Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yeni Osmanlılık kürt sorununu bitirir !

Suriye'de yaşananlar nedeniyle dikkatimizi ağırlıklı olarak Şam eksenli gelişmelere verdiğimiz şu günlerde, bir başka komşumuz olan Irak'ta da aslında yangın bacayı sarmışa benziyor. Akşam Gazetesine konuşan Prof. Dr. Mete Tunçay 'Kürtler Osmanlı'da federatif yapıdaydı, vergi vermez, askere gitmezdi. 160-170 yıldır eski rejime dönmenin kavgasını veriyorlar. Ankara 'Kürtler birleşsin ve kendi denetiminde olsun' istiyor. Özal'ın da arzusu buydu. Ben Yeni Osmanlılık düzeniyle sorunların çözüleceğine inanıyorum' dedi

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-24 08:52:52

Yeni Osmanlılık kürt sorununu bitirir !
Erbil ve Bağdat arasındaki gerilimde bölgedeki diğer aktörlerin perde gerisindeki rolü yadsınamaz. Meselenin derinliği göz önüne alındığında 'Irak'ı bugün bir türlü iç barışını sağlayamayan bir ülke konumuna getiren tarihi ve siyasal faktörler neler? Kürtler Osmanlı'dan koparken neden bağımsız olmamışlar? Iraklı Kürtler ile Türkiyeli Kürtler arasında nasıl bir işbirliği modeli gelişecek? Irak Kürtleri bağımsızlığa gider mi?' gibi sorular son derece önemli. Türkiye'nin kendi iç meselesiyle karmaşık bir bağı olan Kürtlerle ilgili durumu tarihi perspektiften Prof. Dr. Mete Tunçay'a yorumlattık. Tabii Bülent Arınç'ın geçen hafta Abdullah Öcalan'ın Müslüman kimliğini ön plana çıkaran açıklamalarını da unutmadan... Tunçay bir süre sonra Türkiye Kürtleri ile Irak Kürtlerinin birleşmek isteyeceği görüşünde... Şenay YILDIZ

Hedef yeni Osmanlık olmalı

Prof. Dr. Mete Tunçay 'Kürtler Osmanlı'da federatif yapıdaydı, vergi vermez, askere gitmezdi. 160-170 yıldır eski rejime dönmenin kavgasını veriyorlar. Ankara 'Kürtler birleşsin ve kendi denetiminde olsun' istiyor. Özal'ın da arzusu buydu. Ben Yeni Osmanlılık düzeniyle sorunların çözüleceğine inanıyorum' diyor

Tarihçi ve siyaset bilimci Prof. Dr. Mete Tunçay Kürt meselesini tarihsel perspektiften AKŞAM'a yorumladı:
- Bugün Suriye'de, İran'da, Irak ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin tümü yaşadıkları ülkelerin merkez yönetimleriyle sorunlu bir vaziyette. Bu durumun tarihi sebepleri neler?
Bu Kürtlük-Türklük hikayesi benim için sadece anadille ilgili. Türkçe'den başka anadil konuşan Çerkezler, Boşnaklar, Lazlar gibi gruplar da var. Osmanlı bugünkü gibi merkeziyetçi bir yönetim değildi, Bizans'tan kalan bir sistemle insanlar dini gruplara göre ayrılıyordu. Osmanlı'da bir İslam milleti -zaten millet din demektir- bir de öteki milletler vardı. Bu sistemde Kürtler İslam Milleti'nin bir parçasıydı ve Kürt aşiretleri merkezle özerk ilişki içindeydi. Mesela vergi vermiyor, askere gitmiyorlardı. Zorunlu askerlik 19'uncu yüzyılın ortalarında çıktı ama Kürtler daha önce de askere alınmıyordu. Bu denge 19'uncu yüzyılda bozulmaya başladı. Bugün Türkiye'de 30 yıldır devam eden iç savaş koşullarındaki gerginliğin başlangıcı da Osmanlı İmparatorluğu'nun 19'uncu yüzyılın başlangıcındaki çağdaşlaşma çabaları.

- Ne kastediyorsunuz?
Çağdaşlaşma içinde merkezi yönetimin örgütlenmesi çok önemli oldu. Kürtlere dendi ki 'İslam milleti içinde de olsanız, bundan sonra sizin de eşit hak ve yükümlülükleriniz var. Başkaları gibi askere gidecek, vergi vereceksiniz'. Tabii Kürt aşiretleri bunu istemediler, itiraz ettiler ve eski özerkliklerini sürdürmek istediler. 160-170 yıldır işte bu direniş devam ediyor. Baştaki sorunuzda saydığınız Suriye, Irak, Lübnan da Osmanlı'nın bir parçasıydı. İran farklıydı, hiçbir zaman Osmanlı'nın egemenliğine girmedi. Tanzimat'tan beri Kürtlerin eski rejimi devam ettirme, özerklik arzuları zaman zaman onların ayaklanmalarına yol açtı.

- Bu süreç Kürt milliyetçiliğini keşfetmelerine paralel mi?
Evet, milliyetçilik de modern bir şey. Kürtler aslında eski statüye dönmek istiyorlar. Bunlar halk ayaklanması olmaktan ziyade, aşiretlerin merkeze karşı çıkışları. Osmanlı zaman zaman üzerlerine ordular göndermiş ve bu huzursuzluklar devam etmiş. Asıl kırılma Şeyh Sait İsyanı'nın ardından çıkarılan Takrir-i Sükun sonrasında ortaya çıkıyor. Milli mücadelede Kürtler Elen istilasına karşı genelde Türklerle beraber direniyorlar. Şeyh Sait İsyanı'nın gerisinde de hilafetin kaldırılması var. Çünkü Osmanlı içinde İslam milletini bir arada tutan Sultan aynı zamanda halife sıfatıyla baktıkları bir otoriteydi. Hilafet kaldırılınca Kürtler de bir manada 'Öküz öldü, ortaklık bozuldu' diye kendi ayrı kimliklerini vurgulamaya giriştiler. Bu süreçte emperyal yapı Osmanlı'nın yakın doğudaki topraklarını kaybederken çok belirgin oldu. Suriye'yi Fransızların, Irak'ı ve Ürdün'ü İngilizlerin alması emperyalizmin sonucuydu.

DİL BİRLİKTELİĞİ YOK
- Kürtlerin devlet kurması korkusu Irak'taki federasyon öncesinde iyice belirgin hale gelmişti Türkiye'de. Peki Kürtler neden devletleşememiş?
Türkiye'de nüfusun 5'te biri Kürt diyorsak demek ki 15 milyonun üzerine Kürt var. Türkiye'deki bu 15 milyonun üzerindeki Kürt Irak, İran, Suriye'deki Kürtlerin toplamı kadar. Şimdi Kuzey Irak'ta bir federatif bölge oldu. Fakat Kürtlerin arasında bir dil birliği yok. Bizimkiler Kırmançi konuşuyor, Irak'takilerin çoğunluğu Sorani konuşuyor. Bir de bizdeki azınlık olan Zazalar var. Ulusu anadille tanımlarsan, dünyada binlerce ulus var, 5 binin üzerinde rakamlar telaffuz ediliyor. Oysa BM'de temsil edilen bağımsız devlet sayısı 200'ün altında. Demek ki binlerce ulus bağımsız devlet konumunda değil. Bu önemli bir detay. Yalnız bu bağımsız olmayan ulusların en büyüğü Kürtler. Kürtler kadar kalabalık olup da kendi bağımsız devleti olmayan başka bir devlet yok. Arada cüretli şeyler de oldu. Mesela Turgut Özal Kuzey Irak'ı da ilhak edip, federatif yapıya geçip, bizim Kürtlerle Kuzey Iraklı Kürtleri birleştirip, Türkiye Cumhuriyeti Federasyonu'na geçmek istedi ama bu tutmadı.

K. IRAK'LA BİRLEŞEBİLİR
- Özal döneminde Irak'ta bir federe Kürt yapısı yoktu. Bu noktadan Türkiye'nin Kuzey Irak'a genişlemesi tezlerine nasıl bakıyorsunuz?
Irak'ta da tabii temel bir ekonomik mesele var. Bağdat'taki merkezi hükümet, petrolü kendi başına kullanıp, tüm nemasını Irak'ın Kuzeyi'nin almasını istemiyor. Bu zor bir denge. Irak Cumhuriyeti'nin başına bir Kürt (Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani) getirilerek ülkede garip bir denge kurulmaya çalışıldı. Biz kendi Kürtlerimizin durumunu iyileştirirsek, belki Türkiye Kürtleri ile Irak Kürtleri birleşebilirler. Ankara birleşsinler ve kendi denetiminde olsun istiyor. Özal'ın da arzusu buydu. Özal Kürtleri sevdiği için değil; Türkiye petrolden daha fazla istifade edeceği için bunu istiyordu. Özal hayranı değilim ama en azından dünyada petrol çıkaran ülkelerin parlak durumda olmadığını biliyordu.

- Batı elini çekmediği için mi petrol zengini ülkelere/bölgelere rahat yok?
Bu emperyalizm müdahalesini biraz fazla abartıyoruz gibi geliyor bana. Unutmayın ki Kürtler hala daha bir aşiret toplumu. Dolayısıyla bir ağızdan konuşuyor falan değiller. Eğer kendi hallerine bırakılsalardı Barzani ve Talabani aşiretleri savaş halindeydi. Şu anda Irak'ta zoraki bir uzlaşma yaşıyorlar.

İslam kardeşliği çözümü tutmaz
- Bülent Arınç katıldığı bir televizyonda bir BDP'li milletvekilini kastederek bir dağa çıkma empatisi kurdu ve Öcalan'ın eski Merkez Bankası Başkanı Osman Durmuş'la beraber namaz kılma anekdotunu anlattı. Öcalan'ın İslami tarafının ön plana çıkartarak verilen bu mesajın alt okumasını siz nasıl yapıyorsunuz?
AKP Kürt meselesinin İslam kardeşliği üzerinden çözme hayalinde, bunları da ona bağlamak lazım. Apo bir dönem MİT'le de ilişki de kurmuş olabilir, böyle şeyler de söyleniyor ama bunun bir önemi yok. Önemli olan bugün kendisine Kürt diyen insanların gönlünde kurtarıcı, şef olarak kabul edilmesi. Dolayısıyla pragmatik bir şekilde davranmak, sonuç alınacaksa bununla bir uzlaşmaya girmek lazım. Ama din kardeşliği üzerinden çözüm hayali gerçekçi değil.

- Neden değil?
Ben dinsiz bir insan olarak İslamiyet'in çağımızda varlığını sürdürdüğünü görüyorum ama çok da belirleyici olduğunu sanmıyorum. Müslüman olduğu için kapitalist işlerden geri duran, kar etmeyen faiz almayan insanlar belki var ama bunlar çok küçük bir azınlık. Büyük kesim Müslüman zenginler ve kapitalizmin laik koşullarından sonuna kadar yararlanarak yaşıyorlar. Kalkıp da din kardeşliği üzerinden bir barış getirilemez. Mesela devlet Kürt milliyetçiliğine karşı İslam radikalizmini, Hizbullah'ı kullanmak istedi bir dönem. Bunun sonuç vermediği ortada. Tam tersine PKK terörünün yanında Hizbullah terörü de bela olarak ortaya çıktı ve görüldü ki biriyle ötekini bastırmak mümkün değil.

Fetih yaparak bağlamadık
- Bu yakınlaşma Türkiye'yi büyütür mü peki sizce?
Ben bir Yeni Osmanlılık düzeninden yanayım ama bu Türklerin egemenliğinde bir Osmanlılık değil. Kastettiğim, Osmanlı içindeki çeşitli grupların fırsat eşitliği temelinde bir arada yaşaması. Bunu sadece Kürt meselesi için demiyorum. Mesela Balkanlar da felaket durumda. Yani Osmanlı'nın bir zamanlar yönettiği bütün ülkelerin, çağdaş, federatif ilkelere göre bir araya gelmesi bir ütopya olarak hoş bir şey. O zaman bunların aralarındaki çatışmalar sona erebilir. Bütün bu grupların eşit hak ve ayrıcalıklarla bir arada yaşaması kolay olmayabilir ama belki de uzun vadede amaçlanması gereken ideal budur.

DÖNÜM NOKTASI
- Yeni Osmanlılık düzenin hayalini mi kuruyorsunuz?
Evet. Fakat Türkiye'deki Kürtler bir süre sonra Kuzey Irak'taki Kürtlerle birleşip de ayrılmak isterse, bunu kabul etmekten başka çaremiz yok.

- Bu söyleşiyi okuyanlar 'Neden Kürtler ayrılmak isterse yapabilecek bir şey yok? Vatanımızı sonuna kadar savunuruz' diye düşünecektir...
Ne hakla? Yani 'Fetih hakkına dayanarak Kürtler üzerinde egemenliği sürdürüyoruz' mu diyeceğiz? Bu da tarihi olarak doğru değil. Kürtler Osmanlı tarafından hiçbir zaman fethedilmedi. Bu din kardeşliği nedeniyle özellikle İran'a karşı aşiret beyleriyle bir anlaşmaya varıldı. Eğer Osmanlı İran'a karşı savaşa girseydi, Kürtler destek olacaktı, o kadar. Bu aralar eski öğrencim Cengiz Çandar'ın Mezopotamya Ekspresi'ni okudum. Cengiz Maocu olarak başlamış, Özal'ın arkasında namaz kılmaya kadar gitmiş, bugün de muhalif bir gazeteci ama 'Niye tezkereyi geçirip, Irak'a ABD'yle beraber girmedik?' diyor. Bir yandan da Kürt dostu... Türkiye hem Irak'a girip, hem Kürt yanlısı bir tavır takınabilirdi, bilmiyorum. Kürtler bunu kesinlikle istemiyordu ve tezkere çok önemli bir dönüm noktası oldu.

Kürt federasyonu bağımsızlığa gitmez
- Son günlerde Erbil ile Bağdat arasında ipler iyice gerildi. Yakın gelecekte Irak'taki federe Kürt yapısının bağımsızlığa gideceğini öngörüyor musunuz?
Irak'takİ yapının değişeceğini sanmıyorum. Büyük bir çatışma olmadıkça Kürtlerin çoğunlukta olduğu federatif devlet devam eder. Zaten bağımsızlık ne demek, ona da ciddi bakmak lazım. Türkiye ne kadar bağımsız mesela? ABD de bağımsız değil. İç ve dış çeşitli faktörlerle sınırlı. Teorik olarak hiç kimse her istediğini yapamıyor. Bana kalırsa temel mesele ekonomiktir, uzun vadede asıl belirleyici olan bu olacaktır. Yani Kürtlerin karnı doyarsa, anadili Kürtçe olmayan insanlarla pekala bir arada yaşayabilirler.

Haber Ara