzunu zayıflatmak için az sayıdaki müttefiklerinden biri olan Venezuela’ya yaklaştı.
Christopher Sabatini Amerika Konseyi adlı kuruluşta uzman. Sabatini, “Venezuela’da Ulusal Petrol Şirketi ambargoyu kıracak şekilde İran ile ilişkiler kurmaya devam ediyor. Bu ambargo İran’a nükleer programı nedeniyle BM tarafından konmuştu.”
1980’lerden beri İran tarafından desteklenen Lübnan’daki Hizbullah örgütü, Latin Amerika’da operasyonlarını genişletti. Bunu, özellikle uyuşturucu ve korsan ürün piyasalarında yasadışı ticaret bağlantılarını kullanarak gerçekleştirdi. Amerika Hizbullah’ı terörist örgüt olarak tanımlıyor.
Latin Amerika’da ise Chavez’in Venezuela’sı ve diğer Amerikan karşıtı hükümetler Hizbullah ve İran’a kucak açtı.
Celina Reauyo Ulusal Savunma Üniversitesi’nde görevli.
Reauyo, “Bunlar terörizmi destekleyen ülkeler. Bu listeye İran da dahil. İran’ın özellikle ekonomik gücünü kullanarak Latin Amerika’da nasıl nüfuz kazandığını görüyoruz” diyor.
İki ülke ikili anlaşmalar da imzaladı. Kültür ve eğitim alanlarında işbirliği öngören komisyonlar kurdu. Bazı bölge uzmanları bunları İran’ın Latin Amerika’da nüfuz kazanmasını sağlayan bir başka araç olarak görüyor.
Atlas Ekonomik Araştırma Vakfı’nda görevli Joseph Humire bunlardan biri.
Humire, “1992 ve 1994 yıllarında Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te İsrail büyükelçiliği ve Yahudi Kültür Merkezi’ne yönelik saldırıları hatırlayın. Sözde kültürel işbirliği, bu saldırılardan 10 yıl önce başlamıştı. İranlı diplomatlar tarafından yönetilen kültür merkezi görünürde ikili anlaşmalar ve kültürel mübadele programları yapıyordu,” şeklinde konuşuyor.
Tahran ile Caracas arasındaki yakın ilişkiler iki ülkeye de yarar sağlamıştı. Ancak Chavez’in ölümüyle iki ülke arasındaki bu aşk ilişkisi değişebilir ve İran önemli bir destekçisini kaybedebilir.
VOA Türkçe
VOA Türkçe