Muhsin Yazıcıoğlu'nda işkence izi
12 Eylül darbe döneminde ‘işkenceye uğrayan’ ülkücülerin ürperten muayene raporları ortaya çıktı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-26 12:32:19
Muhsin Yazıcıoğlu: Dirseklerinde yara, parmaklarında yanık izleri ve idrarında kan.
Nuri Demiryürek: Her iki kürek kemiğinde morluklar, ayak tabanlarında ödem.
Davut Işık: Bacak, ayak bilek ve topuklarında yaralar, göbek altında yara ve yanık izleri. Mustafa Mit: İdrarında kan, el parmağında kırık.
MHP, 12 Eylül askeri darbesi döneminde, 'işkenceye uğrayan' ülkücülerin, Mamak Askeri Cezaevi'ne getirildiklerindeki ilk muayene raporlarınında yer aldığı belgeleri, işkence soruşturmalarını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu.
MHP'nin avukatı Yücel Bulut tarafından verilen belgelerde, ''12 Eylül döneminde idam edilen ülkücü Fikri Arıkan'ın ölümüne ilişkin Adli Tıp raporu, aralarında Mustafa Mit ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu 18 ülkücünün 'tutuklu vizite kartları', işkencelerle ilgili dönemin yetkililerine, MHP Çorum eski Milletvekili Mehmet Irmak tarafından yazılan mektuplar, savcılıklara yapılan suç duyuruları ve MHP tarafından hazırlan çeşitli bilgi notları bulunuyor.
İDRARINDA KAN
Emniyette geçen gözaltı süresinin ardından Mamak Askeri Cezaevi'ne getirilen Muhsin Yazıcıoğlu'nun 13 Şubat 1981 tarihli 'ilk muayene' kaydında, 'dirseklerinde yara, parmaklarında yanık izleri ve idrarında kan' tespit edildiği bilgisi yer alıyor. Dönemin ülkücülerinden Nuri Demiryürek'in 25 Aralık 1980 tarihli ''ilk muayene'' kaydında ''Her iki kürek kemiğinde 3 santimetre kalınlık ve 10 santimetre boyunda morarıklar, ayak tabanlarında ödem'' tespit edildiği belirtiliyor.
DAVUT IŞIK: GÖBEĞİNDE YANIK
Davut Işık'ın, 25 Aralık 1980 tarihli kaydında ''Bacak, ayak bilek ve topuklarında yaralar, göbek altında yara ve yanık izleri'' bulunduğu ifade ediliyor. Kayıtlarda, MHP'ninMerkez Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Mit ile Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın'ın da işkenceye uğradığı ifade ediliyor. Mustafa Mit'e ait vizite kartında ''idrarından kan geldiği, sağ el parmağında kırık olduğu'' tespitine yer veriliyor. Cezaevinde geçirdikleri süre içinde viziteye çıkan ülkücülerin bazılarında, ''aktif depresyon'' tanısı yer alıyor.
Kızımın tülbentini parçaladılar
Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın, emniyette işkence gördüğünü iddia eden ülkücülerin, 55 polis hakkında yaptıkları suç duyurusuna verdiği ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararı da belgeler arasında bulunuyor. Zülfü Canpolat'ın annesi Fatma Canbolat tarafından 8. Kolordu Sıkıyönetim Komutanlığı'na verilen dilekçede ''Oğlum Zülfü Canpolat'ı arıyorlardı. Oğlum hasta olduğu için dayımın oğlu ile iki günden beri Ankara'daydı. Sözüme inanmayıp, güvenlik kuvvetleri ağza alınmayacak küfür ve tehditleri savurmaya başladılar. Bana, kızıma ve küçük oğluma saldırıp dövdüler. Bizi duvarla çarptılar. Kızımın başında bulunan tülbent örtüsünü çekip parçaladılar. Allah, Kur'an-ı Kerim ve peygamber gibi kutsal inançlarımıza en çirkin küfürleri ettiler'' ifadeleri yer aldı.
Haber Ara