Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Bizim yakınlarımız da bulunsun'

Cumartesi Anneleri'nin 411. buluşmasında 18 yıl önce gözaltında kaybedilen Muhterem Ayato anıldı. Hanım Tosun, ABD'li Sierra'nın cesedinin nasıl bulunduğunu hatırlatarak kendi yakınlarının da bulunmasını istedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-10 12:20:15

'Bizim yakınlarımız da bulunsun'
TIMETURK / Haber Merkezi

Cumartesi Anneleri / İnsanları Galatasaray Lisesi önünde 411. kez bir araya geldi.

"Failleri belli, kayıplar nerede" yazılı pankartın etrafından toplanan kayıp yakınlarının buluşmasında, ilk olarak 1993 yılında Urfa'nın Siverek ilçesinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya söz aldı.

Taşkaya, "Cama taş atan çocuklar bile namusuyla ortaya çıkıp ben yaptım diyor. Bizim kayıplarımızın failleri, hakimler, savcılar ortada yok. Buradan başbakana sesleniyorum. Üç yaşındaki bir çocuk bile sizden daha insancıl bir yasa yapar. Sizin yasalarınız insanları kaybediyor" dedi.

Cumartesi Anneleri Roboski'de öldürülen yakınlarının mezarları başında 58. nöbetlerini tutmakta olan ailelerin mücadelesini de selamladı ve yanlarında olduklarını ifade etti.

1995'te İstanbul'da gözaltında kaybolan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun Kürtçe yaptığı konuşmasında geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da kaybolan ve kısa süre önce cesedine ulaşılan ABD'li Sarai Sierra için hükümetin gösterdiği çabayı, olayın ne kadar yakından takip edildiğini hatırlatarak şunları söyledi:

"Sierra'nın cesedi nasıl bulunduysa bizim yakınlarımızın cesetleri de bulunsun. İlla ABD'li mi olmamız gerekiyor? Hükümet ABD'den korktuğu için mi olayı bu kadar adım adım takip etti?" diye sordu.

Cumartesi Anneleri, bu hafta 9 Şubat 1994'te Diyarbakır'ın Silvan ilçesinden Yayık köyüne gittiği sırada tanıkların gözü önünde tutuklanıp gözaltına alınan ve kendisinden 18 yıldır haber alınamayan Muhterem Ayato'yu anlattı.

Ayato'nun Silvan Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğü ve M. Şirin Baran isimli tanığa göre burada 28 gün işkenceye gördüğü belirtildi. Ardından, mahkemede suçunu kabul etmeyen Ayato'nun gözaltı merkezine götürüldüğü ve orada da yoğun işkenceye maruz kaldığı ifade edildi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını okuyan Fadik Temizyürek, şunları söyledi:

"Muhterem Ayato'nun kaybedilmesinden dönemin Silvan İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hakan Temel Aksel, Diyarbakır İl Bölge Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, OHAL Asayiş Bölge Komutanı General Hasan Kundakçı, Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutan Yardımcısı General İlker Başbuğ, OHAL Valisi Ünal Erkan, Genelkurmay Başkanı General Doğan Güreş, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sorumludur."

"Kayıplarımızın akıbetini karanlıkta bırakanlar, yalnız bizim nezdimizde değil, insanlığın vicdanında da meşruiyetini kaybetmiş olacaktır" diyen Temizyürek, kayıplar gerçeğini açığa çıkarmanın yalnız kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının sorumluluğu olmadığını hatırlattı ve hükümete, parlamentoya, savcılara, akademi dünyasına ve basına, devleti değil yurttaşı merkeze alan bir tavır geliştirmeleri için çağrıda bulundu.

Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri, haftaya 412. defa bir araya gelmek üzere eylemlerini sonlandırdı. (Bianet)

Haber Ara