Savaş mağdurlarının Suriye'deki Atme Kampı'nda yaşam mücadelesi(Özel)

Suriye topraklarında kurulan en büyük kamplardan biri olan Atme Kampı'ndaki yığılma her geçen gün artarak devam ediyor. Zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Suriyeliler, kendilerine gönderilen yardımların ellerine ulaşmamasından yakınıyor. Türkiye başta olmak üzere uluslararası yardım kuruluşlarının büyük miktarlarda yardım gönderdiğini ifade eden kamp sakinleri, yardımların kendilerine ulaştırılmadığını ve satıldığını iddia ediyor.

Türkiye sınırındaki Atme kasabasında kurulan çadır kentte 17 bin kişi yaşıyor. Esed'de bağlı savaş uçaklarının bombalamasına ve çadırlarda çıkan yangınlar sebebiyle son olarak 5 kardeşin can verdiği kampta halk, zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Sınırın diğer tarafında geçen Cihan Haber Ajansı( Cihan), kampta zorlu yaşam mücadelesini veren insanların dramına şahitlik etti. Zeytin ağaçları arasında kurulan ve yüzlerce çadırdan oluşan kamp, adeta bir şehri andırıyor. Basına ve gazetecilere karşı tepkili olan kamp sakinleri , ilk başta görüntü alınmasına karşı çıkıyor. Türkiye'den geldiğimizi duyunca yüzlerdeki, sert ifadenin yerini gülümsemeye bırakıyor. Çadırlarda zor şartlar altında kaldıklarını anlatan Suriyeliler, kendilerine gönderilen yardımların ulaştırılmamasından dert yanıyor.
Gıda; ilaç, giyim, battaniye, yer süngeri, çocuk bezi gibi birçok ihtiyaç listesinde büyük sıkıntı çektiklerinden yakınan savaş mağdurları, kendilerine gönderilen yardımların satıldığından yakınıyorlar.

Şİİ OLMAMA RAĞMEN ŞİİLERİN ZULMÜNDEN KAÇTIM
İdlib'in Fua bölgesinden geldiğini ifade eden 65 yaşındaki Muna, kendisinin Şii olduğunu Şiilerin zulmünden kaçarak kampa geldiğini söyledi. Muna, "Esed, evimizi bombaladı. Bizi çocuklarımızla evsiz barksız baş başa bıraktı. Allah O'nu çocuklarını da aynı duruma düşürsün. Annesi bile kendisini bırakarak kaçtı."diyerek Esed'e tepki gösterdi.

Yardımların çok azının kendilerine ulaştığını ifade eden Muna,"Yardımlar bize ulaşmadan sağa sola gidiyor. Çocuklara ekmek ile su veriliyor. Bize 'Esed'in bombardımanda kalın' denseydi daha iyiydi. Evlerimize gidip onurumuzla ölmemiz bu şekilde yaşamamızdan daha iyi. Buraya insanlık var diye geldik. Meğer çoğu Beşşar gibi pislik. Biz Beşşar'a köpek diyorduk. Esed gibi birçok köpek var. Çünkü burada çok sayıda hırsız var. Birlik olup tek bir elde hareket etmediğimiz sürece de başarılı olmayacağız. Yardımları teslim alanlar maalesef kendileri alıp satıyorlar. Ben şu yada bu alıyor diyemem. Geçen beni kaçırmakla tehdit ettiler. İsterlerse canımı alsınlar ben doğruyu söylemeye devam edeceğim." diye konuştu.

İdlib'te oğlunu bombardımanda kaybeden Mehmet Mustafa ise gelini, 4 torunu ve eşi ile aynı çadırda kalıyor. Yaklaşık 6 aydır Atme çadır kendinde kaldığını ifade eden Mustafa,"Büyük miktarlarda Suriye halkına yardımların geldiğini görüyoruz. Ancak bu yardımları teslim alanlar başka yerlere götürüyor. Kamp dışındaki depolarda boşaltılıyor. Büyük kısmına el koyduktan sonra arta kalan çok az kısmı halka dağıtıyorlar. Dağıtılan yardımlar devede kulak kalıyor. Suriye'nin tümüne yetecek yardımlar geliyor. Ancak teslim alanlar bunları satıyor. Şeker gibi gıdalar ise tekrar Türkiye'ye gönderilerek satılıyor." diye konuştu.

FARKLI YEMEK OLSUN DİYE ÇEVREDEN TOPLADIKLARI KÖMEÇ PİŞİRİYOR

Hama'dan gelen Selva Coha ise, bir kaç çeşit yemeğin sürekli döndürülüp verildiğini belirterek, farklı yemek hazırlamak için ağaçların arasından topladıkları bir çeşit ot olan kömeç hazırladıklarını anlatıyor.
Coha,"Geçen gün yardım diye bir kızıma kazak verdiler. Biz 12 kişiyiz sadece bir kazak verildi. Ayrıca çadırda 12 kişi kalmamıza rağmen 4 yer süngeri alabildik. 12 kişi 4 süngerin üzerinde yatmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte yemek olarak çorba, patates , pirinç pilavı, kuru fasulye, bulgur pilavı sürekli bu yemekler dönüşümlü dağıtılıyor. Tüm bu yardımlar nereye gidiyor bilmiyoruz. " açıklamasında bulundu.

SÜNGER OLMADIĞI İÇİN BATTANİYE ÜZERİNED YATIYOR

93 yaşındaki Rahme nine de çadır bulamadığı için dönüşümlü olarak yakınlarının yanında kaldığını ifade ediyor. Pilot oğlunun ordudan ayrılmak üzereyken Esed güçleri tarafından tutuklandığını anlatan Rahme nine, "Bombardımanla evimizi yıktılar. Oğlum pilottu ayrılacağını fark ettikleri için tutukladılar, başına ne geldi bilmiyorum. Ondan hâlâ haber alamadım. Kampta durumlar çok kötü, 10 kişilik bir aileye bir tabak yemek veriliyor. Çadırım olmadığı için akrabaların yanında kalıyorum. Yatacak sünger bile yok. Bir battaniye üzerinde yatıyorum. Yaşlılık üzerine grip eklenince çok hastalandım. Bir şurup verdiler. Su gibi hiç bir faydasını göremedim. " diye konuştu.

Cilvegözü Sınır Kapısında ise, kilometrelerce uzanan yardım TIR'ları görülüyor. Her gün onlarca TIR'ın taşıdığı yardımlar sınırın hemen yakındaki kamplara ulaştırılmazken, Suriye'nin iç kesimlerindeki halkın durumu konusunda soru işaretleri oluşuyor.