Dolar

34,8728

Euro

36,7570

Altın

3.042,79

Bist

10.142,10

Hollande’ın Mali’deki riskli düellosu

Bir aydan kısa süre içinde Hollande’ın büyük ihtimalle riskli bahsi kaybedeceği açıkça görülüyor ve Fransa, Batı Dünyasının böyle günlerde uzmanlaşmış gibi göründüğü diğer bir uzun-dönemli bataklığın içinde

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-16 22:23:08

Hollande’ın Mali’deki riskli düellosu

Immanuel Wallerstein


11 Ocak’ta Fransa başkanı François Hollande, Mali’ye askeri birlik gönderdi; önce bir kaç asker fakat daha sonra oldukça büyük bir rakam olan 3500 asker gönderildi. Belirtilen amaç Kuzey Mali’nin kontrolünü ele geçiren İslamcı köktendincilere karşı mücadele etmek. Bu, Fransızcada gageure denilen gage kökünden türemiş olan bahis anlamına geliyor. Bu esasen başarması çok güç olan bir işe girişmek anlamına gelmekte. Belki bazıları bunu “riskli bahis” olarak tercüme edebilir ve bu durumda bunun oldukça riskli bir bahis olduğunu söyleyebilirim.
  Hollande ne üzerine bahse girdi ve bunu neden yaptı? Onun nedenlemesinin niçin iyi bir fikir olduğunu anlamak kolay. O Mali’nin başkanından derhal askeri birlikler göndermesi için resmi bir çağrı aldı. Başkanların ikisinin de temel gerekçeleri Mali ordusunun az ya da çok geri çekildiği ve İslamcı köktendincilerin Mali’nin başkenti Bamako’nun kontrolünü ele geçirip kısa bir süre içinde tüm ülkeyi kontrol altına alması ihtimali. Ya şimdi ya da hiç.
  Dahası Hollande bunun üstlenilmesi açısından dünya çapında destek gördüğünü hissetti. ABD, Mali hükümetine politik destek öneren ve onlara yardım etmek için komşu  ülkelerden Afrika birliklerinin girişine yetki veren bir kararnameyi oy birliğiyle kabul etti. Fakat, bu birliklerin henüz “hazır” olmadığı ve acilen eğitime ihtiyaçları olduğu düşünüldü. Bu birliklerin 2013 yılının ortalarına doğru hazır olmaları umulmakta. Hollande Fransa’nın bu kadar uzun süre bekleyemeyeceğini hissetti.
  Dahası, Fransa, daha önce Afrika birlikleri tarafından gerçekleştirilecek olsa bile herhangi bir askeri operasyona karşı olan fakat şimdi sınır ötesi uçuşlara yetki vermiş durumda olan Cezayir’den fiili destek aldı. Bu destek, Fransa’nın ne yaptığını “anladığını” belirten Tunus tarafından onaylandı. Fransa’nın bütün NATO destekçileri bilhassa Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya çok da istekli olmasa da Amerika, Fransa’nın doğru şeyi yaptını ve Fransa’ya birlik göndererek değil nakliye uçakları ve Afrika orduları için eğitmenler sunarak destek vereceklerini açıkladılar.
  Son olarak, Hollande için diğer artılar mevcut. Hamle, Mali’nin sivil başkanının elini Mali ordusunun darbeci liderine karşı güçlendirdi, bu da Fransa ve diğer bütün müttefiklerinin istedikleri şeydi. Ve hamle, Hollande’ın imajını bir gecede zayıf, kararsız bir liderden korkusuz savaş liderine dönüştürmüş gibi görünmekte.
  Öyleyse bahisteki risk nedir? Hollande sınırlı sayıdaki birliği ve uçağı gönderebileceğine, Mali’nin kuzeyinin belki de Afrikalı birliklerin yardımıyla Mali hükmeti tarafından yeniden fethedilip ve az veya çok kalıcı olarak İslamcı kökdendincileri yerinden edilebileceğini sandı. Ve o bunu yaklaşık bir ay gibi çok kısa bir süre içinde yapabileceğini umdu.
  Bir aydan kısa süre içinde Hollande’ın büyük ihtimalle riskli bahsi kaybedeceği açıkça görülüyor ve Fransa Batı Dünyasının böyle günlerde uzmanlaşmış gibi göründüğü diğer bir uzun-dönemli bataklığın içinde. Fransa birliklerini göndermeden önce neden Fransa’nın ve genel olarak Batı Dünyasının “bir başka Afganistan” yaratmaması gerektiğine dair birçok tartışma yapıldı, ki birçok insan askeri bir operasyon yapılırsa bunun olacağını düşünmekte. Ve her olay biraz farklı olsa da bir başka Afganistan oluşum sürecinde görünüyor. Daha önce kendisini açık şekilde destekleyen Fransız politikacılar Hollande’a şimdiden karşılar ve “mesafelerini almaya” başlıyorlar. Ve NATO müttefiklerinden hiçbiri Fransa’ya önemli bir destek vermeye çok istekli görünmüyor, Fransız hükümeti kendi içinde hoşnutsuzken, kamusal alanda ise gördükleri mükemmel desteği alkışlıyor.
  Bu yazının yazılışı itibariyle Fransız ve Mali birlikleri kuzey Mali’nin başlıca üç merkezini (Gao, Timbuktu ve Kidal) çoktan yeniden fethetmiş durumda. Ve hatta bazı Afrika birlikleri (öncelikle Çad’dan) bu askeri çabaya dahil olmuş durumda. Böyle yüzeyde iyi görünmekte. Fakat yüzeyin hemen altı ne Hollande için ne de Batı Dünyası için azıcık da olsun iyi görünmüyor.
  Öncelikle kentsel bir merkezi “yeniden almak” ne anlama gelmekte? Bu çeşitli köktendinci askeri grubun kendi adamlarını ve kamyonlarını şehirlerden veya en azından şehirlerin çoğundan geri çekmesi anlamına geliyor. İslamcı köktendinciler oldukça zayıf oldukları direk bir karşılaşmadan ziyade gerilla savaşı şeklinde mücadele etmek niyetinde.
  Geriçekilmek peki nereden? Kısmen, öyle görünüyor ki, onlar şehrin içindeki yeraltı gücü olmaktan vazgeçmekte. Ve kısmen, muhtemelen daha büyük bir bölüm çöle doğru (daha uzman savaşçı oldukları yer) ve sonunda çıkarılmaları çok zor olacak olan kuzey Mali’nin derin dağ yamaçlarına doğru geri çekilecekler.
  Fakat şehirlerdeki hayatın “normale döneceğini”  söyleyebilirsiniz. Aslına bakarsanız tam olarak öyle değil. Öncelikle, şehir diğer bütün şehirler gibi çeşitli grupların karışımdan oluşmakta. Şehirlerde kesin olarak Berberiler mevcut. Ve bütün bu Mali bulmacasını başlatan şey, özerklik ya da bağımsızlık hakları için mücadele eden Berberiler.
  Burada ayrıca yerel Sahra Arapları, ve hemen hemen hepsi Müslüman olan Fulaniler bulunmakta. Ve Müslümaların büyük bir bölümü Sufilerden oluşmakta bunlar da köktendinci grupların savunduğu İslamın aşırı şeriat versiyonunu pek de takdir etmiyorlar. Ayrıca, burada hem açık tenli (çoğunlukla Berberi ve Sahra Arapları), hem de koyu tenli Malililer bulunmakta. Ve mücadelenin politiğine gelindiğinde, burada İslami köktendincileri iyi karşılayan bazı yerel gruplar, onlara karşı olan (veya çekinen) niceleri ve hala mücadeleden uzak kalmaya çalışanlar bulunmakta.
  Bir problem, çoğunlukla koyu-derili güneylilerden (genellikle Müslüman olmayanlardan) oluşan Mali ordusu bu karışıklığı anlamamasi veya önemsememesi. Hatta onlar kendileriyle birlikte savaşan Çadlara bile çoğunluğu Müslüman olduğu için güvenmemekte ve onlardan hoşlanmamakta. Bu nedenle, Mali ordusu intikamını fark gözetmeksizin almakta. Ve insan hakları gözlemcileri şimdiden onları, şikayet ettikleri İslami köktendincilerin yaptıkları keyfi katliamların benzerlerini yaptıları için kınıyor. Ve bu elbette Hollande ve genel olarak Fransızlar için oldukça utanç verici. Bu noktada, Fransızların çatışmada kalmaya devam etmeye verdikleri önemin nedenlerinden biri de Mali ordusunda bir denetimci olarak görev yapmak istmeleri.
  Peki buradan nereye gideceğiz? Kimse tahmin edemez. Fransa’nın Mali’den geri çekilmesi ile ilgili sürecin Amerika’nın Afganistan’dan çekilme süreciyle aynı olduğu şimdiden görülmekte. Eğer biz her şeyi desteklediğimiz yerel hükümete bırakırsak her şey yeniden ayrılacak mı? Ve desteklediklermiz gerçekten “iyi çocuklar” mı?
  Zamanın tekrar ve tekrar gösterdiği gibi bölgeye birlik göndemek kolay. Fakat onları oradan çıkarmak zor. Ve birlikler her şey olduğundan daha iyi veya kötü mü olur, birlikler hiç gönderilmemiş gibi mi olacak? Bu tavsiye, fikirlerinin değiştiğini açık şekilde göstermelerine kadar Cezayir hükümetinin bir ay önce sunduğu şeydi. Hollande’ın “gözüpek kararı”nın aslında “Hollande’ın talihsiz kararı” olmakla sonuçlanabilir.


  [binghamton.edu adresindeki İngilizce orijinalinden Pınar Atalay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Haber Ara