Suriye'de askeri kanaat sorumlusu Timetürk'e konuştu
Suriye'de Ahrar'ur Şam'ın da içerisinde yer aldığı ve yaklaşık 22 bin silahlı gücü bulunan İslami Özgür Şam Hareketi askeri kanaat sorumlusu Fida Abu Talha Timetürk'e konuştu: 'Direniş av silahı ile başladı'
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-24 23:12:26
TIMETURK / Nevzat Çiçek-Suriye
İslami Özgür Şam Hareketi Askeri Kanat Sorumlusu FİDA ABU TALHA ile Suriye'de karargahunda yaptığımız röportaj:
Askeri açından bu iş neden bu kadar uzadı? Şu an iki tarafın güç açısından istatistiği nasıl?
-Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile
Şam topraklarının durumu çok farklıdır. Özellikle İsrail için korku kaynağıdır.
Halifeliğin düşmesinden sonra devlet hâkimleri Müslümanların meselelerine önem vermez oldular.
Suriye’deki düzen köklü bir düzendir ve bir kesime dayanmaktadır. Asker ve istihbarat birimlerinin %90’ı Beşşar düzeninin adamlarından oluşmaktadır. Bizim savaştığımız ordu, mezhepçi düşünen bir ordudur. Onlardaki silahlar da kendi şehirlerini vurmak için hazırlanmış silahlardır. Cumhuriyet muhafızları düzene bağlı, düzeni korumak için hazırlanan bir kurumdur. Bütün silahlar da bunların eli ve kontrolü altında bulunmaktadır. Bunların komutanlarının hepsi de Nusayrilerden oluşmaktadır. Bunlar, bu düzenin koruyucularıdır.
-Direniş barışçıl bir şekilde başladı. Biz sert karşılık göreceğimizi biliyorduk. Elimizde çok az sayıda av silahları vardı. Çünkü Suriye’de, diğer ülkelerden farklı olarak hiçbir sivilin silah taşımasına izin verilmiyordu. Bunun nedeni ise, düzenin kendisine karşı çıkacak muhalif silahlı gruplar istememesi idi. Bu yüzden kimseye silah taşıma izni verilmiyordu.
-Biz de bu direnişe av silahları ile başladık, basit patlayıcılar üretmeye başladık ve bu orduya karşı tahmin etmediği bir şekilde direnmeye başladık.
Daha sonra ordu küçük silahları bıraktı ve bize tank ve toplarla saldırmaya başladı. Uçaklarla, güçlü bombalarla saldırmaya başladılar. Bir mahalleyi yok edecek bombalar atmaya başladılar.
Çok şükür ki her ne kadar bu savaş uzun sürdüyse de biz savaşta ilerlemekteyiz ve düzenin ordusu her geçen gün geriye gitmektedir. Bu düzen; Çin, İran ve Rusya gibi ülkelerin desteği ile ayakta durmaktadır. Beşşar’a destek veren bu ülkeler, kendi çıkarlarını gözetmeyecek bir hükümetin gelmesinden korkmaktadırlar. Bundan dolayı savaş uzun sürmüştür. Bizim direnişimiz, kan ve silah tüccarları Çin, Rusya, İran ve İsrail’e karşıdır.
Esed’in ordusunun özelliği nedir? Ne kadar teçhizatı ver ve gücü nereden geliyor? Esed şu an üstünlüğe doğru mu gidiyor, yoksa zayıflıyor mu? Siz ne kadar ileridesiniz, hangi bölgeler kontrolünüz altındadır?
Ahrar el Şam İslami Hareketi, köy ve kırsal anlayışı ile sınırlı değil, Suriye’nin genelinde başlamıştır.
Şehirlerde bulunan kardeşlerimize güvendik. Buna Tartus ve Benyas da dâhil. Kimi Cebel’i Ekrad ve Cebel’i Sahil’de savaşmaktadır. İçinde bulunmadığımız bölge yok, Suvayda bölgesinde bile Ahrar’ın savaşçısı bulunmaktadır.
Suriye’de tek bir siyasi yol çizmek için Suriye’nin genelinde bu direnişi başlattık. Ahrar, merkezli bir şekilde İdlib, Dera, Kuneytra, Suveyde ve Dimeskte bulunmaktadır. Dimeşk’in tüm kırsal kesiminde bulunmaktadır. Zebedami, Madaya, Çuta merkez, Dera, Ürdün sınırı ve düşman Yahudi sınırında bile bulunmaktadır.
-Doğu bölgesinde şimdi fecr talie hareketiyle birlte sayımız oldukça artmıştır. Kürt bölgesinde kürt kardeşlerimiz bulunmaktadır. Aklı başında, Türkiye ve Suriye’ye ciddi bir bakış açısı ile bakan, ahlaklı, ırkçılıktan uzak kardeşlerimiz bulunmaktadır. Hums bölgesinde kuşatmasından dolayı iletişim sağlanamıyordu. Ama altı aydır durumlar daha iyi daha rahat iletişim kurulmaktadır.
Ahrar hareketi direnişi konusunda tüm ülkeyi kapsayacak proje çizmektedir. Operasyon yapılacak bölgeye mücahid sevkiyatı yapılmaktadır. Dolayısı ile bizim hareketimiz her yerde bulunmaktadır. Silah sevkiyatı kolaylaştı, yollar daha güvenli hale geldi, nakliye araçlarıda bulunmaktadır.
Esed karşısında Suriye’nin olmadığını iddia ediyor ve ”Ben aslında Suriyeliler ile değil yabancılarla savaşıyorum?” diyor. Birçok Mücahid gruplar da diyor ki” Biz Esed ile değil, Esed’i destekleyen ülkeler ile savaşıyoruz!”… Bu yaklaşıma ne demek istiyorsunuz?
Dera’daki çocukların tırnaklarının sökülmesi ile başladı. Bu çocuklar, Afganistan’dan ya da uzaydan gelmedi. Onlar Dera’nın çocuklarındandı. Onbinlerce ceset, Suriye’li cesetidir, uzaydan düşen bir ceset değil. Suriye dışından direnişçi olmadığını söyleyemem. Onlar dava sahibi insanlar. Bu da normal bir şeydir. Cheguvera latin Amerika’da savaşıyordu. Dava sahibi olmak sınırlarla ölçülmez. Bu bir zulüm davasıdır. Dışarıdan gelenler oldu, evet! Onlar da Suriye’ li olup yetmişlerde sınır dışı edilmiş, ailesi öldürülmüş, Suriye’den hicret etmek zorunda kalmış Suriyelilerdir. Ve bu direniş için malı ve canı ile geri dönmüş ve direnişe katılmıştır.
İranlıların olması, zaten medyada olan bir şey ve İran tarafından itiraf edilen bir şeydir. Çin açıkça destek verdiğini söylüyor. Hasan Nasrallah Esed’i desteklediğini açıkça söylüyor. Silahlar Lübnan sınırından giriyor. Bu bilinen bir gerçektir. Türkiye’nin inmeye zorladığı uçaklar İran’ın uçakları, denizden gelen gemiler ise Rusya’nın gemileridir. Bunların hepsi açıkça bilinen gerçeklerdir.
Şöyle bir şey söylenmekte: Katar, Türkiye, Suudi Arabistan Mücahidleri silahlandırıyor. Ama Mücahidler ellerinde silah olmadığı söylüyor. Suriye’deki mücahidlerin yüzde kaçında silah bulunmaktadır?
Cevap:-Birliklerin silahlandırılması konusunda ve özellikle Ahrar hareketini için bütün kapılar kapalıydı. Başta bu hareketin dış kaynaklı, dış bağlantılı olmasından korkuluyordu. Daha sonra bu hareketin cihadi bir hareket ve bu insanların, bu ülkenin seçilmiş evlatlarından olduğu anlaşıldı. Ki bunlar hapse girmiş, bağlantısı yoktur. Ama ordudan ayrıldıktan sonra kamplarda kalan komutanları bazı ülkeler tanımıştır.
Ahrar’ın silah kaynağının %90’ı, operasyonlarda Esed ordusundan ele geçirdiği ganimetlerden oluşmaktadır. Barikatlara operasyonlar düzenleyip, şehitler verip silah ele geçirmekte ve bu silahlarla diğer bölgelere destek vermekteyiz. Halepte ele geçirdiğimiz silahı, sahil bölgesine, İdlib’te ele geçirdiğimiz silahı Humus’a gönderiyoruz. Elhamdulillah!
