Hem cami hem de cemevi
Karadeniz Bölgesi’nde cami ile cemevi kardeşliği yaşanıyor. Namazlar aynı safta kılınırken, cemevlerindeki iftar, düğün ve cenaze sonrası düzenlenen programlarda da güzel bir birliktelik sergileniyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-15 14:20:21
TIMETURK / Haber Merkezi
Cami ile cemevleri Alevi ve Sünni vatandaşlar arasında ayrışma sebebi olarak gösterilmeye çalışılırken Karadeniz bölgesinde buna inat her iki mekanın kardeşliği yaşanıyor. Cami ile cemevi aynı binada ve aynı çatı altında olduğu gibi bazı yerlerde de yan yana bulunuyor. Ne Sünniler ne de Aleviler bu birliktelikten rahatsız. Namazlar camide omuz omuza aynı safta kılınırken, cemevlerindeki iftar, düğün ve cenaze sonrası düzenlenen programlarda da yine aynı birliktelik sergileniyor.
Alevilerin ibadet mekanı olarak cemevlerinde ısrar eden ve onları camiden uzak tutmaya çalışan bazı Alevi örgütlere en güzel cevabı yine Alevi vatandaşlar veriyor. Ordu’nun Fatsa ve Ünye ilçelerinde, bazı köylerinde, Samsun’un Havza ilçesine ait Karga köyünde sergilenen birliktelik, Türkiye’deki kardeşlik adına güzel bir numune sunuyor. Bölge insanları cemevini de camiyi de elbirliğiyle inşa etmiş. Fatsa merkezde bulunan Hz. Ali Camii, cemeviyle aynı çatı altında. Alevi vatandaşlar alt katta bulunan cemevinde kurbanlarını kesip cemlerini yaparken, namazlar da üst kattaki camide kılınıyor. Cami imamının Alevi olmasından Sünniler en ufak bir rahatsızlık hissetmiyor. Ünye’nin Sahilköy Kocaman Mahallesi’ndeki cemevi de iki katlı. Altı mescit olarak kullanılıyor. Yaz aylarında öğrencilere Kur’an dersleri de burada veriliyor. Nüfusun yüzde 95’i Alevi olan köyde başka bir cami daha var. Cuma ve vakit namazları, teravih namazları orada kılınıyor. Nüfusunun tamamı Alevi vatandaşlardan oluşan Samsun’un Havza ilçesi karga Köyünde ise eskiyen caminin yeniden yapılması için yıkıldığında cuma ve vakit namazları uzun süre cemevinin alt katındaki mescitte eda edilmiş.
Arpalık köylüleri kardeşliği özümsemiş
Fatsa’nın merkeze 25 kilometre uzaklıktaki Arpalık köyü, Alevi-Sünni komşuluğunun canlı şekilde yaşanmasına güzel bir örnek. Fındık bahçeleri içine serpiştirilmiş 50 haneden oluşan şirin bir köy burası. Ekonomik durumu oldukça iyi. Köyün üçte ikisi Alevi vatandaşlardan oluşuyor. Cami ile cemevi yan yana. Köyün 50 yıllık ahşap camisi yıkılarak yerine yenisi inşaa edilmiş. Cami yapılırken de hiçbir yerden destek alınmamış. ‘Ehli Beyt Camii’ ismini verdikleri caminin yanı başına da bir cemevi yapılmış. Cemevi iki katlı. Alt katta yemekhane ve mutfak, üst kattaysa cem törenlerinin yapıldığı mekan var. İkinci kat da oldukça sade. İstanbul veya diğer illerdeki çoğu cemevinde bulunan başta Hz. Ali’nin resimleri olmak üzere hiçbir fotoğraf bulunmuyor.
Cemevi ile cami arasındaki ayrım konusunda köy halkı son derece bilinçli. Köy Muhtarı Hasan Kaçak, çocukluğunda medresede dini eğitim almış. Geçtiğimiz yıllarda hac görevini ifa etmiş, önümüzdeki hafta ikinci umresini yapmaya hazırlanıyor. ‘Alevilik ayrı bir din, ibadet mekanı da cemevi’ söylemine karşı büyük öfke duyuyor. “Bu, beni rencide ediyor.” diyen muhtar Kaçak, “Sen kaç Alevi adına konuşuyorsun?” diye soruyor. Kendisinin muhtar olarak Arpalık köyünü temsil ettiğini anlatan Kaçak, “Diğer Aleviler adına konuşamam. Çünkü herkesin bir görüşü var. Orada çıkan adam ‘Alevilik bir dindir, Aleviler camiye gitmez, namaz kılmaz’ dediği zaman bundan Alevi camiası etkileniyor ve rencide oluyor. Yanda cami var. Camiyi bize zorla mı inşa ettirdiler, bizi zorla mı götürüyorlar? Böyle bir şey yok.” diyor.
Ramazan ve Muharrem aylarında toplu iftar
Sünni komşularıyla yıllardır herhangi bir sorun yaşamadıklarını dile getiren muhtar Kaçak, köylerinde Alevilik-Sünnilik konusunda bir ayrım olmadığını, acı günlerinde de mutlu günlerinde de hep birlikte omuz omuza olduklarını söylüyor. Hatta Ramazan ve Muharrem ayında toplu iftar yapıyorlar: “Kim iftar verecekse malzemesini hazırlar, cemevimizin aşhanesinde pişirilen yemekler yine cemevimizin yemekhanesinde ikram edilir. İftarımızı yaparız, vakit geldiğinde de teravih namazımızı kılmak için camiye geçeriz.” Bunun yanı sıra düğün, cenaze ve benzeri etkinlikler de cemevi yemekhanesinin ev sahipliğinde yapılıyor. Bu durumdan Sünniler de Aleviler de rahatsızlık duymuyor.
Kız alıp vermeme geleneği sürüyor
Arpalık köyü ve civardaki köylerde yaşanan Alevi-Sünni komşuluk ilişkilerinin son derece iyi olmasına rağmen hâlâ kız alıp verme konusunda katı kurallar devam ediyor. Böyle bir durumda ‘düşkün’ ilan edilmekten endişe duyuyorlar. Yine Sünni komşularının cem törenlerine katılmasına da çok sıcak bakmıyorlar. Muhtar Kaçak burada da açık kapı bırakıyor. “Biz cemlerimizi eşlerimiz, bacılarımızın katılımıyla yaparız. Sünni vatandaşlar hanımı alıp gelebilir. Böyle olursa onları cemden kimse çıkaramaz. Kefili benim.” diyen Kaçak, Sünnilerin gelmeme sebebini de buna bağlıyor.
‘Düğünler, bayramlar bir oldu’
Hüseyin Koca-Alevi (74): (Hacca yazılmış, altı yıldır sıra bekliyor.) Doğduğumdan beri burada yaşıyorum. Burası benim anavatanım. 1980’li yıllara kadar Alevi-Sünni ikiliği çok yaşanırdı. Daha sonra bu ikilik ortadan kalktı. Düğün, bayramlarımız bir oldu. Onlar bize gelir biz de onlara gideriz. Bir Alevi komşumla ilişkim nasılsa Sünni komşumla da aynı. Onların camisine gidip namaz kılarız, onlar da bizim camimize gelip namaz kılar.
‘Müslüman kişinin Alevi-Sünni farkı olmaz’
Ali Rıza Kaptan-Sünni (79): 40 yıldır burada yaşıyorum. Bugüne kadar Alevi komşularımla hiçbir sorunum olmadı. Camiye beraber gidiyoruz. Gece veya gündüz işim düşse onları çağırıyorum. Cemevine yemek yemeye davet ediyorlar. Gidip çorbamı içiyor, yemeğimi yiyorum. İmamımızın Alevi olması benim için sıkıntı değil. Onun olmasına seviniyorum. Cemevi yapılırken de Allah bilir ama fazlasıyla katkım olmuştur. Üst kattan alt kata kadar ağacını, direğini hayrına verdim. Allah rızası haricinde başka bir şey için verirsen kıymeti olmaz. Müslüman kişinin Alevi-Sünni farkı olmaz.
‘Cemaatimde her iki kesim de var’
Ali Rıza Güvenkaya (Fatsa Hz. Ali Camii İmamı): Burası, altı cemevi, üstü cami şeklinde Alevi ve Sünni vatandaşlarımızın çalışmasıyla yapılmış. Cemaatimde her iki kesime mensup insanlar var. Bugüne kadar ‘Bu imam Alevi, arkasında namaz kılınmaz’ diyen de olmadı şükürler olsun. Dostluk ve arkadaşlığımız takdire şayan. Cemaatin birbiriyle kaynaşması çok hoş. Cenaze olduğu zaman herkes katılım sağlıyor. Bugüne kadar herhangi bir problem yaşamadım. Elhamdülillah Müslüman’ız. Hepimiz Allah’a inanıyoruz. Peygamberimiz, kitabımız bir. Bu doğrultuda camiye ihtiyaç vardı. Aynı zamanda örf-âdetleri, gelenek-göreneklerini yaşamak için cemevine de ihtiyaç vardı. Orada da dini gereklilikleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu amaçla üstte camimiz, altta da cemevimiz var.
‘80 öncesi zihinlerin defteri kapandı’
Ali Çakıl (İmam-Alevi): 27 yıllık imamım. 13 yıldır bu köydeyim. Önceden Sünni imam arkadaşlar vardı. Cemaatimizin üçte biri Sünni. Şu ana kadar köyümüzde Alevi-Sünni arasında ayrımcılık söz konusu olmadı, sorun yaşanmadı. İnşallah şimdiden sonra da olmayacak. Köyde birlik beraberliği sağlamlaştırmak için muhtar cemevi inşa ettirdi. Sünnilerden cemevine gelenler var. Ceme katılamıyor ama bir araya geliyor. Birlik beraberlik içinde yemek yiyor, sohbet ediyoruz. Hayatımız mezhep gözetmeksizin devam ediyor. Geçmişte birtakım sıkıntılar yaşadık, ama Allah’a şükürler olsun şimdi böyle dertlerimiz yok, bilinçlendik. 1980 öncesi zihinlerin defteri kapandı.
‘Birbirimizi tanıyalım, kardeşliğimizi artıralım’
Muharrem Aktaş (ESNAF): Fatsalı bir Alevi’yim. Namazımı kılıyorum. Şeriat, tarikat, hakikat ve marifet kapısı diye adlandırdığımız dört kapı 40 makamı elimizden geldiği kadar yaşamaya çalışıyorum. Sünnilerle ilişkiler konusunda herhangi bir engellemeyi ne dedemden ne de babamdan gördüm. Üç oğlum var, ben de onlara Sünni çocuklarla arkadaşlık kurmayın demedim. İyi insanlarla arkadaşlık edebileceklerini öğretmeye çalıştım. Aynı tavrı Sünni kardeşlerimizden de bekliyorum. Birbirimizi tanıyalım. Bu fırsat, geçmişte tanınmadı. Önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum.
(ZAMAN / MÜKREMİN ALBAYRAK, FATİH YALÇINER)
SON VİDEO HABER
Haber Ara