Vural: Başbakan İmralı'ya mahkum olmuş
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, İzmir'in Urla İlçesi'nde partililerle kahvaltı yaptı. Vural, ülke gündeminin 'İmralı' olmasına tepki gösterdi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-17 16:03:48
Vural "İmralı'daki bir bebek katili, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın muhatabı haline gelmiş. O bir mahkum ama görüyoruz ki maalesef Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı da İmralı'ya mahkum olmuş" dedi.
MHP Urla İlçe Başkanlığı tarafından Şenkardeşler Restaurant'da düzenlenen kahvaltılı toplantıda konuşan TBMM Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Kürt sorunu vardır" diyenlerin ülkenin bütünlüğünü bozmaya çalıştıklarını öne sürerek, Başbakan Erdoğan'ın, İmralı'daki teröristbaşının mahkumu haline geldiğini iddia etti. Vural, şunları söyledi:
"Türkiye üzerinde oyun oynanıyor, Bu oyunların aynısı tarihte oynandı. Hak ettikleri cevabı aldılar. Biz de çok bedel ödedik. Bize dediler ki barış olsun. Nasıl? Kürdistan kurulunca, Ermenistan kurulanca, Sevr'in adı da barış anlaşmasıydı. Atalarımız, Sevr adı altında ülkenin bölünmesini sağlayan projeyi yırttı attı. Şimdi ne oldu da biz 'Kürt meselesi vardır' diyoruz. Savaşa girdik de kayıp mı ettik? Türkiye'de Kürt sorunu vardır demekteki hedef, Türk Milleti içindeki insanları aileden koparmak ve birbirini anlamaz hale dönüştürmektir. Emperyalistlerin özellikle PKK aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelttiği saldırılar sonucunda bu utanç tablolarını yaşıyoruz. Televizyonu açıyorsunuz, `İmralı kalktı İmralı indi, kim gidecek bilmem ne gidecek.' İmralı'daki bir bebek katili, kundaktaki bebekleri öldürmüş, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın muhatabı haline gelmiş. O bir mahkum ama görüyoruz ki maalesef Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı da İmralı'ya mahkum olmuş. Bunların demek istediği nedir? Başbakan diyor ki, `savaş kolay, barış zordur.' Ne savaşı ya kim kimle savaşıyor? Sadece ve sadece bu milletin birliğine, bütünlüğüne, bayrağına egemenliğine bir saldırı var. Ne savaşı ya."
'YATAĞININ YOLUNU BULAMIYORDU ŞİMDİ YOL HARİTASI ÇİZİYOR'
MHP'li Vural, Hükümet'in 2002 yılında biten terörü cesaretlendirdiğini, 2002 yılında muhatabı gardiyanlar olan terörist başının artık Başbakan'la muhatap olduğunu söyledi. Vural, "Sanırsın ki bu milletin insanları birbirini kırıyor. PKK terör örgütü Kürt kökenli insanları öldürmedi mi? Kundaktaki bebeler kimdi? Doğu ve Güneydoğu'da yapılan 437 adet katliam kime karşıydı. Benim askerim, polisim onları korumak için mücadele ediyor ama kahpece vuruluyor, ölüyor sonra kalkıp 'Savaş' diyorlar. Bitmiş bir terör örgütünü cesaretlendirdin.
2003 yılında İmralı'da yatağının yolunu bile bulamayan adam, şimdi yol haritası hazırlıyor. 2002 yılında muhatabı gardiyanlardı, şimdi Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı oldu. 2002 yılında idam mahkumuydu, şimdi hafifletiyorsunuz, üstüne üstlük bir de evlendiriyorsunuz" dedi.
'BİZ ZEHİR DEĞİL KARDEŞLİK ŞERBETİ İÇİRECEĞİZ'
Vural, Türk milletinin yakında Kurtuluş Savaşı'yla da suçlanacağını öne sürerek, "O zaman benim ecdadım neden 'Çanakkale geçilmez' dedi. 'Buyrun geçin' deseydi. Kurtuluş Savaşı'yla da suçlayacaklar yakında. Niye yaptın, ne gerek vardı? Yapmasaydık, bugün kabul edeceğimizi dün kabul etseydik. Allah'ım bu ne utanç verici bir tablodur. Başbakan 'Zehir içerim' diyor. Zehirse neden içiyorsun? İçerken de millete içiriyorsun. Biz milletimize zehir içirmek değil kardeşlik şerbeti içirmek istiyoruz. Sen ne yaparsan yap beni ilgilendirmiyor ama bu millete zehir şerbetini içiremeyeceksin" diye konuştu.
'BARZANİ'Yİ KONGREDEN ALKIŞLATIYORSUN'
Vural, Hükümet'in terörle mücadele etmediğini, terörün kaynaklarını kesmediğini ileri sürerek, "Başbakan diyor ki 'Silahı gömün siyaset yapın.' Dağdan gelin ovaya, meclise gelin. Zaten mecliste. Karnından konuşma, söyle ne diyorsun? Diyorsun ki ben bunların hepsini affedeceğim. İstenen bizden bir toprak parçası değil istenen devletimizdir, egemenliğimizdir, adımızdır. MHP olarak bu konuda hep beraber, birlikte şu soruları sormamız lazım. Analar babalar çocuklarını neden şehit verdi? Gazilerimiz kınalı bacaksızlar neden oldu? Bunlar egemenliğimiz bölünmesin, anaların yüreği bölünmesin diye kanlarını, canlarını verdiler. Şimdi kalkmışlar çözüm çözüm çözüm. Terör bitsin. Bitmesin diyen yok ki. Terörü bitirdik, sen canlandırdın. Şimdi kalkıp örgüt silahıyla bizi tehdit ediyor. Türkiye'ye 'Bunları yapmazsan terör bitmez' diyor. Bu milletten ne istiyorsunuz. açıkça çıkın söyleyin. Terör bitsin, silahlar sussun. Terörü bitirmek için sen ne yaptın? Bu ini neden yok etmiyorsunuz. O ini besleyen Barzani'yi, senin kongrende bir de alkışlatıyorsun" dedi.
'TERÖR SEN MÜCADELE EDERSEN BİTER'
MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kandil'e basın tribünü koymuşlar, manşetlere taşıyorlar. Türkiye'nin umudu Kandil oldu. ABD, Usame Bin Ladin'i buluyor, gereğini yapıyor. Onların terörle mücadelesi hak da benimki neden hak değil? Oslo'da PKK'yı yönetenlerle Hükümet masaya oturuyor, tetikçileri benim askerimi polisimi kalleşçe öldürüyor. Terör sen mücadele edersen biter. Terör örgütünün finansman kaynaklarını kestin mi, silah ve uyuşturucu kaçakçılığını kestin mi? Böbürleniyorsun dünya lideri diye. Türkiye'nin ön önemli konusunda bile sen caydırıcı olamıyorsan ne günlere kaldık. Terör örgütüne 'Ben ettim sen etme' dedirteceksin. Bugün Türkiye devleti terör örgütü ile müzakereye oturuyor. Terör örgütü teslim olmuyor teslim olan hükümetin iradesi."
'TAYYİBAN CUMHURİYETİ Mİ YAPACAKSIN'
Vural, çözüm için yapılan teklifleri sert sözlerle eleştirerek, "Nedir çözüm? 'Anayasadan Türk milleti atıfları kaldırılsın, dilden, egemenlikten fedakarlık yapın' diyorlar. Bunlara göre çözüm bu? 'Üç PKK'lının cenaze töreninde Diyarbakır'da olay olmadı' dediler. Türk bayrağı indirildi, PKK paçavrası asıldı, 'Olay yok' dediler. Sorun bu? Bayrak indi problem yok. Habur'da devlet teröristleri yargıladı. Güya ayaklarının dibine gitti. Gümrükte Atatürk posteri ve Türk bayrağı vardı; aman problem olmasın dediler. Sen kim oluyorsun be. Tarihte Türk Milleti olmazsa tarih olmazdı zaten. Tarihten nasıl sileceksin sen. Osmanlı da Selçuklu da Türk Milletiydi. Nasıl sileceksin tarihten. Bu bayrağın adı, Türk bayrağı, ne yapacaksın. Türkiye bayrağı mı diyeceksin? Bu, Türk milletinin varlığına bir kasttır. Tayyiban Cumhuriyeti mi yapacaksın? Bu millet sana oy vermiş olabilir ama bu millet adının değiştirilmesi için sana onay vermedi" dedi.
'GEL BARIŞI İZMİR'DE GÖR'
Vural, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu'nun Diyarbakır'a giderek, 'Faşist İzmir' söylemlerinin önüne geçeceği yönünde çıkan haberleri de hatırlatarak, "Güzel İzmir'de bir propaganda var. İzmir'e 'Faşist' diyenler var. 'İzmir barış istemiyor' diyenler var. Barış istiyorsan gel İzmir'e. Barış İzmir'de var. 81 ilden insanlar burada suyun ötesinden berisinden Kafkaslar'dan Balkanlar'dan insanlar burada huzur içinde. Nedir sizin istediğiniz, bu aileyi bölmek mi? Siz İzmir'de oluşan mutabakatı anlamıyorsanız, siz İzmir'in barış istemediğini söylersiniz hata olur. İzmir Yüzbaşı Şerafettin'in 9 Eylül'e vilayete ay yıldızlı bayrağı astığından bu yana 'Bu bayrak inmez' diyor. Yönetmeliklerle bayrak törenlerini yasakladılar ama İzmir haklı çıktı. Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez. İzmir'in içinde Mardin, Diyarbakır, Vanlı var. Niye ellerinde Türk bayrağı var diyorlar" diye konuştu.
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, ülke ekonomisinin kötü durumda olduğunu da savunarak, Türkiye'de 18 milyon ailenin yüzde 23'ünün yaklaşık 815 lira, yüzde 32'sinin yaklaşık 450 lira, yüzde 6.4'ünün de 430 lira gelirle geçindiğini söyledi. Vural, "Bu mudur refah Türkiye'si, ilerleyen ekonomi? Emeklinin, çalışanın, memurun cebine gitmiyor da nereye gidiyor? Bugün Türkiye'de harcamalarını karşılayamayan bir ekonomi politikası var. Borçlandıkça bağırıyoruz, kredi kartı ödemeleri yapılamıyor, sosyal güvenlik primi, elektrik borcu, tarım kredi borcu ödenemiyor, yeniden yapılandırılsın. 2002 yılında tasarruf oranı yüzde 24'tü bugün yüzde 13'e düşmüş. Tasarruflar yarı yarıya erimiş. Bugünün Türkiye'sinin başka sorunları var. Bırak geçmişteki krizlerden söz ediyorsun. İş aramayanları da eklediğinizde işsizlik yüzde 15.5. O da kayıtlı olanlarla ilgili. İzmir'deki işsizlik yüzde 20'lere dayandı. Bu ekonomi Ahmet'e Mehmet'e değil, George'lara, Hans'lara hizmet etti. Ucuz ithalat yoluyla ülke tüketimi ithalat yoluyla karşılandı. Vatandaş borçlandırıldı. Borçlandığı yer de yabancı bankalar, malını aldığı yer de yabancı. Hormonlanmış ithalat modeliyle büyüme oldu, kaynaklarımız yabancılaştı. Bizim paramızı aldılar dışarıya götürdüler, dışardaki parayla geldiler tüm kurumlarımızı satın aldılar" dedi. (Ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara