Bunu söyleyen bir baro başkanı : Diyarbakır'ı vatanımın parçası olarak kabul etmiyorum
Kayseri Yeni Haber gazetesinin haberine göre Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, “Ben Diyarbakır'a kendi memleketim olarak artık bakamıyorum. Dolayısıyla Diyarbakır Ulucami'ye gidip rahatça namaz kılacağım gün gelmeden orayı toprağımın ve vatanımın bir parçası olarak kabul edemiyorum” dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-06 18:40:22
Çözüm sürecini önemsediğini söyleyen Konaç, Diyarbakır'a artık kendi memleketi gibi bakamadığını söyledi. “Dolayısıyla Diyarbakır Ulucami'ye gidip rahatça namaz kılacağım gün gelmeden orayı toprağımın ve vatanımın bir parçası olarak artık kabul edemiyorum. Bunları aşmak adına artık atacağımız her adımın çok önemli ve değerli olduğunu görüyorum. Bin yıl bu topraklarda kardeşçe yaşamış insanlara aslında bu karşılıklı düşmanlığı ve kini aşılayan sürecin ne olduğunun sorgulanması ile ilgili olarak çok vakit kaybettiğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu.
BENİM TOPRAĞIM MI ŞÜPHELİ
Konaç, sürecin rendice edici olduğunu savunarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evet süreç rencide ediyor ama Başbakanın bu cesareti göstermesini çok önemsiyorum. Diyarbakır ile ilgili şu cümleyi sarf ettim; 'Diyarbakır Ulucami'de bir gün çok rahat olarak namaz kılmadığım müddetçe orası ile ilgili olarak gönlüm hala acıyor' dedim. Doğu'da yol boyunca aramalar, çevirmeler, çevirmelerin asker mi yoksa terör örgütü mü olduğu ile ilgili olarak yaşanan duygusallıklar var. Ben o coğrafyaya eğer akıl tesis etmek noktasında bir avukat olarak giderken yolda her çevirmede ne olacak sorusu ile karşı karşıyaysam o bölge benim toprağım mı, benim coğrafyam mı, bende bir şüphe uyanıyor. Dolayısıyla bu hadiseler yaşanmış, bedeller ödenmiş, otobüsler çevrilmiş, onlarca şehidimiz var, onlarca kan ve gözyaşı hadisesi ortada iken her şey güllük gülistanlık gibi davranamayız.
Bakın çok açık bir şey söyleyeyim, Diyarbakır'da bir program var. Diyarbakır Barosu tüm Türkiye barolarını oraya davet ediyor. Orada olmayı çok arzu ediyorum ama Orta Anadolu'nun baskısı nedeniyle Diyarbakır'a gidip gitmemekte kararsızım. Gerekçem; oraya gittiğim zaman nasıl algılanacağım? Orada konuştuğum zaman nasıl değerlendirileceğim konusunda kaygı taşıyorum. Rahatlıkla, ‘Diyarbakır benim toprağım, Hakkâri benim toprağım’ diyebilen varsa bence riyakârlık yapıyor.
BAŞBAKANIN DİLİ
İmralı süreci ile ilgili olarak ben özellikle adliye sarayı içerisine girip avukat arkadaşlarımızın bulunduğu yerde otururken yapılan konuşmaları görüyor tüm meslektaşlarımın hassasiyetlerini bilerek konuşuyorum. Bu adımı kim atıyorsa onun elinden tutmamız lazım. Bugün bu Devlet Bahçeli olabilir, eğer çözüm noktasında elini uzatıyorsa başımın üzerinde yeri var. Kemal Kılıçdaroğlu siyaseten asla yan yana gelmek istemem ancak sorunun çözümü ile ilgili hakikaten aklıselim bir tavır ile ortaya çıkıyorsa başımın üzerinde yeri var. Ben artık bu ülkede, 'Başbakanın diliyle konuşuyor' denilmesin ama anaların ağlamasına da Mehmet’in kanının dökülmesine de razı değilim.”
(kayseriyenihaber)
SON VİDEO HABER
Haber Ara