Bunun için de Diyanet İşleri Başkanlığı göreve!
Devlet, parayı üretme ve kontrol yetkisini yani devlet olma erkini bankalara bıraktığından bu sistemde paranın var olabilmesi için birilerinin borçlanması gerekiyor. Piyasada sadece 57 Milyar TL fiziksel para varken 800 Milyar TL’ye yakın kredi verilerek (KRS’yle) üretilmiş sanal para mevcut.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-25 23:39:11
TIMETURK / Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner
Diyanet İşleri talimat göndermiş olmalı ki bu hafta Cuma hutbelerinde yıllık 1.5 Milyar TL’lik ekmek israfı ayet ve hadislerle gayet güzel işlendi. Şüphesiz ekmek israfını yabana atmak akıl sahipleri için mümkün değil. Sadece ekmek değil, israfın her türlüsünün haram kılındığı dinimizde bu yüzden konunun dile getirilmesi elbette önemli.
Gelelim başka büyük israflara. Hutbelerde neredeyse hiç zikredilmeyen büyük israflara...
Bunu sayın Feyzullah Aydoğan yazısında çarpıcı bir şekilde sorgulamış.
Senede 1.5 Milyar TL’lik ekmek israfına karşılık yılda 53 milyar TL olmak üzere son 10 yılda toplam 530 milyar TL’lik faize giden israf var. Yani ekmek israfına göre yıllık 35.3 katı israftan bahsedilebilir. Bu büyük bir israftır? Peki neden?
Çünkü sanıldığının aksine parayı devlet üretmiyor. Paranın alınıp satılması nedeniyle mal haline getirilen bu ekonomide parayı bankalar üretiyor*. Havadan ürettiği paralarla devleti yani dolaylı olarak hepimizi borçlandırıyor.
Paranın %92’si bankalarca KRS’yle havadan üretilmiş ve bu üretilen parayla devlet, tahviller/sukuk yoluyla borçlandırılmakta. Devletin bu lüzumsuz borçlandırılmasının bedeli olarak 53 milyar TL faiz, vergi ve harçlar, zamlar ve kamu varlıklarının mütemadiyen satışı şeklinde tüm topluma ödetilmektedir.
Şimdi bu bedelin devlet borçlanmalarıyla ilgili ayağını karşılaştırmakta yarar var.
Ekmek İsrafı (1.5 Milyar TL/Yıl)
Faiz İsrafı (53 Milyar TL/Yıl)
Asgari ücretliye maaş
Asgari ücretliye maaş
Okul
Okul
Yurt
Yurt
Bölünmüş Yol (Km)
Bölünmüş Yol (Km)
Tablo: Ekmek İsrafı ve Faiz İsrafının Karşılaştırılması (Karşılaştırmayı başka maddelerle genişletebilirsiniz)
Görüldüğü gibi BDPS dediğimiz paradigma değiştirilmediği sürece kendi parasını üretemeyen devlet lüzumsuz yere yeni borçlanmalara, faiz ödemelerine ve topluma bedel ödetilmesine devam edilecektir. Bu büyük bir israftır. Çünkü kendi parasını faizsiz ve borca dayalı olmadan üretebilen devlet bundan kaçınabilir. Yani bu israf paradigma değişimiyle önlenebilir.
İsrafın diğer büyük ayağında ise vatandaşlar direk bankalara yine KRS dediğimiz sistemle borçlandırılmakta. Bankalar aslında başkalarının kendisine emanet olarak verdiği parayı birilerine ödünç vermiyor. Kredi veriyorum dediğinde KRS’yle parayı havadan/yoktan var ediyor.
Devlet, parayı üretme ve kontrol yetkisini yani devlet olma erkini bankalara bıraktığından bu sistemde paranın var olabilmesi için birilerinin borçlanması gerekiyor. Piyasada sadece 57 Milyar TL fiziksel para varken 800 Milyar TL’ye yakın kredi verilerek (KRS’yle) üretilmiş sanal para mevcut.
Sonuç; bu sistemde piyasada paranın var olabilmesi için birilerinin borçlanması gerekiyor.
İsrafların en büyüğü insan israfıdır
Dün basında borç yüzünden yeni bir intihar haberi vardı. Habere göre Hatay'ın Dörtyol ilçesinde, borçları nedeniyle geçim sıkıntısı çeken bir memur, kendini asarak intihar etmiş.
Daha önce borç yüzünden intiharlar konusunu işlemiştik. Gün geçmiyor ki borç yüzünden birileri intihar etmiş olmasın. Acaba borç yüzünden intihar eden veya yıkılan aileler için istatistikler tutuluyor mu? İntiharların acaba ne kadar kısmı ekonomik sorunlar yüzünden ortaya çıkıyor?
Hutbelerde ekmek nimetinin kutsallığından bahsedildi.
Şimdi ilgililere soruyoruz. Pekiyi! İnsan hayatı kutsal değil mi? Borç yüzünden intiharlardan kim sorumlu? Bir insanın ölümü alemin ölümü gibidir diye buyuran Dinin mensupları acaba bunları da sorgulaması gerekmiyor mu? Ekmek israfını ülkenin her yerinde hutbelerde anlattıran Diyanet bu önemli meseleyi anlatmayı düşünüyor mu?
İlgililer acaba suçu kredi çekmek zorunda kalanlara atarak kurtulacaklarını mı zannediyorlar?
Neden devlet kendi parasını faizsiz ve borca dayalı olmadan üretmiyor?
Neden Cumhuriyet (Cumhuriyeti değil) Merkez Bankasının bastığı para piyasadakinin sadece %8’i?
Neden paranın %92’sini bankalar KRS’yle havadan üretiyor?
Neden piyasada herkesi krallar gibi yaşatacak para varken çok sayıda insan evsiz barksız ve açlık sınırlarının altında yaşamaya mahkum?
Neden 70 Trilyon dolarlık büyüklüğe sahip Dünyada 800 Trilyon dolar para var? Nasıl bu kadar para varken en gelişmiş ekonomide (ABD) 47 milyon insan gıda karnesiyle yaşamaya çalışıyor?
Bu kadar para varken neden Afrika’da açlıktan insanlar ölüyor?
Neden 70 milyonluk ülkemizde 68 milyon insan kredi kartıyla yaşamaya mahkum? İnsanlar neden kredi kartıyla kredi kartını döndürmeye çalışıyor?
15 sene öncesinde kimse bankaların yolunu bilmezdi. Şimdi bankalara yolu düşmeyen var mı? Neden ve nasıl bu duruma geldik?
İsrafların en büyüğü insan israfı değil mi?
Ayetlerde zulmün her türlüsü açıkça yasaklanmamış mı? Bir insanın ölümü alemin ölümü değil mi?
Geçmişte kaç kişi borç yüzünden intihar ediyordu? Şimdi gün geçmiyor ki borç yüzünden intihara rastlamayalım. Neden bu sayı adeta otomatiğe bağlandı ve istatistiklere konu oldu?
Durum böyleyken konunun muhatapları neden hala bu paradigmayı (BDPS/KRS) sorgulamıyor?
Diyanetin, Ekmek İsrafında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirken israfların en büyükleri konusunda duyarsız kalması mümkün mü?
Sahi şu paranın nasıl üretildiği ve bunun üzerinden insanların nasıl köleleştirildiği konusunda hutbe dinleyeceğimiz günler ne zaman gelecek?
Diyanete bu konuda görev ve sorumluluk düşmüyor mu?
http://www.drcetiner.org
twitter.com/drcetiner
* Not: Bankaların KRS’yle nasıl para ürettiklerine dair videoyu aşağıda izleyebilirsiniz http://www.youtube.com/watch?v=H3emNLok5Bw
SON VİDEO HABER
Haber Ara