''Kudüs Gazze kadar ODTÜ kazandı''
Bir ODTÜ'lü daha mektup yazdı. İmza: Öz vatanında garip öz vatanında parya ODTÜ’lü bir öğrenci
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-27 11:02:02
Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatıldığı gün ODTÜ'de gerçekleştirilen törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir gurup öğrenci tarafından protesto edilmiş, polis de gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etmişti. Yaşanan olaylar sonrası ODTÜ yönetimi öğrenciler sahip çıkarken Başbakan Erdoğan da yönetime sert çıkmış 'Böyle üniversite öğrencileri yetiştiriyorsanız bu ülke batmış. Bu hocalara yazıklar olsun' demişti.
ODTÜ'deki gösterilere katılan bir öğrenci Başbakan Erdoğan'a mektup yazarak yaşadıklarını anlatmıştı. ODTÜ'de yaşananlarla ilgili ezber bozan bir mektup da farklı bir ODTÜ'lü öğrenciden geldi. Adını açıklamayan öğrenci 'Başbakan'a Açık ' Mektup' başlıklı mektubunun sonunda "İmza: Öz vatanında garip öz vatanında parya ODTÜ'lü bir öğrenci." ifadelerine yer verdi.
İŞTE EZBER BOZAN 0DTÜ'LÜL O MEKTUBU
Sayın Başbakanım,
Sayın başbakanım diye başlıyorum mektubuma. Çünkü bizim kültürümüzde büyüklerine içinde saygı belirtisi olan bir ifade ile seslenilir. Makam sahibi olduktan sonra değerini kaybedenler gibi olmadığınız için siz hala benim saygı duyduğum bir büyüğümsünüz. Çünkü ODTÜ'de okuyan bir genç olarak ülkemdeki 'değişimin' farkındayım.
Her aydınlığı yangın zannedip söndürmeye çalışan, karanlığa alışıp yıldızlardan
bile rahatsız olan ve güneşi balçıkla sıvamaya çalışanlar varsın o saygıyı göstermesinler.
OKULUMUZA ŞEREF VERDİNİZ LANKARTIYLA SİZİ KARŞILAYAMADIK
Geçtiğimiz günlerde okulumu ziyaret ettiniz. Üzgünüm, "Başbakanımız okulumuza şeref verdiniz" yazılı bir pankart ile karşılayamadım sizi. Okulumdaki sol gruplar için 'öteki' anlamına gelen size karşı düzenlenen protesto adı altındaki vandalizmi gördünüz, benim sizi böyle bir pankart ile karşılamam halinde siz gittikten sonra başıma gelecekleri bir düşünün. Size kızıyorlar neden bu kadar çok polis ve araç ile geldi diye? Oysa demiyorlar ki ODTÜ'ye Başbakan bile ancak bu şekilde gelebiliyorsa, okulda sol gruplar için 'öteki' anlamına gelen öğrencilerin fikir hürriyeti acaba ne haldedir diye.
BAŞKA BİR DÜŞÜNCENİN ODTÜ'DE YEŞERMESİ MÜMKÜN DEĞİL
ODTÜ, Türkiye'de her şeye rağmen ve herkese aykırı bir özerk cumhuriyet, kendi başına buyruk bir köy gibi davranmaktadır. Özgür bir ortam oluşturmakla övünmekteler ancak bu 'özgür ortam' sadece sol örgütler ve bazı hocalar için
geçerlidir. Marjinal gruplar başka bir düşünceye karşı hiçbir şekilde tahammül göstermemekte, hoşgörü ile yaklaşmamakta ve şiddet göstermekten kaçınmamaktadırlar. Okulumuzda bunun örnekleri geçmişte sıkça yaşandı ve yaşanmaya devam etmektedir. Başka bir düşüncenin ODTÜ'de bulunma ve kendini ifade şansı yoktur. Severek okuduğumuz, takip ettiğimiz bir yazarı veya sevdiğimiz bir siyasiyi okulumuza davet edemiyoruz.
HOCALAR DA ÖĞRENCİLERİN ARKASINDA DURUYOR
Böyle bir şey olması durumunda hemen konferansı basıp davetliyi yumurta yağmuruna tutuyorlar. Kendilerinden olmayan herkese, haklarını savunduklarını iddia ettikleri tüm işçi ve emekçi çocuklarına, hatta zamanında başörtülü kızlara bile, bu marjinal öğrenciler tarafından şiddet ve sindirme politikası uygulanmaktadır. Bu marjinal gruplar öğrencilerin tokalaşma şekline bile karışıyorlar. Kutlu Doğum Haftasında gül dağıttık diye mescidimizi
ayakkabılarla çiğnemişlerdi. Hocalara kızmanızı kınayanlar var. Oysa okul yönetimi gibi hocalar da bu öğrencilerin arkasında durmakta ve onlara destek vermektedir. Bu hocalardan birinin derste başörtülü bir kıza, "Sen derse böyle gelirsen ben gelmem." deyip sınıfı terk ettiğini çok iyi hatırlıyorum. Sonra o arkadaşımız o dersi bırakmak zorunda kalmıştı. Okulumuza faşizm yaşattınız diyenler, polisin tavrını kınayanlar okulda başka düşüncelere ve mensuplarına yaptıklarıyla yüzleşmelidirler.
ONLARA GÖRE HERKES GERİCİ HERKES FAŞİST
Eylemlerindeki amaç, seslerini duyurmak, demokratik haklarını kullanmak değil, böylesi öğrenci eylemleriyle Sosyalist bir dünya inşa edene kadar ayakta kalabilmek. Bütün dertleri bu. Onlara göre, kafalarındaki ütopik dünyaya ait olmayan herkes ötekini, yani gericiliği ve faşizmi temsil etmektedir. Yazılı, sözlü ve yeri geldiğinde fiziki olarak mücadele edilmelidir. İstiyorlar ki, kendileri okulda her istediklerini yapsın, istedikleri kişiye ve düşünceye saldırsınlar, ama ne okuldaki güvenlik ne de polis okula girip onlara müdahale etmesin. Okulumuzda işlerine gelen her şey serbest ve istemedikleri her şey yasaktır. Kendi propagandalarını yapmak adına bazen yemekhaneyi işgal etmekten çekinmemektedirler. Bazı öğrencilerin gayri ahlaki davranışları yüzünden zaman zaman kütüphanede ders çalışmak bile güçleşmektedir.
ALKOL ALMAK GAYRİMEŞRU İLİŞKİ YASAMAK SERBEST
Okulda PKK ve Sosyalizm propagandası yapmak, gayri meşru ilişki
yaşamak, alkol kullanmak tamamen ve sonuna kadar serbesttir. Okul yönetimi bunlara göz yummakta ve disiplin yönetmeliğini uygulamaya koymamaktadır.
Bu yüzden ODTÜ'de okuyan her öğrencinin bunlara maruz kalma ihtimali
bulunmaktadır.
ODTÜ'de sizi protesto etmelerine bakıp medya ve Türk kamuoyu buradan tüm ODTÜ öğrencilerinin veya üniversite gençliğinin size karşı olduğu çıkarımına varmamalı. Çoğunluğu okulumuz öğrencisi olmayan vatanına, halkına ve değerlerine yabancılaşmış ve yeri geldiğinde şiddet uygulamaktan kaçınmayan bu azınlık hiçbir şekilde ODTÜ'yü ve üniversite gençliğini temsil etmemektedir.
Hatırlıyorum bir haziran akşamıydı. Bir balkondan kalabalığa şöyle
sesleniyordunuz:
"...bugün İstanbul kadar, Saraybosna kazanmıştır; İzmir kadar Beyrut kazanmıştır; Ankara kadar Şam kazanmıştır; Diyarbakır kadar Ramallah, Nablus, Cenin, Batı Şeria, Kudüs ve Gazze kazanmıştır."
KUDÜS GAZZE KADAR ODTÜ KAZANDI
O akşam bu cümle zihnimde devam etmişti: Kudüs ve Gazze kadar ODTÜ kazanmıştır. ODTÜ'de başka bir düşünceye karşı şiddet göstermekten kaçınmayan bozguncuların zulmüne maruz kalanlar kazanmıştır. Bu mektubum aynı zamanda bu temennimin gerçekleşmesi ümidiyle size ve Tük kamuoyuna bir yardım çağrısıdır. Abartmıyorum, okulumuzda fikir hürriyetini bırakın can güvenliğimiz bile yok. Okuldaki bu öğrenciler ve örgütler için gerekenler derhal yapılmalı. Buradan tüm velilere sesleniyorum.
Lütfen bize sahip çıkın ve okul yönetimine baskı kurun. Bu öğrencilere bir dur deyin. Başbakana gösterilen tepkiye bakıp çocuklarınızın başına neler geldiğini veya gelebileceğini bir düşünün.
GİTMEDİĞİN YER SENİN DEĞİLDİR DİYORLAR
Gidemediğin yer senin değildir, diyorlar. Birileri kendilerini ODTÜ'nün sahipleri ilan etmiş, buraya istemediğimiz kimseyi sokmayız diyorlar. Bu mektubu yazdığım
bugün okulumuzun en büyük amfisi olan 450 kişi kapasiteli U3 amfisini işgal
etmişler ve ders işlettirmiyorlar. Bu, bir günde binlerce öğrencinin derslerinden olması demek ve bunu sadece bir günlüğüne yapmıyorlar. Gidemediğimiz yer bizim değilse, o zaman okulumuz da sınıflar da bize değil, sadece belli gruplara mı aittir? Görevi ODTÜ'de eğitim ve öğretiminsağlıklı bir şekilde işlemesini
sağlamak olan okul yönetimi maalesef bu konuda herhangi bir şey yapmamaktadır.
Ahmet Kutsi Tecer'in ilkokulda öğrendiğimiz bir şiirinden biliyorum ki:
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
İMZA: ÖZ VATANINDA PARYA
O amfiye giremesem de, okulda kendimi, milli ve dini değerlerimi özgür
bir biçimde ifade etmem yasaklanmış olsa da, o amfi de ODTÜ
de tüm öğrencilerine, bu ülkenin tüm vatandaşlarına aittir. Her ne kadar biz kendi üniversitemizde rahatça gezip tozamıyorsak, bir araya gelemiyorsak, dersimizin, sınavımızın olduğu sınıflara giremiyorsak bile.
Mektubumu bitirirken, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
İmza: Öz vatanında garip öz vatanında parya ODTÜ'lü bir öğrenci.
SON VİDEO HABER
Haber Ara