&">
  &">
  &">
  &">

Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arınç: 28 Şubat'ta DYP'lilerin yüzde 60'ı yurt dışına kaçtı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "1997'nin Haziran ayında darbe olacağına herkesin inandığını belirterek, "DYP'lilerin yüzde 60'ı yurt dışına gitmişti.12 Haziran'da darbe bekleniyordu. 18 Haziran da Erbakan istifa etti." dedi.

  &

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-28 13:02:59

Arınç: 28 Şubat'ta DYP'lilerin yüzde 60'ı yurt dışına kaçtı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "1997'nin Haziran ayında darbe olacağına herkesin inandığını belirterek, "DYP'lilerin yüzde 60'ı yurt dışına gitmişti.12 Haziran'da darbe bekleniyordu. 18 Haziran da Erbakan istifa etti." dedi.

        Bülent Arınç, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından 28 Şubat ile ilgili düzenlenen panelde 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı.

        28 Şubat'ın bugün 16. yıl dönemi olduğunu ifade eden Bülent Arınç, birlerinin 'bin yıl süreceğini' söylediği sürecin devam etmediğini kaydetti. 28 Şubat'ın yargıya intikal ettiğini belirten Arınç, adaletin tecelli edeceği bir sürecin olması temennisinde bulundu.

        28 Şubat sürecine, birçok kuruluşun katkısının olduğuna işaret eden Arınç, merhum Necmettin Erbakan'ın siyasi geçmişi ile ilgili bilgi verdi, Erbakan ve arkadaşlarının yükselişini anlattı. Erbakan ve arkadaşlarının, dindarların da siyaset kanalı ile Türkiye'nin yönetiminde yer alacağını ve iktidara gelinebileceğini fark ettiğini Arınç, bu kapsamda yola çıkanların 1995 yılındaki genel seçimlerde birinci parti olarak çıktığını söyledi. Arınç, "Bu bizim açımızdan büyük bir sevinçti. TSK, yargı, medya ve üniversiteler Refah Partisi'nden (RP) tedirgin olmaya başladı." dedi.

        "RP'NİN HÜKÜMET KURMASINI 4 UNSUR İSTEMEDİ"

        Seçimdeki zaferinden sonra RP'nin hükümet kurmasının 4 unsur tarafından istenmediğini ifade eden Arınç, şunları anlattı: "Bir bayram öncesi Mesut Yılmaz'la görüştü, hükümet kurmak için olumlu sinyaller alındı ancak, bayramdan sonra Yılmaz kararından caydı. Birileri, cayması için üzerinde baskı oluşturmuştu. Bunun üzerine DYP, ANAP koalisyonu kuruldu. Fakat çürük bir koalisyondu. Bu hükümet 2–3 ay gitti. Sonra, DYP ve RP koalisyonu kuruldu."

        Başbakan Yardımcısı Arınç, hükümet seçildikten sonra Aydın Menderes'in Meclis başkanı olmasının birileri tarafından engellendiğini belirterek;"Gözümüz o zaman açıldı. Ama 28 Şubat sürecinde gözlerimizi daha da açtı. Ben, Meclis başkanı olduğumda 28 Şubat dönemini gördüğümden Avrupa Birliği'ci (AB) oldum." diye konuştu.

        "İŞ ADAMLARI 'BU İNSANLAR İKTİDAR OLURSA TÜRKİYE'NİN PARADİGMASI DEĞİŞİR' DİYORLARDI"

        Bülent Arınç, 28 Şubat'tan önce irticanın bir paranoya haline getirildiğini de belirterek, şunları ifade etti: "Hükümet kurulduğu için Tansu Çiller de hedefe konulmuştu. Erbakan, çalışanların haklarını vermek için, havuz sitemi ile yatırımları aktarmayı başarı ile uyguladı. Başarılı bir gidişat görüldü. Ancak birilerinde RP ile ilgili olumsuz görüş hâkimdi ve kesinlikle engellemek istiyorlardı. Bir iş adamı demecinde, 'RP'nin iktidarı demokrasinin gereğidir. Ancak bunların başarılı olması bu güne kadar gelenlerin başarısız olduğunun göstergesidir. Yerine gelen bu insanlar, dindar ve Türkiye'nin paradigması değişir.' diyordu."

        Erbakan'ın başbakanlıktan uzaklaştırılması için açıkça büyük hukuksuzlukların yapıldığını kaydeden Arınç, "RP'nin devrilmesine 5'li çetenin katkısı büyüktür. Yargının, askerleri ayakta karşılaması bunlardan biriydi. Yargı, yargı olmaktan çıkmıştı. 'Memleket elden gidiyor' havası oluşturuluyordu. Sonunda RP, kapatıldı. Meslek liseleri kapatıldı, bütün bunlar, Süleyman Demirel'in katkısı ile oldu ve RP'nin istifasını aldılar." şeklinde konuştu.

        "DYP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN YÜZDE 60'I YURT DIŞINA GİTTİ, BİZ YERİMİZDEN KIPIRDAMADIK"
Bülent Arınç, konuşmasının bir bölümünde ise 1997'de darbe olacağını bildiklerini söyledi ve şunları kaydetti: "O zamanlar lojmanlardayız. Bütün milletvekilleri lojmanlarda kalıyordu. Emin olun, 97'nin Haziran ayında bir darbe olacağı herkes tarafından o kadar güçlü söyleniyordu ki, benim aklımdaki tarih de 12 Haziran'dır. Pek çok milletvekili, Refah Partililerden bir tanesi bile değil, ama DYP'lilerin en az yüzde 60'ı yurt dışına gitmiştir. O tarihte Ankara'da bulunmamak, evlerinden alınıp götürülmemek o kadar akıllarına yerleşmişti ki; belki ANAP'lı milletvekilleri de vardı şüphesiz, sadece parti değiştirenleri saymıyorum, biz yerimizden kıpırdamadık. Ve bize haber getirenlere 'lojmanımız bu, evimizdeyiz, kim gelecekse bekliyoruz. Biz milletin emanetiyle geldik, bu emaneti başka hiç kimseye de emanet etmeyiz' demiştik. Allah bizi mahcup etmedi. 12 Haziran'da darbe bekleniyordu, sanıyorum 18 Haziran'da da Erbakan Hoca istifasını verdi. O dönem bir şekilde sona erdirilmiş oldu. Şimdi geldiğimiz nokta; 28 Şubat'ın asli ve fer'i müteallerinden yargı önünde hesap sorulma günüdür. Bunun konuşuluyor olması bile beni fevkalade memnun ediyor. Yargının vereceği karar ne olursa olsun, bugün 28 Şubat lanetli bir hale gelmişse, bu artık Türkiye'nin önünün açıldığını zannediyorum ki gösteren en önemli olay."
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara