Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Nureddin Şirin: Öcalan özgür olmalı

Nureddin Şirin, ABD’nin ‘Ilımlı İslam’ modelinde Türkiye’ye Ortadoğu’da amiral gemisi rolünü verdiğini, AKP’nin de Suriye politikasıyla ABD’ye diyet ödediğini söyledi ve ekledi; 'Öcalan özgür olmalı'

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-02 12:45:52

Nureddin Şirin: Öcalan özgür olmalı

TIMETURK / Haber Merkezi

Nureddin Şirin'in  PKK'ya yakın olan  Yeni Özgür Politika Gazetesi'ne verdiği röportajı gazete okyucularına şöyle duyurdu:

"Tevhid, Selam ve Velfecr gibi İslami sitelerde yazarlık yapan Nureddin Şirin ile AKP’nin Suriye politikasını, Kürt sorunundaki açmazları ve Kürt hareketinin Demokratik Özerklik projesi ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın konumu konusunda konuştuk. İslami yazar Nureddin Şirin, Suriye konusunda AKP’nin ABD ve İsrail’in taşeronluğunu yaptığını söylüyor. Şirin, AKP’nin Suriye politikasını şöyle özetledi:

* Türkiye ABD’nin ortadoğu için öngördüğü ‘Ilımlı İslam’ modelinde amiral gemisi rolü üstleniyor.

* Türkiye hükümeti, İslam dünyasında Amerikancı İslam’ın kaptanlığını yürütüyor. ABD’nin rüzgarını arkasına alarak ‘Yeni Osmanlı’ projesini hayata geçiriyor. Bugün Amerika’nın Türk hükümetinden alacağı var ve bu alacağını tahsil ederken Suriye’yi Türkiye’nin önüne koyuyor. Esasen AKP, Suriye politikasıyla ABD’ye olan borcunu ödüyor.

* AKP ayrıca Suriye’deki Kürt varlığını da bloke etmek istiyor.

* Katar ve Suudi Arabistan’dan gelen sıcak parayla da ekonomik krizin önüne geçiyor. Türkiye uyguladığı güncel Suriye politikası için Suudi Arabistan’dan ve Katar’dan mali destek adı altında milyarlarca Dolar almıştır.

Türkiye federal yönetime geçmeli
‘Konu Suriye olunca Kürt sorununa değinmemek olmaz’ deyip, 28 Şubat öncesinde Sincan’da düzenlenen ‘Kudüs Gecesi’ nedeniyle 8 yıl hapis yatan Şirin’e bu konudaki görüşlerini de sorduk. Kürdistan’ın yok sayılmasının aynı zamanda dünya halkları içerisinde tarihi, kültürü, medeniyeti ve uygarlığı olan bir halkı yok saymak anlamına geldiğine dikkat çeken Şirin, “Bu hukuki, insani, tarihsel ve bilimsel değil. Her açıdan hem absürttür hem haksızlıktır, hem de zulümdür” dedi. Siyasal çözümünden yana olan Şirin, Kürtlerin Demokratik Özerklik projesini desteklerken bir adım daha ileri giderek, “Türkiye federal yönetime geçmeli ve Kürdistan gerçekliği bütün varlığıyla tanınmalıdır. Türk ve Kürt halkı, konfederatif diyebileceğimiz, birlikte yönetim modelini esas almalı“ önerilerinde bulundu.

Anadilde eğitim haktır
Şirin, 1920’lerde inkar üzerine kurulan Türk devletinin Anayasası’nı, kurumlarını ve eğitim sistemini buna göre inşa ettiğine dikkat çekti ve 100 yıllık devlet geleneğinin reddettiği anadilde eğitim talebinin hak olduğunu belirtti.

Bölünme fobisi zorlaştırıyor
Şirin, AKP Hükümeti’nin de anadil konusunda toptancı bir gözle ve güvenlik kaygısıyla yaklaştığına vurgu yaptı. Bölünme fobisinin çözümü zorlaştırdığına dikkat çeken Şirin, “Türkiye bu süreçle bağımsız bir Kürdistan oluşumunun önünün açılacağının korkusu ve kaygısıyla yeni güne uyanıyor. Türkiye yönetimi, Kürt halkının anadil talebini özerklik ve bağımsızlık sürecinde stratejik bir hamle olduğunu düşünüyor. Türkiye yönetiminde ‘bağımsız bir Kürdistan’ın yolunu açan her yola karşıyım’ gibi bir politika anlayışı var. Bu politik anlayışla, Türkiye hükümeti anlamsız, hırçın ve çözümü her alanda tıkayan bir pozisyonda” dedi.

Nureddin Şirin, “Kürt sorunu nasıl çözülür?” sorumuza ise şöyle yanıt verdi:“Kürt sorununun çüzümü sürgünden, hapisten, namludan, cezalardan, baskıdan, infazlardan geçmez. Kürt sorunu, Kürdistan’ın tanınmasından geçer. Yani siyasi çözümü savunuyorum ve Türk tarafının Kürdistan’ı tanımasını istiyorum.”

"Öcalan özgür olmalı"
“Abdullah Öcalan’ın konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna karşılık Şirin, Öcalan’ın tek başına bir adada tutulmasının özel bir uygulama olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi: “Ada’da siyasi tutsak olmaz, bu özel bir uygulamadır. Siyasi tutsaklar hangi cezaevinde, hangi koşullarda kalıyor ve hangi haklardan yararlanıyorsa Öcalan da tüm bunlardan yararlanmalıdır. Devletin çözüm için görüştüğü muhatabını böyle farklı muammeleye tabi tutması da bir garabet örneğidir. Devletin Öcalan’ın yerini marjinalize edemeyeceği görülüyor. Eğer milyonlar “Bijî Serok Apo” diyorsa, O’na saygı selam gönderiyor ve alkışlıyorsa, onunla kendisini bütünleştiriyorsa hatta o insanlar onun sayesinde seçim ortamlarında kendisine parlementoda alan buluyorlarsa burada devletin Öcalan’a Kürt halkı içerisinde geniş bir zeminde karşılığı olan bir politik lider muamelesi yapması gerektiğini düşünüyorum. Bir halkın iradesi olan Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması olmalıdır.”(Yeniözgürpolitika)

Haber Ara