Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'dan çözüm sürecine karşı olanlara 'vampir' benzetmesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı'da PKK elebaşısı Abdullah Öcalan ile MİT arasında gerçekleşen görüşmelerin 'masaya oturmak' ya da 'müzakere' olmadığını söyledi. "Bu çözüm yolunda, çözüm sürecinde bir imkânın değerlendirilmesidir." diyen Erdoğan

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-19 13:12:39

Erdoğan'dan çözüm sürecine karşı olanlara 'vampir' benzetmesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı'da PKK elebaşısı Abdullah Öcalan ile MİT arasında gerçekleşen görüşmelerin 'masaya oturmak' ya da 'müzakere' olmadığını söyledi. "Bu çözüm yolunda, çözüm sürecinde bir imkânın değerlendirilmesidir." diyen Erdoğan, süreçten rahatsız olanları ise vampire benzetti. Erdoğan, "Bundan kim, niye rahatsız oluyor? Bunu kim, niye masaya oturmak ya da müzakere olarak sunuyor. Bundan nasıl bir çıkar devşirmeye çalışıyorlar? Allah aşkına bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl bir kan sevdasıdır, bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansızlıktır. Bizim terör karşısında taviz verdiğimizi söyleyenlere sesleniyorum; Hangi tavizi verdiğimizi, hangi geri adımı attığımızı açıklamayan müfteridir, namerttir." ifadelerini kullandı.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis'teki grup toplantısında İmralı ile yürütülen süreç ve muhalefet partilerinin verdiği tepkilere ilişkin sert ifadeler kullandı. 13 yıl önce yola çıkarken 3 kırmızı çizgi ile yola çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, bunların etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik olduğunu kaydetti.

        Erdoğan, "Biz Kürt milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Laz milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Türk milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Arap milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz. Çünkü değerler silsilesi içinde, böyle bir ırki, kavmiyete, kabileye dayanan bir milliyetçilik yoktur, bu şeytandandır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil." dedi.

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Mardin'deki bu konuşmasını beğenmediğini kaydeden Erdoğan, "Zaten sen beğenmeyesin diye bu konuşmayı yaptım, milletimin beğendiğini biliyorum." ifadelerini kullandı.

        "HALK, 'BU İŞİ ÇÖZÜN' DİYOR"

        Başbakan Erdoğan, Mardin'de Midyat ve Kızıltepe'deki izlenimlerini de aktardı. Midyat'ta 15 bine yakın insanın olduğunu, Midyat Meydanı'ndan daha büyük olan Kızıltepe Meydanı'nın da tıklım tıklım dolu olduğunu ve 20 bini aşkın vatandaşın orada olduğunu aktardı. Erdoğan, "Bunlar bindirilmiş kıtalar değil, tamamiyle o ilçelerin insanları. Bu, çözüm sürecini halkımın nasıl benimsediğini de gösterir." diye konuştu. Erdoğan, vatandaşların, 'artık biz bu işlerden bıktık, bu işi çözelim. Analar ağlamasın, gözyaşları dinsin, kan akmasın' dediklerini anlattı.

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kendilerini 'İmralı ile işbirliği tutan bir parti' olarak göstermenin gayreti içinde olduğunu kaydeden Erdoğan, "Onu sana sormalı, sen çok iyi bilirsin. Kenya'dan getirip sizin iktidarınıza bunu teslim edenlerin kim olduğu belli. Biz çözüm süreciyle farklı bir yol arayışı içindeyiz. Biz, müzakereyi bu parlamento çatısı altında olanlarla yaparız, mücadeleyi de bölücü terör örgütüyle yaparız. Bu silahlar gömülecek, siyaset, fikirler konuşacak. İkinci bir ülkeye mi giderler, üçüncü bir ülkeye mi giderler? Neyi tercih ederlerse, biz bu konuda da her türlü güvenliği sınırda veririz, geçmişteki yanlışları yaşamaz ve yaşatmayız." diye ekledi.

        "KAYSERİ, MİDYAT VE KIZILTEPE'DEKİ ANNELER 'KAN DURSUN' DİYOR"

        Tek dertlerinin milletin huzuru olduğunu söyleyen Erdoğan, bölgedeki huzursuzluğu gidermek istediklerini aktardı. "Bu insanlar birbirine dargın, kırgın olmamalı, birbirini sevmeli." diyen Erdoğan, batı devletten hangi hizmetleri almışsa diğer bölgelerin de aynı hizmetleri alacağını kaydetti.

