Hrant Dink anmasına polis müdahalesi
Hrant Dink’in anmasında bu yıl konuşmayı, ilahiyatçı yazar Hidayet Şefkatli Tuksal yaptı. Tuksal konuşmasında hakikatin ve dostluğun hatırı için buradayız dedi ve şöyle devam etti: “Bizler, bu ülkenin resmi tarih öğretisiyle taammüden cahil bırakılmış kitleler olarak, üzeri ağır inkâr taşlarıyla kapatılmış olan o sağır ve dilsiz, o kanlı kuyunun varlığını senin sayende öğrendik.”
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-19 15:40:28
Hidayet Şefkatli Tuksal’ın anmada yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:
Sevgili Rakel Hanım, Hrant Dink’in sevgili ailesi, Hrant’ın sevgili arkadaşları, dostları, sevenleri
Sizleri bir 19 Ocak gününde hüzünle selamlıyorum. 6 yıl önce bu gün, bu saatlerde Hrant Dink, burada katledildi. Onu katleden karanlığı tanıyor ve ona sıkılan o menfur kurşunların mesajını biliyoruz. Bu gün o mesaja karşı hep birlikte buradayız. Bu ülkenin her kesiminden, kendisini Hrant Dink’e borçlu hisseden, onun kaybıyla kendisinden bir parça kaybettiğine inanan ve onun için adalet isteyen insanlar olarak buradayız. O hastalıklı ve öldürücü mesajı bir daha hiç kimse almasın diye buradayız. Nefret ve şiddetin bu ülkenin hayrına bir yol olmadığını söylemek için buradayız. Hakikatin ve dostluğun hatırı için buradayız.
6 yıldır bu ülkede adaletin tecelli etmesini bekliyoruz ancak geçen 6 yılda katillerin eline silah veren, onları cesaretlendiren, cinayeti örgütleyen, soruşturmayı karartan devlet içindeki yapı yargı önüne çıkarılmadı, verilen sözler tutulmadı. Tam tersine Hrant Dink’i ölüme götüren neredeyse tüm resmi görevliler, el üstünde tutuldu, terfi ettirildi. Bu karartma, unutturma, üstünü örtme, örgüt bulamama operasyonunda 6 yıldır adalet can çekişiyor!
Ancak biz unutmadan, yorulmadan, bıkmadan adalet talep ediyoruz!
Gerçek katillerin yakalanmasını ve devlet zırhının içine saklanan bütün sorumluların hesap vermesini istemesini istiyoruz!
Sevgili Hrant,
Sen şimdi bizleri o güzel yerden izliyorsun, biliyorum. Bizler, bu ülkenin resmi tarih öğretisiyle taammüden cahil bırakılmış kitleler olarak, üzeri ağır inkâr taşlarıyla kapatılmış olan o sağır ve dilsiz, o kanlı kuyunun varlığını senin sayende öğrendik. Öğrendiklerimiz bizi hak ve hakikat karşısında sorumlu kıldı. Biz bu gün, Allah ve tarih önünde bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.
Sen bu kanlı kuyunun kapağını aralarken, bunu nefret ve düşmanlık için değil; daha yüzyıl öncesine kadar yan yana yaşayan iki halkın yaralarını sarmak, aralarına ekilmiş kin ve nefret tohumlarını yok etmek ve iki halk için daha adil ve onurlu bir gelecek sağlamak için yaptın. Uğruna hayatını da verdiğin bu mücadeleyi kaldığı yerden bizler sürdüreceğiz. Bize kızanlara, bizi anlamayanlara da Yunus Emre’nin diliyle cevap vereceğiz:
Kul’il hak-dedi Çalap sözü doğru diyene
Bu gün yalan söyleyen erte utanasıdır
Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
Şer’in evliyasıysa hakîkatte âsidir !
Ruhun şâd olsun Ahparig!
Ünlü ABD’li düşünür Noam Chomsky de , Agos’un penceresinden kalabalığa seslendi.
Hrant Dink’in anmasında Agos’un balkonundan bir konuşma yapan ünlü düşünür Noam Chomsky: “Hrant Dink’i ancak, uğruna hayatını verdiği ideallerin izinden gitmeye söz verdiğimizde en iyi şekilde anmış oluruz.”
Rakel Dink’in konuşması şöyle:
Altıncı yılda buradayız, birlikteyiz. Sizinle biraz dertleşmek istiyorum. İyilik eden bir kişi bile yok; herkes suç işliyor, herkes, her devlet suç işlemeye devam ediyor.
Suç ve günah altın olsa, kimse alıp takmaz. Fakat suçu işlerken, maalesef, düşünce de, algı da körleşmiş ve kapalıdır. Kazanç, büyüklük, üstünlük derken kimleri yok ediyorlar, nelerden mahrum kalıyorlar... Farkında olmadan veya farkında olarak yok etmek...
Var olman, benim, bizim yokluğumuz üzerine kurulmuşsa, bu senin büyüklüğünün veya üstünlüğünün ispatı değil, hiçliğinin ispatıdır.
