Dolar

34,8758

Euro

36,6247

Altın

3.023,15

Bist

10.099,10

Filistin’de kadın olmak

Gün geçmiyor ki, haber bültenlerinde cinayet, dayak ya da tecavüz olaylarından dolayı mağdur kadınlar yer almasın. Kimi ülkemizde olduğu gibi koca-ağabey şiddetine veya töreye kurban gidiyor. Kimisi de, otobüslerin kadınlar için kâbusa dönüştüğü Hindistan’daki gibi toplu tecavüzlere… Velhasıl kadın olmak her yerde zor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-14 10:48:58

Filistin’de kadın olmak

TIMETURK / Haber Merkezi


Hele bir de savaşın kol gezdiği topraklarda geçim derdiyle yaşanıyorsa!

TRT Arapça da, yayınlarının beğeniyle izlendiği coğrafyadaki bu hassasiyeti dikkate alarak yeni bir program hazırlamış. Filistin’in kuşatma altındaki toprağı Gazze’de kadınların yaşam mücadelesini konu alan yapımın adı; ‘Filistin’de Kadın Olmak’.

Engelli radyocudan futbol antrenörüne, emniyet müdüründen karikatüriste, hemşireden öğretmene farklı mesleklerden kadınları ekrana taşıyacak olan yapımın amacı, Filistinli kadınların portrelerini gerçekçi bir dille yansıtabilmek.

TRT-TÜRK ekranında ‘Biz Buradayız’’, ‘Ve Zaman Durdu’ ve ‘Gurbetçi Futbolcular’ ile yer alan; TRT Turizm ve Belgesel Kanalı’na da ‘Sıradışı’ isimli programı taşıyan GPR Prodüksiyon’un hazırladığı ‘Filistin’de Kadın Olmak’ın yapımcılığını Gökhan Güvenç, genel koordinatörlüğünü Hakan Güvenç, yönetmenliğini Halit Ziya Demirtaş, editörlüğünü ise Abdülselam Sultan ve Didem Koryürek üstlenmiş.
Pazar geceleri saat 23.00’te ekrana gelecek olan kısa belgesel nitelikli ‘Filistin’de Kadın Olmak’ın ilk bölümünün portresi, geçimini Gazze’de balıkçılık yaparak sağlayan 17 yaşındaki Madleen Kullab idi.

Kullab’ın TRT Arapça ekranına taşınan öyküsünde erkek işi sayılan balıkçılığa başlama nedenleri, ailesinin fertleri, deniz ve evdeki mütevazı yaşamı, hayalleri aktarıldı.

Bombalama görüntülerinin ve harap binaların da yer aldığı bu aktarımlar, erkek gibi kürek çekerek balıkçılık yapmaya çalışan genç kızın erkeklerin dünyasındaki çabasını, silahların gölgesindeki bölgede her şeye rağmen dondurma yiyip alışveriş yapan kadınların günlük yaşamıyla iç içe geçirdi.

‘Yaşam devam ediyor’ dedirten bölümün genç kahramanı, şu an için Gazze’de balıkçılık yapan, daha doğrusu yapmaya çalışan tek kız.

Çalışan dedik çünkü sayılı balığın geldiği balıkhane görüntüleri ve üç beş balığın takıldığı boş ağlar, savaş ve ambargo koşullarının hüküm sürdüğü Gazze’de ekmeğini denizden çıkartmanın hiç de kolay iş olmadığının göstergesi.

2006’da başlayan abluka ile birlikte İsrail’in balık avlama sınırını 3 mile düşürmesi ve bu sınırı aşanlara ateşle karşılık vermesi, bu zorluğun sebebi.

Güzel günleri albümlerdeki resimlerde bırakan ailesine, derme çatma mutfağında küçücük balıklardan yemek çıkartamaya uğraşan Madleen Kullab için bir başka engel de, muhafazakâr bir toplumda yaşıyor olmak.

Çalışabilmek için Müftü’den fetva almak zorunda kalan balıkçı kızın en büyük hayali üniversiteye gitmek. Abluka koşullarında bu hayalini gerçekleştirmesi ne derece mümkün olur, onu kestirmek güç.

İlk bölümüyle Gazze’nin savaş izlerini taşıyan havasını ve güzel doğasını birlikte solutan, kısıtlı alanda avlanmanın getirisi boş ağlarla kapana kısılmış insanların durumunu ekrana yansıtan ve uzun süreli, boş konuşmalı yapımların aksine görselliğiyle kısa sürede çok şey anlatarak izleyeni sıkmayan ‘Filistin’de Kadın Olmak’, 129.

bölümüyle tüm gün tüm kişilerde ikinci, A/B’de üçüncü olan ‘Sakarya Fırat’ ile ekranda iddiasını gösteren TRT’nin Arap dünyasına açılan kapısına renk katacak bir program. Biz de bu farklı ve yeni renkten izleyiciyi haberdar edelim istedik. (Milliyet)

Haber Ara