Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kürt sorunu çözülse kimse BDP’ye oy vermez

Kürt Sorunu’nun adeta kalbi diyebileceğimiz bu kadim şehirde ‘Kürt Sorunu’nun çözüm yollarını aradık. Diyarbakır sokaklarını karış karış gezerken hiç tanımadığımız vatandaşları çevirip ‘Kürt Sorununu nasıl çözersiniz’ diye sorup onların çözüm önerilerine kulak verdik. Diyarbakır’da gördük ki çözüm ne siyasette, ne güvenlik politikasında, ne de ayrılmakta, çözüm yanı başımız da halkın ta kendisindeydi. Şehrin sokaklarında her çevirdiğimiz insanlar sanki ağızbirliği etmişçesine ‘Kürt sorunu ancak Gerçek İslam Kardeşliği ile çözülür’ demesi bizleri oldukça memnun etti..

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-26 00:01:44

Kürt sorunu çözülse kimse BDP’ye oy vermez
Osmanlı döneminde Diyar-i Bekr olarak anılan Diyarbakır dokuz bin senelik bir geçmişe sahip. Tarihi yapısı ve manevi atmosferiyle içinize adeta bir sekinenin indiğini hissettiğiniz bu şehirde Hz. Süleyman (R.A), Hz.Hamza (R.A), Selem bin Yes’ub (R.A) Malik bin Hafiz (R.A) gibi tam 41 sahabenin mezarı bulunuyor. Bundan dolayı da Diyarbakır’a sahabeler diyarı da deniliyor. İlmin, şefkatin ve merhametin bol olduğu bu topraklar şimdilerde ‘terör’şehri olarak anılması insanın içini derinden yaralıyor. Diyarbakırlı halk bu durumdan oldukça rahatsız ‘terörü insanlığımızın önüne geçirdiler’ diyerek adeta feryat ediyor. Bu hoş olmayan olaylara rağmen Diyarbakır gelen misafirlerine bir anne şefkati gibi kollarını açmaktan da ödün vermiyor.
 
Çözüm yanı başımızda
Kürt Sorunu’nun adeta kalbi diyebileceğimiz bu kadim şehirde‘Kürt Sorunu’nun çözüm yollarını aradık. Diyarbakır sokaklarını karış karışgezerken hiç tanımadığımız vatandaşları çevirip ‘Kürt Sorununu nasıl çözersiniz’ diye sorup onların çözüm önerilerine kulak verdik. Diyarbakır’da gördük ki çözüm ne siyasette, ne güvenlik politikasında, ne de ayrılmakta, çözüm yanı başımız da halkın ta kendisindeydi. Şehrin sokaklarında her çevirdiğimiz insanlar sanki ağızbirliği etmişçesine ‘Kürt sorunu ancak Gerçekİslam Kardeşliği ile çözülür’ demesi bizleri oldukça memnun etti.. Anlaşılan o ki, Kürt sorununun çözümü İstanbul’dan göründüğü gibi çokta uzak değil, aksine çözüm İslam ümmetinin şefkatli kalbinden geçiyor… Diyarbakır’ın ismini Dicle nehrinden aldığı Dicle Kent semtinden Şeyh Sait’in idam edildiği yer olan DağKapı’ya gitmek için atlıyoruz bir taksiye… Taksi şoförü Seyit Konuk ile koyu bir sohbete dalıyoruz yolculuk boyunca. Fırsat bu fırsat diyerek ona da, ‘Kürt Sorunu nasıl çözülür’ diye soruyoruz. Konuk, ‘Kürt sorunu eğer koltuğa feda edilmezse çok kısa zamanda çözülebilecek bir meseledir’ diyerek manası çok derin bir cümle kuruyor ve ekliyor: “Maalesef ki bizim siyasetçilerimiz sorunları çözmek yerine siyasi hesaplar peşindeler. Hâl böyle olunca da sorunlar bir türlü çözülmek bilmiyor. Sorunun çözümü halktadır. Bana göre Kürt Sorununu ‘ben Müslüman’ım’ diyenler değil, ‘gerçek Müslümanlar’ çözer”
 
Bizi sanki 40 yıldır tanıyor
Diyarbakır Bağlar’ın Karacadağ Bulvarı’nda evinin kapısıönünde oturan bir amcamıza selam veriyor ve yanına doğru yaklaşıyoruz. Bizi sanki kırk yıldır tanıyormuşçasına sıcak bir şekilde karşılayan amcamız banka emeklisi olduğunu ve isminin Mehmet Markan olduğunu söylüyor. Hâl hatır sorma faslından sonra lafı hiç dolandırmadan ‘Kürt Sorununu siz nasıl çözersiniz’diye sorunca ‘Çözülmesi çok zor bir sorun değil’ diyerek kısa ve net bir cevap veriyor. Gerçekten de çok kolaysa neden 30 yıldır bir türlü çözülmüyor bu sorun diye soruyoruz. “Kürt Sorunu çözülmesi çok zor bir sorun değil. İnsanlar kendi anadiliyle özgürce konuştuğu zaman, eğitim gördüğü zaman ve demokrasi içerisinde yaşadığızaman sorun çözülecektir. Bir Kürt olarak kendi ülkemde kendi dilimle özgürce kısıtlanmadan konuşmak istiyorum. Birlikte ve kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bizim Türk kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok bizim devletin algısıyla sorunumuz var. Tek sorun o algının değişmemesi. O algı değiştiği zaman sorun anında biter” diye cevap veriyor Mehmet Amca.
 
Biz bölücü değiliz
Mehmet Markan sohbetimizin devamında ‘ Biz bölücü değiliz’diyerek ani bir çıkışta bulunuyor. ‘Bizi hep devlete zararlı bir millet olarak gördüler’ diyerek sitemini dile getiriyor. Markan konuşmasına şöyle devam ediyor:“Kendi resmi dilimiz olan Türkçeyi de konuşmaktan gocunmuyoruz aksine seviyoruz ama anadilimizi de konuşmak ve eğitim dili olarak görmek istiyoruz. Biz bölücü değiliz. Bu sorunun çözülmesini daha fazla evlatlarımız ölmeden istiyoruz. Etle tırnak gibi olduğumuz Türk kardeşlerimizle de ayrılmak istemiyoruz. Biz birlikte eşit bir şekilde yaşamak istiyoruz” diyerek konuşmasını noktalıyor.
 
Sorun çözülürse kimse BDP’ye oy vermez
Emrullah Aktar… Bu kadim şehirde esnaf… Emrullah Bey sohbete, “Ben BDP’ye oy verdim ” diyerek giriş yapıyor. Neden böyle bir girişyaptığını algılamamakla birlikte ‘Neden BDP ?’ diye sorduğumuzda, “BDP’li siyasetçileri ve siyasetlerini hiç beğenmiyorum. Hatta çok boş bir siyaset yaptıklarını düşünüyorum. Biz sorun çözülsün diye onlara oy veriyoruz” dedi. Ya sorun çözülürse diye sorduğumuzda ise, “O zaman BDP’ye oy vermem, zaten hiçbir Diyarbakırlı da oy vermez. Onların Kürt halkına hiçbir faydası yok” şeklinde ilginç bir tespitte bulundu.
 
Osmanlı tokadı vuralım
Dağ Kapı’da Şeyh Sait’in idam edildiği yerin tam karşısında Nimetullah Fidan isimli vatandaş ile tanışıyoruz. Kendisi 30 yaşında ve işsiz. Sohbetimiz esnasında iş aradığını da söylemeden geçmiyor. Önerilerini dikkatle dinliyoruz. ‘ Türk kardeşlerimden sorunun çözümü için bir ricam var’ diyerek konuşmasına giriş yapan Nimetullah Fidan şunları söylüyor: “Şu bizlerin oylarıyla koltuğa oturanların bu soruna alakasızlıklarından dolayı önümüzdeki seçimde onlara bir Osmanlı tokadıvuralım. O hak etmedikleri koltuklardan alalım. Çıkar makamlarını ellerinden alalım. Gerçek Müslümanlara ve insana değer verenleri o makamlara oturmalarıiçin seçelim. Bizi on yıldır aldatıyorlar. Bu sorunun çözümü için daha kaç vatandaşımız ölmeli, daha ne kadar kanın akması gerekiyor” diyerek siyasetçilere olan öfkesini dışa vuruyor.
 
Kardeşlik hukuku çözer
Diyarbakır’ı karış karış gezmeye devam ediyoruz. Üniversite öğrencisi olan Onur Bayar’la tanışıyoruz. Bayar sorunun ‘kardeşlik hukuku’yla çözüleceğini dile getiriyor. Devlet İngilizce’ye, Fransızca’ya verdiği önemi Kürtçe’ye de verseydi sorun çoktan çözülmüştü’ diyor. Bayar sözlerini Kürt sorunu kardeşlik hukukuyla çözülebilir. Siyasi hesaplar ve rant kavgalarının arasında çözülmesi imkansızdır. Bir Diyarbakırlı olarak sonuna kadar barış ve kardeşlik diyorum. Ve ayrıca hükümete sesleniyorum İngilizce’ye, Almanca’ya, Fransızca’ya verdiğiniz önemin yarısını Kürtçeye verseydiniz bu sorun çoktan çözülmüştü”şeklinde noktalıyor.

Mustafa Kılıç
Milli Gazete

Haber Ara