Kendi ağızlarından İran ve Şia'nın Suriye politikası
İran'da 16 dilde yayın yapan ve dini lider Ali Hamaney'e yakın olan Ehlibeyt Haber ajansı: 'Şu ana kadar Suriye konusunda bizi eleştiren yorumların çokluğundan dolayı bu konudaki bir okuyucunun yorumuna verdiğimiz cevabı burada yayınlamayı uygun gördük.' diyerek Suriye politikalarını açıkça yazdılar ve Timetürk'ü de Amerika'nın hizmetinde olmakla suçladıla
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-13 23:48:45
çağlayan
Ben şafii mezhebini taklit etmekteyim. Ama Caferi kardeşlerimi ,annem ve babamdan kardeşlerimden daha çok sevmekteyim. Ayrıca ehli beyt baş tacımdır. Çocuklarımın ismi. Huseyn, Ali Zeynel Abidin, Fatıma ve Zeyneb 'tir. Yukardaki haberinizi okudum. Allah sizi islah etsin. Maslahatınız gereği Suriyedeki bazı tavırlarınıza anlayış göstersek dahi ve muhaliflerin bir kısmını siyonist ve Amerikanın kullandığını kabul etsek dahi Tüm muhalifler aynımı ki ve sizin ibni ziyadlardan amr bin asr lardan ne farkınız kaldı. Hafız esad 40-50 bin müslümanı katletti , oğlu 60 bin müslümanı katletti ve ediyor. beşar esad laik ve kafirin tekiyken bu kafiri bu kadar sahiplenmezi anlamış değilim. Bu kadar mı tahassupçuluk olur. Biz öz kardeşimizi dahi hak çizgisinden saptımı bağımızı koparırken ( tebliğ boyutu devam etmek kaydıyla) savefi batıl Şianın her versiyonuna sahiplenmeniz hangi akideye sığar Allah' tan korkun. Muhalifleri terörist kabul ediyorsunuz. Beşar eded ve yan daşlarıda siz ce şeriatçı olsa gerek. insaf insaf...................................!!!!!
***
Bismihi Teala
Selamun aleykum
Sayın Çağlayan beyefendi kardeşim, soru ve ithamlarınıza yazıda birbirine geçmiş bir şekilde cevap verilmiştir. Öncelikle Allah bizi ve tüm İslam yolunda zahmet çekenleri ıslah etsin ve hak yoluna her daim hidayet etsin inşallah.
Tüm muhalifler elbette aynı değildir. Bazıları gönüllü olarak Amerika ve Siyonistlere çalışmakta ve onların menfaatleri için çalışmaktalar, bazıları da farkında olmadan bu işleri yapmaktadırlar. Peki aralarında ne fark var? Birisi bilerek, birisi bilmeyerek onlara hizmet etmekte ve masum Müslümanların kanlarının akmasına neden olmaktadırlar. Ne farkları var? Birisi Amerika ve Siyonistlerin çıkarları ve sonunda kendilerine de ulaşacak menfaatlerden dolayı Suriyeli Müslüman asker, polis ve sivil halkın başını kesiyor, birileri de kandırıldığından gerçekleri bilmediğinden bu katliamları yapıyor. Ne farkları var? Birileri zalim, İslam’dan habersiz katil ve caniler olarak gidip Suriyeli halka kan kusturuyor, birileri sırf paklığından temizliğinden kendince İslam’ı savunduğundan!! Gidip orada halka kan kusturuyor. Ne farkları var?... gerçekten farkları var mıdır? Birisi bilerek, anlayarak yapıyor, birisi bilmeyerek anlamayarak cahilliğinden yapıyor. Ne farkları var? Allah kıyamet günü çünkü sen anlamadan, bilmeden kandırıldığın için böyle katliam yaptığından (veya onlara gönülden destek verenlerdensin diye… (zalimde ona seyirci kalanda onu sevende…)) buyur cennetime mi diyecek?! Yoksa neden hakkı ve hakikati öğrenmedin? Neden araştırmadan, incelemeden kafirlerin kontrolünde Müslümanlara karşı savaştın mı diyecek? Cemel’de, Sıffın’da, Kerbela’da… hak tarafa karşı savaşanların hepsi mi bilinçli ve anlayarak hakka karşı savaştılar, yoksa bir kısmı cehaletinden ve kandırılmışlığından mı? kendi grubunun hak ve İslami olduğunu sandığından o tarafta olmuş ve hakka karşı savaşmıştır. Şimdi bu adamlar anlamamış ve cehaletlerinden dolayı bu işleri yapmış olduklarından cennete gitsin mi diyecekler? Yoksa neden araştırmadın, neden hakkı öğrenmedin, benim arzım genişti, neden gidip doğruları hakkıyla öğrenmedin mi diyecekler? Kabre konulduğumuz zaman neden namaz kılmadın? Diye sorduklarında çünkü bilmiyordum dediğinde neden öğrenmedin? diye soracaklardır. Sana akıl vermedik mi? sana peygamber göndermedik mi? yeryüzünde hakkın taraftarı kullarım yok muydu? Neden gidip araştırmadın ve batılla birlikte hareket ettin? Diye sorulacaktır…
Kısacası ister bilerek kafirlere hizmet etsinler ister bilmeyerek ve cehaletlerinden bunu yapsınlar aralarında hiçbir fark yoktur. bu aynı zamanda İslam’ın temel bir ilkesidir. Tüm mezheplerde de geçerlidir. Yani cehalet kurtuluş sebebi değildir. öğrenmek ve hakka tabi olmak herkesin görevidir. Şimdi Amerika ve Siyonistlere hizmet ederek orada kafir!! diye, müşrik!! diye bir topluma karşı savaş açan bu yezit zihniyetli kişilerle, bunlardan haberdar olmayan saf, hakkı hakikati anlayamamış bu sözde Müslümanlar arasında ne fark vardır? neden bunları göremiyorsunuz? Suriye halkı kafir mi? ordusu kafir mi? askeri, polisi kafir mi? Esad kafir mi? aleviler kafir mi? (Yüz yıla yakındır Müslüman kanı içen, ırzına geçen, her türlü işkenceyi eden İsrail, Amerika, İngiltere… orada duruyor. Neden onlara karşı cihat fetvaları verilmiyor?! Neden onların çıkarlarına karşılık müdahalede bulunulmuyor?! Yoksa onlar kafir değil mi? yoksa bu fetvayı veren sözde Sünni mollalar akıl tutulması mı yaşıyorlar?) hatta Suriye’de yaşayan Hıristiyanları bile kafir diye öldüren cehennemin dibine gidecektir. Bunlar İslam’ın hukukunda vardır. İslam topraklarında yaşayan kafir-i zimmiler Müslümanlar kadar muhteremdir. Onların öldürülmesi, hakarete uğramasıyla Müslüman’a yapılması arasında hiçbir fark yoktur. bu ehli sünnet ilkelerinde de vardır. Peygamberimiz ve halifeler döneminde de böyleydi. Şu andaki Müslüman ülkelerde yaşayan tüm kafirlerin kanı muhteremdir. Bunları önce öğrenmeniz gerekir.
Ancak kafir-i harbi dediğimiz Amerika ve İsrail’e karşı savaşmak ve her türlü cihat haktır ve onların hiçbir surette saygınlıkları bulunmamaktadır. Şimdi bir insan hakkı anlamamış ve öldürmesi gerekeni öldürmeyip onun yardımıyla öldürmemesi gerekeni öldürüyorsa ona dur demek farzdır. Konunun maslahatla hiçbir alakası yoktur. ne maslahatı?! Bu sözleri Amerikan hizmetlerine kendilerini adamış haksöz, timeturk, zaman… gibi kesimler özellikle söylemektedir. Orada bir hak batıl mücadelesi vardır. hak batıl mücadelesinde maslahat olmaz. Bunu öğrenin. Şimdi biz nerede, ne zaman Esad’ın dört dörtlük olduğunu söyledik? Ne zaman yaptıklarının tam anlamıyla doğru olduğunu söyledik? Bunu kendisi bile söylemiyor. Kaldı ki biz söyleyelim. Yanlışlarımız, eksikliklerimiz var demektedir. İzin verilirse yerine getireceğiz diyor. İran ve biz Şialar ne zaman Esad’ı maslahattan dolayı destekledik?! Her zaman halkın katılımıyla, herkesin haklı istekleri yerine getirilmelidir. Yanlışlıklar düzeltilmelidir, zulüm, haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik varsa düzeltilmeli ve gerekli reformların yapılmasının önü açılmalıdır dedik. (kaldı ki Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Bahreyn, Yemen… oradaki Müslümanların koşulları çok mu daha iyidir? Gidin bir araştırın o zaman göreceksiniz ki Suriye’deki Müslümanların durumunun öteki Müslüman ülkelerinkinden çok daha iyi olduğunu. Neden oralara karşı kafir Kral Abdullahlar, kafir Halife rejimleri diye fetvalar verilerek cihat çağrıları yapılmıyor?!! Yoksa Amerika mı öyle istiyor?! Yoksa menfaatlerine mi dokunuyor? Ne kadar da kötü hüküm veriyorsunuz(Kur’an ayeti)) Bunun dışında ne yapılabilir? Bunlar bahane edilerek İsrail’e mi hizmet edilmeli?! Bir Müslüman ülke yerle bir mi edilmeli? İnsanları katledilmeli, yer altı ve yerüstü kaynakları talan mı edilmelidir?!! Bu ne akılsızlık ve cehalettir böyle. Bu ne İslam’dan habersiz olmaktır böyle… bu sözlerden dolayı insan utancından yerin dibine girilmelidir. Kör Sünni taassubundan başka bir şey değildir bu. Sanki Suriye devleti Sünni değilmiş gibi? Sanki ordu, devlet kurumları, bakanlar, bürokratlar… Sünni değilmiş gibi? Sanki Sünni fıkhına göre yaşam sürülmüyor muş gibi? Kısacası bunlar Sünni taassubudur. Maalesef insanı kahreden de budur.
Kendisindeki Sünni taassuba bakmadan, haktan yana olan hakkı ve hukuku savunanlar mezhepçilikle itham edilmekte ve yanlış yaptıkları söylenmektedir!! Bu ne utanmazlıktır böyle! Öncelikle hakkı hukuku öğrenin daha sonra Amerika, İsrail ve Suud’un hazırlayıp ürettiği sözleri bizlere söyleyin. İran ve bizler ne maslahattan ne de mezhepten dolayı bunu yapıyoruz. Bundan Allah’a sığınırız. Sadece İslam ve haktan dolayı bunlar yapılmaktadır. Orada batıl ve hak mücadelesi vardır. Ahir zaman hadislerinde çoğunluğun hak adına batıla hizmet edecekleri açıkça söylenmektedir. Bu konuları biraz araştırırsanız öğrenir ve şu anda azınlık ve çoğunluğun kimler olduğunu da bilirsiniz.
Hafız Esad, hangi tarihte o kadar insanı öldürdü? Orada yaşananları ne zaman iki taraflı araştırıp öğrendiniz? Sadece bir tarafın sözlerini dinlediniz ve okudunuz. Önce hakkı öğrenin ve olması gerektiği gibi iki tarafı da dinleyin daha sonra karar verin bu aynı zamanda İslam’ın da ilkesidir. Bir tarafı dinleyerek hüküm veremezsiniz. Bu en büyük zulümdür. (Yoksa o zamanda İsrail ve batılılara hizmet için şimdikinin aynısı bir senaryo mu yürürlüğe konulmuştu?) İkinci olarak Beşar Esad, kafir midir?! Bu ne İslam’dan habersizliktir böyle! Bunu öncelikle ispat etmek zorundasınız, yoksa müfteri olursunuz. biliyorsunuz müfterinin yeri neresidir. Bir Müslüman’a kafir demenin dindeki hükmünü öncelikle bir öğrenin. Bu kafir oğlu kafirlere hizmet eden kafir zihniyetli münafık vahabi-selefilerin (böyle olanlaradır, sözümüz çünkü tüm selefiler böyle değildir.) sözlerini söyleyerek kendinizi niye cehenneme yaklaştırıyorsunuz. Zamanımızın Haricileri olan bu vahabi selefiler bir numaralı Allah düşmanlarıdır. Bunlar şimdi Müslüman, Beşar Esad ve Aleviler kafir haaa?! Yazık gerçekten yazık. Bu vahabi selefilerin ataları zamanın İmamı olan İmam Ali’ye karşı savaşmış ona kafir!! demişlerdi. Onların soyundan gelen bunlar da yarın İmam Mehdi’yle aynı şekilde savaşacaklardır. Ona da kafir!! diyeceklerdir. En azından kendi kaynaklarınızı bir okuyun. Allah Teala’nın buyurduğu gibi akledin. İmam Mehdi’nin savaşacağı insanların büyük bir çoğunluğu Müslüman denilen bu yezit soylarıyla olacaktır. İmam Mehdi’nin kafirlerle savaşı çok az olacaktır. Daha çok bu sözde Müslümanlarla olacaktır. Savaş meydanı İse Suriye (Ürdün, Lübnan), Irak, Türkiye, Arabistan... Hepside Müslüman toprakları. Savaşın ana üs yeri ise ırak, Suriye, Türkiye sınırlarının birleştiği yerler. Peki buradakiler Müslüman değil mi?! hepsi de Müslüman. İmam Mehdi geldiğinde ona da neuzibillah kafir diyeceklerdir. Ona karşı savaşmanın farz olduğunu söyleyeceklerdir. Onunla cihat!! Etmenin gerekli olduğuna dair fetvalar vereceklerdir. Batının kafirleri ise hakkı görüp bölük bölük imam Mehdi’ye katılacaklardır. İmam Mehdi’nin halk tabanı batının çirkefliklerini görmüş ve hayattan bıkmış Hıristiyanlarla dolup taşacaktır. (İmam Mehdi’ye uyanların bir çoğu sarı renkli, renkli gözlüler (batılılar) olacaktır… hadisler vardır) Çünkü onu dinledikleri zaman taassup duyguları olmadığı için anında kabul edeceklerdir. Onun o muhteşem cazibesi ve kalpleri okşayıcı İslami ahlak ve takvasını gören hemen onu kabul edip Müslüman olarak onun yardımına koşacaklardır. Kime karşı? İmam Mehdi’nin yanında bu alçak sözde Müslümanlara karşı!!! Kendinize yazık etmeyin. Şu anda batıl taraftasınız, ama kendinizi hak olarak görmektesiniz! Şia’yı sevmeniz neyi değiştirir?! Bunları göremeyen Şiaların akıbetleri harapken Şia olmayıpda hakla batılı anlamayanların akıbeti ne olur?!! Kafir Esad haaa? Esad kafir değildir. Ve yakından biliyoruz ki namaz bile kılmaktadır. (kılması da bizi pek ilgilendirmiyor. Bizler Esad’ı değil, oradaki tavrı ve tutumu destekliyoruz. Oradaki hakkı destekliyoruz. Kişiler bizi bağlamıyor) Muhalif denen münafıkların en büyük düşmanı olan Mahir Esad dindar bir insandır. Kesinlikle dinini yaşayan biridir. Ve kafirlerin hiçbir zaman kuklalıklarını yapmamışlardır. Kafirle Müslümanlar yer değiştirmiş maalesef. Zamanın haricileri olan Vahabi selefilerin Müslüman olup olmadıklarını Sünni fıkıh kitaplarından okuyun. Onların ataları olan İbni Teymiye’ye zamanın Sünni ulamalarının ne dediğine bir bakın. Acaba Sünni ulemalar İbni Teymiye’yi Müslüman görüyorlar mıydı?
Bizde taassup olmaz. Hak neyse odur. Hakkı Hıristiyan da söylese onu destekleriz. Hakkı dinsiz de söylese onu da destekleriz. Hakkı söyleyen Hıristiyan batıla bulaşmış Müslüman’dan daha onurludur.
Taassupçuluk yapanlar, mezhepçilik yapanlar bizlere bu iftiraları atanların ta kendileridir. Her yerde her platformda Şia’ya (ve İran, Irak, Hizbullah gibi Şia olanlara) kan kusacak, yerden yere vuracak, ağza alınmayacak iftiraları atacak bir de kalkıp biz mezhepçilik yapmıyoruz diyecekler?! Utanmazlığa bakın. Hele bir de kalkacak utanmadan mezhepçilikten uzak duranlara bu iftirayı atacaklar! Bu tam bir utanmazlıktır. Hem mezhepçiliğin alasını yapacak, hem de mezhepçilikten uzak duranlara mezhepçilik yapıyor diye iftira atacak!!! Ne kadar da hakla batıl birbirine karıştırılıyor değil mi? işte bunlar İmam Mehdi’nin gelme alametleridir. Gidin deccal fitnesini, sufyani fitnesin okuyun. O zaman belki az da olsa kendinize gelir ve hakla batılı teşhis edebilirsiniz.
Bizler haktan sapan kim varsa İslam’ın gerektirdiği her neyse yerine getirenlerdeniz. Safavi, batıl Şia ne demektir?!! Utanın, Allah’tan korkun. Akledin. Akledin. Akledin. Şia’nın safevisi de haktır Şia’nın Osmanisi de haktır. Şia’nın Türk, Kürt, Arap… versiyonlarının hepsi haktır. Ehlibeytin gemisine binen kurtuluş gemisine binmiştir. Bunu da yapan sadece 12 imam Şialarıdır. Tüm Şialar bile hak değildir. kim on iki imamı kabul etmiş ve Nuh’un gemisi olan Ehlibeytin gemisine binmişse kurtulmuştur. Gerisi hangi mezhep ve inançtan olursa olsun boğulmuştur. (mustazaflar istisnadır.) İsterse ismaili olsun, isterse zeydi olsun… yani Şia’yı bölmek, kötülemek için bu tabirleri kullanmak kadar çirkeflik olamaz. Safavileri kötülemek için, onlara karşı savaşmak için, halkı kandırmak için kullanılan bu sözler halen günümüzde kullanmaktadırlar. Hakla batıl o zamanda birbirine karıştırılmıştı, şimdi de karıştırılmaktadır. Osmanlı, Şia-Alevilere kan kusturmak için bu tabirleri üretmiş ve halkı bu şekilde kandırarak Şia ve alevi kanları akıtmıştır. Fetvalar vererek onların öldürülmesinin Yahudileri öldürmekten daha üstün olduğunu söylemiştir... Maalesef aynı taktik halen taraftar topluyor. Tabi biz akletmesek, atalarımızın dini peşi sıra gidersek bu her zaman böyle olacaktır.
Beşar Esad’ın şeriatçı olması gerekmiyor. Yoksa Suudi Arabistan şeriatçı diye onu mu takip etmeliyiz?! Onun şeriatı batsın. Muaviye ve Yezidin şeriatı, onları çarpsın. Onların şeriatı batılla karışmış şeriattır. Suriye de kan kusturan bu azgınların şeriatı de yezidin muaviye’nin şeriatidır. Allah bizleri ondan korusun. Daha bu muhaliflerin Selefi-Vahabi Şeriatı oraya hakim olmadan, Şiaların camilerini bombalamaya başladılar. Hz. Zeyneb’in (s.a) türbesine onlarca defa saldırdılar. Bir çok önemli alimin kabirlerini yerinden sökerek dışarı çıkardılar!! İşte Muaviye, Yezit, İbni Teymiye ve Muhammed Bin Abdulvahhab’ın şeriatı budur!! Neden akletmiyorsunuz? Neden Hakla batılı çözemiyorsunuz? Neden Amr bin As’ın mızrak ucuna taktığı Kur’anlar değil de, gerçek Kur’an peşinde olmuyorsunuz? Neden kağıtların peşinde koşup, Kur’an olan, Kur’anın özü olan, Kur’an’ın pratiğe dökülmüşü olanların peşi sıra gitmiyorsunuz?!!
Siz ve sizin gibi düşünenlere kardeş tavsiyesi: kendinizi başkaları için ateşe atmayın. Kur’anın tabiriyle kendinize zulmetmeyin. Ne (...) için ne Osmanlı, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İsrail, Amerika… için ne de Müslüman kanı içen vahabi selefiler ve fethullahçılar çin bunu yapmayın. Kur’anın buyurduğu gibi akledin. Kendinize yazık etmeyin.
Son olarak Batılı kefere ülkelerinin sözcülüğünü yapan onların çıkarları için kurulan CNN, BBC, FOXNEWS, AP, Reuters… gibi yayınları nede onların adına Müslümanlar arasında fitne fesat çıkarmak için yayın yapan sözde Müslüman kanalları el Cezire, El Arabiye… gibi kanalların yalanlarına kanın. Onların tek amacı Suriye’de yalan uydurmak, Müslümanları birbirine düşürmek, hakkı batıl, batılı hak göstermektir. Onların haberlerinin yüzde doksanı yalandır. Aslında yalan olsa da iyidir. Onların yaptıkları daha da kötüdür. Suriye askerini öldürüyor, başını kesiyor, bıçaklıyor, işkence ediyor… daha sonra kalkıp Suriyeli şebbihalar Suriyeli Müslümanlara!! Böyle işkence ediyor diye akla hayale gelmeyen iftira atarak olayı tam tersi gibi gösteriyor. Bu tam bir kalleşliktir. Sizlerde maalesef hemen oltaya düşüp bunların bu yalanlarına kanıyorsunuz. Yazık, gerçekten çok yazık…
SON VİDEO HABER
Haber Ara