Vali Karaloğlu: İnci kefalini güvenlik güçleri değil vatandaşlar korumalı
Van Gölü'nün sodalı suyunda yaşayabilen tek balık türü olan inci kefalinin korunması için Van ve Bitlis'in mülkü amirleri bir araya geldi. Toplantıda konuşan Van Valisi Münir Karaloğlu, inci kefali balığının korunması konusunda vatandaşlara büyük işl
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-14 13:25:46
Dünyada sadece Van Gölü'nün sodalı suyunda yaşayabilen tek tür olan inci kefalinin korunması için Van Valiliği tarafından gerçekleştirilen 'İnci Kefali Değerlendirme Toplantısı' valilik binasının Ali Paşa Toplantı Salonu'nda yapıldı. Programa Van Valisi Münir Karaloğlu, Van Vali Yardımcısı Hakan Alkan, Edremit Kaymakamı Akif Celep, Muradiye Kaymakamı Erol Tanrıkulu, Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni, Bitlis Vali Yardımcısı Akif Bektaş, Adilcevaz Kaymakamı Ahmet Dilsiz, Tatvan Kaymakamı Murat Erkan, Van Belediye Başkan Vekili Fazıl Kaya, Van İl Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul, kamu kurum ve kuruluşların amirleri ile sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Van Valisi Münir Karaloğlu, inci kefali balığının üreme dönemindeki av yasağı koordinasyonunu sağlamak için bir araya geldiklerini belirtti. Van Gölü etrafında bulunan kaymakamların ve kamu kurum ve kuruluşlarla özel sektörün burada bulunduğunu anlatan Vali Karaloğlu, "İnci kefali Van Denizi'nde yaşayan tek balık türüdür ve endemik bir tür. İnci kefali, Van Denizi'nin sodalı ve tuzlu sularında yaşamını sürdürebiliyor, ama üremesini sağlayamıyor. Üreme döneminde mutlaka Van Denizi'ne akan tatlı sulara çıkmak ve yumurtasını tatlı sulara bırakmak zorunda. 15 Nisan'da bu süreç başlıyor 15 Temmuz'a kadar süren dönem bu balığımızın üreme dönemi. Bu üreme döneminde gölde üreme özelliği olan ne kadar balık varsa tatlı suya çıkıyor ve o tatlı suya çıktığında da gerçekten hepimizi derinden etkileyen çok enteresan görüntülerde olmuştur." diye konuştu.
Güvenlik güçleriyle inci kefali balığını korumaya çalıştıklarını aktaran Karaloğlu, şunları söyledi: "Bunu vatandaşımız, halkımız otokontrol olarak kendisinin yapması lazım. Ben neden jandarma dipçiği ile süngüsüyle Deli Çay'ın kenarında inci kefalini korumaya çalışayım. Neden benim belediye zabıtam çarşıda pazarda kaçak balık peşinde koşsun. Neden benim tarım müdürlüğüm pazar denetimi yapsın. Aslında bu bölgede yaşayan bizzat vatandaşımızın kendisinin yapması lazım. Nasıl yapacak önce kendisi avlanmayacak. Arkadaşlar bizim hem kültürümüzde hem inancımızda gebe hayvanı avlamak doğru değil, caiz değildir. Hiç kimse gebe bir ceylan avlamak ister mi? Hayır. Gebe bir ceylanı avlamak istemeyen insanlar gebe inci kefali neden avlarlar, onun gebeliği de o. 15 Nisan-15 Temmuz arasındaki süreç içerisindeki yumurta yüklü balıklar yumurtalarını çıkaracak tatlı suya bırakacak. Peşinden giden erkek balıkta spermini bırakacak orada döllenme olacak suyun içerisinde olacak, üstelik bu mucizevi bir şey. Akarsuda olacak bu iş ve neslini devam ettirecek."
İnci kefali balığını avlamanın gebe hayvanı kurban kesmekten hiçbir farkının olmadığını söyleyen Vali Karaloğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bunu halkımıza, çocuklarımıza iyi anlatmamız lazım. Biz artık bu bölgede zabıta tedbiriyle polisle jandarmayla inci kefalini korumamamız lazım. Artık o noktaya gelmemiz lazım. Bu noktada ilerlemiyor muyuz? Çok ciddi ilerlemeler var. 15 sene önce burada maalesef diyeceğim ben devlet eliyle ihaleyle yumurtlamak üzere olan balıklar, tatlı suya çıkan balıklar satılırmış bu şehirde. Biz o dönemden bu döneme geldik. Hamdolsun. Ama daha da alacağımız mesafe var. Onu bu masanın etrafında oturan kamu ve sektörler ve vatandaşımız el birliği ile yapmamız lazım. Bu işin temelinden yasaklamak veya polisiye tedbir koymak yok arkadaşlar. Bu işin temelinde bilinçlendirme var. Biz toplumu ve gençlerimizi ne kadar bilinçlendirirsek, bu işi o kadar da kolay yapacağız."
Geçen sene de aynı toplantıları yapmalarına rağmen 200 ton balık yakaladıklarını belirten Karaloğlu konuşmasını şöyle tamamladı: "Sadece yakaladığımız bu. Yakalayamadığımız ne kadar ton var onu bilmiyoruz. Yazık, 200 ton yumurta yüklü balığı biz geçen sene almışız ve imha etmişiz. Bakın bunu biz bilinçsiz bir şekilde tüketmeye devam edersek bir müddet sonra bu balığın da neslini ortadan kaldırırız. Şu anda senede 10 bin ton balık insanların sofrasına gidiyor. Ciddi bir gıda, ciddi bir geçim kaynağı aynı zamanda, niye koruduğumuz için. Korumasak tatlı suya çıktığı yorgun stres yüklü balığı avlamak da kolay. Avlarsak 3 -5 sene sonra avlayacak balık da bulamayız. İnşallah bugün bu toplantıda bütün taraflarıyla konuyu tartışacağız. Bu sene vatandaşımızdan daha fazla duyarlılık bekliyoruz. Bize yardımcı olmasını bekliyoruz. Kaçak avlananları bize ihbar edilmesini istiyoruz. Yapılan konuşmanın ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti."
SON VİDEO HABER
Haber Ara