Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arınç'tan provokasyon uyarısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, Paris'te öldürülen 3 kişinin cesetlerinin getirilmesiyle ilgili, ''Cenaze olayının daha büyük bir provokasyona dönüşmemesi gerekir'' dedi. Arınç, Paris'te üç PKK'lı kadının öldürülmesinin Fransa'da meydana geldiğine işaret ederek, 'Fransız yargısı ve soruşturma makamları konu üzerinde durmaktadırlar.'

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-14 18:50:28

Arınç'tan provokasyon uyarısı
TIMETURK / Haber Merkezi

 

Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Paris'te üç PKK'lı kadının öldürülmesinin Fransa'da meydana geldiğine işaret ederek, "Fransız yargısı ve soruşturma makamları konu üzerinde durmaktadırlar. Başbakanımız da hükümetimiz de olayın aydınlanmasını, faillerin bulunup ortaya çıkarılmasını, olayın perde arkasında neler varsa, ifşa edilmesini istiyorlar. Bu, bizim hakkımızdır." dedi.

Arınç, Türkiye'ye getirilecek cenazeler için provokasyon uyarısında bulunarak, "Bu cenazeleri bir şova, bir propagandaya dönüştürmek isteyen bir çatışma ortamına sürüklemek isteyen marjinal gruplar, suç örgütleri olabilir. Bunlara karşı herkesi uyanık olmaya davet ediyoruz." diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantı ardından Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi.

Arınç, Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Hazine Müsteşarı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Türk Patent Enstitüsü Başkanı'nın birer sunum yaptıklarını söyledi. Arınç, Başbakan Erdoğan'ın da Afrika ziyareti hakkında kurula bilgi verdiğini aktardı. Arınç, ayrıca, yerel basında resmi ilan fiyatları tarifesinde yüzde 6 artış olacağını haber verdi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, ardından soruları cevapladı. Arınç'a, ilk olarak, Paris'te üç PKK'lı kadının öldürülmesine ilişkin bir soru yöneltildi. Arınç, "Konu üzerinde görüşmeler yapıldı. Fransa'da yaşanan olay fevkalade iyi planlanmış, üç kadının doğrudan öldürülmesine yönelik bir cinayet olarak görülüyor. Şu ana kadar gelinen noktada, soruşturma detaylarının hangi konularda derinleştiğini bilemiyoruz. Olay, Fransa'da işlenmiş, Fransız yargısı ve soruşturma makamları konu üzerinde durmaktadırlar. Başbakanımız da hükümetimiz de olayın aydınlanmasını, faillerin bulunup ortaya çıkarılmasını, olayın perde arkasında neler varsa, ifşa edilmesini istiyorlar. Bu, bizim hakkımızdır." diye ifade etti.

Öldürülen kişilerin, Türkiye'ye getirilecek olmasının ise 'insani ve aileleriyle ilgili bir olay' olduğunu söyleyen Arınç, "Memleketlerinde defnedilecekleri söyleniyor. Cenazeyle doğrudan ilgilenenler var. Çarşamba ya da Pazartesi günü getirilebilecekleri konusunda kamuya yansıyan açıklamalar oldu. Ne gün getirilecekse getirilsinler. Cenaze olayının daha büyük bir provokasyona dönüşmemesi gerekir." şeklinde konuştu.

İçişleri bakanlığı ve ilgili birimlerin, gerekli tedbirler alacaklarını söyleyen Bülent Arınç, "Olaya, insani boyutuyla bakılması ve cenazelerin inancımıza göre defnedilmesi gerekmektedir. Meseleyi kendi mecrasından çıkararak siyasi rant elde etme çalışmalarıyla toplumun hissiyatını provoke edecek sokak olaylarına yol açabilecek davranışlardan kaçınılması gerekir. Cinayetin üzerinden yapılan açıklamaları sorumlu açıklamalar olarak görüyoruz. Doğrudan veya dolaylı yoldan kendileriyle ilişkili olan insanlar da provokasyonara meydan vermeyecek, güçlerini zora sokmayacak, Türkiye'de huzur ve sükunetin bozulmasına yol açmayacak özenin göstermeleri gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Arınç, şöyle devam etti: "Çünkü bu olayın bir şekilde İmralı'daki görüşmeyle, MİT'in başlatmış olduğu sürecin başarısızlığa götürülmesi arasında irtibat kuranlar var. Bunda gerçeklik payı olabilir. Türkiye'de bu sürecin engellenmeye çalışılması, bu bir endişe kaynağıdır. Buna yol açmayacak şekilde bir cenaze töreni yapılması Türkiye'de yaşayan herkesin dikkat ve özen göstermesi gereken bir sorumluluktur. İçişleri Bakanlığı ve ilgili kişiler, cenaze töreninin en güzel şekilde yerine getirilmesi konusunda daha dikkatli ve özenli davranacaklardır."

"MİT MÜSTEŞARI İLE GÖRÜŞME MUTAD"

İmralı'daki görüşmelerin, Bakanlar Kurulu'nda ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine Arınç, "Hükümetin gündeminde bu yoktu. MİT Müsteşarının öğlen saatlerinde Başbakanlığa gelmesi, belki şu saatlerde de Genelkurmay Başkanı ile Başbakan'la görüşmek üzere buraya gelmiş olmaları, geçen hafta yapılamayan görüşmelerin bugün yapılacak olmasından ibarettir." dedi.

"GÖRÜŞMELERİ HÜKÜMETİN FAALİYETİ OLARAK GÖRMÜYORUZ"

Geçen hafta yaşanan sürecin bugün geldiği noktayı Bakanlar Kurulu'nda gündem maddesi olarak görüşmediklerinin altını çizen Arınç, "Hükümetimizin şimdilik bir faaliyeti olarak görmüyoruz. Zamanı ve yeri geldiğinde Başbakan görev verirse açıklama yaparız. Bugünkü görüşmeler, geçen hafta yapılması gereken mutad görüşmelerin bugün yapılmasıdır." dedi.

Paris'teki infazların arkasında İran faktörü konusundaki görüşleri de sorulan Bülent Arınç, "Geçmişte yaşananları bir kenara koyarak önümüzdeki olaya objektif olarak bakmalıyız. Bu olay Paris'te bir evde üç kadının birlikte öldürülmesidir. Bu olay ne için kimler tarafından ne amaçla yapılmıştır, perde arkasında ne vardır, bu amaçlar kimler tarafından gerçekleştirilmiştir? Bu soruların cevabını şu anda verecek durumda değiliz." diye konuştu.

TAHKİKATI FRANSA YAPIYOR VURGUSU

Gazetelerde yer alan haberlerin şu anda kendilerini bağlamadığını kaydeden Bülent Arınç, "Çünkü tahkikatı biz yapmıyoruz. Bu soruşturmanın içerisinde Türkiye'nin bir dahli yok. Açıklamayı yapacak kişiler, Fransa'da yargı ve yargı öncesinde soruşturmayı yapan makamlardır. Türkiye'nin tek istediği, bu olayın ciddiyetle soruşturulması, ortaya çıkarılması, sorumlu ve suçlu kişilerin yargı önüne çıkarılmasıdır. Türkiye olarak şunu vaadediyoruz; bize düşen herhangi bir yargısal yardım veya soruşturma açısından herhangi bir bilgiye ihtiyaç varsa, Türkiye olarak bunları derhal yerine getirmek mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyorum. Şu ana kadar bizden herhangi bir talep olmadı. Herkes köşesinden bir şeyler yazıp söyleyebilir. Doğruluk payı vardır, yanlışlık payı da vardır. Akıl yürütürken birçok senaryoları konuşabiliriz. Ama sorumlu mevkide olanlar bu senaryoları dillendirmek yerine, sonucu beklemeyi tercih ederler. Şu anda şu veya bu doğrudur tezleri içerisinde diye bir tercih yapmıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cenazelerin Türkiye'de, İstanbul mu yoksa Diyarbakır'a mı getirileceğinin netleşmiş bir konu olmadığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Arınç, "Farklı açıkalamalar var. Bu açıklamalar BDP tarafından yapılan açıklamalar değil, ismini ortaya koymak isteyen bir takım grupların açıklamaları. Biz şüphesiz bizi ilgilendiren yönüyle Türk hükümeti olarak neresinde yer alacağımızı, elbette aileleri ile görüştükten sonra tespit edebiliriz. Bu açıklamalara bakarsak doğrudan Diyarbakır'a gelecekler, buradaki töreni müteakiben herkesin kendi memleketinde defnedileceğidir. Bir tanesi Tunceli, biri Kahramanmaraş, diğeri Mersin veya Mersin'le bağlantılı başka bir il. Bir başka düşünceye göre pazartesiye kalabilecek. Ama yine aynı senaryoya göre yine Diyarbakır'a getirilecek ve farklı yerlerde definleri yapılacak." diye kaydetti.

Arınç, ardından provokasyon uyarısında bulundu: "Bu cenazeleri bir şova, bir propagandaya dönüştürmek isteyen bir çatışma ortamına sürüklemek isteyen marjinal gruplar, suç örgütleri olabilir. Bunlara karşı herkesi uyanık olmaya davet ediyoruz. Bu tür provokasyonlara prim vermemelerini istiyoruz. Aksi takdirde güvenlik güçleri, olaya müdahale eder ve olayın müsebbiplerini etkisiz hale getirmeye çalışır. Ancak bir cenaze defninin insani bir olay olarak, bütün bunlara prim vermeksizin, sadece bu amaçla yapılacak olmasını biz temenni etmiyoruz."

"GÜVENLİK GÜÇLERİ OLAYA DAHİL OLABİLİR"

Arınç, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının Diyarbakır'da düzenlenecek cenaze töreni ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Geçmişte yaşananları bir kenara koyarak önümüzdeki olaya objektif bakmamız gerekir. Bu olay ne amaçlı yapılmış ve perde arkasında neler var söyleyecek durumda değiliz. Bu tahkikatı biz yapmıyoruz. Açıklama yapacak kişiler yargı ve yargı öncesindeki olaylardır. Bize düşen herhangi bir yargılsal yardım konusunu yerine getiremek için derhal harekete geçebiliriz. Herkes köşesinde birşeyler yazar. Şu anda 'şu veya bu doğrudur' tezleri doğru değildir. Cenazelerin getirilişi netleşmiş değil. Bu cenaze törenini bir şova dönüştürmek isteyen marjinal gruplar, suç örgütleri olabilir. Bu konulara herkesin duyarlı olması gerekir. Aksi takdirde güvenlik güçleri olaya dahil olabilir. İnsani bir olay olarak sadece bu amaçla yapılamsını diliyoruz."

"PSİKOLOJİK DESTEK ALMASINI TAVSİYE EDİYORUM"

Paris'deki cinayet konusunda yaptığı açıklamalardan dolayı MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural tarafından eleştirilmesi hatırlatılan Arınç konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Oktay Vural'dan beklenen bir düşüncedir. Bizi hiç şaşırtmıyor. Şahsımı ilgilendiriyor. 3 tane kadın bir evde bulunuyor. Sorgusuz sualsiz kurşun sıkılıyor, kan gölüne dökülüyor. Yakınları, dışarıya taşan kandan içerde bir olay olduğunu anlıyor. Sorgusuz sualsiz bir insanın hayatına son veriliyor olmasını ben üzüntüyle karşılıyorum. Ben yüreklilikle ortaya koyuyorum. Bir insanın hayatına kast eden bir olaydır. Ben bu ifademle, bu olay araştırılmalıdır bağlantılar mutlaka açığa kavuşmalıdır diyorum. Ruh sağlığım konusunda bana sağlık ve şifalar dilemiş. Oktay Vural'ın söyledikleri şudur: 'İyi ki geberdiler. Başkasından da aynı örnekleri bekleriz.' Benimde ona bir tavsiyem olacak; ayağa kalkıp sağa sola bağırıyor, arkasına dönüyor, mimiklerine harekatlerine bakıyorum. Üzülüyorum acaba bir rahatsızlığı var mıdır diye. Allahtan sağlık ve afiyetler diliyorum. Mutlaka bir hekime görünmesini diliyorum ve bu doğrultuda psikolojik destek almasını tavsiye ediyorum."

BUNA CEZA İNFAZ KURUMU KARAR VERİYOR

Abdullah Öcala'ın hücresine televizyon konulması konusunda da açıklamalarda bulunan Arınç, "İmralı'da idari ve gözlem kurulu var. Bu kurul Abdullah Öcalan'a çeşitli disiplin cezaları vermiş. 2011'de bu cezalar sona ermiş. Bir yıl kendisi gözlenmiş. Sonuç olarak uyumsuz davranışlarının olmadığı gözlemlenmiş ve televizyon verilmesine karar verilmiş. Buna ceza infaz kurumu karar veriyor" dedi.

"BARAJIN ALTINDA KALABİLİR"

Devlet Bahçeli'nin Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'u ziyareti konusunda düşünceleri sorulan Arınç şunları kaydetti:

"Sayın Bahçeli sürece tepki gösterdi. Hükümete, Sayın Başbakan'a yüklendi. Bugünkü açıklamasında ne dedi kelime kelime bilmiyotum. Geçen hafta parti kurulunda yaptığı açıklaması ile çelişti. Ancak Bahçeli'nin davranışı istikrarlıdır ve yıllardır aynı tavrı sürdürür. İmralı ile görüşmeler kamuoyunda nasıl karşılandı. CHP destek verdi bazı şartlarla. BDP süreci destekledi. MHP önce bir suskunluk dönemi yaşadı, sonra Oktay Vural'ı konuşturdular. Kendileri açısından bizce yanlış ama tutarlı bir davranıştır. Medyanın yüzde 70-80'i bu sürecin desteklenmesi ve iyi şekilde sonuçlandırmasını istiyor. MHP'nin Genel Başkanı dışında partisinin geri kalanın ne tavır içinde olacağını söyleyemem. Büyük bir topluluk bu sürecin en doğru şekilde sonuçlanmasını istiyor. Böyle bir sürecin siyasi partiler açısından taşıdığı riskler var. Süreç başarılı olursa MHP barajın altında kalabilir. Karşı çıktığı sürece... Çünkü Türkiye'de herkes kanın, gözyaşının durmasını istiyor."

"OLMUYOR SAYIN HOCAM DERSİNİZİ İYİ ÇALIŞIN"

Haluk Koç'un açıklamaları konusunda görüşleri sorulan Arınç şöyle konuştu:

"Ben CHP'nin yaptığı açıklamaları anlamıyorum. CHP yeri geldiğinde bizi Atatürk kurdu diyor. 1950'de kaybettikleri iktidarı 63 yıl sonra nasıl geri alamıyorlar. AK Parti kuruldu ve 15 ay sonra iktidara geldi ve 13 yıldır da iktidarda. Ama CHP'nin ne hedefi var? İktidar olmak değil mi? Siyasi partileri mesleklerden, vakıflardan, derneklerden ayıran özellikler vardır. Siyasi partinin hedefi iktidar olmaktır. Siz CHP'de bir iktidar kaygısı görüyor musunuz? 1995 seçimlerinde sadece yarım puanla barajı aşmıştır. Kendileri sorgulasınlar. Atatürk'ün arkasına sığınıp "Bizi Atatürk kurdu kimse bizimle uğraşmasın" demesinler. Haluk Koç partisinin bu başarısızlığını sorgulamak yerine bana laf yetiştirmesin. Olmuyor sayın hocam dersinizi iyi çalışın."

"MECLİS'İN GÜNDEMİNE GELMEYECEK"

4. yargı reform paketi ve anadilde savunma konusunda ne gibi gelişmeler olduğu sorulduğunda Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Başbakanımız'da yurtdışına giderken, uçaktaki görüşmelerinde görüşlerini belirtti. Bizim zamanlamaya ihtiyacımız var. Bu günlerde Meclis'in gündemine gelmeyecek. Anadilde savunma diyorsunuz. Yaptığımız iş bunun ötesinde bir iş. Yargılanan kişinin son savunmasına gelindiği zaman, "ben meramımı şu dilde daha iyi ifade ediyorum" şeklinde bir değişiklik getirmeye çalışıyoruz. Yargı dili Türkçe olacaktır. Ama savunma hakkı farklıdır. Bunun yanında başka önerilerde vardı. Bu genel kurulda henüz görüşülememiştir. 12-13 madddelik bir düzenlemedir. Yarın grup önerileri ile görüşülmesi mümkün olursa bu hafta olmazsa önümüzdeki hafta görüşülecektir ve süratle kanunlaştırılacaktır."

(AA)

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara