Esed ve Kaddafi’nin düşmesi yetmez
Kaddafi’nin gitmesinin yıldönümünün, uluslararası topluma kötü liderlerin sadece kendi ülkelerine zarar vermedikleri, bütün dünya için de bir zarar kaynağı oldukları yönünde önemli bir mesaj vermesi öngörülmektedir.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-26 15:03:37
TIMETURK / Haber Merkezi
ABDURRAHMAN ER RAŞİD *
Kaddafi’nin gitmesinin yıldönümünün, uluslararası topluma kötü liderlerin sadece kendi ülkelerine zarar vermedikleri, bütün dünya için de bir zarar kaynağı oldukları yönünde önemli bir mesaj vermesi öngörülmektedir.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed hâlâ dünyamızda. Ayrıca İran devrimi üzerinde hegemonyasını kurmasından beri ülkesinin mukadderatını tüketen ve dünyayı mahveden Tahran rejimini de unutmamalıyız. Geçmişte kalan bütün bu modeller ülkelerini fakir bırakmak, bölgeyi tahrip etmek ve dünyayı tehdit etmek gibi korkunç sonuçların sorumlusuydu. Kaddafi 40 yıl boyunca her yerde kaosu finanse etti ve kötülükleri Filipinler, İrlanda, İtalya ve İspanya’ya ulaştı. Rejimini devirmek için Çat devletini yıktı. Yıllarda Sudan’ın batısı ve güneyinde kaosun yayılması, para ve silahla finanse edilmesinin arkasındaki isimdi. Lübnan’daki iç savaşta tarafları finanse etti. Son on yıl içinde Suudi Arabistan’a karşı Yemenli Husileri ve Yemen kabile güçlerini finanse etti. Aynı yıllarda ise Libya’yı gelişmemiş ve halkının gelecek umudunun bulunmadığı yıkık bir ülke olarak bıraktı. Saddam Hüseyin’in de daha dar bir kapsamda yaptığı buydu. Ordusunu ve güvenlik güçlerini büyüttü. Komşusu İran’la on yıllık bir savaşa ve ardından Kuveyt’e girdi. Baba Esed ise yönetimde olduğu yıllar boyunca Lübnan’ı çekişmelerle ateşe verdi. Türkiye, Irak ve Körfez ülkelerine karşı silahlı grupları finanse etti ve eğitti. Oğlu Beşşar da onun yolundan gitti. İran’a yapıştı, Lübnan’da yaptığı gibi Irak’ı kontrol altına almak amacıyla geçen on yılda bu ülkede terör ve mezhep savaşları mühendisine dönüştü.
Bu üçlü Filistin davasını tahrip etmek, Filistin safını yarmak, Ebu Nidal ve Ahmed Cibril benzeri Filistinlilerin liderliğindeki silahlı grupların kiralanmasında karşılıklı roller oynadılar. Filistin adına bu üçlü Filistin davasını yıktı ve Arap dünyasını yıkıma sürüklediler. Şimdi bu yıkımın isimleri yok oldular ve sonuncuları yani Esed de savaş ne kadar uzarsa uzasın gitmek üzeredir. Arap dünyası değişiyor, ne zamana kadar değişeceğini ve değişimin nasıl sonlanacağını bilemiyoruz. Umudumuz Libyalıların bir başka Kaddafi, Iraklıların yeni bir Saddam çıkarmaması. Yalnız iktidarların göstergeleri bu tehlikenin işaretlerini veriyor. Suriye, Esed gibi acımasız demir yumruk bir rejim getiremez.
Bu yeni devletlerin inşa etmek istediklerini belirttikleri demokratik rejim insanlara başvurmaya dayanmaktadır. Libyalılara, Iraklılara veya Suriyelilere sorarsak çoğunluğun bu kötü dönemlere ve zayıf yıllara dönmek istemediğini görürüz. Keza uluslararası toplum da öyle. Bu yüzden herkesin sorumluluğu kendi rejimlerine karşı devrim yapan ve düşüren toplumları siyasi katılıma inanan ve vatandaşlarının taleplerine olumlu karşılık veren sivil yönetime sevk etmektir. Zira Saddam, Kaddafi ve Esed kötülük ve çılgınlık eğilimleri dışında ayrıca sınırların dışında düşmanlar veya sahte kahramanlar çıkararak kendi toplumlarını rahatsız etmek için dış yıkım politikasını baz aldılar. Kendi halklarının eğilimine saygı gösteren kurumların inşası kolay olmayacak. Burada uluslararası toplumun seyirci kalmak yerine bu devrimci toplumların elinden tutma ve geçiş döneminde destek olma rolü devreye giriyor.
Kendi vatandaşlarına ve uluslararası yasalara saygı gösteren rejimlerin varlığı sadece Libyalıların, Iraklıların veya Suriyelilerin çıkarına değil, tüm dünyanın çıkarınadır. 1945 yılında Hitler rejiminden kurtulmak, bu rejimin suçlarına son verdi ancak daha önemlisi savaşı kazananların Almanya ve Japonya’da demokratik kurumlar inşa etme ısrarının, Avrupa kıtası ve dünya için sükûnet, barış ve refah getirmesidir. Dolayısıyla kötü rejimlerin düşürülmesi dünya için kötü olacak bir 40 yılın tekrarlanmasını engellemek için yeterli olmayacaktır. Aksine içeride ve dışarıda hukuka bağlı rejimler inşa etme noktasında bu toplumların desteklenmesine katkıda bulunulması bu ülkelerde Avrupa deneyimini farklı boyutlarda tekrarlayacaktır.
*Şarkulevsat gazetesinde (20 Şubat 2013) yayımlanan makale kısaltılarak tercüme edilmiştir.
(Zaman)
SON VİDEO HABER
Haber Ara