Anayasa Mahkemesi üyesi Tercan: AİHM artık Türkiye'den dava kabul etmiyor
Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Erdal Tercan, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getirildikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) artık Türkiye'den yapılan başvuruları kabul etmediğini söyledi. Tercan, Almanya ve İs
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-09 13:47:02
Zirve Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı ve Başvuru Usulü konulu seminerde açılış konuşmalarını Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa ve Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Akif Kütükçü yaptı. Seminere Gaziantep Bölge İdare Cumhuriyet Başsavcısı Esat Semerci, Koordinatör Vali Veysel Durmaz, Vali Yardımcısı Cemalettin Özdemir, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Dr. Alparslan Altan, Anayasa Mahkemesi üyesi Prof. Dr. Erdal Tercan, Anayasa Mahkemesi üyesi Burhan Üstün, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Faruk Bilir katıldı.
'Bireysel başvuru yolu tamamen farklı kendine özgü bir başvuru yoludur' diyen Anayasa Mahkemesi üyesi Prof. Dr. Erdal Tercan, "Bireysel başvuru ve hakları, genel ve yerel mercilerin sorumluluklarında bulunmaktadır." derken Anayasa Mahkemesi Üyesi Burhan Üstün, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulan dava istatistiklerine göre birinci sırada Rusya, ikinci sırada ise Türkiye gelmektedir." bilgisini verdi. Üstün, "2010 yılındaki değişiklikle sadece kanun denetimi yapan Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru davalarına bakma hakkını ve sorumluluğunu da aldı. 1954 yılından bu yana Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne üyeyiz ve tabiyiz. AİHM'ne Türkiye'den toplam 16 bin 879 başvuru var. Bu rakamlardan dolayı Türkiye hakkında en çok dava açılan ülke." açıklamasını yaptı.
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Dr. Alparslar Altan, bireysel başvurunun nasıl işlediğine dair bilgi verdi. 23 Eylül 2012'den sonra iki bölüm ve altı komisyon oluşturulduğunu ve bireysel başvurunun başlamasıyla birlikte Anayasa Mahkemesi'ne 3 bine yakın başvuru yapıldığını belirten Altan, bu başvurunun 300'e yakınına 'kabul edilemez' cevabının verildiğini belirtti. 'Bireysel başvuru sistemi kurulduğunda anayasa mahkemeleri bireysel başvuru sisteminde etkili olmadığı zaman verimli olamaz' diyen Altan, şu tespiti yaptı; "Bu daha büyük sıkıntı olur. Anayasa Mahkemesi'nde bireysel başvuru yolu kısıtlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını etkili bir yol olabilecek şekilde göstermesi gerekiyor."
Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Akif Kütükçü de, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bazı hukuk sistemlerinde yer alan bireysel başvuru hakkının Türk hukuk sisteminde de yerini aldığını belirtti. Kütükçü; "Anayasa yargısı özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gelişmiştir. Türkiye'de ise 1961 Anayasası ile var olan bir kavramdır. Devletin ihlallerine karşı temel hak ve özgürlükleri korumak amacıyla getirilmiş bir sistemdir. Türkiye'de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesinin bir tarafı olarak 1987 yılında bireysel başvuru hakkı tanındı. Bireylerin şikayeti doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat edilirken Türkiye, aleyhine şikayetlerde neredeyse bir ara birinci sıradaydı. Rusya Federasyonu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taraf olunca onların sayesinde aleyhimize verilen kararlarla Türkiye ikinci sırada yer aldı. Bu bireysel başvuru hakkı içeride hak ihlallerinin düzeltilmesi amacıyla getirilmiş ilave bir sistem. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatı azaltacak bir sistemdir." dedi.
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Bilir, 2010 referandumu ile bizim hukuk sistemimize giren Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının insan haklarının korunması açısından son derece önemli olduğunu belirtirken, "Anayasa Mahkemesi kanunda bu yenilikle ilgili değişiklikler yaptı ve çeşitli ülkeleri araştırıldı. Bununla ilgili yönetmelik çıkarıldı ve 23 Eylül 2012'de yürürlüğe girdi."dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara