Erdoğan'ın konuşmasından satır başlıkları şöyle:
Macaristan'ın gösterdiği yapıcı yaklaşımı AB geneli için söylemek mümkün değildir. AB'nin temel ilkelerinden biri verilen söze sadakattir, yani ahde vefa kuralı vardır. Ne yazık ki, bazı liderler tarafından bu sadakat çiğnenmiş yeni şartlar ortaya çıkarılmıştır.
TÜRKİYE'Yİ ALIRLAR VEYA ALMAZLAR
Türkiye'yi AB'ye alırlar veya almazlar hiç önemli değil. Türkiye'nin AB'ye müracaatı 1959 yılıdır, resmi müracaat 1963'dür. 50 yıl AB üyelerinin hiçbirine böyle bir uygulama gösterilmemiştir. Sadece Türkiye'ye yönelik böyle bir yaklaşım tarzı vardır. Şu anda AB üyesi ülkelerden bazıları vardır ki, Türkiye'nin ne ekonomi ne de hak ve özgürlükler konusunda mukayese edilemeyecek kadar geridir.
GÜNEY KIBRIS DİYE BİR DEVLET YOK
Bazı ülkeler AB müktesabatıyla uzaktan yakından alakası yoktur. İdeolojik yaklaşımlarla AB'ye alınmıştır. Bunlardan bir tanesi Güney Kıbrıs'tır. Bir defa Güney Kıbrıs devlet değildir bir yönetimdir. Kıbrıs diye bir ülke yok Güney Kıbrıs Rum Yönetimi var. Yeşil hattın kuzeyinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Kofi Annan Planı'nda bunun ismi Kıbrıs Türk Devleti'dir.
ANNAN'A VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTTUK
Ben sanın Annan'a 'Biz her zaman önde olacağız Rumlar hep geride kalacak' dedim. O zaman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin başında Papadopulos vardı. Çalışmaları bitirdik, imza aşamasına geldik o zamanki Yunanistan Başbakanı Karamanlis 'Bunu erteleyelim' dedi. Annan bana döndü 'Ne diyorsun sayın Başbakan?' dedi. Ben de sayın Annan'a 'Ben sana Davos'ta bir söz verdim, gereğini yaptık' dedim.
KALKTILAR GÜNEY KIBRIS'I ALDILAR
Biz o zaman AB'ye dedik ki, 'Biz sözümüzde dururuz ama Güney Kıbrıs sözünde durmazsa onlara yaptırımınız ne olacak?' dedik. 'Hiç merak etmeyin sözünde duracak denildi'. Referanduma gidildi ve KKTC 'evet', Güney Kıbrıs 'hayır' dedi. Kalktılar Güney Kıbrıs'a AB'ye aldılar.
IRKÇILIĞA KARŞI PANZEHİR OLURUZ!
Avrupa şu anda çok ciddi sıkıntı içerisinde. O yüzden Türkiye'nin üyeliği kuşkusuz Avrupa'ya güç katar, çünkü Türkiye, Avrupa'ya yük almaya geliyor. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'ya vizyon katar. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'daki ırkçılığa karşı panzehir gibi olur.
Arap uyanışında, Filistin sorununda, Suriye meselesinde biz her zaman savaş değil barış yanlısı olduk. Çünkü zor olan barışı sağlamaktır, savaş en kolay olandır, o yüzden biz zora talibiz.
Türkiye olarak, hiçbir çıkar kaygısı içinde olmadan, rengine, inancına bakmadan küresel vicdanı temsil ediyoruz. Vicdan ve adaletin artık çok acil bir şekilde küreselleşmesi gerekiyor.
Şili'de deprem Türkiye olarak biz ordayız, Haiti'de deprem biz ordayız... Gidebildiğimiz kadar ülkeye gidip yardım edeceğiz.
Finlandiya ile başlattığımız barış için girişim grubu her geçen gün büyüyor. Barışa inandık, inanıyoruz.
Dünyanın karşı karşıya olduğpu tehdit sadece küresel ısınma ve kirlilikten ötürü değil, en büyük tehdit küresel adaletsizliktir. Biz yaradanı yaradılandan ötürü sevmeliyiz, dininden, dilinden değil...