Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İslami Cemaatler Devlet-Öcalan görüşmesine nasıl bakıyor?

Türkiye’de cemaatlerin büyük bir kısmı artık Kürt Meselesi’nde kendi sözleriyle kendilerini anlatmak ve sorunun çözümünde hemfikir olduklarını hükümete ve topluma göstermek istiyorlar

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-24 08:00:26

İslami Cemaatler Devlet-Öcalan görüşmesine nasıl bakıyor?
TIMETURK / Nevzat Çiçek

AK Parti’nin Türkiye’deki en büyük şansı Özal’dan sonra Türkiye’de cemaatlerin ağırlıklı olarak üzerinde ittifak ettikleri parti olmasından kaynaklanıyor. Rahmetli Erbakan bile cemaatlerden bu kadar yoğun destek alamamıştı.

Ak Parti cemaatlerin ittifak ettikleri bir siyasi parti olunca bir yönüyle Türkiye’deki en büyük sivil toplum kuruluşu görevini görüyor. Onun desteklemediği veya politikasına ters gelen eylemlerde bir iki istisna hariç meydanlar dolmuyor, çoğu vakıf ve dernek burada AK Parti’nin tavrına bakıyor ki, bugün İslami Camia’nın büyük bir çoğunluğu da bu durumu sorguluyor ama yine de AK Parti’ye olan kredisini kesmiyor ve kısa vade de bunun kesilmesinin işaretleri bulunmuyor.

AK Parti’de özellikle Başbakan Erdoğan’ın daha önce hazırladığı ve Erbakan’a sunduğu Kürt Raporu da dikkate alındığında, diğer partilerden farklı bir tablo çizdiğini görmek mümkün. “Büyük devletler hatalarıyla yüzleşirler, TRT 6, Kürdoloji Enstitüleri, Olağanüstü Halin kaldırılması, Dersim Katliam, 5233 sayılı yasa, Oslo ve son olarak da İmralı ile olan görüşmeler ve adımlar” her ne kadar eksik olsa da diğer partilerin yapamadığı, yapmaya cesaret edemediği adımlardı.

Uludere’de yaşanan katliamın failleri her ne kadar ortaya çıkarılmasa da, toplumun büyük bir kısmı sorununun çözümünde hala AK Parti’yi umut olarak görüyor. Bana göre de AK Parti ve BDP bu süreçte bu işi çözemezse bu işin bir daha çözülme işi git gide zorlaşacak ve bizi daha çok kamplaştırmaya itecektir.

Oslo görüşmeleri ile başlayan süreçte toplumun büyük bir kısmı sessiz biçimde ne olacağını merak etti ve bu işe karşı çıkmadı. Zaten Oslo Görüşmeleri devlet aklıyla yapılan görüşmelerdi, AK Parti’nin görüşmesi değildi ve vatandaşta bunu böyle okudu. İslami Cemaatler de bu süreçte olup biteniz izlediler ama asla karşı çıkmadılar.

İslami Cemaatler Türkiye’de Kürt sorununun çözümünde, şiddetin sona ermesinde en kolaylaştırıcı ve aynı zamanda en zorlaştırıcı unsurların başında gelmektedir. Cemaatlerin kendi içlerinde kurdukları iletişim ağı, hiçbir kitle iletişim aracının yapamayacağı geri dönüşüme sahiptir. Bir sohbette, bir zikirde, bir kabulde, bir cenazede veya merkezi olarak gönderilen bir mesajdaki tavır hemen cemaatlerin yazılı, görsel, işitsel ve sözsel iletilerine yansır ki, buradan oluşan hava ya hükümetlerin geri adım atmasına yâda vitesi büyütüp daha da ileri gitmesine yol açar.

İmralı görüşmelerinin tekrar başlaması ile birlikte Türkiye’nin değişik yerlerindeki cemaatlerin ve kanaat önderlerinin tavrını öğrenmeye çalışıyorum. Bazen konferans için gittiğimiz bir şehirde, bazen sohbet halkalarında bazen de cemaatlerin yayın organlarında son gelinen durumu konuşuyoruz. Kısaca şunları belirtiyorlar:

1-Geçmiş dönemde bu meseleye uzak durmayı seçtik ve resmi söylemin dışına çıkamadık. Çünkü sistem bizi de eziyordu ve diğer ezilenleri görmemizi de engelliyordu.

