Timetürk Halep'te: 'Üşüyoruz, ekmek ve ilaç yok'
'Kışlık yardımlarımızı ulaştırdığımız herkesin feryadı aynı: Üşüyoruz, ekmek yok, yakacak yok, ilaç yok… Bizlerden bu mağduriyetlerin giderilmesi için yardım istiyorlar. Ekmek, ilaç, kışlık elbise, battaniye. Birçoğumuzun aslında hiç önemsemediği şeyler Suriye halkı için hayat- memat meselesi haline gelmiş.'
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-10 09:08:40
Halep’e Azez ilçesinden, Türkiye sınırına paralel devam ederek ancak içeri girebildik. Gece yolculuğumuz 4 kamyon, 1 tır ve içinde bizlerin ve silahlı özgür ordu mensuplarının bulunduğu 1 minibüsten oluşuyordu. Yol boyunca yer yer Beşar Esed ordusuyla aramızdaki mesafe 1 Km’nin altına düştü. Bu gibi alanlarda önümüzdeki araçla mesafeyi açarak, yer yer farlarımızı kapatıp aracın önüne el feneri tutarak yola devam ettik ,çünkü muhaliflerin konvoyu olduğu anlaşılması halinde bir istihbarat sonucu uçak veya helikopter ile bombalama riski çok yüksekti. Normalde 30-40 dakika sürecek bu yolu ancak 3,5 – 4 saatte alabildik
Yol üzerindeki köylerin muhalifler tarafında olanları terkedilmiş gözüküyor. Evlerde elektrik yok. Yaşam yok. Savaşın başlamasıyla önce Esad, sonra Pkk kontrolüne giren köylerde ise hayat normal şartlarda devam ediyor. Sokak lambaları dahi yanıyor. Güzergâhın kullanılmasına Pkk tepkisiz kalıyor çünkü daha önce özgür orduyla yaşadıkları çatışmada yaklaşık 80 askerleri öldürülmüş, 120 kadarı da rehin alınmış. Özgür ordu bu rehineleri kendilerine herhangi bir sıkıntı çıkarmamak, Esad tarafında savaşmamak şartıyla teslim etmiş.
Halep’e sanayii bölgesinden giriş mümkün. Burada Özgür Ordu mensupları yol kontrolü yapıyor. Şehrin büyük bir kısmında elektrik yok. İlk uğradığımız yer ulaştırdığımız kışlık malzemelerimizi teslim edeceğimiz Afaf Kurumu. Merkezlerine araçlarımızı kışlık battaniye, giyecekten oluşan yardımlarımızı teslim ettikten sonra bizlerin onlara emanet olduğumuzu ve bu yüzden bizi güvenli bir yere götüreceklerini söylüyorlar.
Halep gece ve gündüz aralıksız bombalanıyor. Bombalamak için özellikle bir alan seçilmiyor. Bir mahallede muhalifler varsa şayet o mahalleye rastgele ateş ediliyor. Silah ve bomba sesleri arasında ilerliyoruz. Vardığımız yer direnişçilerden birinin evi. Aileleriyle birlikte yaşıyorlar. Savaş onların misafirperverliklerinden hiçbir şey eksiltmemiş. Bizleri en iyi şekilde ağırlıyorlar. Onlardan Halep’teki hikâyeleri dinliyoruz. Masal gibi gelen bu olayların tamamı gerçek. Tepemizde dönen helikopter sesleri arasında dinliyoruz:
Şebbiha bir genci gösteriler sonrası tutukluyor. Kendisine türlü işkenceler yapıp kol ve bacaklarını kırdıktan sonra şehit ediyor ve yolun ortasına bırakıyor. Yerdeki şehitlerini almak isteyen muhaliflerden 5 tanesi yol üzerindeki binalardan keskin nişancılar tarafından açılan ateş nedeniyle şehit oluyor. En sonunda bir kadın tüm ölüm korkusunu bir yana bırakarak yerde yatan şehidini alıp oradan uzaklaştırıyor.
En acı olaylardan biri de Halep’te Darul Şifa hastanesinde yaşanıyor. (bu linkte videosu mevcut http://www.youtube.com/watch?v=hKsWGuLzsWk )
Normal çalışmasına devam eden hastane muhaliflere de hizmet vermeye başlıyor. Bunun üzerine Esad güçleri tarafından 8 katlı olan bu hastane yerle bir ediliyor, enkaz altında mücahitler, yaralılar, hasta çocuklar… Enkazdan sağ çıkan bir kişi Saffat suresi 145. Ayeti okuyor (Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık. ) Hastane enkazında doktorlar, hemşireler de can veriyor. Şu anda hala enkaz olduğu yerde duruyor. Altında hala şehitler var. Bu hastaneyi vurabilmek için civardaki cami ve birçok bina da Esed güçleri tarafından vurulmuş halde.
Bu şekilde yüzlerce hikâye dinleyebilirsiniz. Kiminle konuşsak hepsi ya kardeşini, ya büyüğünü, ya arkadaşını kaybetmiş. Ama umutsuzluk yok. Herkes kazanacağız diyor. Şu anda Halep’in %60 – 70 arası muhaliflerin kontrolünde yalnız bunlar meskûn mahalle. Önemli olanın havaalanı gibi yerlerin ele geçmesi olduğunu da söylüyorlar. Bunun yanı sıra Halep’in Azez ilçesinde de havaalanı kuşatması devam ediyor. Bu havaalanı düştüğü takdirde Halep’in kurtulacağına inanılıyor.
Sabah olduğunda ilk işimiz gece teslim ettiğimiz yardımların taksim ve dağıtımına iştirak etmek. Partner kurumla, bomba ve silah sesleri eşliğinde Halep halkı, hastaneler, ekmek fırınlarını ziyaret ediyoruz.Bölgede Esad halka elektrik, ekmek, yakacak gibi temel ihtiyaçların ulaşmaması için her şeyi yapmış. Elektrik yok, su yok, mazot yok, ekmek yok, telefon yok, hastane yok, olanların da bir çoğu ya vurulmuş ve yağmalanmış, ya vurulma tehlikesi altında.
Ekmek fırınları ve ev ısıtmaları mazotla sağlanıyor ve bölgeye mazot girişini durdurmuş. Savaş öncesi tebessüm ettirecek kadar ucuz olan mazotun fiyatı şu anda Türkiye ile neredeyse aynı, yaklaşık 4 TL. Mazot olmadığı için ekmek üretilemiyor. Mazot bulunsa bu sefer de un sıkıntısı var. Ekmeğin fiyatı ise 3 TL’ye tekabül ediyor. Esad tarafından bilerek ve isteyerek bölgedeki birçok ekmek fırını vurulmuş. Ekmek kuyrukları saatlerce sürüyor.
Suriye karasal iklim sebebiyle geceleri özellikle çok soğuk oluyor. Halk ısınmak için enkazlardan tahta parçaları topluyor, onu bulamayanlar da yol kenarlarından ağaç kesiyor.
Yollar parçalanmış tanklar, yakılmış Esad ordusunun otobüs ve kamyonlarıyla dolu. Şehir içerisinde asayişi fazla ihtiyaç duyulmuyor çünkü savaşlar mahalle aralarında devam ediyor. Bunun yanı sıra en büyük tehlike uçak ve helikopterler. Uçaksavar tarafından vurulmamak için yüksek irtifayla uçan bu araçlar bomba atamadıkları için içleri patlayıcı maddeyle dolu variller atıyor. Nereye düştüğünü hiç önemsemeden…
Halep’te sosyal hizmetler durmuş halde. Şehirde çöp ve enkaz dağları oluşmuş. Salgın hastalık her an başlayabilir. Herhangi bir salgın halinde bölgede antibiyotik, serum vb ilaçlar yok. Hastanelerin de bir çoğu vurulmuş. İlk müdahale için yeterli malzemeleri yok. Yapabildiklerini yapıyor, yapamadıklarını Türkiye’ye ulaştırmaya çalışıyorlar. Hastanelerde can veren yaralıların sayısı binlerce…
Çocukların birçoğunda duyma ve psikolojik problemler başlamış. Öyle ki çatışmaların sakinleştiği bir gece balkona çıkan bir muhalif havaya bir şarjör ateş etmiş. Hemen cama- balkona çıkan komşuları nedenini sorduğunda aldıkları cevap: Çocuğu uyutamadık, onun için… Çocuklar için savaş alışılmış. Gürültü olmadığı zamanları yadırgıyorlar. Üzerinde birçoğunun montu yok, kışlık ayakkabıları yok.
Kışlık yardımlarımızı ulaştırdığımız herkesin feryadı aynı: Üşüyoruz, ekmek yok, yakacak yok, ilaç yok… Bizlerden bu mağduriyetlerin giderilmesi için yardım istiyorlar. Ekmek, ilaç, kışlık elbise, battaniye. Birçoğumuzun aslında hiç önemsemediği şeyler Suriye halkı için hayat- memat meselesi haline gelmiş.
İnsani Yardım Vakfı İHH olarak Halep’e kışlık mont, battaniye, çocuk elbise, ayakkabı malzemesi ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu çalışmalarımız ilerleyen günlerde artarak devam edecek.
SON VİDEO HABER
Haber Ara