Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

13 Üniversite rektörü ODTÜ'deki olayları kınadı

ODTÜ'de meydana gelen protesto ve sonrasındaki olaylarla ilgili 13 Üniversite rektörlüğü bildiri yayımlayarak durumu kınadıklarını ifade ettiler

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-24 23:51:42

13 Üniversite rektörü ODTÜ'deki olayları kınadı
TİMETÜRK / Haber Merkezi

18 Aralık'ta Göktürk-2 Uydusu'nun Çin'deki Jiuquan Hava Üssü'nden fırlatılması nedeniyle düzenlenen tören öncesi ve sonrası ODTÜ'de çıkan olaylarla ilgili Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nden ortak açıklama yapıldı. Açıklamaya Muş Alparslan, Hacettepe, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bezmialem Vakıf üniversitesinden destek geldi

Açıklamada TÜBİTAK Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Araştırma Merkezinde başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı bir tören düzenlendiği hatırlatılarak " Türkiye Cumhuriyeti'nin uzay bilimleri ve teknolojileri alanında göstermiş olduğu bu tarihi başarı, ne yazık ki ODTÜ yerleşkesinde bazı öğrencilerin şiddet eylemleriyle gölgelenmeye çalışılmıştır.

Üniversiteler öğrencilerin ve bilim adamlarının fikir ürettiği, düşüncelerini özgürce paylaştığı; farklı, hatta katılmadığı düşüncelere tahammül etmeyi içselleştirdiği ortamlar olmalıdır. Şiddet içeren eylemlerin fikirlerin önüne geçmemesi esastır. Öğrencilerin tek protesto aracı eleştirel fikirleri olmalı; taş, sopa ve molotof kokteyli öğrencilerle anılmamalıdır. Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet edemez ve hiçbir fikir hedeflerine bu yöntemlerle ulaşamaz.

Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi olarak, ODTÜ yerleşkesinde gerçekleştirilen tören sırasında yaşanan şiddet olaylarını üzüntüyle karşılıyoruz.

Toplumun her alanda bir adım daha ileriye gidebilmesinin, üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk faaliyetleriyle mümkün olacağına inanıyoruz. Üniversiteler olarak öğrencilerimizin kamuoyunda başarılarıyla gündeme gelmeleri en büyük arzumuzdur.

Bu vesileyle, ülkemizde heyecan uyandıran ve tüm dünyanın ilgisini çeken böylesine bir bilimsel ve teknolojik başarının gerçekleşmesinde katkısı olan bilim adamlarımıza ve diğer yetkililere teşekkür eder, tebriklerimizi sunarız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.

Öte yandan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu tarafından da yapılan yazılı açıklamayla protesto girişimlerinin kınandığı belirtildi.

Açıklamada şöyle denildi:

"Uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilen Türkiye’nin ilk milli keşif uydusu Göktürk-2 ve TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Uçuş Bilgisayarı BİLGE, ülkemizin çağdaş medeniyeti yakalamasında önemli bir adım oluşturmaktadır. Böyle önemli projeleri destekleyen hükümet ve araştırma kurumlarına teşekkür ederiz. Göktürk-2’ nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz."

HACETTEPE'DEN AÇIKLAMA

Öte yandan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Murat Tuncer de konuyla ilgili bir açıklama yaparak ortak açıklama yapan üniversitelere destek verdi. Tuncer, ODTÜ'de Göktürk-2 uydusu için düzenlenen törende yaşanan olaylarla ilişkin, “Tamamen kendi üretimimiz olan Göktürk-2 uydumuzun başarıyla fırlatılması sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet içeren olayların, Türkiye'nin gurur duyacağı bu başarıyı gölgede bırakması üzüntü vericidir. Demokratik bir hak olan protestonun, şiddet kullanılarak ortaya konulması kabul edilemez. Güvenlik güçlerimizi ve öğrencilerimizi birbirlerinin karşıtı değil, ülkemiz için çaba gösteren paydaşlar olarak görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

AKÜ'DEN AÇIKLAMA

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Senatosu'ndan yapılan açıklamada ODTÜ'deki olaylar ve sonrasında kamuoyunda yapılan tartışmaların, konuyu asıl mecrasından saptırdığı belirtilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin uydu ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanan, yüksek resim depolama kapasitesine ve 20 kilometrekarelik alanda 2,5 metre çözünürlükte fotoğraflama özelliklerine sahip GÖKTÜRK-2'nin en önemli özelliklerden birinin, yazılımların tamamının, donanımın ise yüzde 80'inin Türk mühendisleri tarafından yapılması olduğu vurgulandı.

Dünyada 56 ülkenin uydusunun bulunduğu ve bunlardan 25'inin kendi uydusunu üretebildiği bilgisi verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“GÖKTÜRK-2'nin fırlatılması sırasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde meydana gelen olaylar ve sonrasında kamuoyunda yapılan tartışmalar, konuyu asıl mecrasından saptırmış ve millet olarak haklı bir gururu paylaşacağımız bu günlerde kamuoyu olumsuz bir atmosfere doğru yönlendirilmiştir. Halbuki, son 10 yılda, birçok ülkede yaşanan ekonomik krizlere karşılık, ülkemizde diğer birçok alanla beraber, özellikle yükseköğretimdeki okullaşma oranlarında, kadro aktarımı ile öğretim elemanı sayılarında, fiziki alan tahsislerinde ve araştırma faaliyetlerine yapılan kaynak aktarımındaki artış gözle görülür seviyelerdedir. Bu katkılar yükseköğretim alanının gelişmesi açısından takdire şayandır.

Hem yapılan eylemlerin hem de bu eylemlerden hareketle kamuoyu oluşturmaya çalışan odaklarda yapılan tartışmaların böylesi güzel çalışmayı gölgelediği, maksadını aştığı ve yapılan katkıyı göz ardı etmeye dönük girişimler olduğu kanaatimizi üniversite senatosu olarak kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ'NDEN AÇIKLAMA

Bingöl Üniversitesi Senatosu'nca yapılan açıklamada ise “Demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılan eylemler asla şiddet içermemeli ve kamu malına zarar vermemelidir” denildi.

Rektör Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş başkanlığında toplanan Senato, Çin'den fırlatılan Göktürk-2 uydusu için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı ODTÜ yerleşkesindeki tören sırasında çıkan olaylar ile ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, üniversitelerin, bir ülkenin gelişimindeki lokomotif güç olmanın yanında demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin beşiği konumunda olduğu belirtildi.

Başbakan Erdoğan'ın da üniversitelerin daha özerk ve özgürlükçü olmasını arzu ettiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ancak demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılan eylemler asla şiddet içermemeli ve kamu malına zarar vermemelidir. 18 Aralık 2012 günü Göktürk-2 uydusunun fırlatılması münasebetiyle ülkemizin önemli üniversitelerinden birinde Sayın Başbakanımızın katılımıyla yapılan ve gurur duyulması gereken bir gün ve etkinlikte Sayın Başbakanımıza yönelik tutumu anlamakta güçlük çekiyoruz. Oysa ülkemiz açısından son derece mutluluk ve gurur verici bir olay gerçekleşmekteydi. Bunun ideolojik ve siyasi mülahazalara kurban edilmesini anlamlı bulmuyoruz. Evrensel bilimin üretildiği bir yuvada bu üretime zemin oluşturan ve destek olan bir siyasi irade tenkide değil ancak takdire şayandır.

Hükümetimizin son dönemlerde yükseköğretime rekor düzeyde kaynak aktarması (2002 cari fiyatıyla 2,5 milyar, 2012 de 12,5 milyar liraya çıkartılmıştır) Doğu ve Güneydoğu'daki üniversiteler başta olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlanması takdirle karşılanması gerekirken, Sayın Başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.”

UŞAK ÜNİVERSİTESİ SENATOSU BAŞBAKAN’I HAKLI BULDU

Uşak Üniversitesi Senatosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, senatonun, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yaşanan olaylarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan muameleyi haklı bulmadığını kaydetti. Uşak Üniversitesi Senatosu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Üniversiteler bilimsel bilgi üreten, insan hak ve özgürlüklerini temel alan önemli kurumlardır. Yeni YÖK Yasa Tasarısı ile üniversitelerin özerk olması gerektiği vurgulanmakta ve yasa ile koruma altına alınmaktadır. Sayın Başbakanımız yeni YÖK Yasa Tasarısı’na verdiği destekle söz hakkının üniversitelere verilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Üniversiteler demokratik hak ve taleplerini dile getirmekte özgürdürler ancak yapılan eylemlerin şiddet içermesi ve kamu malına zarar verilmesi kabul edilemez. 18 Aralık 2012 günü Göktürk-2 uydusunun fırlatılması sebebiyle ülkemizin önde gelen üniversitelerin birisinde yapılan törende gerçekleşen şiddet içeren öğrenci eylemlerini doğru bulmuyoruz. Ülkemiz açısından son derece önemli olan ve alanında ilkler arasında sayılabilecek olan böylesi bir teknolojik gelişmenin siyasi gösterilerin gölgesinde kalması kabul edilemez. Bilimsel bilgi üreten bir kurumda, ülkemizin gerçekleştirmiş olduğu teknolojik gelişmenin memnuniyetle karşılanması tüm Türkiye’nin arzu ettiği bir durum olacağı kanaatindeyiz. Hükümetimizce son yıllarda her ilde en az bir üniversitenin kurulması, üniversitelerdeki istihdam oranının artırılması ve yükseköğretime ciddi kaynak aktarılmasıyla yükseköğretimin hızlı bir gelişim içine girmesini sağlamıştır. Söz konusu bu tutumun takdirle karşılanması gerekirken, sayın Başbakanımıza yapılan bu biçimdeki bir muameleyi haklı bulmadığımızı, Uşak Üniversitesi Senatosu olarak Türkiye kamuoyunun takdirine arz ederiz" denildi. Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'NDEN AÇIKLAMA

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, yaptığı yazılı açıklamada, Göktürk-2 uydusunun yazılımlarının tamamının, donanımının ise yüzde 80'inin Türk mühendisleri tarafından yapıldığına dikkati çekerek, şunları belirtti:

“Bu başarı, üniversitelerin gerçekleştirdiği araştırmalar ve yaptıkları bilimsel çalışmalarla gündeme gelmesi gerektiğini savunan biz bilim insanları ve Türkiye için büyük bir öneme sahipti. Bu başarıyı ülke olarak hep birlikte yaşamamız gerekirdi. Ancak bu başarılı bilimsel çalışma gerçekleşirken ne yazık ki diğer taraftan da bir üniversitede olmasını asla kabul edemeyeceğimiz görüntülere hep birlikte şahit olduk.”

Söylet, Göktürk-2 uydusunun, Türkiye için gurur vesilesi olduğunu vurgulayarak, “Bu tutum geleneksel misafirperverliğimizle de hiçbir biçimde bağdaşmamaktadır. Artık önümüzde yepyeni bir dünya var. Bu yüzyılın gerçekleri ve dinamikleri çok farklı. Bilim yuvası olan üniversiteler, değişimi en yakından takip eden kurumlar olmalılar. Bu yüzden çok küçük bir azınlığın, ODTÜ gibi ülkemizin en önemli bilim ve eğitim kurumlarından birinin imajını olumsuz şekilde etkilemesine izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı.

BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ'NDEN AÇIKLAMA

Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nden yapılan açıklamada ise milletin her ferdinin heyecanla karşıladığı gurur verici bir olay karşısında, bilim öğreten ve bilim öğrenen herkesin takınması gereken tavrın belli olduğu belirtilerek, “Üzücü olan, aklıselim sahibi herkes tarafından kınanması gereken böyle bir eylemin bazı kişi ve kuruluşlar tarafından basit 'özgürlük ortamının bir parçası' olarak gösterilmek istenmesi, hatta siyasi ve ideolojik kamplaşmanın ve yaratılmak istenen kargaşa ortamının bir aracı olarak kullanılmaya çalışılmasıdır” denildi.

Açıklamada, olayı istismar etmek isteyenlerin esefle kınandığı aktarıldı.

SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİ'NDEN AÇIKLAMA

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Senatosu'ndan yapılan yazılı açıklamada da şu ifadelere yer verildi:

“Göktürk-2'nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz.”

MUŞ ALPRSLAN ÜNİVERSİTESİN TEPKİ
ODTÜ'de Başbakan Erdoğan'ın protesto edilmesi üzerine farklı tepkiler gelmeye devam ediyor. Muş Alparslan Üniversitesi Senatosu'da ODTÜ olayları ile ilgili bir bildiri yayımladı. Bildiri Üniversite Rektörü Prof.Dr Nihat İnanç tarafından sosyal medyada da paylaşıldı. İşte o bildiri:

"Geçmişte ideolojik kamplaşmaların ve siyasal hesaplaşmaların adeta arenası haline getirilen Üniversiteler, uzun bir aradan sonra, asli görevlerine dönmüş ve akademik çalışmalar öncelikli gündem olmuştur. Bu nedenle Üniversiteler; artık siyasal hesaplaşmaların, ideolojik kamplaşmaların merkezi olmak istememektedirler.

Üniversitelerde elde edilen huzurlu ortam; öğrencilerimizin daha verimli bir eğitim-öğretim almalarına, öğretim elemanlarının daha güçlü akademik çalışma özgürlüğüne kavuşmalarına imkân sağlamıştır. Üniversitelerin huzuru ve gençlerimizin geleceği, basit hesaplar uğruna heba edilmemelidir.

Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor ki, Üniversiteler özerk ve özgür kurumlardır ve bu varlıklarını daha güçlü olarak sürdürmek durumundadırlar.

Üniversitelerde polis ve asker olmamalıdır. Bu doğrudur. Polisin veya askerin bir kampuse girmesi, tamamen ve yalnızca Rektörün iznine tabidir. Ancak, özel güvenlik birimleri ile güvenliğin sağlanamayacağı durumlarda, elbette ki Rektör ilgili güvenlik birimlerini kampuse davet edebilir ve etmelidir.

Diğer önemli bir husus ise, öğrenciler ile ilgilidir. Polisin, askerin giremeyeceği bir üniversiteye; elinde molotof kokteyli, taşı, benzini, sopası vb. malzemelerle tam donanımlı olarak öğrencilerin girmesi mümkün müdür? Böylesi bir istihbaratın varlığı durumunda, konudan birinci derecede sorumlu olan Rektör, gerekli tedbirleri almak zorundadır. Rektör, öncelikle bu tür öğrenci organizasyonlarını ikna etmek veya gereğini yaparak dağıtmak durumundadır. Bunun gerçekleşmemesi durumunda ise, en üst düzey güvenlik tedbirlerini almak zorundadır.

Öğrenciler, elbette ki demokratik haklarını kullanarak, herhangi bir uygulamaya veya düşünceye muhalif tavır sergileyebilirler. Ancak, bu hakkın ve sınırlarının doğru tanımlanması gerekir. Birilerinin demokratik hakkı; karşı taraftakine antidemokratik, hatta şiddete dayalı bir yöntem kullanılması olarak tanımlanamaz. Her türlü muhalefet; soruyla, protestoyla, dinlemeyip terk ederek vb. yöntemlerle sergilenebilir. Ancak, hakaret, küfür, çevreye zarar verme, şiddete dayalı bir yaklaşımı demokratik hak olarak tanımlamak mümkün değildir. Kişinin özgürlüğünün sınırı, muhatabının özgürlük alanının sınırına kadardır. Sınır ötesi bir özgürlük, tek taraflı dayatmadır ki, bu bir hak olarak tanımlanamaz.

Türkiye’de yapılan ilk uydu olan Göktürk-2’nin uzaya fırlatılışını, Türkiye halkı olarak geçtiğimiz hafta büyük bir heyecanla ve gururla beklerken, üzülerek ifade etmek gerekiyor ki, ODTÜ’de yaşanan olaylar maalesef, bu haklı gururu yaşamayı gölgede bırakmıştır.

Bir kurumun özerk ve özgür olması, o kurumu ayrı bir ülke haline getirmez. Nihayetinde üniversiteler de, her alanda hükümetler ile koordinasyon halinde çalışmak durumundadırlar. Mali talepler, kadro ihtiyaçları vb. hususlarda hükümetlere ihtiyaç duyan üniversiteler, hükümetlerin kendilerine sağladığı imkânlar karşısında en azından bir teşekkür sunmak durumundadırlar.

Tamamen bir bilimsel çalışmanın ürününün gururunu yaşamak ve Türkiye halkına bu heyecanı yaşatmak üzere, misafir olarak gitmiş olduğu bir Üniversitede, bir Başbakanın böylesi bir hakarete maruz kalması kabul edilebilir ve normal bir durum değildir. Kaldı ki, kültürümüzde misafirin yeri bellidir. Misafire yapılan hakaret, ev sahibine yapılmış veya ev sahibi tarafından yapılmış olarak addedilir.

Demokratik tavır, konu bazında alınması gereken bir mevzidir. Kişi bazında sergilenen tavır, adil ve ahlaki bir yaklaşım olmaz. Sayın Deniz Baykal’a yapılan yumurtalı saldırıya gösterilen haklı tepkinin, bir ülkenin Başbakanına karşı yapılan çirkin saldırıda gösterilmemesi vicdanları yaralayan bir yaklaşımdır.

Üniversitelerimizin yapılanması ve gelişmesi için, başından beri her türlü desteği vererek, bu günlere ulaşmamızda önemli katkıları olan T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey’e bir kez daha teşekkürlerimizi sunarken; Üniversitelerde demokratik hak sınırlarını aşarak, şiddete ve hakarete ulaşan her türlü protestoyu telin ettiğimizi ve bu tür davranışlara müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz.Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Muş Alparslan Üniversitesi Senatosu 24/12/2012


Haber Ara