        Son haftalarda gittikleri her şehirlerin önde gelenleriyle istişare toplantıları yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bu toplantıları Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Kayseri'de ve Mardin'de gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, bu istişare toplantılarını bundan sonra da sürdüreceklerini söyledi.

        Erdoğan, şöyle devam etti: "Kayseri'de bize verilen mesaj neyse, Mardin'de verilen mesaj da aynı. Ben daha önce 'anneliğin siyaseti, ideolojisi yoktur' demiştim. Kayseri'deki anne de Mardin'deki anne de yaşadığı evlat acısıyla bize aynı şeyleri söyledi ve söylüyor. Kayseri'deki anne Türkçe olarak, Midyat'taki anne Arapça olarak, Kızıltepe'teki anne Kürtçe olarak, bize 'kanı durdurun' diyor."

        TERÖRLE MASAYA OTURMAYIZ

        Türklerin tarih sahnesinde yerini aldığı andan itibaren bağımsızlığına düşkün olduklarını, binlerce yıl içinde sayısız şehitler verdiklerini belirten Erdoğan, "Aynı şekilde terörle mücadelede biz bir tek geri adım atmayız. Silahı bırakmadığı sürece, silahlı tehdit unsuru olmaktan çıkmadıkları sürece bizim güvenlik güçlerimiz teröristin üzerine kararlılıkla gider ve gidecek." ifadelerine yer verdi.

        Başta MHP olmak üzere bir takım odakların yeni süreci provoke etmek amacıyla yalana ve iftiraya dayalı kampanyalar başlattıklarını belirten Erdoğan, "MHP Genel Başkanı ve arkadaşları, her gün zehir zemberek açıklamalar yaparak kontrollerini, dengelerini, şuurlarını kaybetmiş şekilde ortalığa şüphe ve tedirginlik saçmak istiyorlar. MHP; memleketin en temel meselesinde bu şekilde ruhsuz, hamasi, boş konuşmalar yaparak kan akıtmayı teşvik etmekten başka hiçbir rol üstlenmiyor. Eğer tahammülü olan varsa MHP'nin de CHP'nin de genel başkanlarını dinlesin. Terör meselesi konusunda tek bir cümle kuramadıklarını göreceksiniz." diye konuştu.

        SİNOP OLAYLARI

        Milletvekillerinin de yer aldığı bir heyetin Karadeniz illerine yönelik ziyaretine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dün BDP'li milletvekilleri, niyetleri ne olursa olsun Çorum, oradan Sinop'a geçiyorlar. Sinop'ta ne yazık ki CHP ve MHP'lilerden oluşan gruplar, orada bir provokasyonunun içinde yer alıyor ve şimdide kalkıp yine iyi niyet mesajlarıyla 'bunlara fırsat vermeyin, şöyle yapmayın, böyle yapmayın' diyorlar. Beğenirsin, beğenmezsin, bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir. Orada yapacakları toplantıyı izlemeye de mecbur değilsin. Yapacakları toplantının yasalar içerisinde olduğu sürece saygı duymak zorundasın. Ama bunların ruh kökünde maalesef bu tür organizasyon ve toplantılara saygı yoktur, saygısızlık vardır ve ülkenin huzursuzluğunda ne yazık ki bunların yeri vardır. MHP budur, kafa yapısı budur. Orada bunu engellemek suretiyle siz ülkemize huzur getirmiyorsunuz. Tam aksine huzursuzluğu getiriyorsunuz. Ondan sonra da tabii ne Hakkâri'ye gidebilirsin, ne affedersiniz Van'a gidebilirsin. O taraflara hiç gidemezsin. Sadece Ankara'dan konuşursun. Sivas'ın ötesine geç görelim seni. Niye bunu yapamıyorsun? Çünkü bu ülkenin tümünü kucaklamadınız, bu milletin tümünü kucaklamadınız. Irkçılık yaptınız, kavmiyetçilik yaptınız, kabilecilik yaptınız, şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz. Ondan dolayı bu ülkede sıkıntının hep kaynağı oldunuz. İşte AK Parti'nin farkı budur. MHP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. BDP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. CHP'nin ne konuştuğu bile belli değil. O ayrı bir şey zaten. Ama AK Parti ırkçılığın, ayrımcılığın, öfke ve nefretin diliyle değil, milletin diliyle konuşur. Gönül diliyle konuşur, aramızdaki fark bu..."

        Kendilerinin terörü bitirmek, kanı durdurmak, anneleri rahatlatmak için verdikleri mücadeleyi terörle masaya oturmak, terörle müzakere yapmak olarak sunanların ve böyle lanse edenlerin milletle hiçbir şekilde gönül bağları olmadığını ve olamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Göremeyenlere, duyamayanlara, görüp duyup da anlamayanlara, anlamak istemeyenlere, özellikle de kalpleri kilitli olanlara ben buradan tekrar söylüyorum; biz terörle masaya oturmayız. Terörle asla ve asla hiçbir şeyi müzakere etmeyiz." dedi.

        "MÜZAKERE DEĞİL ÇÖZÜM SÜRECİNDE İMKÂNININ DEĞERLENDİRİLMESİ"

        Erdoğan, "Bizim değil, devletin kurumlarının, devletin elinde olan İmralı'daki terörist başıyla konuşması asla masaya oturmak da değildir, müzakere de değildir. Bu çözüm yolunda, çözüm sürecinde bir imkânın değerlendirilmesidir. Bundan kim, niye rahatsız oluyor? Bunu kim, niye masaya oturmak ya da müzakere olarak sunuyor. Bundan nasıl bir çıkar devşirmeye çalışıyorlar? Allah aşkına bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl bir kan sevdasıdır, bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansızlıktır. Bizim terör karşısında taviz verdiğimizi söyleyenlere sesleniyorum; Hangi tavizi verdiğimizi, hangi geri adımı attığımızı açıklamayan müfteridir, namerttir." şeklinde konuştu.

        Bu açıdan MHP Genel Başkanı'nı ciddiye almadığını söyleyen Erdoğan, "Ama bir yandan çözümde yanaymış gibi görünüp bir yandan da bizim terör örgütüyle masaya oturduğumuzu iddia eden CHP Genel Başkanı'na önce gidip, teröristlerin misafiri olan, terörist evine taziyeye giden milletvekiline kükremesini tavsiye ediyorum. Kendi milletvekili karşısında kuzu kesilenler, bize karşı aslan postuna bürünmesinler. Bizim tek bir gayemiz var; o da terörü bitirmektir, akan kanı durdurmaktır, terör karşısında asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Terörle mücadelede asla rehavet içine girmeyiz. Terör örgütleriyle masaya oturmayız, müzakere yapmayız. Ama kanı durdurmak için, tüm Türkiye'yi rahatlatmak için, bu terör belasını sona erdirmek için de yasal, meşru, milletin değerleriyle örtüşen her adımı cesaretle atarız." diye ekledi.

        "IRKÇILIK YAPANLAR BU TOPRAKLARA İHANET İÇİNDE"

        Son derece hassas, istismara, sabotaja, provokasyonlara açık bir süreçten geçildiğini dile getiren Erdoğan, "Özelikle siyasetçilerden, özellikle medyadan duyarlı olmalarını, sorumlu olmalarını bir kez daha rica ediyorum. Türklük, Kürtlük, Araplık vesaire üzerinden ırkçılık yapanlar, bu topraklara ve bu toprakların değerlerine ihanet içindedir. Milletin hassasiyetlerini çiğneyenler, bunları kaşıyanlar, bunları tahrik edenler büyük sorumsuzluk içindedir. Bakın aynı zamanda ak ile karanının açığa çıktığı bir süreçten geçiyoruz." dedi.

        Erdoğan son olarak, "Her gün ırkçı sloganlarla çıkan gazeteler, milletin hassasiyetlerini kaşımak için manşetler atmaya başladılar. Doğuda ya da batıda siyasetlerini ırkçılık üzerine kuran partiler yoğun istismara, yoğun tahriklere başladılar. Milletimin bunlara karşı uyanık olmasını özellikle rica ediyorum. Biz bu toprakların hiçbir değerini çiğnetmeyiz, biz şehitlerimize mahcup olacak hiçbir girişimin içinde olmayız. Bu millete yarayan vakardır, ağır başlılıktır, sağduyudur, soğukkanlılıktır. Biz bu yolda sadece ve sadece aziz milletimizle yürüyoruz, milletimizle yürümeye devam edeceğiz. Biz Allah'ın izniyle son nefesimize kadar yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Haber Ara