Dolar

34,8813

Euro

36,7455

Altın

3.042,60

Bist

10.147,80

Arakan değil parakan!

Müslüman katliamının perde arkası netleşti. Arakanlı Müslümanların topraklarında: 1.2 trilyon metreküplük gaz ve 2.1 milyar varillik petrol rezervi tespit edilmiş. Yılda 12 milyar metreküp gaz ve 22 milyon ton petrolün pompalanacağı 2.402 kilometrelik iki ayrı boru hattı inşa ediliyor. Müslümanları yok etme ittifakının adı da PARAKAN...

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-17 08:50:33

Arakan değil parakan!

TIMETURK / Haner Merkezi

Rant oldukça yüksek. Milyar dolarlık yatırımlar başlamış bile. Çinliler petrol-gaz, Budistler ise toprak peşinde. Obama'nın ziyareti de babasının hayrına değil! Bu yüzden süper güçler katliama karşı "üç maymunu" oynuyor!

Son yıllarda kan ve acıyla anılır hale gelen topraklara ikinci gelişim. İlkin Ramazan ayında tekneyle bir gece yarısı Maungdaw'a gelmiş ve katliamdan kaçan Müslümanların Naf Nehri üzerindeki zorlu yolculuğuna tanıklık etmiştim. Dünyayı ayağa kaldıran o görüntülerin ardından bu defa Arakan'ın Başkenti Akyab'dayım (Sittwe).

Tarihin 1950'lerde dondurulduğu şehrin sokaklarında camları perdelerle kapatılmış aracın içinden etrafı süzüyorum. Entarili amcalar, çamur suratlı ablalar yıkık dökük apartmanların önünden hızlı adımlarla ilerliyor. Görüntü almak bir yana görüntü vermemem için hem şoför hem de rehber “Perdeleri açıp başımıza iş açma!” diye ikaz üstüne ikaz ediyor. Haziran ayında başlayan Ekim'de oldukça alevlenen olaylar nedeniyle Arakan'da bırakın bir yabancıyı Budist olmayanın dolaşmasına imkan yok. Sokak başları polisler ve eli sopalı gençlerin ablukasında. Ortalıkta öyle bir gerginlik var ki elini çırpsan kan gövdeyi götürecek.

Rikshalar (üç tekerlekli bisiklet) şehrin sokaklarında arabaları sağlı sollu kuşatmış vaziyette. Yanlarından geçen her araba görüş alanına girdiği andan itibaren inceden inceye taranıyor. Yalnız değilim. Kalacağımız otele varıdığımızda, araç kaldırıma sıfır şekilde yanaşıyor. Önce rehber, ardından şoför iniyor. Çevre güvenliğini aldıktan sonra adliyeden içeri sokulan ağır cezalık mahkûmlar gibi koşar adım otelden içeri alınıyoruz. Rehber, ikindi vakti olmasına rağmen, “Yarın sabah ben gelinceye kadar otelden ayrılmayın. Her an başınıza bir iş gelebilir” ikazıyla ortadan kayboluyor.



“RESMİYETTE BUDİSTİM”

Otel, BM'nin de istirahatgâhı... Yemek salonunda bir gençle tanışıyorum. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiymiş. Yaklaşık üç aydır Arakan'ın muhtelif yerlerini dolaşmış. Budistlerin ara sıra kendilerine de saldırdığını birçok yere halen giremediklerini aktarıyor: “Arakan'da tam olarak ne yaşandığını bilmiyoruz. Bazı alanlar askerî bölge ilan edilmiş. Deniz ortasında adalar var. Oralarda çok sayıda insanın abluka altında olduğunu söylüyorlar. Havadan bazı noktalara yardım attığımız oluyor. Ama temasımız kesinlikle mümkün değil. Arakan genelinde de yiyecek ve barınma temini bunun haricinde birşey yapamıyoruz. Zaten yapılması da istenmiyor. Karşılıklı görüşmeler sonrasında buradaki hükümet bu insanların birbuçuk yıl sonra eski yerlerine geri gönderileceğini söylüyor.”
Bunları BM çalışanından duymak ne tuhaf. Niye şimdi değil de birbuçuk yıl sonra, diye soruyorum.
“O zamana kadar buradaki boru hatları bitiyor. Zaten işin özü de doğalgaz ve petrol meselesi. Yoksa Budistlerin Müslümanları katletmesi değil. Biraz araştırırsan ülkenin kuzeyinde ve doğusunda Çin kökenli Shanlara yönelik saldırıları da göreceksin. Tamam geçmişte Müslümanlara yönelik saldırılar olmuş. Ama bugün dünden oldukça farklı. Boru hatları Çin için yapılıyor.”

