TIMETURK/William Bauer
Soru: Suudi Arabistan’ın karşı karşıya olduğu sıkıntılar nelerdir?”
Cevap: Elbette, siyasidir. Sıkıntı, reformlara bağışıklığı olan kraliyet ailesidir. Bu ailenin şiddet yoluyla devrilmesiyle nihayetlenecek dramatik olaylar seyri kaçınılmazdır”.
Lafını sakınmayan, tartışmacı ve konuşkan; Bunlar, onun Twitter hesabını tanımlamak için kullanılabilecek kelimelerden bazılarıdır. Buna rağmen sıkça ve isim vermeden ifade ettiği görüşleri Suudi Arabistan büyük ün kazandı. 926 binden fazla Twitter takipçisi var.
Neredeyse tüm hassas ve Suudi toplum hayatında geleneksel olarak tabu konularda tweetler atıyor. Bunların içerisinde kraliyet ailesinin ticari girişimleri, resmi yozlaşma, din polisinin faaliyetleri ve Suudi dış politikası yer alıyor. Eğer ismini gizlememiş olsaydı çoktan hapsedilmiş olurdu.
Müçtehit, Suudi Arabistan siyaseti, ekonomisi ve toplumu hakkında görüşlerini ifade etmek için Twitter en iyi mecra olduğunu söylüyor.
“Twitter, kontrol edilmiyor ve kontrol de edilemez. Muhalefet için etkili bir araç. Avantajı basitliği ve esnekliğidir. İnsanlar onu Facebook’tan fazla ciddiye alıyor” diyor.
Suudi Arabistan’da 2012’de başta Twitter olmak üzere sosyal medyada yüzde 3’ten fazla büyüme yaşandı. Ülkede yaklaşık 3 milyon Twitter kullanıcısı olduğu tahmin ediliyor. Aylık Tweet sayısı da 50 milyonu aşıyor. Sonuç olarak Suudi Arabistanlılar kamusal alanda sürekli artan Arapça haber, tartışma ve bilgiye ulaşabiliyorlar.
Müçtehit sosyal medyanın sağladığı ismini saklama olmasa yorumlarını açıkça ifade edemez ve neredeyse tüm Suudilerin buna erişimini sağlayamazdı. Müçtehit, Twitter’ın Suudi Arabistan’da değişim için bir mecra olabileceğine inanıyor:
“Değişim için gerçek eylem noktasında insanları yaklaştırıyor. Rejim gizlilik üzerine yaslandığı için hassas sırların ifşası onları savunmasız bırakıyor”.
Suudi devletinin “hassas sırlarını” açma arzusunu onun yırtıcı tweetler atmasına neden olmuş. Böylesi tweetlerinden biri birçok Suudili arasında önemli konuşma başlıklarında Suudi Arabistan veliahtlığını konu alıyor. Birçok genç Suudi genç yaşlanan Kral Abdullah’ın veliaht seçimi olan Prens Mukrin’den otoriter ve muhafazakar ününden dolayı korkuyor.
Ancak Prens Mukrin’in önerilen tahta çıkışıyla birlikte Müçtehit, Mukrin’in taç giyemeyeceğini yönünde tweet attı. Gönderisini açıklamak için Müçtehit şunları yazdı:
“Mukrin hakkında bir kaç tweet attım. Özetle Kral kardeşlerinin sırasında en zayıf ve en genç olana atladı. Önce (mevcut veliaht) Selman’ı azledecek zira Alzheimer’ı var. Mukrin’i veliahtlığa atayacak ve ardından oğlunu ikinci Başbakan Yardımcısı olarak atayacak. Sonra Mukrin’i azledecek ve oğlunu veliaht yapacak”.
Yine de Müçtehit’in düzenli Twitter teması Suudi toplum hayatındaki yozlaşma. Bu yozlaşmanın ülkenin özel ticari hayatına senelik 20 milyar dolara mal olduğu tahmin ediliyor. Suudi Arabistan’da başta silah satışları olmak üzere düzenli şekilde resmi hükümet ihalelerinde yolsuzluklar yaşanıyor.
Müçtehit, son 10 yılın mevcut duruma çok az değişim getirdiğine inanıyor:
“Kamuoyu tarafında siyasi farkındalık, sorumluluk hissi ve tabuların yıkılmasında muazzam bir değişim var. Hükümet tarafında ise sadece daha fazla yozlaşma ve daha fazla cehalet”.
Suudi Arabistan’ın şu anki durumunda karşı karşıya olduğu sıkıntıları “oligarşi, despotluk, gizlilik ve rejimin dokunulmazlığı” olduğunu söylüyor. Buna rağmen hiç şüphesiz dobra olmasına rağmen bu kavgacı ve iddialı tarzın hatalara yol açabiliyor ya da doğru çıkmayacak öngörülere neden olabiliyor.
Bu Kral’ın olası ölümüyle ilgili söylentilerin yaygın olduğu 2012 yazında görülebilir. Müçtehit bunun doğru olduğunu ve ülkenin de alarmda olduğunu iddia etmişti. Ancak bu, Kral’ın iyileşmesiyle yanlış çıktı.
Kimliğinin gizli olması ayrıca potansiyel ajandasının doğrulamayı ya da değerlendirmeyi güçleştiriyor. Diğer Suudi Twitter kullanıcılarının aksine Müçtehit, tanınmazlık örtüsüne sahip. Bazıları yüksek çevrelere erişimi olan düzenin hoşnutsuz bir üyesi olduğuna inanıyor. Bazıları Londra’daki ünlü bir Suudi-sürgüne işaret ediyor.
Dobralık için ağır cezaların uygulandığı bir ülkede kimliğini saklama ihtiyacı anlaşılabilir. Gerçekte kim olduğuna dair bir ipucu vermesi istediğinde tersleyerek şu cevabı veriyor: “Tweetlerimi okuyan herkes benim bilgiye erişimime, yeteneğime, eğitimime ve ajandama dair net biz izlenim edinebilir. Ardından kendi varsayımlarını yapabilirler”.
Her ne kadar Twitter yeni ve farklı sesleri bir araya getirecek bir güç olarak kendini ispatlamış olsa da hala çok fazla “açık” olmak için tehlikeli bir mecradır. Kısa süre önce Türki el-Hamad’ın tutuklanması Suudi rejimin muhaliflerini tutukladığını ve onları korkuyla susturduğunu gösterdi. Misillemeden ya da tweetlerinden dolayı saldırıya uğramaktan korkup korkmadığı sorulduğunda Müçtehit şöyle diyor:
“Hükümet ajanlarından sözlü tacizler çığ gibi. Hepsini görmezden geliyorum. Elbette hesabımı kırmak için yüzlerce girişim oluyor”.
Müçtehit’in tweetleri zorunlu olarak yeri-göğü sallayan haberler ya da Suudi-olmayanlar için anında anlaşılır değil. Ancak bazen oldukça iyi fikir veriyor, analitik olarak kesin ve fazlasıyla dobra. Nasıl yönetildikleriyle ilgili temel bilgilerden bile mahrum bir ülke de Müçtehit Twitter hesabından hükümetin kamusal alanda görmek istemeyeceği bilgileri sızdırıyor.
Misyonunu tanımlaması istediğinde ise cevabı basit:
“Benim görevim insanlara ne yapacaklarını söylemek değil. Görevim kirli gerçeği ifşa etmek. İnsanlar kendi karar verecek”.
Bu bağlamda Müçtehit başarılıdır.
YourMiddleEast.Com’daki bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.