Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

ÇHD Başkanı dahil 9 avukata DHKP-C tutuklaması

DHKP-C operasyonu kapsamında gözaltına alınan 10 avukattan 9'u tutuklandı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-21 13:30:38

ÇHD Başkanı dahil 9 avukata DHKP-C tutuklaması
TIMETURK / Haber Merkezi


DHPK/C operasyonunuda gözaltına alınan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı dahil 9 avukat tutuklandı.

Avukat Efkan Bolaç ise serbest bırakıldı.

Tutuklanan isimler şöyle:

ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Oya Aslan, İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay, İstanbul Şubesi yöneticisi Güçlü Sevimli, önceki Şube Başkanlarından Serhan Arıkanoğlu, ÇHD üyeleri Ebru Timtik, Barkın Timtik, Naciye Demir ve Şükriye Erden.

KOZAĞAÇLI: “NASIL SAVCILIK YAPMALARI GEREKTİĞİNİ ÖĞRETECEĞİZ”

Tutuklama kararlarının ardından adliye koridorları karıştı. Destek için gelenler slogan ve alkışlarla kararı protesto etti.
Alkışlarla salondan çıkan 9 avukattan ikisi sandalye üzerine çıkarak kısa bir açıklama yaptı. Diğer avukatlara yönelik yapılan açıklama amatör kameralar tarafından görüntülendi.

Bu kavganın herkesin kavgası olduğuna dikkat çeken Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı, “Bu kavga devrimci avukatların. Daha önce tutsak ettikleri avukat arkadaşlarımız için nasıl mücadele ettiysek şimdi de bizim için ediyorsunuz. Bundan çok büyük gurur duyuyoruz. Burada bize sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyoruz.
Bürolarımız açık, açık kalacak. Derneğimiz açık, açık kalacak. Nasıl savcılık yapmaları gerektiğini öğreteceğiz. Nasıl yargıçlık yapmaları gerektiğini öğreteceğiz.”dedi.

TANAY: “MÜCADELEMİZ İÇERDE DE DEVAM EDECEK”


Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ise şunları söyledi; “Fiziki olarak kısa bir ara veriyoruz. Mücadelemiz içeride de sürecek. Çok bedel ödedik. İlk kez tutuklanmıyoruz. Bu mücadele kesintisiz olarak devam ediyor. Bizi tutuklayarak bu mücadeleyi sekteye uğratacağını sananlar yanılıyorlar. Biz işçilerin, öğrencilerin, ezilenlerin ve yoksulların, bu ülkede kim eziliyorsa her bedeli göze alarak bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.”diye konuştu.

Bu konuşmaların ardından tutuklananlar nezarethaneye indirildi. Destek için gelen 100’e yakın avukat ise alkışlarla ve sloganlarla kararı protesto etti. Adliyenin ana girişi önünde toplanan avukatlar burada bir süre alkışlarla proteste gösterisi yaptı.

TMK 10. maddeyle Yetkili İstanbul 1 No’lu hakimlik tarafından verilen tutuklama kararında şu ifadeler yer aldı:

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Barkın Timtik, Taylan Tanay, Ebru Timtik, Avni Güçlü Sevimli, Şükriye Erdem, Naciye Demir, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Güray Dağ üzerlerine yüklenen suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması (Teknik takip, fiziki takip, aleyhe tanık beyanı, gizli tanık beyanları) üzerine atılı suçun CMK 100. maddede katalog suçlardan bulunması göz önüne alınarak işin önemi, verilmesi beklenen ceza dikkate alındığında tutuklama kararlarının ölçülü olduğu, şüpheliler hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı anlaşıldığından CMK 100 ve devamı maddeler gereğince ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi.”

Yurt dışına çıkma yasağı getirilen 7 kişi ise 10 bin TL kefaletle serbest bırakıldı.

Avukatlar Güray Dağ ve Gülvin Aydın ile Grup Yorum üyeleri Selma Altın, İnan Altın, Caner Bozkurt, İbrahim Gökçek ve Ali Aracı'nın da aralarında bulunduğu 12 kişi, savcılıktan serbest kaldı.

Serbest bırakılanlardan Necla Can, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, yaşadıklarının bir komplo olduğunu savundu.

Demokratik kurumlara saldırıldığını savunan Can, ''Bu komployu boşa çıkartacağız. Avukatlarımızın ve tutuklanan tüm arkadaşlarımızın da serbest kalması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz'' ifadelerini kullandı. Can, gözaltında işkence gördüklerini söyledi.


