Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mezhep kışkırtması Emniyet raporunda

İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı rapora göre, Başbağlar olayından bir hafta önce bölgede etkili Alevi kanaat önderi İsmet Türkmen kaçırılarak öldürüldü. Raporda Türkmen, ‘bölgede sözü dinlenen, yöre halkını sürekli sükûnete davet eden, Alevi-Sünni kardeşliğinden söz eden’ biri olarak tanımlanıyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-22 10:32:52

Mezhep kışkırtması Emniyet raporunda

TIMETURK / Haber Merkezi

1993’te sahneye konulan Alevi-Sünni çatışması senaryosunun önemli ayaklarından biri olan Başbağlar katliamıyla ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, İçişleri Bakanlığı’ndan Başbağlar katliamıyla ilgili ‘kamu kurum ve kuruluşları, kamu görevlileri ile yabancı aktörlerin rolü, olayların bunlar tarafından yönlendirilip yönlendirilmemesi hususunda bir rapor hazırlanmasını’ istedi. Bakanlık, genel bilgilerin yer aldığı ve içinde Erzincan Emniyet Müdürlüğü’nden gelen belge ve değerlendirmelerin bulunduğu iki ayrı rapor hazırladı. Emniyet’in Komisyon’a gönderdiği ‘gizli’ rapora göre, 2 gün arayla meydana gelen menfur iki olaydan bir hafta önce Alevi kanaat önderlerinden İsmet Türkmen katledildi. 28 Haziran 1993 tarihinde PKK tarafından Kemaliye ilçe sınırları içinde kaçırılarak öldürülen Türkmen raporda şöyle tanımlanıyor: “Bölgede sözü dinlenen, yörede yaşayan halkı devamlı olarak sükûnete davet eden, Alevi ve Sünni vatandaşlar arasındaki kardeşlik duygularından bahseden, halka, devlet görevlilerine ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları konusunda telkinlerde bulunan bir kanaat önderi…”

Erzincan Emniyeti’nin gönderdiği 2 Ağustos 2012 tarihli yazıda, 5 Temmuz 1993 tarihinde PKK mensuplarının Başbağlar köyüne saldırarak 33 vatandaşı katlettiği, 3 vatandaşı yaraladığı, köyü ve köy içerisindeki araçları yaktıkları hatırlatılıyor. Raporda, aynı gün Bingöl Valiliği’nce kendilerine gönderilen gizli ibareli yazıda, Sivas ilinde meydana gelen olaylara misilleme amacıyla terör örgütü tarafından Erzincan bölgesinde kitlesel saldırı yapabilecekleri yönünde uyarı yazısı geldiği belirtiliyor. Ardından şu hatırlatmada bulunuluyor: “2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen Sivas olaylarında İhlas Haber Ajansı tarafından çekilen bir video görüntüsünde, kalabalık içerisinden 4 kişilik grubun hızla ayrıldığı, bu şahısların o dönemde Sivas bölgesi kırsal alanında faaliyet gösteren terör örgütü PKK üyeleri oldukları tespit edilmiştir. Bu şahısların, Başbağlar katliamının yapıldığı dönemde, eski bir bakanın da yeğeni olan, PKK terör örgütünün Sivas bölge sorumlusu Alişer Koçgiri kod adlı Yücel Halis isimli şahsın sorumluluğunda bulunan grupta yer aldıkları tespit edilmiştir.”

Raporda PKK'nın, Erzincan ilinde yaşayan Sünni ve Alevi vatandaşların oranının birbirlerine yakın olmasını fırsata çevirmek istediği, bölgede Alevi-Sünni çatışması çıkartmak istedikleri, Başbağlar köyüne komşu köylerde ikamet eden Alevi vatandaşları bu amaçla yanlarında bilinçli olarak getirdikleri” kaydediliyor. Yine Başbağlar köyü muhtarlığına gönderilen ve doğruluğu teyit edilemeyen bir ihbar mektubunda, “Sivas Madımak olaylarının bahane edilerek kendilerinin Başbağlar’a götürüldüklerini, ayrıca Tunceli’den de bir grubun Başbağlar’a geldiğini, olayda masum insanların öldüğünü, buna karşılık 100 bin mark alındığı bildirilmiştir.” deniliyor.

Diğer yandan Başbağlar katliamından sonra olaylara karıştıkları tespit edilerek yakalanan 16 kişinin, 1993 yılında Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nce serbest bırakıldığı, ancak itiraz üzerine Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce haklarında tutuklama kararı verildiği ancak şahıslara ulaşılamadığı bilgisi de veriliyor.

Emniyet’in raporunda Başbağlar katliamından sağ kurtulan Ali Karpınar’ın ifadesinde geçen katliam yapan kişilerin yanında askerî kıyafetli emir verir pozisyonda bulunan şahsa, “Biraz da sen anlat, bunlar gerçekleri öğrensinler.” dediği aktarılıyor. Olayı yaşayan köy sakinlerinin jandarmaya verdikleri ifadelerde de, “olayın meydana geldiği sırada köylerine düzgün giyimli, temiz elbiseli, mavi gözlü, düzgün şiveli ellerinde silah bulunan şahısların geldiğini, katliamdan sonra terör örgütü üyeleri ile birlikte köylerinden ayrıldıklarını, köye gelen örgüt üyelerinin yanlarında kendilerinin de tanıdığı komşu köylerde yaşayan bazı Alevi kökenli vatandaşların da bulunduğunu” söylediği kaydediliyor.

Emniyet’in ‘gizli’ ibareli değerlendirme raporunda ise Sivas ile Başbağlar katliamları karşılaştırılarak şu tespit yapılıyor: “Her iki olayın da, farklı etnik gruplara yönelik sosyal yapılara hassasiyetleri bulunan illerde kritik zamanlarda meydana gelmesi ve her iki olayın meydana geldiği zamanlarda yabancı şahısların görülmesi, bu olayların yabancı güçler tarafından planlanarak PKK terör örgütünün taşeron olarak kullanıldığını göstermektedir.” (Zaman)

Haber Ara