Dolar

34,8930

Euro

36,6123

Altın

3.007,12

Bist

10.058,63

“Süreci dinamitlenmek istiyorlar, buna izin vermeyin”

Başbakan Erdoğan, Fransa’da öldürülen 3 PKK’lı için düzenlenecek cenaze töreni için provokasyon uyarısı yaptı. Erdoğan, “Süreci dinamitlenmek istiyorlar, buna izin vermeyin” dedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-15 13:15:47

“Süreci dinamitlenmek istiyorlar, buna izin vermeyin”
TIMETURK / Haber Merkezi


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşma yaptı.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

"Biz millet olarak istiklal ve hürriyete yeryüzündeki diğer milletlerden daha fazla aşığız, daha tutkuluyuz. Millet diyorsam bir etnik kökeni, bir inanç grubunu kasdetmiyorum.


Bu topraklar üzerinde millet 75 milyonun tamamıdır. Bu topraklar şehitler diyarıdır. Her evden tarih içinde en az bir şehit uğurlanmıştır. Belki bir yıl önce belki bin yıl önce.

'KİMSE BİZE DİZ ÇÖKTÜREMEZ'

Bin yıl boyunca olduğu gibi hürriyetimize yönelik her saldırı karşısında topraklarımızı savunuruz. Bize hiç kimse diz çöktüremez. Bizi kimse teslim alamaz. Hiçbir saldırı karşısında geri adım atmadık, geri adım atmayız.

Birileri sadece kendi ırkını seviyor olabilir. Ama biz farklıyız. Biz insanı ve insanları seviyoruz. Yaratılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Kurşun hangi adrese giderse ağlayan analar oluyor. Biz on yıldır anneler ağlamısın diye elini, bedenini ortaya koyan bir partiyiz. Anaların gözyaşlarını dindirme çabasındayız.

'BÜYÜK TÜRKİYE HAPSİ'

1980’lerde Diyarbakır zindanlarında neler yaşandığını çok iyi biliyoruz. Bu ülkede insanlar sadece Diyarbakır zindanlarında zulüm görmedi.

Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler. İmam hatipliyiz diye aşağıladılar. Kitaplarımız yasalandı. Siyasetin yolları tıkandı. Benim arkadaşlarım kalleşçe şehit edildi. Çocuklarının gözü önünde intihara teşebbüs eden kadınlar oldu. Birçoğunun hayat hakkı elinden alındı.

Birileri Diyarbakır Cezaevi'nde acı çekerken, bizler de 'Büyük Türkiye Hapsi'nde öz vatanında garip muamelesi gördük. Hiçbir zaman elimize silah almayı düşünmedik. Onlar vurdu, biz büyüdük. Yenilgi yenilgi büyüyen zafer olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Sabrettik, mücadele ettik ve bugünlere ulaştık.

'TEK GAYEMİZ ANALARIN GÖZYAŞINI DİNDİRMEK'

Şiddetin, terörün hiçbir meşuiyeti olamaz. Şiddet ve terör bu ülkeye acı, kan ve gözyaşıdan başka bir şey getirmedi. Tek gayemiz anaların gözyaşını dindirmektir. Biz bu gözyaşını mutlaka ama ve mutlaka dindirmek istiyoruz.

'BU SÜREÇTEN UMUTLUYUZ'

Yapayanlız da kalsak bu yoldan geri adım atmayacağız. Bugün de yeni süreçten umutluyuz. Acıdan, terörden ve kandan beslenenlere rağmen biz umutluyuz. Umudumuzu yitirmedik, umudumuzu kaybetmiyoruz. Temkinliyiz, dikkatliyiz ama umutluyuz.

'MHP ÇAMUR DERYASINDA'

MHP ve arkadaşlarına içine düştükleri çamur deryasında iyi oyalanmalar diliyorum.