Ey, Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu; güç ve yetki sahibi olacağım derken insanlığından da olma! Çalmaya, gasp etmeye ve öldürmeye gelenle hiçbir ortak paydamız, paydaşlığımız olmasın, sevgili kardeşler.
Sevgili dostlar; canımın içini, sevgilimi, ‘çutag’ımı (keman ) öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi? Onursuzluk, mahcubiyet ve utanç değil mi? Tahammülsüzlüğün ispatı değil mi? Yoksa hâlâ “Bunlar da ne demek?” mi diyorlar? “Evet, öyle diyorlar” diye düşünüp ümitsizliğe düştüğüm zaman,
Hisus (Mesih İsa) kulağıma fısıldar: “Ben kabirde kalsaydım, haklı olurdun meyus durmaya. Fakat kabirde kalmadım; kalmadığım gibi, bütün gerçekler de gün gibi, güneş gibi ortaya çıkacak.” Kalk, meyus olma! Evet, meyus olmayacağız. Umutla, imanla, şevkle buradayız, birlikteyiz. Ey Türkiye’nin güzel insanları, sevgili gençler, anneler, babalar, kardeşler!
Türkiye’nin sevgili insanları!
Sağımızdakine, solumuzdakine rahatsızlık vermeden, ötekileştirmeden buradayız. Adalet borcumuzu hatırlayarak buradayız. Sevgimizi, umudumuzu hatırlayarak buradayız. Yataklarında sevdiklerinin elini tutarak ölme fırsatı ellerinden alınanların anısına buradayız. Acımızla, onurumuzla buradayız. Doğruluk ve adalet için buradayız. Birbirimize hikâyelerimizi anlatmak ve anlamak için de burayız. Hep burada olacağız, birlikte olacağız.
Hoş geldiniz, teşekkür ederim, sağ olun.
Cinayetin işlendiği ilk günden itibaren Hrant Dink'i unutturmayan, görülen her mahkemede adliye önünde 'Hrant İçin Adalet İçin' pankartıyla eylemler düzenleyen ve her yıl 19 Ocak'ta Agos gazetesinin önünde bir araya gelen 'Hrant'ın Arkadaşları' bu yıl da bir dizi anma etkinliği düzenliyor.
Yürüyüşe Dink’in eşi Rakel Dink, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Sebahat Tuncel'in de katıldığı görüldü.
'Hrant'ın Arkadaşları' adalet taleplerini yüksek sesle haykırmak için Şişli Meydanı'ndan Agos gazetesinin önüne yürüdü.
Agos gazetesinin önünde Ermenice ve Türkçe şarkılar çalındı.
'KARDEŞİMSİN HRANT'
Şişli'den Agos gazetesine, yaklaşık 1.5 kilometrelik yolu yürüyen kalabalık, "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz", "Faşizme inat, kardeşimsin Hrant", "Katil devlet hesap verecek", "Faşistler halka hesap verecek", "Katilleri koruyan cinayete ortaktır", "Karanlığa, katillere, kötülüğe karşı buradayız ahparig", "Türk, Kürt, Ermeni yaşasın halkların kardeşliği" sloganları attı.
DOĞUM YERİ MALATYA’DA DA ANILDI
Hrant Dink, ölümünün 6. yılında doğum yeri Malatya'da da anıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şubesi öncülüğünde, Eğitim-Sen Toplantı Salonu'nda Hrant Dink ile ilgili slayt ve belgesel gösterimi yapıldı. Çeşitli sivil toplum örgütlerine üye bir grup, daha sonra Milli Egemenlik Caddesi Ofis Kavşağı'nda toplanarak, Hrant Dink'in doğduğu Çavuşoğlu Mahallesi'ndeki Taşhoron Kilisesi'ne doğru sloganlar atarak yürüdü. Kilise önünde toplanan grup, burada “Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz” şeklinde slogan attı. Hrant Dink'in fotoğrafı önüne mumlar ve kırmızı karanfiller koyan grup adına İHD Malatya Şube Sekreteri Ramazan Kuzu, açıklama yaptı. Kuzu, insan hakları savunucuları olarak adalet istediklerini söyledi. Eski bakanlardan Fikri Sağlar da Türkiye 'de demokrasi, eşitlik ve özgürlüğü yerleştireceklerini belirterek, “Bu ülke, bugün ne güzel tesadüftür ki senin açtığın yolda barışla karşı karşıya. Yeni bir barış dönemi başladı. Bu dönem, Türkiye'nin daha da büyümesi, Kürdüyle, Türküyle, Ermenisiyle, Lazıyla, Çerkeziyle kucaklaşması için başlayan yeni bir heyecanlı dönem olacaktır. Seni anıyoruz, önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuştu. Anma programına, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da katıldı. Grup, açıklamaların ardından dağıldı.
Dink’i anma töreninde müdahale
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i anmak ve adalet için yürüyen kitleye polis müdahalede bulundu. Polis eylemcilere gaz bombası attı, olaylar sürüyor...
Biber gazından etkilenenler, apartmanlara sığındı.
Bu arada, olayların yatışmasının ardından pankart açan bir grup ile yere yatan bir eylemci, müdahaleyi protesto etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara