Ortadoğu'da İslamcı Siyaset Raporu açıklandı
İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından hazırlanan “Orta Doğu’da İslamcı Siyaset: Değişim Sürecinde Müslüman Kardeşler ve Nahda” Raporu (düzenlenen) bir basın toplantısıyla açıklandı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-30 20:37:53
“Arap Baharı” sonrası (bulundukları ülkelerde) reel siyasete etkisi artan Müslüman Kardeşler ile Nahda Hareketleri İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından M. Tahir Kılavuz, M. Hüseyin Mercan, Süleyman Güder’e hazırlatılan bir raporla ele alındı.
ORTA DOĞU’DAKİ İSLAMİ HAREKETLERDE YENİ YÖNELİMLER
Araştırma ilgili Arapça, Fransızca, İngilizce ve Türkçe kaynakların incelenmesi ve Mısır ve Tunus’tan konu hakkında uzman birçok kişi ile yapılan mülakatlara dayanan araştırma raporu, Müslüman Kardeşler ve Nahda Hareketlerini değişim ve süreklilik bağlamında ele alınmıştır (ele alındı) . Orta Doğu’da İslamcı siyasetin önemli iki hareketi olan Kardeşler ve Nahda’nın takip ettikleri siyasette ve siyasi üslupta değişim olup olmadığı sorusu araştırmanın en önemli yönünü oluşturmaktadır.(oluşturdu) Araştırmada şayet varsa (şayet varsa ifadesi fazlalık üstad) izlenen siyasetin ve üslubun değişimine sebep olan yerel, bölgesel ve küresel etkenlerin etkisi üzerinde durulmuştur ve Orta Doğu’daki yönelimlere dair tespitlerde bulunmak hedeflendiği ifade edildi.
İLKE Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Şanver tarafından basına tanıtılan rapor sunumunda dikkat çeken konular şunlardır:
İSLAMİ HAREKETLER 2010 SONRASI GENİŞ BİR MANEVRA SAHASI KAZANMIŞLARDIR
Bugün gelinen nokta itibarıyla bölgesel, toplumsal ve siyasal dinamiklerin yakından incelendiği ve anlama eksenli bir çalışmanın ihtiyacına değinen Süleyman Güder;
“İslami hareketlerin son dönemde otoriter rejimlere karşı gerçekleştirilen kitlesel hareketlerin sonucunda, siyasi düzeyde elde ettikleri yeni faaliyet alanlarıyla daha geniş bir manevra sahası kazanmaları rapor sunumunda dikkat çekilen önemli nokta oldu. Bununla birlikte rapor sunumunda günden güne önemi artan Orta Doğu’daki İslami hareketlere dair durumu doğru tespit edebilmek için bölgesel, toplumsal ve siyasal dinamiklerin yakından incelenmesi gerektiğini” vurguladı.
"MÜSLÜMAN KARDEŞLER TECRÜBESİ TÜM İSLAM DÜNYASINA MAL OLMUŞ BİR TECRÜBEDİR
Özellikle 19. yy. sonu ve 20. yy’ın başında diğer İslam coğrafyalarıyla beraber Mısır’da da yükselen İslami uyanış fikri zaman içerisinde toplumda da karşılık bulduğu belirtildi.
Güder devamında İslamcı bir hareket olarak Müslüman Kardeşler tecrübesi, sadece Mısır için değil tüm İslam dünyasına mal olan çok önemli bir tecrübe olduğunu söyledi.
Güder, teşkilat içinde bir Islah Projesi başladığını bu ıslah Projesi çerçevesinde siyasi otorite ile kurulan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
REFORM ALANLARININ GENİŞLİĞİ MISR’IN HIZLI KALKINABİLMESİ İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSATTIR
Proje çerçevesinde Mısır’a yapılan araştırma gezisinde, gelenekçi ve yenilikçi gruplar arasında anlaşmazlığın arttığı, nesil çatışmasının meydana geldiği belirten Güder konuşmasını “Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin bugüne kadar başta askerî kanadın önde gelen isimleri olmak üzere Mübarek rejiminin kalıntılarına karşı verdiği mücadele Mısır’ın geleceğine dair bazı ipuçları vermektedir. Ayrıca iç siyaset ve ekonominin birçok düzenlemeye ihtiyaç duyan yapısı ve reform alanlarının genişliği ülkenin hızla kalkınabilmesi yönünden önemli bir fırsattır.” diyerek tamamladı
Araştırma Raporunun Nahda Kısmını sunan Muhammet Tahir Kılavuz, Tunus’taki İslami hareketin şekillenmesi, beslendiği kaynaklar ve rejim tarafından gördüğü baskılar yönünden Mısır’daki Kardeşler tecrübesiyle benzerlikler olduğunu, fakat nizami yapılanma, baskının boyutu ve bazı siyasi yaklaşımlar yönüyle Kardeşlerden ayrıştığını belirtti.
Hareketin ve Tunus’un geleceğini anlayabilmek için hem hareketi hem de Tunus siyasetini dikkatli bir şekilde irdelemek gerektiğini belirten Kılavuz, Mısır, Suriye, Lübnan gibi ülkelerin aksine, dinî hayatın devlet eliyle yapılan tanımlamalarla sınırlandırıldığını ve yapılan reformlarla toplumda Batılı bir hayat tarzının yayıldığına dikkat çekti.
Kılavuz ayrıca “Mısır’da yakın zamana dek olduğunun aksine Tunus’ta ilk aylardan itibaren eski rejimin güç odaklarının kontrolü ele alması gibi bir korku büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.” dedi.
Konuşmacılar özellikle Her iki hareketin 2011 yılına kadar hep muhalefette yer aldığını ve bu nedenle iki harekette de teorik düzeyde önemli çıktılar olsa da hareket temsilcilerinin hiçbir zaman bunları tatbik için yeterli siyasal alanı bulamadığına değindi.
Toplantının sonuç kısmında ise; Mısır ve Tunus’un bundan sonraki yüzyılını belirleyecek son derece kritik bir dönemeçten geçtiği Otoriter rejimler sonrası bu kritik dönemde kendi kültürel kodlarından beslenerek bir siyaset izlemeleri durumunda hem kendi ülkelerinde hem de içinde bulundukları bölgelerde kritik olarak addedilen meselelerde farklı bir bakış/kavrayış katma şansları bulunduğu belirtildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara