12 Eylül'ü sırtında taşıyor
12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştirenlerden dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam ediliyor. Ancak darbe döneminde yaşanan acıların izleri ise hala sürüyor. Bu acıları yaşayanlardan biri de Adnan Madak.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-16 10:35:27
50 yaşında olmasına karşın Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Madak, 12 Eylül döneminde yapılan bir saldırıda üç yerinden kurşunlandı. İki kurşun bacağına isabet etti; bir kurşun da sırtına girdi. Madak, 12 Eylül darbesinden bu yana tam 32 yıldır sırtındaki bu kurşunla yaşıyor.
Olay, MHP İstanbul Bahçelievler İlçe Başkanlığı'nda meydana geliyor. Bakırköy'de bulunan teşkilat binasının altındaki kafede oturan Madak ve arkadaşları, silahlı saldırıya uğruyor. Aynı anda binanın yaklaşık 100 metre ilerisinde bulunan karakola da saldırı yapılıyor. İki araçla sol görüşlü bir grup tarafından yapılan saldırıda, 19 kurşun isabet eden Haluk Kaçan hayatını kaybediyor. Adnan Madak'a da ikisi bacağına biri sırtına olmak üzere toplam üç kurşun isabet ediyor. Ancak sırtındaki kurşun, omurilik bölgesine çok yakın olduğu için 'felç ve hayati tehlikesi' olur diye alınmıyor. Madak, o günden bu yana sırtındaki bu kurşunla dolaşıyor.
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Madak, Mamak Cezaevi'nde yapılan işkenceler sebebiyle vücudunda kalıcı izler kaldığını ifade etti. İki buçuk metrekarelik bir alanda 5 sene kaldığını anlatan Madak, Avrupa İnsan Hakları heyetinin kaldığı yeri gördüğünü ve burada 'insan yaşayamaz raporu' verdiğini kaydetti. Madak, yaşı küçük olmasına rağmen yaşı 50-60 olan insanlarla birlikte kaldığını ifade etti.
"LEVON EKMEKÇİYAN AĞLAYARAK İDAMA GİTTİ"
Fikri Arıkan'ın yanından alınıp götürülüp asıldığını dile getiren Madak, "Ali Bülent Korhan keza öyle. Hatta hiç unutmam çok gücüme gitmişti. Bu Esenboğa Havaalanı'nı tarayan Levon Ekmekçiyan'ı yaralı almışlardı o zaman. 34-35 numaralı namı diyar idam hücresi, ben 35 numaradaydım o zaman. Levon Ekmekçiyan'ı 34 numaralı hücreye koymuşlardı. Asılacağı günü bekliyor. Cezaevi idaresi bunun bulaşık tabaklarını bana yıkatmaya çalıştı. Bitişik hücrede olduğum için rütbelinin biri geldi dedi ki bu Ekmekçiyan'ın tabaklarını yıkayacaksın. Dedim yıkamıyorum. Yıkardın yıkamazdın, artık her şeyi göze aldım, zaten yapacağını yapacaktı. 'Çok meraklıysan, çok seviyorsan, ödül verircesine götür karın yıkasın' dedim. Bir manga askerle komposto vaziyette yerlerde sürünür vaziyette götürdüler beni zindan dediğimiz bir yer var oraya attılar; sırf o bulaşığı yıkamadım diye. Şimdi bazen düşünüyorum, 'bu zihniyet nasıl bir zihniyettir.' Bu Levon Ekmekçiyan'n tabağını bana yıkatmanın manası ne? Neye hizmet ederek böyle bir şey içerisine giriyorlar. Bizi gördükleri zaman komplekse mi kapılıyorlardı nasıl bir duygu içerinde böyle bir hadiseyi nasıl bize yaptırmaya kalkıyorlardı biz onu da anlamış değiliz. Geri dönüp baktığın zaman insanın tabi ki kanına dokunuyor. Levon Ekmekçiyan çok güzel bir şey yapmış gibi. Hava alanında herkesi taramış orada nihayetinde de astılar. Giderken de ağlayarak idama gitti. Ben tek şahidi benim onların. Ağlama seslerini duydum giderken." diye konuştu.
Mamak'ın kelimelerle ifade edilecek bir yer olmadığını dile getiren Adnan Madak, Raci Tetik'in ise tam bir psikopat olduğunu vurguladı.
"ASIL TERÖR DARBEYLE BAŞLADI, SOL ÖRGÜTLER PKK'YA KATILDI"
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmalarında geç bile kalındığını vurgulayan Madak, yargılamanın geç de olsa güzel olduğunu belirtti. Bunun ibret olmasını dileyen Madak, şunları söyledi: "O darbecilerin düştükleri durumu görsünler. Öyle zannediyorum ki can bile veremeyecekler o kadar insanın ahı var bunlarda. Vatan kurtaran kahraman edasıyla çıktılar. Ama vatandaşımızın da şunu görmesi lazım o zamanın şartlarında Türkiye'yi kurtardı edebiyatıyla piyasaya çıktılar. Aslında o zamanın şartlarında ülkeyi falan kurtarmadı bunlar; terörü filan kaldırmadılar. Terör asıl o zaman başladı. O zamanki sol örgütlerin hepsi PKK örgütüne katıldı. Nerede onlar şimdi? Hepsi dağdalar. Zaten zamanında da bizler bunu söylüyorduk. Bu sol örgütlerin hepsi bölücü Kürt hareketinin alt yapısıydı. Nihayetinde o hadise bitirdim diye zafer kazanmış komutanların asıl meseleyi o zaman başlattılar. İşte günümüz olaylarını hep beraber görüyoruz. Bittiği falan yok hiçbir şeyin. Burada biten bir şey varsa karşılarında bizim gibi kendini feda eden insanlar kalmadı. Biz bir avuç etten duvar olduk. Kimisine göre o dönemde katil falan olabiliriz. Ama bizim inandığımız değerler doğrultusunda o dönemde yapılan bir fedakarlıktı bunlar başka bir şey değil."
"KİMSENİN O DÖNEM Kİ HADİSELERİ YAŞAMASINI İSTEMEM"
1994-1995 yıllarında askerliğini jandarma komando olarak Mardin Dargeçit'te yaptığını dile getiren Adnan Madak, "Şimdi oradaki manzaraya baktığım zaman, yakinen de gördüğüm için olayları, inanın biz kendi düşmanımızı kendimiz üretmişiz. Örneğini vereyim; beni af ile bırakmışsın, seni topluma kazandıracağım diye. Peşimden bunları niye sürüklüyorsun. Beni topluma kazandıracaksan senin ıslah politikanın olması lazım. Şimdi buradaki hadisede Güneydoğu'da vatandaş ile teröristi aynı kefeye koyduğun takdirde; o terörü bitiremezsin. Orada da o mücadeleyi verdik. Vatani görevimiz dedik yaptık. Ama bundan sonra tavsiyemiz kimsenin o dönemdeki hadiseleri yaşamasını istemememiz." şeklinde konuştu.
"OLGUNLAŞMASINI BEKLEYENDEN HESAP SORSUNLAR"
O dönem kullanıldıkları görüşüne katılmayan Madak, şöyle devam etti: "Keşke kullansalardı dediğimiz de oldu. Sürekli sana saldıran bir grup var. Parti teşkilatının altında otururdum. Küçük, çocuksun 16 yaşlarında. Karşı tarafımızda da bir karakol var. İki tane araba aynı anda bir tanesi karakolu taradı, diğeri bizi. Ben orada 3 kurşun yedim, bir tanesi hala sırtımda. Oyle bir olay ki oturuyorsun taradılar. Yanımdaki arkadaşım 19 tane kurşun yedi. Polis müdahale etmesin diye diğer araba da karakolu taradı. Burada kullanılma nerede? Biz kendimizi savunduk. Ülkücü olman senin ölmene sebepti. İster istemez kendini korumak savunmak zorunda kalıyorsun. Devlet korudu da biz koruma mı dedik. Devletin boşluğunda bu hadiseler olmuş; keşke müdahale etselerdi. Biz de bu işlerin içerisine girmeseydik. Biz kendimizi savunmaktan, evimize gidemiyorduk. Bunun kullanılma neresinde? Beni kullanan olmadı. Ne MHP'den nede Ülkücü camiadan nede Amerika'dan bizi kullanan olmadı. Onların uydurmasıdır bu. Kenan Evren'in ihtilali yaptıktan sonra bir gazetecinin sormuş olduğu bir sözü var. 'Efendim 5 bin kişi öleceğine 2 bin kişi öldüğünde ihtilali yapsaydınız.' Bu sözün üzerine verdiği cevap 'Olgunlaşmasını bekledik.' Neyin olgunlaşmasını beklediniz siz? Biraz daha birbirine kırdıralım solu sağı. O zamanın zihniyeti tarafından kullanılan, devletin içimize sokmuş olduğu birileri varsa; evet onu kullanmıştır. Biz kendimizi savunmayalım mı? Otomatikman kullanıldı diyerek kendilerine pay çıkartıyorlar. Hepsini yıkın Ülkücülerin üzerine. Bakıyorsun günümüzde mesela olan olaylara neden bir Ülkücü karışmıyor? Yani ülkücülerin vatan sevgisi mi azaldı? Bizim kendimizi savunmaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktu. Keşke darbesini erken yapsaydı da biz de böyle bir şey yaşamasaydık. Olgunlaşmasını bekleyenden hesap sorsunlar benden sormasınlar. Eğer olgunlaşmasını beklemeseydi ben böyle bir suçla yargılanmayacaktım." (cihan)
SON VİDEO HABER
Haber Ara