'28 Şubat'ta komutanlar din adamlığı yaptılar'
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel, 28 Şubat'ta yaşanan post-modern darbede komutanların din adamlığı bile yaptıklarını söyledi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-24 15:18:10
Karayel, tarikatların ve liderlerinin araştırılması amacıyla Diyanet İleri Başkanlığı'nın 28 Şubat'ta kullanıldığını belirtti. Karayel, Diyanet bünyesinde kurulan Diyanet Araştırmaları Merkezi (DİYAM)'nin yönetimine de Milli Güvenlik Kurulu Psikolojik Harp Daire Başkanlığı'nda görev alankomutanların getirildiğini ifade etti.
Yaşar Karayel, 28 Şubat post-modern darbenin öncesi ve sonrasında yapılanları, partisinin il danışma meclisi toplantısında anlattı. Karayel, 28 Şubat'ta insanlara yapılan zulümlerde, işkencelerde devletin her kurumunun kullanıldığı gibi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da kendi amaçları doğrultusunda çalıştırıldığını aktardı. Karayel, yapılan darbede, Diyanet'te farklı işler yapıldığına dair komisyon olarak belgelerin temin edildiğini ifade ederek, “28 Şubat döneminde askerler, Diyanet'e, alınan kararlar doğrultusunda görevler vermiş. 28 Şubat soruşturmasında yapılan işlerin hukuksuz olduğunu görüyoruz. Hukuksuzluk içerisinde insanlara bu zülüm ve işkenceler yapıldı. Bunlar, sadece din adamlarına, dindarlara yapılan işler değil. Bir de dindarlara kendi elleriyle yaptırılan işler ortaya çıktı.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, 28 Şubat dönemine ait komisyona gönderdiği raporu paylaşan Yaşar Karayel, Diyanet'e verilen görev ve bunları yapmayanlarla ilgili hukuksuzlukların net olarak ortaya çıktığını anlattı. Karayel, Diyanet'in raporunda ise o dönemde il ve ilçe müftülüklerine gönderilen talimat olduğunu hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
“Diyanetin gönderdiği yazıda, “Topluma din hizmeti sunmak ve toplumu din konusunda aydınlatmakla görevli başkanlığımızın, toplumumuzun dini inanç ve yaşayış tarzları konusunda bilgi sahibi olmasında zorunluluk vardır. İl ve ilçe müftülükleri, görev bölgelerinde mevcut tarikatları tespit edip bunlarla ilgili bilgileri tarikat liderleri, tarikat liderlerine yakın insanlardan bilgi alınıp forma yazılacaktır. Bu form ortaya çıktı. Tarikatlar ve bunların müntesipleri ile ilgili bilgiler alınırken, bunların, başkanlığınızca toplumu din konusunda aydınlatma çerçevesinde değerlendirileceği, hiçbir tarikat liderinin endişe duymaması gerektiği özellikle anlatılacaktır. Bu konuda endişe yaratılacak davranışlarda bulunulmamalıdır. Bilgi, form her bir tarikat için ayrı ayrı doldurulacak. Bu formlar en geç 30 Nisan 1997 tarihine kadar acele olarak başkanlığımıza gönderilecek.” İşte Türkiye'de bütün çalışmalar bu talimatlarla bu şekilde yapılmış. Sonuçta yapmayan din adamları meslekten atılmış. Maaş kesme, kınama ve benzeri cezalar verildiğini görüyoruz.”
"DİYANET'TE KURULAN MERKEZİN YÖNETİCİLERİ ASKER"
Yaşar Karayel, 28 Şubat'ta Diyanet'te araştırma merkezi kurulduğunu ve adına DİYAM denildiğini belirtti. Karayel, Diyanet bünyesinde kurulan bu merkezin yönetiminde görev alanların ise din adamları değil komutanlar olduğunu öğrenince de şaşırdıklarını ifade etti. Karayel, bu merkezle ilgili şu bilgileri aktardı: “Bizim komutanlarımız her işten anlamış. Batık bankaların yönetim kurulu üyeliğini yapmışlar. Bunlar finansör. Finans işlerinden iyi anlarlar. Gazetecilik yapmıştır. Bir de din adamları olmuşlar. Bu kurulan merkezin genel sekreteri ve başkanları kim biliyor musunuz? Başkan yardımcısı emekli Tümgeneral Yaşar Karagöz, Genel Sekreteri Tuğgeneral Dr. Yavuz Ölçen, Genel Sekreteri Kurmay Albay Oğuz Kaleloğlu. Bunların her üçü de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Psikolojik Harp Dairesi'nde görev yapmış insanlar. Bu insanların ihtisasları din ve fıkıh değil. Bunlar bu kurumlardan maaş almışlar. Hayırsever insanlarımızın bağışlarından maaş alınmış. Bunlar bu ülkemizde yaşandı. 28 Şubat'ı unutmayalım dedik.”
"REFAH PARTİSİ'Nİ KAPATMAK İÇİN KARATEPE DOSYASINI 8 BİN DOSYANIN ÖNÜNE ALDIK"
Yaşar Karayel, Darbeleri Araştırma Komisyonu olarak Genelkurmay Başkanlığı'na yazı yazarak, 28 Şubat'tan bir ay önce Gölcük'teki toplantıya kimlerin katıldığı ve ne amaçla yapıldığını sorduklarını ifade etti. Karayel, toplantının içerği ile ilgili çok bilgi alamadıklarını ama toplantıya katılanlarla ne konuşulduğunun basında yer aldığını hatırlattı.
Karayel, toplantıya katılanların, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Harp Akademileri Komutanı, ne kadar muvazzaf general varsa hepsinin yer aldığı ve 54 madde üzerinde karar alarak Cumhurbaşkanı Demirel'i Genelkurmay'a çağırdıklarını bildiklerini ifade etti. Karayel, burada alınan bazı kararlarla ilgili Milli Güvenlik Kurulu Kararı içinde irticai sebeplerin olduğuna dair işlemler yapılması gerekliliğinin Demirel'in, Başbakan Erbakan'a yazdığı mektupla da bilindiğini dile getirdi.
Karayel, konuşmasında, bu yazının içeriği ile ilgili şu bilgileri verdi: “Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'ye soruşturmada baskı yapıldığı, Atatürk düşmanlığı yapıldığı, bazı siyasi kimliği olan kişilerin laiklik karşıtı konuşma yaptığı' şeklinde ifadede yer almıştır. Bu nedenle de Kayseri'ye müfettişler geldi. Bekir Yıldız, Mehmet Özhaseki ve Memduh Büyükkılıç'ın üzerine karabasan gibi çöktüler. 10 Kasım'da Şükrü Karatepe ile ilgili soruşturma açıldı. Şükrü Karatepe'nin dosyası 8 bin dosyanın önüne alındı ve Refah Partisi'nin kapatılma gerekçesi olarak gösterildi. Bunlar ülkemizde yaşandı.”
Yaşar Karayel, 1980 darbesi ile ilgili de bilgiler vererek, o dönemde 650 bin insanın gözaltına alındığını, 7 bin insan için idam istendiğini, 517 insana idam cezası verildiğini, 71 bin insanın düşünce suçlarından yargılandığını, 30 bin insanın işten çıkarıldığını ve 14 bin insanın vatandaşlıktan çıkarıldıklarını anlattı. 23 bin derneğin de kapatıldığını hatırlatan Karayel, idam edilenlerin, idam sonrasında yaşlarının büyütüldüğünü sözlerine ekledi. (cihan)
SON VİDEO HABER
Haber Ara