BDP'YE: HATALARI TEKRARLAMA

Bu süreç BDP için de çok önemli, çok değerlidir. BDP bu süreçte sorumluluk alarak geçmişteki hataları tekrarlamamalıdır.

Geçmişte olan faili meçhul cinayetlerin izini sürdük, yargısız infazların her zaman karşısında durduk.

'PERVASIZCA TERÖRİSTİN EVİNE GİTTİ'

CHP’nin daha aktif ve etkin bir rol almasını istedik. CHP her zaman olduğu gibi büyük bir zihin karmaşıklığı yaşamaya devam ediyor. CHP’li milletvekili pervasızca teröristin evine gidiyor.

'FRANSA'NIN AVUKATI MISIN?'

Paris’e bir takım sorular yönelttik, cevap Çin yolunda CHP Genel Başkanı’ndan geldi. Fransa’nın avukatı mısın, Paris’in sözcüsü müsün? Cevap vermek sana mı düştü. CHP ne olduğuna karar vermelidir. Çark o okadar hızlı dönüyor ki bilye dağılmaya başladı. Adeta bir yalan makinesidir.

Bu konuda yaptığım çağrıya dönüş yapmadın. Dürüst davranmıyor, doğru konuşmuyorsun. Kılıçdaroğlu'nu CHP’ye gönül verenlere şikayet ediyorum.

'ÖNERİYE KAPIMIZ AÇIK'

Terörle mücadelede kimin önerisi varsa kapımız sonuna kadar açıktır. En ufak bir önyargımız yoktur. Sipariş üzerine çalışan parti değiliz. Biz her zaman hazırız, bunlar hazır değil. Öneri dedik, karşımıza teşhisle çıktılar. Gazete kupürleriyle çıktılar.

'ÜLKEMİZİN DEĞERLERİ ZEDELENMEYECEK'

Bu süreçte sabotaj ve tahrikler olabilir. Terörü meslek olarak kullananlar süreci baltalamak isteyebilir. Bizim niyetimiz hayır, İnşallah akıbetimiz de hayır olacaktır. Bu süreç şehitlerimizin hassasiyetini, ülkemizin değerlerini asla zedelemeyecektir. Hiç kimse yalanlara kulak asmasın. Herkes elini vicdanına koysun.

Bizim yolumuzu terör, şiddet aydınlatmaz. Bizim yolumuzu Yunus ve Ahmed-i Hani aydınlatacak.

'SİLAHI ARADAN ÇEKECEĞİZ'

Silahı aradan çekeceğiz, yumruğu aradan çekeceğiz. Kardeşçe kucaklaşacağız. Çok daha sağlam bir şekilde birbirimize kenetleneceğiz.

PROVOKASYON UYARISI


Cenazelerde birçok provokasyonlar hazırlanabilir. Terörist gruplar istismar edebilir. Vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Hep birlikte bu oyun bozulacaktır. Süreci dinamitlenmek istiyorlar, buna izin vermeyin. Kendi iç hesaplarının faturasını bu millet ödememelidir."

Başbakan Erdoğan darbe döneminde sadece Diyarbakır hapishanesindekilerin değil, dindar insanlarında çok zulümler gördüğünü, aşağılandığını anlattı.

Daha ilk gençlik yıllarımızdan itibaren, biz o zulmün duvarına çarptık. Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler, imam hatipliyiz diye bizi aşağıladılar, başörtüsü takanları dışladılar, sakalı olanı, elinde tespih olanı, hatta 'selamun aleyküm' diyerek Allah'ın selamını vereni bile ötelediler diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Şehitlerimize mahcup olmadan, ecdadımızın ruhunu incitmeden, bütün annelerin, babaların, ocakların acısını dindirmenin mücadelesi içindeyiz. Biz 1980'lerde Diyarbakır zindanlarında nelerin yaşandığını çok ama çok iyi biliyoruz. Diyarbakır zindanlarında işkence yapanların şahsında, insanlık da vicdan da insaf da kurumuştu.