2-Hizbullah ve PKK arasındaki çatışmalarında ne yazık ki büyük çoğunluğumuz olaya müdahil olmadı çünkü bir çok İslami yapı da ya hicret etmek durumunda kaldı, yada sessizce beklemeyi seçti

3-Biz sessiz kalınca meselede tek bir ses yükseldi ve biz yıllarca bunlar “Kürtleri temsil etmiyor” dedik ama PKK’nın zemin kaybetmemesini anlayamadık. Biz PKK, “Marksist bir örgüt buna Müslüman Kürt nasıl oy verir” dedik ama sadece bunu söyledik ilerisine gidemedik

4-Bölgede inisiyatif almakta geç kaldık, inisiyatif alırken de devlet gücüne güvendik ama devletin algısının vatandaş üzerinde geçmişten gelen yıkıcı etkisini hesaplayamadık.

5-Bölgeden gelen medrese hocaları ile yaptığımız tartışmalarda “Bunlar Ümmetçiyiz diyorlar ama bunlar da Kürtçü olmuşlar” diyerek onlarla aramızdaki makası açtık ve daha sonra bölgeye gittiğimizde bu insanların bedel ödediğini gördük ve esas olarak bizim bakışımızın dışarıdan bir bakış olduğunu üzülerek öğrendik

6-“İslam Kürt Sorununu çözer, İslam varsa Kürdün, Türkün sorunu olmamalı” dedik ama kardeşlik hukukunu iyi koruyamadık.Alt yapısını doldursaydık meseleye müdahil olacaktık

7 Kürtlerin hep ayrı bir devlet kuracağından hareketle meseleye baktık, anadilde yasağı bile İslam içerisinde anlatmaya çalıştık ve bunun bizi birbirimizden kopardığını, bizim söylemlerimize karşın Kürt İslam’ının da yükseldiğini üzülerek izledik.
8-Faili meçhuller, köy yakmalar, işkenceler vb durumlarda Devlet ve PKK arasındaki bir hesaplaşma olarak okuduk, sıradan insanın ruh halini anlamadık.Biraz da ne halleri varsa görsünler dedik.

9-AK Parti’nin cesareti, komutanların yargı karşısına çıkarılması, işkencecilerin mahkemelere getirilmesi, referandum ve Erdoğan’ın söylemleri bizim de yavaş yavaş değişimimizi beraberinde getirdi.Kendimize olan güvenimiz arttı ve sesimizi daha da yükseltik.

10-Biz Erdoğan’ın iyi bir Müslüman olduğuna inanıyoruz, o nedenle sorunun çözümü için atacağı adımları da takip ediyoruz ve destekliyoruz. Onun duruşu bizi ikna ediyor, samimi buluyoruz

11-Bu konuda sesimiz daha yeni yeni çıkıyor ama zamanında Komünizmle Mücadele Derneği’nde yer almış, şehitlik olgusunu tartışmamış, “Vatan” kavramını kutsal görmüş bizlerin de ve tabanlarımızın da beslendikleri kaynakları iyi görmek lazım…
12-Şuana kadar bizim camianın bir iki büyük toplantısı dışında bizim camia fikirlerini hep solcuların düzenlediği toplantılarda dile getirdi. Artık ne söyleyeceksek korkmadan, açıkça söylemenin vakti geldi de geçiyor.

Ülkenin batı tarafındaki cemaatlerde bunlar hakimken aynı cemaatin Kürt kolunda ise daha farklı söylem ve zerzeniş bulmak mümkün. Onlar da yıllardır batıdaki kardeşlerinin kendilerini yalnız bıraktıklarından şikayet ederek, “Onlarla birlikte sistem bizi de ezdi, onlar bir sefer ezilirken biz iki defa ezildik ama bunu bir türlü anlatamadık, anlamadılar” diyorlar.

Bugün sorunun çözümü noktasında bir çok kanaat önderi ve cemaat temsilcisi bireysel veya cemaatsel olarak verdiği desteği bir iki gün içerisinde daha kurumsal olarak kamuoyuna aktarmayı düşünüyorlar ve bu noktada yan yana gelmeyen bir çok cemaatinde yan yana getirilmesi noktasında büyük bir fikir birliği oluşmuş durumda.

Türkiye’de cemaatlerin büyük bir kısmı artık Kürt Meselesi’nde kendi sözleriyle kendilerini anlatmak ve sorunun çözümünde hemfikir olduklarını hükümete ve topluma göstermek istiyorlar

İller bazında bir çok vakıf ve dernek bu anlamda basın açıklamalarını kamuoyu ile paylaştı, şimdi sıra hepsinin bir masa etrafında bir araya gelecekleri bir toplantıda ki aldığım duyumlara göre bu hafta içerisinde İstanbul’da yoğun bir katılımla İslami Camianın önde gelen isimleri bir bildiri ile sürece olan desteklerini kamuoyuna gösterecekler.

Cemaat bazında sürece kim niçin destek veriyor veya karşı çıkıyor yazımı inşallah bu toplantıdan sonra yazacağım…

Niyet hayr, akibet hayr


SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara