Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Öldürüldüğü 17 Ocak 'Şehitler günü ilan edilsin' dediler

17 Ocak 2000`de İstanbul Beykoz`da yapılan polis baskınıyla hayatını kaybeden Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu`nun Karşıyaka Mezarlığında bulunan kabri başında açıklama yapan ailesi, Velioğlu'nun öldürüldüğü 17 ocak tarihinin 'Şehitler günü' olarak ilan edilmesini istedi

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-18 01:17:53

Öldürüldüğü 17 Ocak 'Şehitler günü ilan edilsin' dediler
 TIMETURK / Haber Merkezi

17 Ocak 2000`de İstanbul Beykoz`da yapılan polis baskınıyla hayatını kaybeden Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu`nun Karşıyaka Mezarlığında bulunan kabri gün boyu ziyaretçi akınına uğradı. Hayreddin Velioğlu kabristanda yaptığı açıklamada, kardeşinin bu yolda İslam için çalıştığını ve mücadelesinin sadece İslam için olduğunu belirterek, ailesi olarak Hüseyin Velioğlu ile iftihar ettiklerini ve davasına sahip çıktıklarını ifade etti.

17 Ocak "Şehidler Günü" Olarak İlan Edilsin
Hayrettin Velioğlu, tüm Müslümanlara çağrıda bulunarak Velioğlu`nun ailesi olarak, 17 Ocak tarihinin "Şehidler Günü" olarak ilan edilmesini istediklerini söyledi.Kardeşleri Hüseyin Velioğlu`nun İslam için yaşayan ve sadece İslam davasını düşünen biri olduğunu ifade eden Velioğlu, "Kardeşimin kabri vefat ettiği günden bugüne kadar ailemiz ve sevenleri tarafından hemen hemen her gün ziyaret ediliyor. Perşembe ve bayram günlerinde de yoğun bir ziyaretçi akını oluyor. Şehadet tarihi olan 17 Ocak günleri ise gördüğünüz gibi sabahtan akşama kadar gruplar halinde sevenleri kabrini ziyaret ediyor. Buraya gelen binlerce kardeş ve bacımızın hepsinden Allah razı olsun" şeklinde konuştu.


Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü 17 Ocak için Hizbullah Liderlerinden Edip Gümüş'ün yayımladığı mesaj:

Bismillahirrahmanirrahim

“Mü’minlerden Allah’a verdikleri söze sadakat gösteren nice erler vardır ki; onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehid oldu), kimi de beklemektedir. Onlar kesinlikle (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” (Ahzab suresi: 23)

Rehberimizin şehadetinin sene–i devriyesinde onu rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
Biz; şehitlerimizi, tutuklularımızı ve muhacirlerimizi yılda bir sefere mahsus olmak üzere hatırlamıyoruz. Onları her duamızda anıyor, azizlerimiz olarak görüyor ve her çalışma alanımızda yolumuzu aydınlatan kandiller olduklarına inanıyoruz. Rabbim, onların bereketini bizler için daim kılsın ve Firdevs cennetlerinde bizleri buluştursun.

İşlerimizi ve sorumluluklarımızı ihmal edip gaflete düştüğümüz an Şehit Rehber’i ve şehitlerimizi unutmuş oluruz. Böyle bir duruma düşmemek için de tüm kardeşler olarak;

Şehit Rehber ve şehitlerimizin bize mirası olan Hizbullah Cemaatine sahip çıkmalı, yollarını kararlılıkla sürdürmeli, açmış oldukları hayırlı çığırı hep açık tutmalı ve vesile oldukları hayırlara daha büyük hayırlar katarak daim kılmalıyız. Ancak bu şekilde amel defterlerine sevapların kesintisiz akmasını sağlar, onları mesrur kılar ve ruhlarını şâd ederiz.

İçinde yaşadığımız ve buhranların eksik olmadığı coğrafyamızın, hatta tüm dünyanın, Hizbullahi anlayışa sahip önderlere, gençlere, bacılara ve şahsiyetlere ihtiyacı vardır. Üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmezsek, ezilmiş ve İslami değerlerden mahrum bırakılmış mustazaf halkımızla beraber daha uzun süre zorluk ve sıkıntılardan kurtulamayız.

Halkımızın, Hizbullah’a umut bağladığı ve kendisinden beklentilerinin çok fazla olduğu bilinmelidir. Hizbullahi gençlere güveniyor, yüzlerimizi ağartıp gözlerimizi aydınlatacaklarına ve mücadele sancağını doruğa çıkaracaklarına inanıyorum. Kardeşler olarak kaynaşıp kenetlenmeli, itaat, disiplin, ihlas ve fedakârlığı hayatımızın temeli haline getirmeliyiz ki bu sayede güç ve kuvvet elde etmiş olalım.

Şehid Rehbere olan sadakatimiz; miras olarak bırakmış olduğu Hizbullahi Cemaat’e bütün varlığımızla sarılmayı gerektirir. Aziz dava erlerinin Kur’an ve Sünnete olan vukufiyyetleri tam olmalıdır ki, ilahi emanete bağlılıkları da tam olsun. Aynı zamanda ahlaklarını güzelleştirip sünnet–i seniyyeyi hayatlarının her safhasında en güzel şekilde ihya etmeli, helal ve haram sınırlarını büyük bir hassasiyetle muhafaza etmeye çalışmalıdırlar.
Şehid Rehberin kendi yaşamında mücadele hedeflerinden biri olan; davayı her beldeye ve her eve götürmeyi gerçekleştirdiğimiz zaman, onun takipçileri olarak ona ve şehitlerimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılırız.

Rabbimiz, başta şehit Rehberimiz olmak üzere tüm şehitlerimizle beraber bizleri şu ayeti kerimede müjdelenenlerden kılsın: “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, işte onlar, Allah’ın, kendilerine nimet verdiği peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve salih kimselerle beraberdirler. İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar!” (Nisa suresi: 69)

Bu vesileyle Şehid Rehber ve Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerim. Allah kabirlerini cennet köşklerinden birer köşk kılsın. Rabbim bizleri şehitlerin şefaatinden mahrum etmesin.

Kardeşiniz Edip GÜMÜŞ"8Doğruhaber-Timetürk)

Haber Ara