Süleyman Soylu Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu “Kılıçdaroğlu AK Parti’yi taklit edeceğim diye kendi yürüyüşünü şaşırmıştır” dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-17 17:33:34
AK Parti Bolu Ar-Ge Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Siyaset Akademisi Eğitim Programı’na katılmak için Bolu’ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ve partililer tarafından çiçeklerle karşılandı.
Belediyeyi ziyaret eden Soylu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Referandumdan sonra Türkiye’nin zihniyetinin değiştiğini söyleyen Soylu, “Türkiye’nin kendine ait hedefleri var. Hedefleri de şu; modern demokratik devlete ulaşmak istiyor. Bu ülkede insanların temel hak ve hürriyetler dahil olmak üzere evrensel hukuk ve evrensel demokrasi normlarında ne varsa Türkiye’de ona ulaşmaya yönelik bir hedefi vardır. AK Parti ve Türkiye’nin toplam olarak da böyle bir hedefi söz konusudur. Referandumda Türkiye’de 26 madde anayasa değişikliğinde ortaya çıkmış, değişmiş ve milletimiz yüzde 58 ile referandumda 'evet' demiştir. O günden bugüne kadar Türkiye’de birçok şey değiştir. Esas itibariyle Türkiye’nin zihniyeti değişmiştir. Esas itibariyle milletimizin mağduriyeti ortadan kalkmıştır. Yine esas itibariyle yargı kendi konumuna oturmuştur. Yargı Türkiye’de bir şekilde imtiyazlıların yargısı, güçlülerin yargısı, üstünlerin hukuku olmaktan bir şekilde kaybolmuştur. Yani 600 bin dosyaların, 900 bin dosyaların olduğu Yargıtay ve Danıştay’da bugün çok net bir şekilde neredeyse herkes yargının hızlılığının sağlanabilmesi için elinden gelen her şeyi yapmaktadır” şeklinde konuştu.
Türkiye’de tutukluluk oranlarının azaldığını ifade eden Soylu, yargı konusunda asıl sorgulanması gerekenlerin AK Parti değil başkaları olduğunu belirterek, “Ben burada son Adalet Bakanlığı’nın gönderdiği 31 Aralık 2012 itibariyle 373 ceza ve infaz kurumunda 104 bin 313 hükümlü, 31 bin 707 tutuklu var. Ve üçte birinden daha az, toplam yüzde 23,3. Yüzde 76,7 hükümlü, yüzde 23,3 tutuklu. İsterseniz 2001’deki oranını söyleyeyim. Yüzde 50,4 tutuklu vardı. 2010 referandumundan sonrasını söyleyeyim. 2011’de 27,9, 2012’deki oran 23,3’dür. Demek ki referandum ve sonrası ve Ak Parti’nin 2002’den beri yaptığı uygulamalar çok net bir şekilde tutukluluk oranlarının yukarıdan aşağı doğru indiriyor.Türkiye’de dün ‘aman yargıya müdahale etmeyin’ diyen muhalefet, bugünse bir takım tutuklular konusunda, ‘ne olur yargıya müdahale edin’ diye bir anlayış içerisinde. Sorgulanması gereken dünkü tutumu ile bugünkü tutumu aynı olan AK Parti değil, sorgulanması gereken kendi çıkarlarına göre yargıyı yıllardan beri yönetmeye alışmış olan bir zihniyettir” diye konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaoğlu’nun parti eğitimine katıldığı törende Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili ansiklopedi hazırlatacakları söylemine de sert yanıt veren Süleyman Soylu, Adnan Menderes’in hayatının dizi yapılması hakkında görüşünü de muhalefete yüklenerek açıkladı.
Soylu, “Dizi işine biz pek bakmıyoruz. CHP ve Kılıçdaroğlu bakıyor. En son dün çok etik olmayan bir açıklama yapmış Sayın Kılıçdaroğlu. CHP’nin siyaset okulunda. Sayın Başbakanımızla alakalı siyasetin centilmenliğine uymayan bir anlayışla beraber larousse ansiklopedilerine benzeterek bir nitelemede bulunmuştur. Bu vesile ile bu konuda karga-keklik hikayesi vardır. Karga kekliği taklit ederken kendi yürüyüşüne şaşırırmış. Kılıçdaroğlu da AK Parti’yi taklit edeceğim, onu bir şekilde takip edeceğim diye aslında kendi yürüyüşünü de şaşırmış durumda. CHP Genel Başkanı’nın belki de bu siyasi hayatı boyunca söylediği bir tek doğru tespit ve sözü var. ‘Biz AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi sözünün arkasında duran insanlardan değiliz” diyor. Şimdi bunu milletin huzurunda, binlerce kişinin önünde söylemiş. Hakikaten de öyledir. Ama nereden geldim ben bu konuya. Şimdi o larousse ile söylüyor ama CHP’nin Türkiye’de yaptığı cezalar, cefalar, zulümlerden şu Bolu’nun bütün ormanlarından kağıt üretsek, buna yetebilecek derecede bir ağaç bulamayız. Yani o kadar Türkiye’de bir tahribat oluşturmuştur. Kılıçdaroğlu’nun siyasete girdiğinden beri yapmış olduğu gaflardan veya gerçekleştirmiş olduğu çarklardan da Brezilyalıların beyaz dizi üreten senaristlerine malzeme bulmakta zorluk çekilmez. Böyle bir anlayış söz konusu. Çok da yanlış buluyorum. Doğru da bulmuyorum. Siyaset okulunda oradaki gençlere Türkiye’nin ufku, siyaset vizyonu, siyaset geleceği ve Türkiye’de siyaset kardeşliği nasıl oluşturulur o anlatılması gerekirken, siyaset sevgi üretir. Siyaset düşmanlık üretmez” ifadelerini kullandı.
"EDEBİYAT KLASİKLERİ DİZİLERE ÇEVRİLEBİLİYORSA O TARİHTE YAŞANANLARIN DA ANLATILMASINDA BİR MAHSUR YOK"
Adnan Menderes’in hayatının dizi yapılması konusunda bir mahsur olmadığını ifade eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Rahmetli Adnan Menderes’in dizisine gelince de, geçmiş tarihimizin hepimizin üzerinde bıraktığı tahribatlar söz konusu. 1950-60 dönemi Türkiye için demokratikleşme açısından, kalkınma açısından iyi bir dönem, 1960 darbesi ve sonrası da Türkiye için ara rejimin başladığı, ara dönemin başladığı ve Türkiye’de AK Parti’nin ilk iktidar yıllarında da bunu çok net bir şekilde gördüğü dönemdir. Elbette ki o günün Türkiye’sini, Türkiye iyi tartmalıdır. Amerika’da da bu böyledir. Avrupa’da da böyledir. Geçmiş tarihlerle yüzleşmek her zaman mahkemelerle olmaz. Her zaman sıcak çatışmalarla olmaz. Bazen yumuşak işlerle de olur. Edebiyat klasikleri televizyon dizilerine çevrilebiliyorsa elbette ki o tarihte yaşananların da televizyon dizileriyle geniş kitlelerimize anlatılmasında herhangi bir mahsuru yoktur. Yorum kendilerine aittir. Nasıl Muhteşem Yüzyıl’da, nasıl Hatırla Sevgili için de dönem dönem yorumlarımız olmuştur. Eleştirdiğimiz noktalar olmuştur. Takdir ettiğimiz noktalar da olmuştur. Bütün bunların hepsi kendi değerlendirmelerimizdir” ifadelerine yer verdi. İmralı sürecine ilişkin bütün siyasi partilerin karlı çıkacağını söyleyen Soylu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Türkiye dağı aşmaktadır. Dağın arkasında 76 milyon insanın eline alabileceği bir elmas vardır. Bu elmas Türkiye’yi de bu coğrafyayı da aydınlatmaktadır. Bu elmas çözüm sürecinin adıdır. Barış sürecinin adıdır. Onun için dünkü kavgalar üzerinden ve dünkü siyaset polemikleri üzerinden bunu yürütmenin BDP’ye de bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Bu meselenin hallinden sonra kendilerine daha iyi bir siyaset alanı açılacaktır. Bunu düşünebilirler. CHP’ye de MHP’ye de, AK Parti’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. BDP’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. Türkiye normalleşecek. Türkiye’de normal siyaset yapacağız. Türkiye’nin kalkınması, zenginleşmesi, gelişmesi üzerine bir siyaset tavrı ortaya koyacağız. Bugün ülkenin Güneydoğu’sunda yaşanan problem kimsenin hoşuna gitmiyordur. Eğer hoşuna giden varsa onun insanlıkla ilgili temel problemi söz konusudur.”
(Ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara