Sapanca'da taş ocağı açılmasına sonuna hayır dediklerini belirten Sakarya
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata ise
Tabiatın dengesine müdahale etmek ve bu müdahalenin önünü açacak siyasi sorumlulukları ihmal etmenin Türkiye'ye has bir konu olduğunu belirten Kutluata, "Taç ocakları meselesi, taş ocağını Türkiye'nin her tarafı dağ ve dağlarının çok büyük kısmı da ormandan mahrum ve çıplak araziler. Taşı çıkarırsınız nakil edersiniz, kullanırsınız. İllaki tabiatı katletmek zorunda değilsiniz. Tabiatın dengesine müdahale etmek ve bu müdahalenin önünü açacak siyasi sorumlulukları ihmal etmek. Türkiye'ye has bir şeydir. O bakımdan bir arkadaşımızın dediği bu bir siyasi parti meselesi değildir söylemi doğrudur. Bizde öyle bakmıyoruz ancak ülkeyi siyasi bir parti idare ediyor. Ve bu siyasi parti üretim yapan, yenilik yapan, icatla, alın teri ile para kazanan insanların önünü açmak yerine milletin müşterek malı olan yer altındaki taşları, akan dereleri ticari meta haline getirmek sureti ile yani ülkeye hiçbir şey katmadan milletin müşterek mallarının kazanca dönüşmesinin önünü açmış oluyor" diye konuştu.
Hızlı tren hattının 2003 yılında MHP'nin de içerisinde bulunduğu hükümet tarafından 2010 yılında tamamlanmak üzere planlandığını da açıklayan Kutluata, "Sizin önünüze getirilen tren yolu yapıyorduk ta ona taş lazımdı meselesi kadar basit bir mesele değildir. Kaldı ki bu tren yolu dedikleri yolda MHP'nin 2003'te iktidar ortaklığından ayrılmadan Ankara-Eskişehir hattını ihale ettiği Eskişehir-Sakarya hattının 4 yılda yapılacağı, ondan sonraki hattında 2 senede biteceği yani 2010 yılında bitmiş olması gereken bir yerdi" dedi.
Kutluata, konuşmasının devamında ise şu sözlere yer verdi:
"Sapanca İlçe Başkanımızın az önce söylediği 'Milletvekillerimizi çağıracağız, gelemiyorlarsa gizli gelsinler' sözü çok önemli bir mesajdır. Üzüleni edeni vardır ama gelip size destek vermiyor olabilirler. Ama kim ne yaparsa yapsın haklı olan haklıdır. Eğer Yanık'ı yenerlerse bir başka yeri yenemeyecekler. Ama bu yanık'ı aşamadıkları sürece de emin olun bu demir leblebi, başka direnmekten yılmış, hakkını arayamayan çaresiz insanlarımıza da örnek olacaktır. Sizler niye güçlüsünüz biliyor musunuz. Çok zayıf çok güçlü görünen, her şeyi elinde, basını, sermayesi, mahkemeleri her şeyi elinde olan ama esasen adil olmadığı ve Türk Milletinin varlığını reddettiği için çok zayıf bir iktidara karşı mücadele ediyorsunuz. Doğruyu söyleyenin, dik duranın, sen kim oluyorsun diyebilenin, biz seni tanıyoruz diyebilenin karşısında laf edemeyecek bir iktidarla karşı karşıyasınız. O bakımdan sizin gücünüz kendi kişiliğiniz kadar esasen adaletsiz bir siyasi iktidarın mevcudiyetinden kaynaklanıyor."
Yurt dışında yaşarken özendiği ortama arkadaşları sayesinde Maşukiye'de kavuştuğunu belirten Sanatçı Yıldo konuşmasında, "İsviçre ve Avusturya'da yaşadım. Hep oraya bakarak dedim ki böyle dağlarda böyle güzel yerde yaşamak istiyorum dedim ve sonunda arkadaşlarımın da sayesinde Maşukiye'de bir ev aldım. Fakat gayet güzel sıhhatli bir hayat yaşarken işte bu taş ocağı denen konu önümüze çıktı. Bu güzel doğayı, bu güzel ormanı katledeceklerinin farkında değiller. Bu o kadar kötü bir şey ki. Biz yine susmayacağız, söyleyeceğiz. Bir tekerleme vardır. Haksızlık karşısında susan dinsiz şeytandır. İşte bizde gördüğümüzü, doğru bildiğimizi söylemek mecburiyetindeyiz. Bu doğa bizim, biz bu doğa ile iç içe yaşıyoruz, bu doğa sayesinde daha güzel şeyler yapacağız. Onun için buna eğer sahip olmazsak, bunu da kaybedersek yarın öbür gün başka şeylerle karşılaşırız" dedi