Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

Bir annenin fedakarlığı

“Bir hayat da siz bağışlayın” toplantısına katılan anne ve kızları organ nakli bekleyen ailelerin dramını gözler önüne serdi

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-25 07:48:46

Bir annenin fedakarlığı
Doğuştan böbrek hastası olan kızlarından durumu daha acil olan Nagihan’a bir böbreğini veren anne Cemile Küçükkaya, “Yasalar ve doktorlar izin verirse diğer böbreğimi de kızım Neslihan’a vermek istiyorum” dedi.

Organ bağışının çok yetersiz kalması nedeniyle ‘hayat sırası’nda bekleyen hastalara dikkat çekmek için Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde “Bir hayat da siz bağışlayın” toplantısı düzenlendi. Toplantıyı 43 yaşındaki Cemile Küçükkaya ile doğuştan böbrek hastası olan kızları 25 yaşındaki Nagihan ve 18 yaşındaki Neslihan gözyaşları içinde izledi. Durumu daha acil olan büyük kızı Nagihan’a bir böbreğini vererek kurtaran anne Cemile Küçükkaya, şöyle konuştu: “Bir böbreğimi büyük kızıma verdim. Yasalar ve doktorlar izin verirse diğerini de küçük kızım Neslihan’a vermek istiyorum. Onun yaşadığını görmek benim en büyük arzum. Benim yaşamam önemli değil. Onu acı çekerken görmek beni her gün kahrediyor. Yeter ki çocuklarım güzel bir hayat yaşasınlar. Neslihan için kadavra bekliyoruz. Yaşadıklarımız yüzünden hastanelerin önünden geçerken bile kötü oluyorum.” Bir yıldır böbrek bekleyen ve diyalize giren Neslihan Küçükkaya ise, “İnsanlar benim gibi organ bekleyenleri yaşatmak için bağış yapmalılar. Bir kişinin organları 4-5 kişinin hayatını kurtarıyor. Toprağa girdiğinde çürüyecek organları bağışlayarak bizlerin hayatlarını kurtarabilirler” diye konuştu.

Böbrek kanserine çözüm

İNGİLİZ bilim adamları böbrekteki tümörü yok eden yeni bir tedavi yöntemi geliştirdi. ‘Kriyoablasyon’ adı verilen yöntemle hastanın kanserli dokusuna enjekte edilen dondurucu iğneler tümörü dondurarak kanseri yok ediyor. İngiliz Daily Mail gazetesindeki habere göre, açık ameliyat ya da operasyon gerektirmeyen tedavi yöntemiyle hasta ertesi gün taburcu olabiliyor. Kanserli dokuyu dondurucu soğukta yok eden tedavi, tümör çapı 60 milimetreden küçük olan hastalarda ve açık ameliyat yapılması çok riskli olan durumlarda uygulanabiliyor. İngiltere’de, 33 yaşındaki böbrek kanseri hastasına uygulanan tedavi sonrasında tümör küçüldü.

Belki ararlar diye uyumuyor

57 yaşındaki Mehmet Ali Güntan da beş yıldır organ bekliyor. Diyalizden çıkarak toplantıya katılan Güntan, “Beyin ölümü kararını veren doktorlarımıza lütfen güvenin. Doktorlar o kararı zaten çok zor veriyor. Hangi doktor hastasını yaşatmak istemez ki? O organlara benim gibilerin normal yaşama dönmesi için çok ihtiyacı var. Geceleri beni de bir kahraman arar, ben de duymam diye uyuyamıyorum. Kimsenin ölmesini istemiyorum ama organ bağışına çok ihtiyacım var. Nakil olacağıma inanıyorum” diye konuştu. Hastanenin karaciğer nakli olan ilk hastası Mehmet Ali Yıldırım ise, “Çok kötü bir haldeydim. Şuurumu kaybediyordum. Karaciğer bulunduğunda benim için bir mucize gerçekleşti. 6 ay önce nakil oldum ve yeniden doğdum. Organ bağışı yapanların öbür dünyada yerinin Cennet olduğuna inanıyorum” dedi.
 
‘Beyin ölümlerinde organ bağışı düştü’

Toplantıda organ bağışlayanlara, operasyonlara katılan doktorlara ve organ nakil koordinatörlerine plaketler verildi. Toplantıda konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ise organ bağışlarının ve kadavradan nakillerin azalmasına dikkat çekti: “Ülkemizde organ nakli sayısı son 10 yılda 5 kat arttı. 2002 yılında 745 organ nakli gerçekleştirilirken, bu rakam 2012 yılı itibariyle 4 bin 127’ye yükseldi. Nakil sıralamasında ilk sırada 2 bin 970 nakille böbrek nakli yer alıyor. Toplam nakillerin ancak yüzde 13’ü kadavradan nakil oldu. Geri kalanlar ise akraba ya da yakınlardan yani idealden uzak bağışlarla yapıldı. Yersiz bir şekilde akrabaların hayatı da tehlikeye atılıyor. 2012 yılında İstanbul’da ölen yaklaşık 27 bin 500 kişinin 16 bin 500 kadarı yoğun bakımlarda hayatını kaybetti. Avrupa ortalamasında yoğun bakım ölümlerinin yüzde 10’unda beyin ölümü tespit edilirken, bu oran İstanbul’da yüzde 1.7 seviyesinde kaldı. Son 5 yılda kamusal duyarlılık azalıyor. Beyin ölümü gerçekleşen vakalarda organ bağışı yüzde 35’ten, yüzde 23’e düştü.”
 

‘Başkaları yanmasın’

Bir yıl önce, 15 Ekim 2011’de beyin ölümü gerçekleşen 21 yaşındaki kardeşleri Fırat’ın organlarını bağışlayan 33 yaşındaki Emine Dönmez Dursun ile 28 yaşındaki Elif Dönmez Dursun’a plaket verildi. İki kardeş, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Fırat 21 gün bu hastanede yattı. Beyin ölümü gerçekleştiğinde annemiz Mercan, ‘Biz yandık, başkaları da yanmasın’ diyerek bizi bağışa ikna etti. En acısı kardeşimin daha kalbi atarken bağışa karar vermek. Kardeşimden alınan 2 böbrek, karaciğer, kalp ve kornea 5 kişiye hayat verdi. Bu kişilerden sadece kalbinin nakledildiği 21 yaşındaki Fetullah Önen’le tanıştık. Ne kadar doğru bir iş yaptığımız anlayarak çok mutlu olduk.”

Haber Ara