Konu ile ilgili Aksiyoner Hukukçular Derneği aşağıdaki açıklamayı yaptı:

İnsan Hakları Savunucusu Avukatlar Cezalandırılıyor Mu ?

18/01/2013 tarihinde, bir ceza soruşturması kapsamında, 7 ilde eş zamanlı olarak DHKP-C adlı örgüte yönelik bir operasyon yapıldığı bilgisi haber ajansları tarafından duyurulmuştur.

Operasyonun özellikle İstanbul ayağıyla ilgili gelişmeler, Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) hedef alındığı şeklinde yorumlanmıştır. Çağdaş Hukukçular Derneği'nin ve dernek üyesi avukatların ofislerinde aramalar yapılmış, ÇHD üyesi 16 avukat "yasadışı örgüt üyesi olma" iddiasıyla gözaltına alınmıştır.

ÇHD tarafından yapılan açıklamada, özellikle avukatların bürolarında mahkeme kararı ibraz edilmeksizin arama yapıldığı, aramaların Cumhuriyet savcısı ve Baro temsilcisi olmaksızın gerçekleştirildiği, arama ve yakalama kararlarında, somut olayın ne olduğu, neyin aranacağının açıkça belirtilmesi gerektiği halde bunun yapılmadığı ifade edilmiştir. Keza, basına yansıyan bazı açıklamalara göre arama öncesi kapıların kırıldığı, baro temsilcisi meslektaşlarımızın arama mahalline alınmadığı, gözaltına alınanlara kötü muamele edildiği (tuvalete gitmeye izin vermeme, zorla kan örneği alma, kaba güç kullanma) ifade edilmektedir.

Bir suç iddiasına dayanılarak ceza soruşturması yürütülmesi ya da bu kapsamda arama ve gözaltı yapılması, olağan ve yasal bir prosedürdür. Ancak operasyonun ÇHD'ye yönelik ayağında rahatsız edici olan ve hukukun sınırları zorlayan, belki de çiğneyen arama ve göz altıların yapılış biçimi ve uygulamasıdır. Zikredilen uygulamaların, hukuken meşru kabul edilemeyeceği açıktır. İstenildiği takdirde rahatlıkla ulaşılabilecek, her gün mahkemeler önünde savunma yapan avukatların ve avukatlar tarafından kurulmuş derneklerin bu şekilde, somut suç isnadı olmaksızın, hukuki ve insani olmayan muamelelere tabi tutulması kabul edilemez.

Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, toplumda tepki uyandıran Engin Çeber, Şerzan Kurt, Baran Tursun, Çağdaş Gemik davaları gibi Şemdinli ve Cizre (Cemal Temizöz) davaları gibi pek çok davada, mazlum, mağdur ve temel hakları ihlal edilmiş insanların ve yakınlarının hukuki mücadelesine destek olmuş, takdire şayan çalışmalar ortaya koymuşlardır. Soruşturmanın içeriğinden bağımsız olarak kolluk güçlerinin mezkur pratikleriyle hukukun sınırlarını ihlal etme konusunda gösterdikleri fütursuzluk, “politik bir hesaplaşma mı var?” sorusunu gündeme getirmektedir. Yargısal faaliyetin gereği olan arama, yakalama ve gözaltı işlemlerini, yasal sınırlar içerisinde yerine getirmek zorunda olan soruşturma ve kolluk makamlarının hukuka aykırı uygulamaları, soruşturmanın politik cezalandırma işlevi taşıdığı yönündeki kaygılarımızı güçlendirmektedir.

Aksiyoner Hukukçular Derneği olarak; Somut olay vesilesiyle, Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza kanunundaki terör suçu ve terör örgütü üyeliği kavramının şiddete bulaşmayan kişileri de kapsayacak şekilde genişlediğini, ifade özgürlüğünden örgütlenme özgürlüğüne kadar pek çok temel hakkı ihlal etme potansiyeli taşıdığını ve çoğulcu bir sistemin temellerini oyduğunu düşünmekteyiz. Avukatlar, savunmalarını üstlendikleri kişilerle özdeşleştirilemezler. Şiddete bulaşmayan en muhalif fikir ve eylem bile terör suçu olarak nitelendirilemez. Bu açıdan gözaltına alınan kişiler hakkındaki var ise delillerin bir an evvel ortaya konmasını ve dosyadaki gizlilik kararının derhal kaldırılmasını, hukuk dışı uygulamalara derhal son verilmesini bekliyoruz. ÇHD'ye ve insan hakları savunucusu avukatlara, meslektaşlarımıza dayanışma duygularımızı ifade ediyor, geçmiş olsun diyoruz.

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara