CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, söz Atatürk'e gelince ilk kez bu denli sert bir açıklamada bulundu:
"Atatürk'e karşı çıkmak vatan hainliğidir."
Kılıçdaroğlu, CNN TÜRK televizyonunda canlı yayınlanan, ''Aykırı Sorular'' programında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkede yaşayan herkesin ortak paydası olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Başbakan da Atatürk'e karşı çıkmıyor ama değil mi?'' diye sorulması üzerine, şunları kaydetti:
''Ben onun kuşkusu, bunun kuşkusu üzerine düşüncelerimi inşa etmek istemiyorum. Benim düşüncelerim çok açık, çok net, çok somut. Atatürk, bütün mal varlığını bu ülkeye bağışlamıştır. 'Atatürkçülüğü benimsiyor musunuz?' diye bir soru geldiği için bunları söylüyorum. Atatürk'ü farklı gözle anlatabilirler. Atatürk'ü ben Kenan Evren'in anladığı gibi anlamıyorum. Altını çizmek istiyorum, eğer Atatürk'ten halkı soğutuyorlarsa o insanlar soğutmuştur. Atatürk, onların tanımladığı gibi bir Atatürk değildir. Rahmetli Nadir Nadi, 'Ben Atatürkçü değilim' diye bir yazı yazmıştı, neden? 'Siz Atatürkçüyseniz, ben böyle Atatürkçülüğü kabul etmiyorum' demişti.''
TEK PARTİ GETİRMEK İSTİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''AKP çok partili süreci bitirip, tek partili sürece girmek istiyor. Kimseye tahammül edemiyor'' dedi.
Türkiye'nin 2012'de büyük sorunlar yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, yeni yılda Türkiye'nin sorunlarını aşmasını diledi.
Kılıçdaroğlu, Suriye ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, ''Suriye'nin içişlerine niye müdahale ediyoruz? Hangi gerekçe ile?'' diye sordu.
Türkiye'nin Suriye'deki bir kanadın eline silah verdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''İlk kez Orta Doğu'ya mezhep gözüyle bakıyoruz. Yanlıştır bu. Oradaki insanları birbirine kırdırıyoruz, bundan da zevk duyuyoruz, iktidar olarak. İnsanın ölümünden zevk alan bir iktidar olmaz. Kardeşi kardeşe kırdıran bir iktidar payidar olamaz. Suriye'de sorunlar var mı? Var tabi. Suriye'deki yönetimin şu veya bu şekilde demokratikleşmesi, özgürleşmesi, ülkeye güzel bir yönetim gelmesi arzumuz mudur? Türkiye'de yaşayan 70 milyonun da ortak arzusu bu. Ama bunu daha demokratik yöntemlerle insanı ilişkilerle telkinlerle ortak toplantılarla geliştirirsiniz. Orta Doğu'nun halkları Türkiye gibi olmak istiyor ama Türkiye'nin yöneticileri Orta Doğu yöneticileri gibi olmak istiyor. Temel paradoks bu.''
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, ''Hangi Arap kalkmış da Türkiye Cumhuriyeti'nden birini kendi lideri olarak görmüş. İnsan biraz gerçekçi olur. Hayallerle devlet yönetimi olmaz. Biz oradaki çatışmaların bir parçası olmamalıyız'' dedi.
Bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, CHP'nin Orta Doğu ve dünyayla güçlü ilişkileri olduğunu söyledi.
Dünyayı yakından takip ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Ayakları yere basan, sağlıklı dış politika üretilmesinden yana olduklarını'' ifade etti.
BATAKLIĞA SÜRÜKLEDİLER
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'yi Orta Doğu bataklığına sürüklediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Eğer siz dış politikalarınızı başka ülkelerin çıkarları üzerine inşa ederseniz, bu hale gelirsiniz. O rejim, bu rejim bizi ilgilendirmez, bizi Suriye halkının barış içinde yaşaması ilgilendirir. Otoriter rejimleri benimsemiyoruz, kendi ülkemizde de var. Bizim ülkemizden ne farkı var. Hangi demokratik kurum kaldı, üniversiteler mi yargı mı sendikalar mı? Tabii kuşkusuz biz Suriye'den öndeyiz ama demokratik ülkelerden gerideyiz. Her gün geriye doğru bir gidiş var. Demokrasi gelişsin diye mücadele ediyoruz biz. Biz tek partili süreçten 1950'lerden itibaren çok partili sürece geçtik. Şimdi geldiğimiz nokta nedir? AKP çok partili süreci bitirip, tek partili sürece girmek istiyor. Kimseye tahammül edemiyor. 21. yüzyılın Türkiye'sinde Başbakan kalkıyor, demokrasiden şikayet ediyor, 'güçler ayrılığı ilkesi önümüze engel olarak çıkıyor' diyor. Parlamentoda CHP'den, ayak bağı olarak da yargıdan şikayet ediyor.''
CHP'nin muhalefet görevini yeterince yapamadığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmayı anımsattı.
Yaklaşık 15 dakika söz aldığını ve bütçenin gayrimeşru olduğunu söylediğine değinen Kılıçdaroğlu, ''(TBMM adına kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay raporları parlamentoya gelmedi) diye söyledim. 15 dakikamı ayırdım, kaç gazete, televizyon yer verdi'' diye konuştu.
KORUMA GÖREVİ BAŞBAKANINDIR
Üslup konusunda yapılan eleştirilerde haklılık payı olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Bir grup 'daha sessiz sakin konuşun' diyor, bir başka grup 'daha sert olun' diyor, dolayısıyla bunu dengelemeye çalışıyoruz. Ben Recep Tayyip Erdoğan'ın konuştuğu üslupla konuşmamaya hep özen gösterdim. Onun kullandığı sert ifadelerin hemen hemen hiçbirini kullanmadım ama doğrudan bana yönelik olan bir eleştiriye de onun anlayacağı dille yanıt verdim, onun anlayacağı dil o. Sakin bir üsluptan anlamıyor. Siyasette bir düzey olur, siyasette düzeyi koruma görevi önce Başbakan'a aittir.''
''CHP, Başbakanın gündemine takılıyor, kendisi gündem oluşturamıyor'' denildiğinin hatırlatılması üzerine, Kılıçdaroğlu, ''Biz Başbakan gibi gündem oluşturmayız. Eğer ben CHP Genel Başkanı olarak, elime bir gün ip alıp çıkıp 'Apo'yu idam edeceğim' desem, aradan 6 ay geçtikten sonra, 'Apo'yla gidip İmralı'da bizim görüşmemiz lazım' dersem, önce öyle sonra 180 derece çark öbür tarafa, ben bunu yapamam. Gündem belirlemek için ben onu söyleyemem. Bizim tabanımız da kabul etmez bunu. Neyine takıldık biz AKP'nin'' dedi.
Ortada bir olay varsa, kendilerinin de bu konuda görüşlerini açıklayacaklarına değinen Kılıçdaroğlu, parti olarak çoğu konuda gündem belirlediklerini vurguladı.
SORUN BÖYLE ÇÖZÜLMEZ
''Kürt sorunu konusunda yöntem belirleyelim'' dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın, ''İki parti devam edelim'' dediğinin anımsatılması üzerine ise ''Niye iki parti? Niye diğer partileri davet etmedi Sayın Başbakan? Niye ertesi gün bu iki partiye karşı çok sert bir üslup kullandı? Arkasından niye Leyla Zana'yı çıkardılar? Arkadan yine önemli bir gazetede iki kez arka arkaya bir başka kişiyi manşet yaptılar? Biz bunları biliriz'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ''Kürt sorununun çözümü bizim söylediğimiz yöntemle olur, iki partinin yan yana gelmesiyle bu sorun çözülmez'' değerlendirmesinde bulundu.
Yeni asgari ücreti kendilerinin dışında eleştiren olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Milyonlarca asgari ücretli var, hangi gazete, televizyon doğru dürüst yayın yapıp, asgari ücretlilerin dramını anlattı. Başbakan '3 çocuk yapın' diyor, bugün çıtayı da yükseltmiş ya bu çocukların 3'ü de 4'ü de işsiz, 5'i de işsiz'' ifadesini kullandı.