Güler misin ağlar mısın?

Kafamda binbir soru işareti ile odaya çıkıyorum. Gecenin ilerleyen saatlerinde ilk gelişimde tanıdığım Arakanlıyı arıyorum. Güvenlik gerekçesiyle ismini yazamadığım arkadaş kısa sürede otele ulaşıyor. Geç saatlere kadar BM görevlisinden duyduklarım üzerine konuşuyoruz. Olayı teyid ediyor, farklı bilgiler de veriyor. Sabah belgeler getireceğini, sokağa çıkma yasağının başladığını söyleyip kalkıyor.

'Peki sen nasıl gideceksin?' diyorum. Yürek yakan şu cümleleri kuruyor: “Korkma bana birşey olmaz. Ben resmi makamlara göre Budistim. Zaten Müslüman olsam bugüne kadar yaşayamazdım. Benim gibi birçok Müslüman, Budist isimleriyle bu insanların arasında yaşıyor. Ailemiz dahi bizi Müslüman isimlerimizle çağırmıyor”.

Elinde bilgisayar ve bir takım notlar olan o Arakanlı sabah tekrar yanımda. “Bak dostum akşam merak ettiklerinin dahası Arakan niye bu hale geldiğinin cevabı burada” diyor. Myanmar'ın Rakhine Eyaleti sınırları içinde Müslümanların yaşadığı coğrafyadan çıkan doğalgaz ve petrol noktaları tek tek işaretlenmiş. Katliama vesile olan süreci anlatan notlar daha da korkunç; Zaten uluslararası kuruluşlar ve Burma Hükümetinin kendi kaynakalarındaki bilgiler de aynı gerçeği gözler önüne seriyor.


VARLIK İÇİNDE YOKLUK

Haziranda başlayan ekimde alevlenen olaylar sebebiyle Arakan'da Budist olmayanın dolaşmasına bile imkân yok. Sokaklar polis ve eli sopalı gençlerin ablukasında. Evlerini terk eden Müslümanlar perişan... Bu manzaranın perde gerisinde; gaz, petrol boru hatları ve dudak uçuklatan rakamlar var.




SEFALETE MAHKÛM

Haziran ayında başlayan Ekim'de oldukça alevlenen olaylar nedeniyle Arakan'da bırakın bir yabancıyı Budist olmayanın dolaşmasına imkan yok. Sokaklar polis ve eli sopalı gençlerin ablukasında. Yerlerinden yurtlarından olan Arakanlılar ise kurtulduklarına şükrediyor.



BİR DAMLA PETROL BİNLERCE DAMLA KANDAN KIYMETLİ

Çin Myanmar'a Myanmar Çin'e gaz veriyor!

Arakanlıların topraklarında 1.2 trilyon metreküplük doğalgaz ve 2.1 milyar varillik petrol rezervi tespit edilmiş. Bunun için yılda 2.402 kilometrelik doğalgaz ve petrol hattı inşa ediliyor.

Arakan eyaletinin başkenti Sittwe'nin (Akyab) 120 kilometre güneyinde bulunan liman şehri Kyaukpyu açıklarında, Güney Koreli petrol şirketi Daewoo 2004'te arama yaptığı iki deniz sahasında toplam 1.2 trilyon metreküplük doğalgaz buldu. Daewoo'dan sonra Çinli CNOOC ve CNPC, Malezyalı Petrogas, Hintli GAIL şirketleri de ruhsat alarak gaz yataklarını geliştirmeye başladı. Çin buradaki petrol ve doğalgaza talip oldu ve projeye ciddi anlamda yatırım yaptı. Myanmar'daki cunta lideri Than Shwe ile pazarlıklara başlayan Çin, Shwegaz ismi verilen projeyi hayata geçirdi. Proje tam kapasite hayata çalıştığında günlük 500 milyon metreküp doğalgaz üretilecek, Çin bu gazın tamamını satın alacak. Çin'in yine aynı yerde varlığı ispatlanmış 2.1 milyar varillik petrol rezervine de talip oldu. Şimdi ülke çapında 23 saha için ihale yapılıyor.

2010 yılından itibaren biri doğalgaz diğeri petrol olmak üzere Arakan'dan başlayıp Çin'in Yunnan eyaletine kadar uzanan iki ayrı boru hattının yapımına başlandı. Arakan'ın başkenti Akyab'da yapılan derin deniz limanı ve enerji terminalleri sayesinde Arakan petrolünün yanı sıra 30 yıl boyunca Afrika ve Orta Doğu'dan Çin'e giden tankerlerin boşaltılacağı liman haline gelecek. Malaka Boğazı'na alternatif olacak boru hatları, Çin'in Singapur ve Malezya'ya olan bağımlılığını da azaltacak. Myanmar ise bu projeden 29 milyar dolarlık bir gelir elde edecek. 5 bin 620 dönüm yer işgal edecek boru hatları ve çevresi Myanmar hükümeti tarafından askeri bölge ilan edilecek korunacak. Myanmar burada 13 bin 500 asker bulunduracak. Boru hatlarının bulunduğu köyler boşaltılıp kamulaştırılacak.

Doğalgaz boru hattı, yılda 12 milyar metreküp, petrol boru hattı yılda 22 milyon ton taşıma kapasitesine sahip olacak. Doğalgaz boru hattının uzunluğu 793 km'si Myanmar'da 1.727 km'si Çin'de olmak üzere 2.520 km. Hemen parelelinde yapılacak ham petrol boru hattının 771 km'si Myanmar 1.631 km'si Çin topraklarında toplamı 2.402 km uzunluğunda olacak. Çin'in yüzde 50.9, Myanmar'ın yüzde 49.1 ortak olacağı 2013 yılında devreye girecek projelere toplam 7.2 milyar dolar bütçe kullanılacak.



Obama boşuna oraya gitmemiş

Haritalar ve notlar Arakan'da yaşananların dünyaya lanse edildiği gibi sadece etnik-dini bir çatışma olmadığını ayan beyan gösteriyor. Yüzbinlerce insanın topraklarından sürülmesinin, öldürülmesinin, mülteci kamplarına sürülmesinin temelinde sadece şu anda dünyanın en büyük enerji tüketicisi Çin'in enerji güvenliği yatıyor. Peki Obama niye geldi diye soruyorum? Çin bu bölgedeki doğalgaz ve petrolü borularla kendi topraklarına aktarmaya çalışıyor. ABD ise doğalgaz ve petrolü borularla Bangladeş üzerinden kendi pazarlarına iletmeyi hedefliyor. ABD, yakın zamanda donanmasının önemli bir bölümünü bu bölgede konuşlandırmayı planlıyor. Böylece bölgede benzer hedefleri olan Çin ve Hindistan'ı kontrol altına almayı amaçlıyor. Anlayacağın Filler kavga ediyor olan çimlere oluyor. Bir damla petrol binlerce insanın kanından daha kıymetli olduğundan ölen öldüğü ile kalıyor. (TÜRKİYE)

Haber Ara