Almanya'da tüm Avrupalılara sosyal yardım dağıtmak zorunda kalabilir
Almanya'da federal hükümet ihtiyaç sahiplerine Hartz IV reformu kapsamında verilen sosyal yardımların AB ülkelerinden gelenlere de verilmesine ilkesel olarak karşı çıkıyor. Ancak halen sürmekte olan bir davadan aksi yönde bir karar çıkması halinde hü
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-29 14:49:13
Bir Bulgar vatandaşının Hartz IV başvurusu hakkında Federal Sosyal Mahkeme'de görülen davada alınacak karar, Almanya'da yaşayan AB vatandaşlarının hangi sosyal yardımlardan yararlanabileceğini belirleyecek.
Karlsruhe şehrinde bulunan Federal Sosyal Mahkeme'de (BSG) sürmekte olan bir dava Almanya'da yaşayan AB'ye üye ülkelerden gelen vatandaşların hangi sosyal yardımlardan yararlanabileceği hususunda belirleyici olacak. Davanın görülmesine ise 2008 yazında Bulgaristan'dan Almanya'ya gelen Lazarinka R.'nin Hartz IV başvurusunun reddedilmesi yol açtı.
Stuttgart'ta yaşayan 24 yaşındaki Bulgar kadını, pek çok hemşehrisi gibi Almanya'ya ilk geldiğinde "kağıtsız" olarak çeşitli işlerde çalışanlardan biri. En son garsonluk yapan, fakat bu sırada hamile kaldığı için kaçak çalıştığı işten de sorgusuz sualsiz atılan Lazarinka R., bunun üzerine bağlı olduğu iş ajansından yardım istiyor.
"ÜLKENE GERİ DÖNMEN DAHA DOĞRU"
Erkek arkadaşı kendisini terk edince, doktora gidecek parayı dahi bulamayan hamile kadın, asıl darbeyi ise Alman devletinden yediğini belirtiyor. Çünkü sosyal yardım almak için başvuruda bulunduğu ajansın memurları, kendisine yardım yerine ülkesine geri dönmesini tavsiye ediyor.
Ancak Lazarinka R. bu "tavsiyeye" kulak asmak yerine Stuttgart şehir idaresine karşı mahkemeye gitme yolunu tercih ediyor. R.'nin avukatı mahkemeye gerekçe olarak Bulgaristan'ın da tıpkı Romanya gibi 2007 yılından bu yana AB üyesi olduğunu ve ilgili AB müktesebatının Almanya'yı AB ülkelerinden gelen göçmenlere kendi vatandaşı gibi davranmaya zorunlu kıldığını sunuyor. Önce yerel mahkemelerde görülen davanın son geldiği yer ise Federal Sosyal Mahkeme oldu.
KAÇAK ÇALIŞMAKLA HARTZ IV'ÜN İLGİSİ YOK
Bu arada hukukçular Lazarinka R.'nin kaçak çalışmış olmasıyla Hartz IV yardımlarına başvurması arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını belirtiyor. Çünkü Hartz IV önceki gelirlerin geri ödenmesini gerektiren bir sosyal güvence türü olarak geçmiyor ve R.'nin durumu da Hartz IV yardımı bağlanabilmesi için gereken "ihtiyaç sahibi olma" şartını sağlıyor.
BASİT BİR DAVA OLMAYACAK
Öte yandan BSG'ye yansıyan dava sadece genç kadının sosyal yardım alabilmesi açısından değil, AB ülkelerinden gelen göçmenlerin prensipte Hartz IV yardımlarına başvurup başvuramayacağı açısından belirleyici olacak. Yani mahkemenin asıl cevap vereceği soru, "Romanya ve Bulgaristan'dan gelenler de Hartz IV yardımı alma hakkına sahip mi?" olacak.
AB SADECE EKONOMİK BİR BİRLİK Mİ?
Mahkemenin alacağı kararın diğer yanını ise AB'nin sadece ekonomik bir ortaklıktan mı ibaret olduğu, yoksa her üye ülkenin vatandaşlarının eşit haklardan yararlanabildiği bir birlik mi olduğu sorusu oluşturuyor. Her ne kadar Almanya Başbakanı Angela Merkel (CDU) Euro krizi nedeniyle sık sık "AB dayanışmasına" atıfta bulunsa da, sıra AB ülkelerinden gelenlerin alacağı sosyal yardımlara gelince farklı bir ses tonu kullanıyor ve "Almanya'nın sosyal sistemine göç edilmesine karşı olduğunu" belirtiyor.
1953 YILINDAKİ ANLAŞMA NE DİYOR?
Bütün bu tartışmaların ötesinde elde bir de çeşitli Avrupa ülkelerinin 1953 yılında imzaladığı ortak sosyal güvenlik anlaşması bulunuyor. Buna göre anlaşmaya imza atan 17 Avrupa ülkesinin vatandaşları bir diğer ülkede kendi ülkesindeki sosyal güvence imkanlarından yararlanabiliyor.
Ancak federal hükümet 2006 yılında bu hakları kısıtlayarak, AB'li göçmenlerin Almanya'ya gelir gelmez Hartz IV'e başvurmasına imkan veren mevzuatı değiştirdi. 1953 yılında imzalanan anlaşmaya atıfta bulunan Federal Sosyal Mahkeme ise 2010 yılında bu mevzuat değişikliğinin geçersiz olduğununa hükmetti. Koalisyon hükümeti ise bu kez de karşı bir hamleyle 2011 yılının sonunda sosyal güvence sağlayan anlaşmaya Hartz IV'ün bu anlaşmadan muaf olduğunu belirten bir çekince maddesi koydu.
2011'DE ALINAN KARAR "SİYASİ MANEVRA" MI?
Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen (CDU) mevzuatta atılan bu adımı, Romanya ve Bulgaristan'ın 1953 yılında imzalanan anlaşmada imzasının bulunmamasıyla izah etmeye çalıştı. Yani önceki anlaşmada imzası bulunan ülkelerin vatandaşlarına verilen hakların, sadece bu iki ülkeye verilmemesinin adil olmayacağını ileri süren Bakan Leyen, Hartz IV hakkının bunun yerine hiçbir AB üyesi ülkenin vatandaşlarına verilememesinin "daha adil" olacağını savundu.
YENİ KARAR, AVRUPA POLİTİKALARI ADINA BELİRLEYİCİ OLACAK
Sosyal kuruluşlar ve muhalefet partileri ise Federal Sosyal Mahkeme'nin "Lazarinka R." davasında alacağı kararın Avrupa politikaları ve sosyal politikalar adına belirleyici olacağını savunuyor.
Deutscher Paritätischer Wohlfahrtsverband Genel Müdürü Ulrich Schneider, federal hükümetin sosyal güvenlik anlaşmasına koyduğu Hartz IV çekincesinin hukuken savunulabilir olmadığını belirtiyor. Alman Avukatlar Birliği de federal hükümetin bu çekinceyi geri almasını istiyor. Ancak görünen o ki bu talepleri ısrarla kulak ardı eden Başbakan Merkel'in tutumunu BSG'nin alacağı karar belirleyecek.
LAZARINKA R.'NİN AVUKATI "HARTZ IV HERKESİN HAKKI" DİYOR
Lazarinka R.'nin avukatı Rolf Gutmann de Kassel'de görülen davada, bütün AB vatandaşlarının "aynı eşitsizlikte" değil "aynı eşitlikte" muamele görmesi argümanını öne çıkaracağını belirterek, "Yani herkesin Hartz IV hakkı olması gerekiyor." diyor. Gutmann hakimlerin yine de ikna olmaması halinde AB'nin sosyal güvenceyi düzenleyen müktesebatına atıfta bulanacağını ve sadece bunun dahi bütün AB'lilere Hartz IV hakkı sağlayacağını savunuyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara