Deprem değil önlemler konuşulmalı
Uzmanlar uyardı: Deprem tahmininde bulunmaktansa bu duruma karşı alınacak önlemleri konuşmak daha akılcı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-11 10:15:30
Ege Bölgesi, salı günü yaşanan 6,2'lik depremin korkusunu atamadı. Bozcaada açıklarında meydana gelen ve yaklaşık 1 dakika süren sarsıntının ardından 159 artçı kaydedildi. Sarsıntılara dün sabah Edremit Körfezi açıklarında, yerin 5 kilometre derinliğinde 4,2 büyüklüğündeki deprem eklendi.
Yarım saat sonra aynı bölgede 3,2'lik artçı tespit edildi. Tüm bu hareketlilik, gözleri 99 depreminde yıkılan İstanbul'a çevirdi.
'Metropolde benzer acılar yaşanır mı?' sorusuna uzmanlardan ortak cevap geldi: "Depremleri değil önlemleri konuşalım." Tarihî şehirde çok sayıda çürük bina olduğunu hatırlatan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, "6,2'lik deprem, yıkıcı olmadığı halde binaların zayıflığı çökmelere sebebiyet verebilir.
Deprem şiddetini konuşmaktansa bu duruma karşı önlem almak daha akılcı olur." dedi. Önümüzdeki yıllarda özellikle Ege'de deprem çemberinin hareketleneceğini öne süren Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan da 2045'e kadar şehirde büyük bir deprem beklemediği tahmininde bulundu. Kentsel dönüşümün önemine değinen Ercan, önümüzdeki 10 yılda gerekli önlemler alınırsa bu süreçlerin hasarsız atlatabileceğini ifade etti: "Yaşanan süreç doğal. Yüzyıllardır dünyanın oluşumunda bu süreçler yaşanıyor. Tüm bu hareketlilik, insanoğlu önlem alırsa doğa olayı, önlem almazsa doğal felaket haline gelir." Jeofizik mühendislerinin konuyla ilgili görüşleri kısaca şöyle:
Dünyadaki hareketlilik, Türkiye'yi de etkiliyor (Prof. Dr. Ahmet Ercan):
1998'den sonra dünyanın merkezindeki iç çekirdek konum değiştirdi. Dünyanın manyetik alanındaki değişim, doğa olaylarını tetikledi. Bu hareketlilik iklim, buzullar, depremler, yanardağlar ve yer kaymaları şeklinde açığa çıkıyor. Tüm dünyayı önümüzdeki günlerde etkileyecek olan değişim Türkiye için de geçerli ancak ülkemiz bu hareketlilikten yüzde 3 gibi etkilenecek. Tahminlere göre yer kabuğunun değişen hızı 2013'te artacak, 2015'te düşecek, 2020'de ise eski denge konumuna gelecek.
Türkiye, Ege'ye doğru kayıyor (Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu):
Ege'de hareketliliğin artacağını biz de söyledik. Ancak bunun sebebi Arap Yarımadası'nın Türkiye'yi güneyden sıkıştırması. Kuzeyde yer alan Avrasya kıtası hareket etmediği için Arap Yarımadası alttan Türkiye'yi sıkıştırıyor. Bu da Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu kırıklarına sebebiyet veriyor. Bu kırıklar, Marmara'da 2-2,5, Ege'de ise 3,5-4 santim yer değişimlerine yol açıyor. Bu durum Türkiye'nin daha çok batıya Ege tarafına doğru itilmesi şeklinde açıklanabilir. Yine de deprem için kesin ifade kullanmaktan kaçınılması gerekir.
İstanbul depremini açığa çıkaracak enerji daha birikmedi (Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Şahin):
İstanbul'u etkileyecek deprem Marmara'da yaşanacak bir sarsıntıyla mümkün. Bölgede İstanbul depremini açığa çıkaracak enerji birikmiş değil. Ancak Güney Marmara ve Ege Bölgesi'ndeki depremler, o bölgede enerji birikiminin devam ettiğini gösteriyor. Ege Denizi'nde 6,7'ye kadar depremler görülebilir. Bunlar sığ depremler. Bu yüzden kıyıya yakın şehirlerde daha çok hissedilir. (Ajanslar)
Haber Ara