Elimizdeki uçaksavarlar eski model şelka 23. Normal kurşun atan, mesafesi 3500 metre. Uçaklar 4000 metreye yükseldiğinde etki etmiyor. Ganimet aldığımız 75 mm’lik uçaksavarların etki mesafesi şelkadan daha fazladır. Bunlar Rus işidir ve bunların hepsi düzenin ordusundan ganimet aldık.
Elimizde az sayıda tank takımı var. Bunların da bazısı tamir edilmekte ve bazıları da kullanılmaktadır. Operasyonlarda kullanılması için bir bölgeden diğerine sevk edilmektedir. Elimizde zırhlı araçlar bulunmaktadır ve bunların hepsini ganimet olarak aldık.
Bir savaşçının elinde ya Rus silahı ya da İran silahı bulunmaktadır. Bunlar da ganimet olarak alınmıştır. Çünkü ne Türkiye ne Suud ve ne de Katar bu silahlara sahip değildir. Amerikan, alman silahı Suriye’ye girdiği zaman dışarıdaki ülkelerden silah yardımı aldığını söyleyebilirsin. Ama silahlar gerçekte elimizde yoktur. Dolayısı ile biz bu iddiayı yalanlıyoruz.
Son dönemde İsrail, kimyasal silahları bahane ederek Suriye’ye dahil olmak istiyor. Bazılar bunun İsrail’in Esed’i kurtarma planı olduğunu söylüyorlar. Siz İsrail’in bu tutumuna nasıl yaklaşıyorsunuz?
-Gerçekte Suriye’de bu ölçüde kimyasal silah yoktur. Çünkü Suriye ordusu, düzenin koltuğunu halka karşı korumak için tasarlanmış bir ordudur. İsrail hiçbir zaman Suriye hükümetine karşı kıl tanesi kadar bile hesap yapmamıştır. Çünkü bu hükümet İsrail tarafından korunmaktadır. Suriye-İsrail sınırı, İsrail’e bir kurşuna bile mal olmamıştır. İsrail şimdi Suriye’deki direnişçilerden, Suriye’den sonra sıra İsrail’e geleceğinden korkmaktadırlar. İsrail ile Suriye arasında antlaşma vardı. Zaza ve Kuneytra bölgeleri silahtan arındırılmış bölgelerdir. Suriye ordusu o bölgeler üzerinden uçak kaldırıp direnişçileri, köyleri vurmakta. Madem Suriye İsrail için bir tehlike arz ediyor, neden bu olaya itiraz etmemiştir. Aklı başında Suriye halkı biliyor ki İsrail’den gelen her saldırı, Suriye düzeninin menfaatinedir. İsrail’in yaptığı saldırı büyük ihtimalle silah taşıyan kardeşlerimize ya da yaralıları taşıyan araçlara yapılmıştır. İsrail, dostunun gitmesinden korktuğu için bunu yapmıştır.
-Ahrar hareketi, ufak bir birlik olmaktan çıkmıştır. Sağlık birimine, insani yardım birimine sahiptir ve çok yakında basın birimine de sahip olacak bir harekettir. Aynı zamanda siyasi ofisimiz, ulaşım ve nakliyat birimimiz, askeri kanadımız mevcuttur. Bununla birlikte şer’i, Allah’ın indirdiği ile hükmeden mahkemelerimiz bulunmaktadır.
Yaklaşık on bin savaşçımız vardı ve bu savaşçılarımız da çeşitli silahlara sahiptir. En yakın zamana da hava kuvvetlerin sahip olmayı umuyoruz.
Bize teftenaz havaalanından ve İdlib hapishanesindeki ortak operasyonlardan bahseder misiniz?