Diyarbakır zindanlarının işkencecileri aynaya baktıklarında, adeta aynadaki görüntüleri dahi kendilerinden utanmıştı. Hiç bir gerekçe, hiç bir bahane Diyarbakır'da yaşanan o insanlık dışı o vahşi, o alçakça muameleyi maruz gösteremez. Bu ülkede insanlar düşüncelerinden, inançlarından dolayı sadece Diyarbakır zindanlarında zulüm görmedi. 1989'lerde Diyarbakır zindanında, Mamak'ta, Metris'te yaşatılanlar dışarıda farklı kesimlere, gruplara zamana yayılmış olarak aynı derecede vahşice yaşatıldı.

Gerek bu kadronun içindeki onlarca arkadaşım, gerek bu salonun dışındaki onbinlerce, yüzbinlerce kardeşim bu zulmü iliklerine kadar yaşadılar. Daha ilk gençlik yıllarımızdan itibaren, biz o zulmün duvarına çarptık. Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler, imam hatipliyiz diye bizi aşağıladılar, başörtüsü takanları dışladılar, sakalı olanı, elinde tespih olanı, hatta 'selamun aleyküm' diyerek Allah'ın selamını vereni bile ötelediler. Kitaplarımız yasaklandı, düşüncelerimiz sakıncalı diye yaftalandı, gazetelerimiz, dergilerimiz, hatta siyaset yaptığımız partilerimiz kapatıldı.''

-''Onlar vurdu biz güçlendik''-

Başbakan Erdoğan, kendisi gibi diyen birçoklarına siyasetin yollarının tıkandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Siyaset yapmanın önünü türlü engellerle tıkadılar. Bizzat benim en yakın arkadaşlarım, kardeşlerim kalleşçe şehit edildiler. Eşi başörtülü olduğu için işinden edilen oldu. Eşi işten atıldığı için bunalıma giren, çocukların önünde defalarca intihara teşebbüs eden kadınlar oldu. Kendi özyurdunda kendi vergisiyle yapılmış okullarda okuyamayıp, yurtdışında çözüm arayan nice kızlarımız, gençlerimiz oldu.

İnsanların çalışma hakkı, iş kurma hakkı, okuma hakkı, düşüncelerini ifade etme hakkı kısıtlandı, engellendi, yok edildi. Bir çoğunun hayat hakkı elinden alındı. Komplolarla tahriklerle, türlü oyunlarla, çirkin senaryolarla inançlarımız, değerlerimiz, kutsallarımız ayaklar altını alınıp çiğnenmek istendi. Birileri Diyarbakır zindanlarında en ağır işkenceler altında feryat ederken, bizler de bizim gibi niceleri de büyük Türkiye hapishanesi içinde, öz vatanında parya muamelesi gördü. Hiç bir zaman elimize silah almayı aklımızın ucundan bile geçirmedik.
Sokağa çıkıp anarşi üretmeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik.

İllegalite yoluna sapmayı aklımızın ucundan bile geçirmedik. Çünkü biz düşüncelerimize inandık, inançlarımızı güvendik, en önemlisi de biz, aziz milletin her bir ferdiyle, bizimle aynı safta olduğuna yürekten iman ettik. Onlar vurdu biz büyüdük; onlar vurdu biz güçlendik. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer olduğunu aklımızdan hiç bir zaman çıkarmadık. Sabrettik, direndik, mücadele ettik ve işte bugünlere ulaştık. AK Parti'nin, bizim neslimizin uzun soluklu mücadelesi dünyanın en haklı hareketleri için aslında en güzel örnektir. Düşüncesine güvenen inancına güvenen, milletine güvenen her hareket sabırla, sağduyuyla, sebatla, azimle er ya da geç mutlaka zafere ulaşacaktır. Ama bunun karşısında şiddet ve terör kesinlikle ve kesinlikle çıkmaz sokaktır.'' dedi.





SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara