Dolar

34,8656

Euro

36,6417

Altın

3.050,24

Bist

10.058,47

Arap Baharı kadınları mı vurdu?

Tunus'ta üniversite mezunu bir işsiz gencin seyyar tezgahına el konulmasıyla başlayan Arap Baharı ikinci yılını doldurdu. O ateş büyük bir coğrafyayı yaktı ama istikrar hala uzak görünüyor. Değişimin sonunda kaybeden kesim ise yine kadınlar...

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-18 08:06:08

Arap Baharı kadınları mı vurdu?
Tunuslu polisler, tam iki yıl önce meyve satan üniversite mezunu işsiz Muhammed Buazizi'nin tezgahına el koyduklarında yaşanacakları bilseler, belki de o gence hiç dokunmayacaklardı. Çünkü 18 Aralık 2010'da seyyar tezgahına el konulması üzerine Buazizi'nin kendisini ateşe vermesiyle başlayan olaylar, domino gibi Kuzey Farika'yı ve Arap yarımadasına yayıldı. Daha fazla demokrasi isteyen milyonlar sokaklara döküldü, on binlerce insan öldü, yönetimler değişti. Ancak toplumsal yapının acı bir gerçeği, gerçekleşen devrime rağmen değişmedi. Söz konusu coğrafyada kadın hakları bir adım ilerlemedi, bazı noktalarda kan kaybetti. Arap Baharı'nın en etkili olduğu Tunus, Mısır ve Libya'ya bir yıllık maliyetleri ise toplam 75 milyar doları geçiyor.
TUNUS'un ardından Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Suriye, Yemen, Suudi Arabistan ve Kuveyt'in yanı sıra etkileri İran, Arnavutluk ve Ermenistan'a kadar uzanan Arap Baharı iki yılını doldurdu. 40 bini Suriye'de olmak üzere yaklaşık 50 bin insanın yaşamına mal olan bu süreçte bazı iktidarlar el değiştirdi. Ülkesinin başında 23 yıl oturan Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali ülkesinden kaçtı, Mısır'ın 30 yıllık Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek hapse atıldı. Libya'nın efsane lideri Muammer Kaddafi ise onlar kadar şanslı değildi. 1969'da darbeyle geldiği ülkesinin başında 42 yıl oturan Kaddafi, 20 Ekim 2011'de doğduğu kent olan Sirte'de linç edildi. Hatta bir soğuk hava deposunda tutulan ve isteyenlerin fotoğraf çektirdiği cenazesi, yine aynı bölgede bilinmeyen bir yere gömüldü.
LİBYA Kararlarda Kadının Rolü Kurulu Başkanı Vefa Bukikis ise, devrim sonrasına dikkat çekiyor. Bukikis'e göre, Ulusal Geçiş Konseyi'nin kota sistemini iptal etmesi önemli, ancak kadınların parlamentodaki 200 sandalyenin 33'ünü kazanması büyük bir başarı.
ŞAM'A TAKILDILAR
DEĞİŞİMİN bir türlü gerçekleşmediği ülkeyse Suriye oldu. Babasının ölümünden sonra anayasa değişikliyle henüz 34 yaşındayken koltuğa oturan Devlet Başkanı Beşşar Esad ile Özgür Suriye Ordusu arasındaki çatışmalar, tarihin en kanlı sayfalarından biri oldu. Yaklaşık 40 bin insanın öldüğü bu çatışmalar sırasında ülke adeta bir daha ayağa kalkamayacak şekilde yıkıldı. Yarım milyondan fazla Suriyeli de, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
KADINLAR ÖNDE (Mİ)
BİN Ali'nin 14 Ocak 2011'de kaçtığı Tunus'ta yönetim değişmesine rağmen, işsizliğin yorduğu Tunuslular şimdi 'Devrim bize sadece ifade özgürlüğü kazandırdı, hepsi o' diyor. Tunus Ulusal Kurucu Meclisi Yasama Komitesi Başkanı Gülsüm Bedreddin ise, toplumun birer eşit üyesi oldukları inancından hareketle kadınların Tunus ayaklanmalarında önemli rol oynadığına dikkati çekiyor ve ekliyor:
'TUNUSLU kadınlar devrim sürecinde bütün gösterilere katılmaya özen gösterdiler. Kendilerini kurşunlara siper eden kadınlardan bazıları şehit oldu. Kadın milletvekili sayısı artmasına rağmen sadece 2 kadın bakanımız var. Bu sayının artmasını ümit ediyorum.'
İKTİDARDAKİ en Nahda Hareketi, ekonomik olarak yetersizlikle suçlansa da, 'halkın her şeyi çok hızlı istediğinden' yakınıyor. Ilımlı İslamcı bir çizgideki partinin, günlük hayata daha fazla İslami motifin yerleştirilmesi yönündeki çabaları ise, laikler ve özellikle kadınlar tarafından dikkatle izleniyor.
YEMEN'de Ali Abdullah Salih'in 33 yıllık yönetimi de bir anda ortadan kayboldu. Salih, yaklaşık 2000 kişinin ölümü sonrası tüm yetkilerini yardımcısına devretme şartıyla ülkeyi terk edebildi.
CEZAYİR'de 28 Aralık 2010'da başlayan ve sekiz kişinin ölümüyle sonuçlanan protesto gösterileri ise, 19 yıllık olağan-üstü halin kaldırılması dışında bir değişiklik getirmedi. 1990'da FIS'ın kazandığı seçimlerin iptaliyle başlayan ve 100 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar nedeniyle ülkede yaşanan 'kanlı günlere dönüş' korkusu sandıklara kadar yansıdı.
DEVRİM TEĞET GEÇTİ
DEVLET Başkanı Abdulaziz Buteflika'nın ülkeyi 50 yıldır yöneten Ulusal Bağımsızlık Cephesi, seçimlerden yine ilk sırada çıktı. Yükselişe geçen aşırı İslamcı partiler ise hedefledikleri başarıyı sağlayamadı. Yaşanan protestoların nedenleri arasında işsizlik, enflasyon, yolsuzluklar, ifade özgürlüğü ve kötü yaşam koşulları ilk sırada olmasına rağmen, Arap Baharı Cezayir'i 'teğet geçti.'
LÜBNAN, Suudi Arabistan, Moritanya, Ürdün, Sudan ve Umman'da baştaki isimler, ülkedeki küçük çaplı protestoları çeşitli adımlar atarak durdurmaya çalıştı. Kuveyt'te ise yönetimin demokratik talepleri kabul ettikten sonra seçim yasalarında yaptığı değişiklik, protestocuların yeniden sokaklara dökülmesine yol açtı.

Aşkın mevsimi artık kanla anılıyor
TAM 2 yıl önce Tunus'ta başlayan demokrasi dalgasının altında 14 ülke kalmış gibi görünse de, aslında etkileri tüm dünyayı sardı. Arap Baharı Kuzey Afrika'yı etkisi altına aldı, ardından Arap Yarımadası'nı ve Ortadoğu'yu etkiledi. Hükümetlerin devrildiği, onlarca yıllık diktatörlüklerin yerle bir olduğu bu ülkelerde yaşanan çatışmalar sonucu binlerce insan yaşamını yitirdi. Daha fazla özgürlük ve demokrasi isteğiyle sokakları dolduran insanların dilekleri aslında bir noktaya kadar gerçekleşmiş sayılabilir. Ancak hesaba katılmayan durum, boşlukları kimin doldurduğudur. Tunus'ta İslamcı En Nahda hareketi, Mısır'da Müslüman Kardeşler'in arkasında durduğu Adalet ve Özgürlük Partisi iktidara geldi. Libya'da Ulusal Geçiş Konseyi'nin başına geçen isimlerin hiçbiri uzun ömürlü olamadı. Yemen'de devlet başkanının yetkilerini devrettiği yardımcısı, ülkenin neredeyse tamamının desteğiyle koltuğa geldi. S. Arabistan ve Kuveyt'te yapılan küçük düzenlemeler ise halkın öfkesini dindirmeye yetmedi. Üstelik tüm gelişmeler, komşularda ve bölgenin diğer ülkelerinde de hasar yarattı. Yani baharın bu topraklara gelmesi için daha çok adım atılması ve daha çok zaman geçmesi gerektiği ortada. Huzur, istikrar, demokrasi ve insan haklarına saygılı rejimler, ödenecek bedelin karşılığını mutlaka hak edecektir.

Her ülkede farklı bir bahar
Tunus'tan yayılan halk hareketleri, Kuzey Afrika ve Arabistan Yarımadası'ndaki ülkelerde farklı sonuçları beraberinde getirdi. En büyük değişim Mısır ve Tunus'ta yaşandı. Libya ise, Kaddafi'nin ölümünden sonra dahi sivillerin birbirleriyle aralarındaki çatışmalara sahne oldu. Suudi Arabistan Arap Baharı'nı çok daha küçük etkilerle atlatmayı başardı. Türkiye'nin komşularından Suriye hala zor günler geçirirken, Irak ve İran daha kansız süreçler geçirdi.
SON VİDEO HABER

İstanbul'dan Halep'e giden Suriyeliler konuştu

Haber Ara