-Size, anaların ve çocukların bu zalimden kurtulmak için ettiği dualardan bahsedeyim. Teftenaz havaalanı, anaların ve çocukların yüzündeki gülümsemeyi çalmıştır. Bu havaalanına üç kere operasyon girişiminde bulunuldu. Birincisi Ahrar el Şam ve Liva el Ümmeh tarafından yapılmıştır. Hazırlığımızı yapıp saldırdık ama başaracak gücümüz yoktu. İkincisini ise Özgür Suriye ordusu ve Liva el Ümmeh’nin operasyonuydu ki bu da başarısız oldu. Biz bu havaalanını yok etmeye kararlıydık ve şehit vermeye hazırdık. Allah’a şükür ki Cephe en-Nusra, Liva Davut ve Ahrar el-Şam direnişçiler saldırdı. Bu direnişçierin %50’si Ahrar’ındı. 24 şehit verdik ki yarısı Ahrar’dan idi. Allah’ın inayeti ile soğuk karlı gecelerden sonra havaalanını ele geçirdik. Bombalarla yıkamadığımız surların altını kazarak içeri girdik ve de fazlaca ganimet aldık. Bizim sayımız iki yüz elli idi ve yirmi dört şehidiz vardı. Daha fazlasını vermeye de hazırdık.
İdlib ve halep kuşatma altında. İdlib’teki hapishaneye operasyon düzenleyip birçok esirimizi aldık ama düzenin askerleri bazı mahkûmları İdlib’in merkezine kaçırmayı başarmıştı.
Suriye’de silah fabrikası kurduğunuz söyleniyor. Bu konuda durum nedir?
-İlk günden beri av silahları ve basit patlayıcılarla başladık ama bu patlayıcıları geliştirdik ve en yeni mahkemeleri yok edecek mayınlar üretmeye başladık. Şimdi füze üretimine ağırlık veriyoruz.
Dünyanın her yerinden insanlar buraya gelmek istiyor. Onlara buradan mesajınız nedir? Gelenlere ne yapılıyor? Savaşçılarınızın yaş grubu ortalaması nasıl?
-Savaşçılarımızın yaş ortalaması yirmi ila otuz arasındadır. Altmış yaşında olanlar da var. Buraya gelmek isteyen mücahid kardeşlerimize mesajımız şudur ki bizim buradaki sayımız açığı kapatmaktadır. Onlardan dua talep ediyoruz. Kendilerine iyi bakmalarını istiyoruz. İmkanları dahilinde maddi yardımlarının devamını bekliyoruz.
-Bizim savaşçı sayımız on yedi bine ulaşmıştır. Hama’da yaklaşık dört bin, Humus’ ta beş yüz, Şam ve güney bölgesinde iki binden fazla savaşçımız bulunmaktadır. Halep’te beş yüzden fazla savaşçı var, net bir sayı veremem. Her bölgede iki yüze yakın savaşçımız bulunmaktadır.
Peki PYD ile çatışmaları hakkında neler söylemek istersiniz?
Son zamanlarda Pkk tarafından şehid edilen kardeşlerimiz oldu. Pkk, bazı bölgelere hakim olmak istiyor. Ra’s olayı gibi. Pkk düzen tarafından desteklenmiş, düzenin bayrağını asmıştır. Pkk, Türkiye’yaptığının aynısını burada da yapmak istiyor. Pkk bizim için düşmandır. Birçok bölgeye saldırı düzenlemiş, insanların haklarına tecavüz etmişlerdir. Allah’tan hidayet bulmalarını ve silah bırakmalarını umuyoruz. Bize iyilikle uzanan ele iyilikle cevap veririz, kötülükle uzanan ele de misli ile cevap veririz. Pkk’ya hiçbir zaman destek vermeyiz. Masum insanları öldürdüğü sürece karşısında bizi bulacaktır. Müslüman halkı öldürmelerine asla izin vermeyeceğiz. Nerede olursa olsun hakkın yanındayız ve batılın karşısındayız.
İslami Özgür Şam Hareketi’nin askeri kanadının sorumlusu olarak Türkiye ve dünyaya mesajınız nedir?
Türk halkı elinden geleni yapmıştır. Çocuklarımız ve namuslarımız onlara emanettir. Başta geçişlerde zorluklar olsa da şimdi durumlar daha iyi. Türkiye, hükümet ve halk olarak çok fedakarlık yaptı. Türkiyeli kardeşlerimizden bize tahammül etmelerini ve yardımlarının esirgememelerini talep ediyoruz. Bütün dünyaya diyoruz ki eğer bu düzeni yıkmak istiyorlarsa bize uçak düşürecek silah temin etmeleri yeterli olacaktır. Ama dünya Esed düzeninin uzamasını istiyor. Yerine onun gibi birinin gelmesinin istiyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara